GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Toplumsal Muhalefet Atatürk Orman Çiftliği Mücadelesi Seçimler Uğruna Araçsallaştırılmamalıdır

TOPLUMSAL MUHALEFET,  ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ MÜCADELESİ
SEÇİMLER UĞRUNA ARAÇSALLAŞTIRILMAMALIDIR

Türkiye zorlu bir süreçten geçiyor. Otoriter bir rejimin inşası yolunda her aracı fütursuzca kullanan iktidar, hukuk dışına çıkmaktan çekinmeyen bir özgüvenle hedefine ulaşmak için uğraşıyor. Bu koşullarda en güçlü direnç ise, siyasetin birincil yapıları olan siyasi partilerden değil, kentsel politika aktörü olan yapılardan geliyor. Kent mekanın talanını sermaye birikiminin başlıca aracı haline getirmiş olan AKP iktidarına “YETER” diyerek, hem iktidarı hem tüm Türkiye’yi sarsan Gezi Direnişi’nin, kent mekanına yönelen neoliberal saldırıya tepkiyle tetiklenmesi tesadüf değildi kuşkusuz. Kentsel politika, neoliberalizmin vahşi kentleşme koşullarında farklı aktörleri, farklı örgütlenme biçimlerini yan yana getiriyor, birbirine eklemliyor. Farklı kentlerde oluşan “Dayanışma”lar, “Platform”lar ve daha niceleri, omuz omuza mücadele ediyorlar. Mücadeleleri, yeri geldiğinde bir yerelliğin tekil hak arayışını, yeri geldiğinde de otoriter rejim inşasına topyekun direnişin bir unsurunu temsil ediyor. Bu teklik ve çokluk, bu “bir olmadan biz olma” hali, bir bütünün içine erimeden bir aradalık, bu “hem ağaç, hem orman” olmak hali yani; çok kıymetli. Zira bu hal, sadece AKP’nin saldırgan rejim değişikliği sevdasına direnişin yegane umudu değil, aynı zamanda daha iyi bir geleceğin vaadi. İşte bu yüzden çok kıymetli.

Türkiye zorlu bir süreçten geçerken, yine bir seçim süreci yaklaşıyor. Ve yine siyasetin birincil yapıları, siyasi partiler, toplumsal muhalefetten beslenmeye çalışıyorlar. Bunda da yadırganacak bir şey yok. Hatta sağlıklı siyasal yapıların toplumsal hareketlerle köklü bağlar kurması gerekir. Ancak burada hassas bir çizgi mevcut. Bugünün Türkiyesi’nde sivil muhalefet siyasi partilerden daha etkinse –ki öyledir– bu muhalefeti zayıflatacak girişimlerden uzak durulması sadece etik değil tarihsel bir zorunluluktur aynı zamanda. Ve bu sorumluluk hepimizin omuzlarındadır. Seçimlerde aday adayı olan aktivistlerin toplumsal muhalefeti basamak yapmaması, siyasi partilerin böylesi tevessüllere prim vermemesi ve kuşkusuz mücadeleyi sürdüren yapıların da bu girişimlere karşı mücadeleyi savunmaları gereklidir. İşte biz de, bize düşen sorumluluğun gereği olarak vurgulamak istiyoruz: özellikle Ankara’da uzun yıllardır süren ve “Kaçak Saray” inşası ile bir rejim tartışmasının göbeğine yerleşen , fikri takip , olağanüstü bir titizlik ve emekle büyüttüğümüz Atatürk Orman Çiftliği Mücadelesinin, şimdi seçimlerde çeşitli siyasi partilerden aday adayı olanlar tarafından, aday adaylıklarında bir sıçrama tahtası olarak kullanma eğilimleri ve emek intihali, ne siyaset etiğine ne de tarihsel gerçekliğe uyan söylemlerle sahiplenilmesi kabul edilebilir değildir.

Atatürk Orman Çiftliği Mücadelesi'nin bugün toplumun değişik kesimleri ve çevreleri tarafından sahiplenilmesi ve milyonların gündemine girmesi, siyasetler üstü yürütülen  bir mücadelenin ürünüdür. Seçimlerin yaklaşıldığı bu süreçte,kişisel tercihlerini aday adayı olarak kullanmak isteyenlerin, mücadele sürekliliğinin devam ettiği ve aktörlerinin belli olduğu bu mücadeleyi aday adaylığı sürecinde bir sıçrama tahtası gibi kullanma eğilimleri TMMOB'nin geleneklerine aykırıdır.  Bir mücadeleye katkı koymak, onun parçası olmak ve onurunu paylaşmak başka bir şeydir, mücadelenin sahibi veya lideri gibi bir tutum içine girerek seçimler sürecinde Atatürk Orman Çiftliği  ve kentsel toplumsal muhalefeti payanda haline getirmek isteyenler ise daha şimdiden mücadeleye zarar vermektedirler.Seçimlere gidilirken, tüm milletvekili aday adaylarına ve siyasi partilere hatırlatmak isteriz kiseçimler toplumsal mücadelenin sürekliliğinden daha öncelikli değildir.Sivil örgütlenmelerin siyasi partilere angaje olmaları halinde etkinliklerini kaybettikleri bilinen bir gerçektir. Bu yüzden seçim kampanyalarının, toplumsal muhalefetin çeşitli alanlarda süren faaliyetlerini zedelemeyecek biçimde sürdürülmesi gereklidir.Bu konuda seçim sürecine dahil olan tüm aktörleri titizlikle davranmaya çağırıyoruz.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi


Toplam Görüntülenme : 58979
Kategori Haberleri

Başkent Dayanışması: "13 Ekimde Ulus Atatürk anıtında olacağız"
Ankara'nın valisi yer değiştirerek geleneği bozamaz, 13 Ekim töreni her zaman olduğu gibi  Atatürk Anıtı'nda olacak"
12 Ekim 2016
Atatürk anıtının çelenkleri kırıldı
Zafer Meydanı'nda bulunan Mareşal Atatürk Anıtının çelenklerinin kırıldığını bildiren Mimarlar Odası Ankara Şubesi, anıtın eski haline getirilmesi için yetkilileri göreve davet etti.
25 Temmuz 2016
Cumhurbaşkanı’na hakaretten Tezcan Karakuş Candan’a dava açıldı
Savcılık: “İftira yok hakaret var” , Candan: “iftira da hakaret de yok”
16 Aralık 2015
“Cumhuriyet rejiminde saray olmaz”
Cumhuriyet Bayramı’nın Kaçak Saray resepsiyonu eleştiri konusu oldu. Mimarlar Odası Ankara Şube yöneticileri yaklaşan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için “ Cumhuriyet rejiminde saray olmaz” dedi.
28 Ekim 2015

<<< <
3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!