GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Hayır demek için binlerce sebebimiz var

Hayır demek için binlerce sebebimiz var

 Referandumda Hayır demek için binlerce sebep olduğunu belirten Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 16 Nisan’da tüm vatandaşları Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmaya davet etti. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “Barış içinde kardeşçe yaşamak, eğitimi, kültürü ve bilimi canlandırmak, Cumhuriyet’in bir parantez olmadığını haykırmak, ülkenin geleceğinin bir kişinin iki dudağı arasında olmasını engellemek, Türkiye’nin bütün değerlerinin satışına ve üniversitelerin tasfiyelerine, tek adam rejimine ve halkın iradesinin yok sayılmasına karşı durmak için Hayır demek zorundayız” dedi

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, düzenlediği basın toplantısında, Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı sistemi için 16 Nisan’da gerçekleşecek referandumda neden Hayır diyeceğini açıkladı.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Vereceğimiz oylarla bu ülkenin ve dünyanın geleceğine dair ipuçlarını barındıran bir sürecin tarihsel tanıklığını yapacağız. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, TMMOB’un aldığı genel kurul kararı çerçevesinde, bu ülkede yaşayan insanlar olarak özgür düşünen ve Cumhuriyetin bize sağladığı olanakları ve değerleri sonuna kadar koruma noktasında kullanan bir anayasal kuruluş olarak referandumda ‘Hayır’ demek için yüzlerce hatta binlerce sebebimiz var” diye konuştu.

Ankara’dan Hayır sesi güçlü çıkmalı

Candan, sözlerine söyle devam etti:

“Öncelikle jeopolitik konumu nedeniyle Türkiye’de uluslararası sermayenin hedeflerini biliyoruz. Sermayenin ağırlık merkezinin doğuya doğru kaydığını, neoliberal politikalarla bütün bu süreci kontrol etmek istediklerini, bu nedenle de Türkiye’de antidemokratik bir şekilde 15 yıldır süren otoriter rejime göz yumduklarını biliyoruz.  Biz bu ülkenin insanları olarak sadece kendi geleceğimizi değil, dünyayı da etkileyecek. Bunun adım taşını oluşturacak bir süreci ortasındayız. Cumhuriyet’in Başkent’inde kentsel mücadele veriyoruz. Cumhuriyet Ankara’da kurularak, Anadolu’ya yayıldı. Ulus devlet yaklaşımı burada ilan edildi. Emperyalizme karşı mücadelenin son noktası burada konuldu. Parlamenter sistemin temelleri burada atıldı devrimler özgürlükler bu topraklarda karar bağlandı. ”

 Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dan güçlü bir Hayır sesi çıkması gerektiğini vurgulayan Candan, “Cumhuriyet’ín bütün değerleri Ankara’da mekânsallaştı. Bütün özgürlük rüzgarları, Ankara da karar alınarak ülkenin dört bir yanına yayıldı. Bütün süreçler dış ilişkiler, yurtta sulh, cihanda sulh yaklaşımı bu ülke topraklarında hayat buldu. O günlerden bugünlere taşınan bütün simgesel değerleri korumak bizim sorumluğumuzda. Bu nedenle Hayır diyeceğiz. 1923 yılında kurulan Cumhuriyetle yapılan devrimlerle o dönemde Avrupa’da bile olmayan bir gelişme yaşadık. Fransa İsviçre Türkiye’den çok sonra kadınlara oy hakkı vermiştir. 1923 yılında Avrupa’nın çok ilerisinde bir rejimi ortaya koymuşuz. Bilimi, sanatı kültürü ve moderniteyi bu topraklara tohumlamışız” dedi.

 Eğitimi, kültürü ve bilimi canlandırmak için  Hayır demeliyiz

 Candan, günümüzde ise kadının yetkilerinin elinden alındığı,  şantiyelerde kadın mühendis ve mimarların görevlendirilmediği, kadınların evlerine kapatılmaya çalışıldığını belirterek, şunları kaydetti:

“Hayır demezsek, ilerde kadınlarının oy verme ve miras haklarının söz söyleme süreçlerinin ellerinden alınacağı, bilimden eğitimden iş yaşamından uzak bir süreçle karşı karşıya kalırız. Reklam arası dedikleri 90 yıl önce, ortaya konan modernite, çağdaşlık ve bilim yolu,  bugün Avrupa Birliği’nin üye ülkelerinin kapılarından uçakla dönme yoluna dönmüştür. Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkartmak, eğitimi, kültürü ve bilimi canlandırmak için hayır demek zorundayız. Bizim alanımıza dair mekânsal olarak toprak, imar ve yapı düzenini değişmesiyle birlikte, arazi üzerinden bizi denetlemeye çalışan otoriter bir yaklaşımı yaşıyoruz. Çocuklarımızın geleceği için biriktirdiğimiz bütün varlıklarımızın, evlerimizin, arazilerimizin topraklarımızın bir insanın iki dudağı arasında olmasına ve varlıklarımıza el koyulmasına asla izin vermeyeceğiz. Yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanması demek, nasıl ki kentsel dönüşüm sürecinde mülkiyet ve el değiştirme süreci yaşıyorsak yarın evlerimize, toprağımıza el koyulmasının önünü açmak demektir.  Kendi değerlerimizin sürdürebilmesi ve bu ülkenin suyu, ormanı, ağacı, çiçeği böceği için Hayır diyoruz.”

 Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin arkasında kimler var?

Candan, sözlerine şöyle devam etti:

“Üniversitelerimizin ve bilim insanlarımızın tasfiye edilmesine karşı Hayır diyeceğiz. Köklü bütün üniversitelerden bütün öğretim üyeleri ihraç ediliyor. Bu ihraç edilmenin arkasında hükümet programı da daha çok dinsel ilimden bahsediliyor, bilim tasfiye ediliyor.  Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin  kapatılacağı, Gazi Üniversitesi’nin ise adından dolayı kapatılacağı, ODTÜ’nün kamu yararı ve bilimden kaynaklı tavır ve davranışlarından dolayı içinin boşaltılacağına dair duyumlar giderek artıyor. Üniversitenin bilimini de mekanlarını da tasfiye edecekler.  Ulusun bütün değerlerinin  Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’ne tahsis edilmesinin nedenlerinden birisi muhtemelen budur. Sümerbank, Ankara Valiliğinin yanındaki bina, hemen Kültür Bakanlığı’nın arkasındaki Kültür Bakanlığı yerleşkesi, belki ilerleyen süreçte İş Bankası, Julian Sütunu, Ankara Valiliği, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’ne tahsis edilebilir. Bu üniversitenin mütevelli heyeti ve arkasında kimlerin olduğu açıklanmalı. Burada yeni bir bilim üretilmeyecek bu çok açık görüyoruz. Burada yeni rejimin biatçıları  yetiştirilecek, görüyoruz ve tebaa olmaya Hayır diyoruz.”

 Bu bir rejim değişikliği gün gibi ortada

“Bu bir rejim değişikliği gün gibi ortada. Hükümet konakları, okullardaki ve adliye saraylarının cephe değişikliklerinde sobelendiler” diyen Candan, şunları dile getirdi:

“ Yasama yürütme ve yargının  tek elde toplanacağını mekanlardan okuduk. Rejimin yıkılmak istendiğini, cumhuriyetin simge mekanlarını yıkma politikalarından okuduk.  Hukukun mu  iş makinelerinin mi güçlü olduğunu, Atatürk’ün Marmara Köşkünün yıkılması ve Kaçak  Sarayın yapılması sürecinde  gördük. Cumhuriyet’in kurucu ve simge değeri Atatürk Orman Çiftliği’nde, yürütme, yargı ve yasamadan kaçırılarak Kaçak Saray’ın inşa edilmesi süreci kurulacak otoriter sistemin aynasıdır. Yaklaşık 20 milyarı bulan bir maliyetle yapılmıştır. Sadece elektrik faturası 1 milyon 100 bin liradır. Bütün varlıklarımız bu yapının inşasına ve sürdürebilirliğine yatırılmıştır. Yasama yürütme ve yargı bu binanın inşasında yoktur .Atatürk’ün vasiyeti ve şartlı bağışı tapu şartı ihlal edilmiştir.  Bir ülkenin kurucusunun tapu şartı ihlal ediliyorsa, bunu bir de büyük ölçekte düşünün, her birimizin tapusunun elimizden alınması ihlal edilmesi el koyulmasının habercisidir bu durum.”

 Cumhuriyet’in ideolojisini yansıtan yapıları yıkıyorlar

Candan, Cumhuriyet değerlerinin önemli mekanları olan ve bu süreçte bir bir yıkılan yapılara da dikkat çekerek, şöyle konuştu:

 “Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün ideolojisinin yansıtan yapıların tamamını yıkmak istiyorlar. Ulaşım ana planı ile evimizin ya da arazimizin olduğu yerlerden rahatlıkla yol geçirebilecekler ve hakkımızı arayamayacağınız, hukuka başvuramayacağınız bir süreçle  karşı karşıya kalacağız. Bütün kamusal değerler bir gecede ortadan kaldırılabilir. Varlık fonu bunun en önemli habercisidir.  Ülkeyi bir anda satışa çıkartabilirsiniz. Biz ülkenin satışının ve halkın ve parlamentosunun tasfiye edilerek bir kişiye verilmesini doğru bulmadığımız için Hayır diyeceğiz. Bütün okumaları mekan üzerinden yapıyoruz ve bir rejim değişikliği ile karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Atatürk’e değer verdiklerini söylüyorlar ancak değer vermediklerini onun ebedi ikametgahında yapılan oyun parkıyla ve kaldırılan heykelleriyle, isminin verildiği stadyumların yıkılmasında gördük. Referandum sürecine Hayır demek bizim içinde dünya halkları için de önemli. Dünyada da tek adam rejimine gidiş süreci yaşanıyor.  Onun için halk dünyada ve her yerde isyanda, kamu yararını düşünmeyen yöneticilere karşı isyanda. Buradan çıkacak bir Hayır, şirket dünya yönetimine karşı evrensel kırılmanın başlangıcı olacaktır. Bu sınırlar içinde kardeşçe barış iççinde yaşamak istiyorsak hayır demek zorundayız.”

Cumhuriyet bir parantez değildir, sonuna kadar sahip çıkacağız

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya ise, neden Hayır diyeceklerini şöyle açıkladı:

“Yaptığımız bütün çalışmaları referandum ve fazlası olarak nitelendiriyoruz. Çünkü bu süreç referandumdan daha fazla bir anlam taşıyor. Türkiye’yi ilgilendirdiği kadar Avrupa ve çevremizdeki diğer komşu ülkeleri de ilgilendiren bir referandum süreci yaşıyoruz.  Emperyalistlerin Türkiye ile olan savaşı yeni değil. 1800’li yılların ortasında başlayan bir süreçten bahsediyoruz. Osmanlı imparatorluğunun çöküşünü hazırlayan nedenlerin en başında gelen, dünyadaki bilimsel ve toplumsal süreçleri okuyamayan, tek adam anlayışının sonucunda Anadolu’nun bütün değerlerinin satışıyla karşı karşıya kaldık. Ülkenin bütün değerleri dış kaynaklı sermayeye peşkeş çekilmiş ve ülke işgale sürüklenmişti. Kurtuluş Savaşı’nda verdiğimiz mücadele ile Türkiye Cumhuriyet’ini kurduk. Kimilerine göre bir parantez olabilir. Türkiye’de yaşayan halkların 94 yıllık bir Cumhuriyet ve demokrasi deneyimi var. Bu bizim için çok önemli ve değerlidir. Sonuna kadar Cumhuriyet’e sahip çıkacağız. Dünyadaki dengeler Amerika’dan Çin’e ve Rusya’ya kadar yeniden şekillenmeye çalışılıyor. Bu şekillenmeden yaşadığımız coğrafya da nasibini almaktadır.  Aslında işin özeti sermaye ile emeğin çatışmasıdır.  Bu çatışmayı bizim ülkemizde taşare eden anlayış 15 yıldır iktidarda. Bu da yetmedi, cumhuriyet öncesi bir anlayışa sahip tek elde toplamaya çalışıyorlar. 16 Nisan bunun Evet’i ya da Hayır’ıdır. Referandum tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir süreç iken, neden partilerle sınırlandırıldığını anlamak lazım. Evet’i savunanlar neden Evet dediklerini dahi bilmiyorlar. Korkmadan ve yüreklice Cumhuriyet’in bir parantez olmadığını göstermek, barış içinde ve kardeşçe yaşamak için Hayır demeliyiz.”


Toplam Görüntülenme : 22831
Kategori Haberleri

Başkent Dayanışması: "13 Ekimde Ulus Atatürk anıtında olacağız"
Ankara'nın valisi yer değiştirerek geleneği bozamaz, 13 Ekim töreni her zaman olduğu gibi  Atatürk Anıtı'nda olacak"
12 Ekim 2016
Atatürk anıtının çelenkleri kırıldı
Zafer Meydanı'nda bulunan Mareşal Atatürk Anıtının çelenklerinin kırıldığını bildiren Mimarlar Odası Ankara Şubesi, anıtın eski haline getirilmesi için yetkilileri göreve davet etti.
25 Temmuz 2016
Cumhurbaşkanı’na hakaretten Tezcan Karakuş Candan’a dava açıldı
Savcılık: “İftira yok hakaret var” , Candan: “iftira da hakaret de yok”
16 Aralık 2015
“Cumhuriyet rejiminde saray olmaz”
Cumhuriyet Bayramı’nın Kaçak Saray resepsiyonu eleştiri konusu oldu. Mimarlar Odası Ankara Şube yöneticileri yaklaşan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için “ Cumhuriyet rejiminde saray olmaz” dedi.
28 Ekim 2015

<<< <
3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!