Sobe Gazetesi 2024 - ADI CİNAYET
GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
ADI CÄ°NAYET

ADI CÄ°NAYET

Medya yaÅŸananların karşısında “Yeni Acı” diye baÅŸlıklar attı, virgüller attı, noktalar koydu, soru iÅŸaretleri bıraktı. YaÅŸananların adına acı demek bir cinayeti unutturmaktır. Tüm yaÅŸananları acı diye tanımlamak vicdanın üstüne çökertilmiÅŸ boÅŸluk yaratmaktır, cinayeti örtbas etmektir. Asıl acı olan bunu görmemezlikten gelmektir. Acı sestir, sessizliktir gözyaşıdır haykırıştır, suspustur, çaresizliktir, ama cinayet deÄŸildir. Acı hissedilendir. Acılarına ses olsun diye hem deprem felaketini hem yardım felaketi ile sarsılan depremzedelerle konuÅŸtuk.

Mülkiye Okyay Ä°stanbul’dan gelmiÅŸ Van’a UMKE ekibinden ekibi ile birlikte enkaz başında çalışıyor saatlerdir, aralıksız çalışıyorlar Mülkiye Okyay hemÅŸire daha önce de 99 Marmara depremine koÅŸmuÅŸ. Pakistan sel felaketinde ve Somali de görev almış. Henüz bilmiyor Mülkiye ismi hafızalara kazınan Azra bebeÄŸi kurtardıklarını. Bir aydınlanıyor yüzü bir kararıyor konuÅŸurken

Mülkiye Okyay:  “Ä°lk gece 60 kiÅŸilik ekip geldi biz bu sabah 57 kiÅŸi 3 tır malzeme ile birlikte geldik. 20 günlük bir bebek çıktı az önce enkazın altından bizim için çok büyük bir sevinçti. Ama 15 tane ceset aynı yerde internet cafe de çıktı çok üzücüydü öylece sandalyeler de  bilgisayar başında ölen çocuklar vardı.”

Erdal Bilici 1971 doÄŸumlu kırtasiyecilik yapıyordu ErciÅŸ’te dükkanı yıkılmadan önce. Åžanslıydı, deprem olduÄŸu sırada dışarıda bulunanlardandı.  

Erdal Bilici : “Yerin altından sanki bomba sesleri geldi sesle birlike binalar sallandı yerimden kalktım ama yürüyemedim yolda ürürken düşüyordum. Kendime gelince evime koÅŸtum eÅŸim ve kardeÅŸim iyiydi. DiÄŸer kardeÅŸime koÅŸtum kardeÅŸim eÅŸi ve yedi yaşındaki çocuÄŸu göçük altında kalmış yengem yaralı kardeÅŸm ve kardeÅŸimin çocuÄŸu kurtuldular. Ä°lk çalışanlar bizlerdik bir ÅŸeyler yapmaya çalışanlar . Gece saat onda bu enkaz da çalışmaya baÅŸladılar geldiler yardıma ama saatler geçtikten sonra geldiler. Çadırlar da geldi yine de çadırımız yok, yardımlar o kadar bilinçsiz dağıtılıyor ki ihtiyacı olanlara ulaÅŸmıyor, evi yıkılanlardan çadırları olmayanlar var.  “

Kaymakamlığın önünde uzun bir kuyruk, çadır sırası ve yardım sırası eÄŸer sıra gelebilirse, kuyrukta bekleÅŸenlerle konuÅŸuyoruz…

İbrahim Arslan: Çadırımız yok çadır sırasındayız. Gelen malzemeleri niye belediye dağıtıyor? Böyle şey olur mu? Oy veren mahallenin yoluna bak,suyuna bak, çadırına bak öncelik tanıyorlar kendilerine oy verenlere

Muzaffer Çalışkan: Çadır bekliyoruz burada YeÅŸilova’ya gidin bakın hala yardım gitmedi AKP’li olmadığı için. Seçim zamanı makarna torbalarını nasıl kapılara bırakıyorlardı? Seçim zamanındaki gibi çalışsalar ,isteseler çadırı da kapı kapı bırakırlar.  Hangimiz de çadır varsa Fatih Çiftçi’ye dokunur, o nedenle çadırımız yok.

Ali HantaÅŸ: (60 yaşında, hayvancılıkla uÄŸraşıyor ) ErciÅŸ Muradiye de oturuyorum, evim yıkılmadı, hasarlı. Evime giremiyorum. Çadırımız var da çadırlarda üşüyoruz çadırlar sobasız soba lazım, burası kış memleketi yardım gitmeyen, çadır gitmeyen yerler var bu depremdir. Ä°nsanlık sorunudur herkesin sorunu…  

Ä°smet UluÄŸ yardımın ulaÅŸmadığı köylerden birinden gelmiÅŸ biz ne yapacağız? Diye soruyor. O, sorular takılı gözleriyle bakıyor artık…

İsmet Uluğ: Yılanlı köyünden geldim, evimiz yıkılmasa da korkuyoruz sarsıntılar kesilmiyor,evlerimize giremiyoruz. Eşimin boynunda tümör var hasta deprem bölgesi olduğu için şu an hastaneye de gidemiyoruz. Hayatımız bitti ne yapacağımızı bilemiyoruz.

Görkem ve Semih’e ellerinde tencere ile ErciÅŸ’in yıkık Caddesi’nde rastlıyoruz… 7. sınıf öğrencileri biri 12 diÄŸeri henüz 13 yaşında öyle büyümüşler ki birdenbire ailelerine yemek götürüyorlar…

Görkem: Yemek sırasından çıktık ÅŸimdi, çadıra tenceremizi götürüyoruz onlarda yemek koyuyorlar. Annemlerle çadırda kalıyoruz. Evimiz yok artık…

Semih: Atatürk ilköğretim Okulu’nda okuyoruz, üzülüyoruz okulumuz da hasarlı okula gidemiyoruz, çadır da kalıyoruz. Su ve yemek için sıraya giriyoruz.


Toplam Görüntülenme : 17305
Kategori Haberleri

"Bu Millet Adam Olmaz Diyenlere" Karaözü Köyünden Selam Var
Anadolu gezisi sırasında Sivas’ın Karaözü köyünü, köylülerin kendi elleriyle yapmış oldukları okul binasını gören gazeteci Fikret Otyam, 21 Ekim 1963 tarihli Cumhuriyet gazetesi yazısında heyecanını, sevincini paylaşır
22 Ekim 2013
Vakit nakittir
Zumbaradakiler evvel zaman içinde bir zaman borçlanarak, bu borcu baÅŸka bir zamandaki emekle deÄŸiÅŸ tokuÅŸ ediyorlar. 
16 Ocak 2013
TANSEL ÖNGEL
Ankara’dan gittiÄŸim de bir DoÄŸu Avrupa Åžehriydi Ankara. Ben Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulmuÅŸ binalara hayrandım.
22 Åžubat 2012
ADI CÄ°NAYET
Medya yaÅŸananların karşısında “Yeni Acı” diye baÅŸlıklar attı, virgüller attı, noktalar koydu, soru iÅŸaretleri bıraktı.
19 Åžubat 2012

1 2 3
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiÅŸ.
Yorum için giriş yapınız!