Altmışına merdiven dayadı. Ne günler gördü.
Neler geçti başından.
Gençliğinden beri aydınlık, güzel günler
için uğraştı. Bencilliği, kişisel çıkarları, haksız
kazançları, bozuk düzen zincirinde bir
halka olmayı reddetti. Mesleğinin, işinin
ehli olmayı, işini en iyi yapmayı ilke edindi.
Bilgisini kendine saklamadı, tekelinde tutmadı.
Yaşamı boyunca toplum hizmetinde
oldu, birikimini toplumla paylaştı. Haktan,
doğrudan, halkından, emekten, yoksuldan
yana tavır aldı. Başka bir dünyanın mümkün
olduğunu savundu. Mesleğinin öğretisiyle
haksız zenginlikler kazananların
karşına dikildi. İdeallerini siyasetlerin kuyruğuna
takmadı. Sağa sola taviz vermedi.
Bu yüzden kızdılar ona.
Sağlıklı kentler olsun istedi. Altyapısı çalışan,
yeşil alanları, parkları düşünülmüş, mimari
değeri olan yapıları korunmuş, kimlikli kentler
için uğraştı. Yaya haklarını, çocuk haklarını,
kadınların özgür olduğu kentleri savundu.
Engelli dostu bir kent için uğraş verdi. Zihinlerdeki
ve yüreklerdeki engelleri aşmaya çalıştı.
Küçüklü büyüklü binaların, köprülerin,
yolların, meydanların, kaldırımların insan için
olduğunu söyledi. İnsan haklarına aykırı ne
yapılıyorsa uyardı yapanları. Kentlilere, halka
anlattı düşüncelerini.
Bu yüzden korktu birileri ondan. Kim kor-
kar Mimarlar Odası'ndan
Åžimdi, 25 Aralık 2011’de yeni bir yaÅŸ gününü
kutlamaya hazırlanıyor. Altmışına şunun şurasında
ne kaldı? Bu yaşına kadar ne günler
Nice hükümetler, belediye başkanları gelip
gittiler. Nice ihtilâl, darbeler gördü. Geçinme
derdine düşerse, parasız kalırsa bizimle uğraşmaz
dediler. Yetkilerini, görevlerini kıstılar,
yoksunluk içinde bıraktılar. Yılmadı. Uyarma,
bilgisini ve birikimini doğruları göstermek için
kullanma kararından vazgeçmedi.
Bu yüzden sesini kısmaya çalışıyor birileri.
Toplam Görüntülenme : 10185