GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Mekansız Mimarlık Eğitimi

Mekansız Mimarlık Eğitimi

Mekân üretiminin tarihsel süreci “ilişkisellikler” üzerinden
düşünüldüğünde, onu üreten ve düzenleyen iktidar ilişkileri,
mekânı hep, kendi varlığını meşru veya güçlü kıldığı araç olarak
kullanmıştır. Birey ve toplum hayatını sınırlandırma, düzene
sokma, denetleme, hiyerarşik hale getirme eylemlerinin sahnesi
olarak kullanılan mekan, aynı zamanda alınıp satılabilinir olma
özelliğiyle de bugün en büyük rant sağlayan araç halini almıştır.
Bu bağlamla, çılgın yöneticilerin çılgın projelerinden biri olan
“Kızılay’da, Sıhhiye‘den Kuğulu‘ya kadar bulvara bakan bina
cephelerini, Selçuklu mimarisi özellikleri taşıyan fibro betonla
giydirme projesi” politik amaçların mekâna yansımasıdır.
Ankara’ya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilenin,
bu seçmeci üsluba yaptığı “Selçuklu mimarisini andırır ama
tam Selçuklu değil” şeklindeki trajikomik yorumu ise mekân
kullanıcıları ve mekan sanatçıları için son derece vahim bir
durumdur.
Projenin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılırken, Türkiye’nin
mimarlık ve mühendislik eğitimi veren üniversitelerinden birinin
cephesinde yapılan yenilik tartışmaya son noktayı koydu. Gazi
Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi olarak kullanılan
binanın Celal Bayar Bulvarı’na bakan cephesine yapılan
taç kapı ve iç mekanda ki dinlenme ve bekleme alanının
duvarlarında yapılan süslemeler “Selçuklu mimarisini andıran
ama tam da Selçuklu ol(a)mayan” izler taşıyor.
fakülte öğrencilerinin ve akademisyenlerin, kendi eğitim
merkezlerinde yapılan mekânsal düzenlemeye bile
müdahale “edemedikleri” ya da “etmedikleri” gerçekliği,
iktidar ilişkilerinin mekân sanatı üzerinde uyguladığı
kavramsal ve kılgısal hiçleştirme politikalarının akademik
alanlardaki başarısıdır. Bu politik başarı, tarihe yön veren
kuramcı veya mimarların kemiklerini sızlatır mı bilinmez fakat
Kızılay mekanı kullanıcılarına ve müelliflere danışılmamış,
estetik ve etik değerlerden yoksun bu çılgın projenin
(rotası şaşmış olsa bile) zamanla hayata geçirileceğinin bir
göstergesi.
Yöneticiler, “tarihe sahip çıkmak” (!) adına mekanlar
üzerinde çılgınca yaptıkları düzenlemelerde, söz konusu
bazı tarihi dönemlere tanıklık etmiş yapıları yıkmak, eğlence
merkezlerine dönüştürmek, kötü restorasyon
projeleriyle tarihi izleri yok etmek gibi
yöntemleri tercih ediyor. Bu sefer mekanlar,
tarihi hatırlatmakta değil yok etmekte
kullanılan araçlara dönüşüyor ve ne yazık
ki belgeler, tanıklar, toprak altından çıkan
kemikler toplumsal hafızayı canlandırmaya
yeterli olmuyor.


Toplam Görüntülenme : 108597
Kategori Haberleri

Vasiyet davasında şok: Red
Atatürk Orman Çiftliği’nde vasiyeti ihlal davası 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme davanın reddine karar verdi. Red kararı AOÇ için davacıları tepkiyle karşılandı. 
20 Ekim 2015
“Atatürk Orman Çiftliği Beştepe,Türkiye Cumhuriyeti de şirket değildir”
Mimarlar, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin “Beştepe” ismi tescilini eleştirdi.
07 Ekim 2015
Saraçoğlu’nda “Olmaz” da evsiz kaldı
Saraçoğlu Mahallesi’nde bugün yine zorla tahliye vardı.  Ev ahalisi ile birlikte evde yaşayan kaplumbağa Olmaz'da evsiz kaldı.
02 Ekim 2015
Saraçoğlu Mahallesi’nde zorla tahliye
Saraçoğlu Mahallesi’nde zorla tahliye yapan emniyet güçleri evini boşalttırmak istemeyen bir kişiyi gözaltına aldı.
01 Ekim 2015

<<< <
114 115 116 117 118 119 120 121 122 123
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!