GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Kaldırım mı, Otopark mı?

Kaldırım mı, Otopark mı?

Avrupa Parlamentosu tarafından 1988 yılında kabul edilen Avrupa Yaya Hakları Bildirgesi “Yayanın; motorlu taşıt değil, insan ihtiyaçlarına göre şekillenmiş kent merkezlerinde yaşama hakkı vardır…” diyor.

Peki, kentlerimiz insan ihtiyaçlarına göre mi şekillenmiştir? Bu soruya olumlu yanıt vermek, zor değil, adeta olanaksız. Sokaklarımız, caddelerimiz, meydanlarımız, hatta yeşil alanlarımız dahi, insan
ihtiyaçlarına göre değil, ne yazık ki yatırımcı-politik tercihlere göre şekilleniyor. Yaya Hakları  bildirgesi’nin kabul edildiği 1988 yılı öncesinde de kentlerimiz plansız, sağlıksız, çarpık gelişmişti, 1988
yılından sonra da düzelmedi, böyle kaldı. Kentsel rantın eşitsiz dağılımını teşvik eden yatırımlara yönelen merkezi ve yerel idarelerin insan odaklı değil, motorlu araç odaklı kararlarının kurbanı oldular. Sayılı istisnalar dışında, kentlerimizin merkezlerinde yayalar için hayat giderek zorlaştı. Bir yerden bir yere gitmek eziyete, karşıdan karşıya geçmek kâbusa, kaldırımda engelsiz yürümek olmayacak bir hayale dönüştü. Meydanlarımız, caddelerimiz kent içindeki ekspres yollara, zaten sınırlı olan parklarımız ve yeşil alanlarımız giderek rant hırsına teslim edildiler. Bugün tartışmaların odağında olan Kızılay Meydanı’nı, Atatürk Orman Çiftliği’ni, Taksim Meydanı’nı, Üçüncü Boğaz Köprüsü’nü, Haydarpaşa Garı’nı, Kanal İstanbul Projesi’ni ve diğer projeleri “insan ihtiyaçlarına göre şekillenmiş kentler” amacıyla değerlendirenler, gelişmenin ve yatırımın önünde engel olarak görülüyorlar. Oysa, altyapı sorunlarını, trafik keşmekeşini, otopark çilesini yaratanlar, çarpık ve sağlıksız kentleşmenin mimarları, bu kentleri yaşanmaz hale getirenler hep karar erkine sahip merkezi ve yerel yönetimler olmadı mı? Aslında sorunu yaratanlar, kendi çözümlerine dahi inanmıyorlar.

 Örneğin otopark sorunu: Bu sorunu yaratanlar, çözüm getirmekte de yetersizdirler. Kentlerimizde kaldırımlar sanki yayaya değil, otoparka ayrılmış durumdadır. Karşı kaldırıma ulaşmak için (yaşlı, engelli, çocuklu  şünülmeden) üst geçitlere mahkûm edilen yayalar, diğer kaldırımda park etmiş otomobillerle karşılaşırlar. Caddeler, bazen sağlı sollu, bazen iki hatta üç sıra park etmiş araçlar yüzünden geçit vermez hale gelir. Belediye otobüsü zorunlu olarak yol ortasında yolcu indirir, bindirir.

Şimdilerde yeni inşaatlarda (yetersiz de olsa) otopark ayrılması zorunlu. Birkaç yıl öncesine kadar bu soruna çözüm diye, kendi parselinde yeterli yer olmayanlardan otopark bedeli toplanıyordu. Şimdi belediyelere sormak gerek: Topladığınız bu otopark bedellerini ne yaptınız? Bedelini aldığınız kadar otopark yeri (açık ya da kapalı) sağladınız mı?

Geçmişte yıllarca otopark bedeli toplayan ve görevini yerine getirmeyen tüm belediyeler için buradan suç duyurusunda  bulunuyoruz.


Toplam Görüntülenme : 94036
Kategori Haberleri

Tiyatrocular Macunköy nöbetinde
Başkent Dayanışması bileşenleri TOBAV,  Kültür Sanat Sen ve tiyatrocular  sahneleri ve ağaçları için nöbete devam ediyor
09 Mart 2014
Kızılay’da “Gökçek Bu Ne?” Eylemi
Çevre ve insan hayatı için büyük tehlike de arzeden bu uygulamayı protesto ettiklerini belirten Yalçın açıklamada şunları söyledi;
07 Mart 2014
Aksaray’a mahkemeden şok karar
AOÇ’de Başbakanlık Hizmet binasının bulunduğu alanda  tarihi sit derecesinin kaldırılmasına ilişkin açılan davada mahkeme kararı  meslek odalarını sevindirdi. Bugün verilen iptal kararı ile davacı  taraf olan meslek odaları ortak basın açıklaması düzenledi.
05 Mart 2014
Başkent Dayanışması : “hayaldi gerçek oldu” dedi
Başkent Dayanışması Güvenpark’ta AKP’yi  kendi sloganıyla eleştirdi
19 Şubat 2014

<<< <
154 155 156 157 158 159 160 161 162 163
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!