GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Yapılı çevrede Laiklik ihlal edildi. AKM alanına kültür külliyesi planlanıyor

Yapılı çevrede Laiklik ihlal edildi. AKM alanına kültür külliyesi planlanıyor

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Kültür Merkezi alanlarına “kültür külliyesi”nin planlandığını bildirerek, laiklik tartışmalarına ilişkin olarak toplumu rahat olmamaya davet etti. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, laiklik tartışmalarının yapılı çevreye yansımalarına işaret ederek, “Kaçak Saray orada durduğu sürece, laiklik, anayasa, hukuk ve Cumhuriyet’in temel  altı ilkesi hep tehdit altında olacaktır” uyarısında bulundu.

Rejimi tehdit eden adımlar atılıyor

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, düzenlediği basın toplantısında AKM alanına Kültür Külliyesi yapılmasının planlandığını bildirirken, laiklik tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “İdeoloji ve mekan ilişkisi yapılı çevreye yansıyor. Rejim değişikliğine yönelik, adımların ilk izlerini mekânsal süreçte çevremizde görüyoruz. Altyapıyı oluşturdular, şimdide 'kültürel kalkınma eylem programı' ile üst yapıda kültürel dönüşümü sağlayarak rejimin değişimini adım adım oluşturuyorlar. Cumhuriyetin modern planlama sürecinin ve bakışının bir ürünü olan AKM alanlarına 'kültür külliyesi' yapmak,  ideolojilerinin kültür mekânını yapmak demektir. Laiklik, özgürlükler, eşitlik ve demokrasi birbirinden ayrılamaz kavramlardır. Hükümet dönem dönem aklının gerisini, toplumun tepkisini ölçmek için açıklıyor. Yavaş yavaş tartıştırarak toplum mühendisliği yapıyor”  diye konuştu.

“Yeni bir kültür oluşturuluyor”

TBMM Başkanı’nın laiklik açıklamasının ardından hükümet cephesinden yapılan açıklamaların toplumu rahatlatmak amaçlı yapıldığına dikkat çeken Candan, şunları söyledi:

“Başbakanın ve hükümet sözcülerinin açıklaması bizi tatmin etmiyor.  Onların yaptıkları açıklamalar bizi rahatlatmamalı. Hayatın her aşamasında, yaşam alanlarımız daralıyor, yapılı çevreye yansıyan mimarlık ve kentsel ölçekte yapılanlar yeni bir kültürün oluşturulacağının mesajlarını veriyor. Osmanlı Selçuklu mimarisi ile yapılı çevreye müdahale ediliyor. Kültürel miras, doğal miras , Cumhuriyetin mimari mirası yok ediliyor. Mekan isimleri değiştiriliyor. Tek tip konutlar, tek tip okullar, tek tip hükümet konakları, tek tip adliye sarayları, yaşamlarımızın nasıl tek tip kıskaca alınacağının yapılı çevredeki görünümleridir.  Kaçak Saray bu sürecin en üst noktadaki yansımasıdır. Cumhuriyetle hesaplaşmanın zirve mekanıdır. Kaçak Saray AOÇ’de Atatürk’ün vasiyeti ve şartlı bağışına ve Cumhuriyetle hesaplaşma mekanı olarak orada durduğu sürece, hiç kimsenin rahatlatmaması gerekiyor.

“Yapılı çevrede Laiklik fiilen ihlal edildi.”

Laikliğin Kaçak Saray’ın inşa edildiği gün fiilen ortadan kalktığını ifade eden Candan, şunları kaydetti:

“AOÇ’ye Kaçak Saray yapıldığı ve yanına da 4 bin kişilik kocaman bir cami yapıldığı gün, zaten din ve devlet işleri birbirine karışmıştır. Laiklik o gün Kaçak Saray’la fiilen ihlal edilmiştir. Külliye kavramı hem TBMM’de, hem Cumhurbaşkanlığına girdiği gün fiilen ihlal edilmiştir.  Atatürk’ün şartlı bağışıyla birlikte vasiyeti ihlal edildiği gün , bu ülkenin kurucusuna karşı en büyük saygısızlık yapılmıştır. Kurucusu olduğu Cumhuriyete karşı bir karşı duruş o gün gerçekleşmiştir. Kaçak Saray yapıldığı gün devletçilik, halkçılık, Anayasa, hukuk ihlal edilmiştir. Onun yapılış süreci bir rejimi hedef alma ve otoriter bir rejim sürecinin yansıması olarak karşımıza çıkmıştır. Yapı üzerinden gelecek ve ideoloji okuma bizim mesleğimizin özgünlüğünde olduğu için bunu gördük ve bunun için mücadele ediyoruz. Biz söylenene değil yapılana bakarız. Kaçak Saray’da hukuk çiğnenmiştir. Anayasa tanınmamıştır, din ve devlet işleri birbirine karışmıştır. Cumhuriyetin Ulus’tan başlayan Çankaya’da Cumhurbaşkanlığı  ile taçlanan temsil aksında Gençlik Parkı karşısına Cumhuriyetin filizlendiği o meydanda kocaman bir ibadethane  yapıldı. Laiklik aşındırıldı. Yapılı çevrede laiklik fiilen ihlal edildi. Bu aks üzerinde Cumhuriyetin laiklik ilkesinin mekana yansıması olarak bir tane ibadethane yoktu. Bugün fiili eylemliliklerini sığ tartışmalarla legalleştirmeye çalışmaları trajiktir. Mekanın ideolojisini okumayı mesleki birikimleriyle tarihe iz düşen mimarlar olarak bu sığ tartışmaya girmeyecek, Laikliğin özgürlük eşitlik ve demokrasinin vazgeçilmezi olarak mücadeleye devam edeceğiz. ” 

“Milli Kütüphane kapatılacak”

Candan, sözlerine şöyle devam etti: 

“AKM’de   ideolojinin mekâna yansımasının bir örneği olarak bir “kültür külliyesi”  planlanıyor. Camii odaklı gelişecek bir kültür ve yaşam tarzının habercisi bu yapılaşma hayali ile bütün kültürel değerler, birikimler, bize bırakılan değerler ve emanet edilen her şeyin  mekânsal izleri silinerek ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. AOÇ’de bunu gördük. Şimdi de AKM alanlarına yapılmak isteniyor. O zaman laikliğin anayasadan kaldırılıp kaldırılmamasından daha da önemlisi yaşamın en kılcal damarlarına kadar girmek isteyen bir yaklaşımla her aşamada müdahale etmek gerekiyor. Milli Kütüphane'nin depo haline getirileceği söyleniyor, Kütüphanenin de külliye içinde yer alacağı belirtiliyor." 

Toplum ciddi baskı altında

Mimarlar Odası Ankara Şube İkinci Başkanı Ali Atakan ise, toplum olarak çok ciddi anlamda baskı altında olduğumuza dikkat çekerek, şunları söyledi:

 “Demokratik kitle örgütleri, STK’lar, odalar ve akademisyenler düşüncelerini söylediği için maalesef tutuklanıyor, yargılanıyor. Ama ülkeyi yönetenlerin ayrıcalığı varmış gibi kalkıp kafalarına göre birtakım laflar edebiliyor.  Bir ülkede hukuk yoksa bunlara da maruz kalmamız kaçınılmaz. Bunu kullanarak kazanımları yok saymak, başka türlü kullanmakta son derece kaygı verici bir şey. Hükümeti temsil eden  Meclis Başkanı'nın bu ülkeyi ayakta tutan en önemli seküler laiklik anlayışı ortadan kaldırıcı açıklamalar yapması, hepimizin düşünmesi gereken bir durum. Suriye, Irak ve İŞİD ortada. Bütün bunlar ortadayken dinin siyasal olarak hem sermayenin hem de ideolojinin aracı olarak kullanılmasının  doğru olmadığını düşünüyoruz. Bütün bunların mekana yansıdığını, yapılan yapılar çağdaş ve toplumun ihtiyaçlarına göre şekillenmediğini görüyoruz. Bu tahrip edici bir durum, bütün bunlardan vazgeçilmeli. Biz de bütün bunlara karşı çıkmaya devam edeceğiz.”
Toplam Görüntülenme : 61381
Kategori Haberleri

Depremden ders değil, nimet çıkartıldı
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Marmara depreminin 17. Yılında düzenlediği basın toplantısında hükümetin ve yerel yönetimlerin 17 Ağustos 1999 depreminin 17. yılında da yaşananlardan ders çıkartmadığını belirterek, Türkiye’nin ve Ankara’nın aksine yapay afetlerle, doğal afetlerin tetiklendiğini bildirdi.
17 Ağustos 2016
Mimarların Atatürk Anıtı takibi sonuç verdi
Zafer Meydanı’nda bulunan Mareşal Atatürk Anıtı'nın kırılan bronz çelenklerinin onarılması için yazdığı resmi yazılarla, fikri takibin peşini bırakmayan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin çabaları sonuç verdi. Heykelin kırılan parçaları onarım için  Anadolu Medeniyetleri  Müzesi Müdürlüğü’ne teslim edilirken,  Mimarlar Odası Ankara Şubesi “Anıtın kopan parçaları en kısa zamanda tamir edilerek yerine yerleştirilmelidir” dedi.
16 Ağustos 2016
Cumhuriyet tarihinin en büyük satışına hazırlık
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen Varlık Fonu  Yasa tasarısıyla içinde Atatürk Orman Çiftliği’nin de bulunduğu  111 kurumun varlıklarının ve ticari hisselerinin özelleştirme idaresine devredilmesine tepki gösterdi.
15 Ağustos 2016
Mimarlar : Gökçek, “Cemaate hangi parselleri verdiğini halka açıklasın”
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in kendisinin ifade ettiği gibi ‘hayır işi ‘ için cemaate verdiği parselleri açıklamasını istedi.
12 Ağustos 2016

<<< <
30 31 32 33 34 35 36 37 38 39
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!