GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
80. madde acilen geri çekilmeli

80. madde acilen geri çekilmeli

Doğa ve hukuk katledilecek

Ekoloji katliamına yol açacak  ve kamu arazilerini ranta açacak 80. Maddeye tepki gösteren Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “Bu madde, Anayasaya, koruma mevzuatına aykırıdır.  Hukuk  ve doğa katledilecek. Bu madde  acilen geri çekilmelidir. Geri çekilene kadar biz hem oda olarak hem de doğayı, ekoloji ve kentleri savunan tüm sivil toplum kuruluşları olarak mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.  

Mimarlar Odası Ankara Şubesi düzenlediği basın toplantısıyla, TBMM’de görüşülerek kabul edilen ‘Varlık Fonu Tasarısı’nda yer alan ve şirketlere doğayı istedikleri gibi kullanabilecekleri, çevreyi hiçbir denetime tabii olmadan kirletebilecekleri imtiyazları sağlayan 80. Maddeyi değerlendirdi.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Sekreteri Gökhan Yıldırım geçici 80. Maddeyi masaya yatırarak, madde hakkındaki şu bilgileri verdi:

“Plan Bütçe Komisyonu’ndan 3 Ağustos’ta 70. Madde olarak  geçti. Daha sonra Meclis’e 75. Madde olarak girdi. 20 Ağustos’ta ise gece 4 sularında 218 evet ve 14 red oyuyla Meclisten 80. Madde olarak geçti. Muhalefetin görüşmeleriyle birlikte AOÇ’nin belediyeye devri, kamu mallarının özelleştirilmesi ve satılması, belediyelere kayyum atanması tasarıdan çıktı. Ancak bu 80. Madde oylanarak geçti.  80. Maddeyle birlikte TBMM’nin yani yasama organının elinde olan bir yetki Bakanlar Kurulu’na devredilmiş oldu.”

Sermayaye büyük imtiyaz

Bakanlar Kurulu’nun bu yetkiyle bazı spesifik projeleri belli noktalara atayarak büyük bir şekilde sermayeye imtiyaz sağlayacağını bildiren Yıldırım, şunları kaydetti:

“Ülkenin mevcut veya gelecekteki ihtiyacını karşılama arz güvenliğini sağlama, dışa bağımlılığını azaltma teknolojik dönüşümünü sağlama, yenilikçi ve ARGE yoğunu değeri ve katma değeri yüksek projelerde ayrı ayrı veya bütünsel olarak bunların tamamını içerecek projeleri değerlendirerek bunlara bir şekilde imtiyaz sağlıyor. İmtiyaz sağladığı projelere de aslında ekonomi bakanlığı tarafından büyük yatırımlar yapılıyor. Kamunun malı sermayeye süreçleri hızlandırmak ve ranta sağlamak için peşkeş çekiliyor.

Bu projelerde şirketlere sınırsız vergi muafiyeti tanınacak. Gümrük vergisinden normal gelir vergisine dayanan bir çok konuyu kapsıyor. Son günlerde gündemde olan asgari ücretin 1130 liraya düşmesi konusuna tezat oluşturacak şekilde Ekonomi Bakanlığı tarafından  Beş yıla kadar bir asgari ücretin 20 katı kadar ücrette şirketlere fon sağlanacak ve sigortaları devlet tarafından ödenecek.”

Hazine arazileri şirketlere tahsis edilecek

Yine hazine arazilerinin 49 yıllığına bu kapsamdaki projelerde bu şirketlere tahsis edileceğini de kaydederek, sözlerine şöyle devam etti:

 “Enerji tüketimlerinin ise yüzde 50’si on yıla kadar ödenecek devlet tarafından.

Doğayı katledecek ekolojik katliama yol açacak tüm projelerde hazine arazilerinin kullanımı şirketlere tahsis edilebilecek duruma gelmiş oluyor. Bakanlar kurulunun her türlü tahsis izin ruhsat ve diğer sınırlayıcı hükümlerin süresini kısaltma ve istisna edebilme imkanı sağlamış oluyor.Köprüler Havalimanları gibi tüm mega projelerde ve ayrıca istisna olarak gösterilebilecek küçük kapsamlı projelerde de bakanlar kurulunun gerekli görmesi halinde ÇED devre dışı kalmış oluyor. Herhangi bir denetleme mekanizması ortada olmuyor ve kamunun arazileri ranta açılmış oluyor. En sorunlu alanlardan birisi de son dönemde gündemde olan Cerattepe, HES’ler, madenler, nükleer enerji kapsamında Akkuyu bu kapsama girmiş olacak. Teşviklerle birlikte inşaat süreçleri hızlanacak ve rantın geçmek zorlaşacak. ÇED ve diğer denetleme mekanizmaları ortadan kalkınca şu ana kadar bizim açtığımız davaların birçoğu hükümsüz kalabilecek çünkü tarafsız kalacak ve karşılığı olmayacak. Diğer yargı süreçleriyle çok büyük zorluklarla karşı karşıya kalacağız. Örneğin EGO  Hangarları sürecinde ÇED süreci kaldırılması halinde hukuksal mücadele yolları zayıflatılmış olacak. Bu maddenin en önemli noktalarından biri de kuvvet ayrılığı ilkesine aykırı olması. Çünkü yasama yürütme ve yargı organlarının tamamının yetkileri bu kararın kapsadığı alanlarda tek elden bakanlar kurulu tarafından yönetilebilecek.”

Yasalara ve hukuka aykırı

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Namık Kemal Kaya ise hükümetin  OHAL sürecini kendi lehine çeviren ve ranta dayalı politikalarıyla kullanmaya devam ettiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

“ Hükümet yetkilerini OHAL’le artırmayşa devam ediyor. Bu kanunu yatırıma özel kanun olarak değerlendiriyoruz. Yetkinin Bakanlar Kurulu'na devredilmesi bütün yasalara ve hukuka aykırı bir süreçtir. Aynı şekilde ÇED’i dışarıda bırakarak böyle bir düzenleme yapmak tamamen bilime karşı bir duruştur. Yani oradaki doğa katliamına ön ayak olmaktır. Hükümetin rant politikalarında bilimi devre duruşu bırakması sağlıyor. 'Bu işin fıtratında var' zihniyetiyle bağdaşan bir süreç işletiliyor.  Biz bunu doğru bulmuyoruz dava süreçlerini ortadan kaldırıyor. Yatırım deniyor ama üretime yönelik hiçbir şey yok aslında tamamen arsa ve rant politikası üzerinden birtakım özel şirketlere olanaklar sağlayarak vergi oranının örneğin yüzde 100’e kadar indirim yapıyor. Yatırıma katkı oranının yüzde 200’ü geçmemek üzere şeklinde  maddeler var. Ülkemizin gidişatının ve  bu politikaların yanlış olduğunu, ülkenin bütün kamu arazilerinin ve değerlerinin peşkeş çekilerek yanlış bir iş yapıldığını tekrar hükümete hatırlatıyoruz. AOÇ ve bütün kamu arazileri risk altında.”

Kaya, ne olursa olsun meslek odaları olarak mücadeleye devam edeceklerini vurgulayarak, “ Biz durmayacağız, takip etmemiz gereken süreçleri ve davaları takip edeceğiz.  Bu böyle devam edemez “ dedi.

Neoliberal politikalardan vazgeçilmeli

1 Eylül Barış Günü’ne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Kaya, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu hükümet savaş politikalarını daha da körükledi. Eğitim gericileştiği ve bilime karşı politikaların uygulandığı bir yere savaşın olmaması kaçınılmaz. Neoliberal politikalar insanlığa karşı suç işleyen ve insani değerleri yok eden ve bertaraf eden politikalar birliğidir. Bundan vazgeçilmesi gerekiyor''


Toplam Görüntülenme : 65375
Kategori Haberleri

Depremden ders değil, nimet çıkartıldı
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Marmara depreminin 17. Yılında düzenlediği basın toplantısında hükümetin ve yerel yönetimlerin 17 Ağustos 1999 depreminin 17. yılında da yaşananlardan ders çıkartmadığını belirterek, Türkiye’nin ve Ankara’nın aksine yapay afetlerle, doğal afetlerin tetiklendiğini bildirdi.
17 Ağustos 2016
Mimarların Atatürk Anıtı takibi sonuç verdi
Zafer Meydanı’nda bulunan Mareşal Atatürk Anıtı'nın kırılan bronz çelenklerinin onarılması için yazdığı resmi yazılarla, fikri takibin peşini bırakmayan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin çabaları sonuç verdi. Heykelin kırılan parçaları onarım için  Anadolu Medeniyetleri  Müzesi Müdürlüğü’ne teslim edilirken,  Mimarlar Odası Ankara Şubesi “Anıtın kopan parçaları en kısa zamanda tamir edilerek yerine yerleştirilmelidir” dedi.
16 Ağustos 2016
Cumhuriyet tarihinin en büyük satışına hazırlık
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen Varlık Fonu  Yasa tasarısıyla içinde Atatürk Orman Çiftliği’nin de bulunduğu  111 kurumun varlıklarının ve ticari hisselerinin özelleştirme idaresine devredilmesine tepki gösterdi.
15 Ağustos 2016
Mimarlar : Gökçek, “Cemaate hangi parselleri verdiğini halka açıklasın”
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in kendisinin ifade ettiği gibi ‘hayır işi ‘ için cemaate verdiği parselleri açıklamasını istedi.
12 Ağustos 2016

<<< <
30 31 32 33 34 35 36 37 38 39
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!