GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Ankara halkı büyük tehdit altında
Ankara halkı büyük tehdit altında Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Havagazı Fabrikası alanında tescilli kültür varlığı potansiyeli taşıyan, 350 ton asbest bulunan binayı yıkması büyük tepki topladı. Konuya ilişkin ortak basın toplantısı düzenleyen Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara Tabip Odası, Türk Tabipler Birliği, Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi ve iş güvenliği uzmanları Ankara halkının büyük tehdit altında olduğunu belirtirken, asbest ölçüm oranlarının yüksek çıkması durumunda Gökçek, hakkında taammüden adam öldürme suçundan yargı yoluna gideceklerini bildirdi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara Tabip Odası, Türk Tabipler Birliği, Çevre Mühendisleri Ankara Şubesi, Kimya Mühendisleri Ankara Şubesi, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi ve iş güvenliği uzmanları Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 350 ton asbest bulunan Havagazı Fabrikası'nın hiçbir koruma önlemi alınmadan yıkılmasına maskeli basın toplantısı düzenledi. Konunun takipçisi olduklarını belirten bilim insanları halk sağlığı, kent sağlığı ve işçi sağlığı sorunu yaşandığını, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in suç işlediğini söyledi. Mimarlar Odası Ankara Şube Tezcan Karakuş Candan, kanser solumamıza neden olan ve önlem almayan başta Ankara Büyükşehir Belediyesi Melih Gökçek, EGO Genel Müdürü, Genel Müdürü Balamir Gündoğdu, Ankara Valisi Ercan Topaca, Çankaya Kaymakamı Kadir Çakır, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kent Estetiği Daire Başkanlığı Ömer Öksüz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ÇSGB İş Sağlığı Ve İş Güvenliği Genel Müdürü İsmail Gerim, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ankara İl Sağlık Müdürü Kamil Türkmen, Kültür Ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt ve Ankara 1 Nolu Koruma Kurulu Üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını hatırlattı. Binanın her yerinde asbest var Havagazı Fabrikası alanındaki asbest ölçüm sonuçlarının yüksek çıkması durumunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında taamüden adam öldürme suçlamasıyla yargı yoluna gideceklerini bildiren Candan, yaşanan süreci şöyle aktardı: “15 Şubat'ta Ankara Tabip Odası ile 1928 yılında yapılmış Cumhuriyet’in endüstri mirası olarak nitelendirilen Havagazı Fabrikası’nın yıkımını gündeme taşımıştık. Fabrikanın olduğu yerleşke endüstri mirası olarak tescilli iken, tescili kaldırıldığı için yargı yoluna taşındı ve şu anda dava süreci devam ediyor ve dolayısıyla endüstri mirası potansiyeli henüz kendisini koruyor. Bu nedenle kültür bakanlığı buranın yıkılmasını istemiyor. Ocak ayında da Büyükşehir Belediyesi’ne tescilli kültür varlığı potansiyeli taşıdığı ve davası devam ettiği için binanın yıkılmamasını ilişkin yazı yazıyor. İkinci boyutu ise Ağustos ve Kasım ayında binanın yıkımı ile ilgili ihale yapılıyor. İlk ihale 2016 tarihinde 380 bin muhammen bedelle Havagazı Fabrikası’nın yıkılması isteniyor. Bu gerçekleşmiyor ikinci ihale çıktığında muhammen bedel buranın yıkımı ile ilgili 13 bin liraya düşüyor. Bunun nedeni ise yapıda 350 tonluk asbest tespit ediliyor. Asbest yalıtım malzemesi olarak kullanılmış durumda. Bu nedenle kontrollü ve denetimli bir şekilde yıkım yapılması gerekiyor. Ama bütün bunların hiçbirisi dikkate alınmadığı kültür bakanlığı binayı yıkma dediği halde 25 Şubat 2017 Cumartesi Büyükşehir Belediyesi öğle saatlerinde hiçbir koruyucu önlem almadan bu binanın yıkımına başladı ve yıkmaya devam ediyor. Sonrasında da Ankara Tabip Odası hem Mimarlar Odası’nın yaptığı açıklamalara da ‘Biz binanın asbestsiz kısmını yıktık. Asbestli kısmını da denetim altında yıkacağız’ diyerek gerçekleri söylemiyor. Binanın her yeri asbestli. Alandan çekilen fotoğraflar bu durumu oldukça net ortaya koyuyor. Hiçbir önlem alınmamış binaya bir tül çekilmiştir. İşçilere de birer maske vermişler o maskeyle çekilmiş. İçerde dört tane kazan ve çok fazla boru var. Onun için binanın asbestli, asbestsiz diye bir şey söz konusu olamaz. Bu binanın her yerinde asbest var.” Çalmadığımız kapı kalmadı Yurtdışından asbestli bina yıkım örneğini gösteren Candan, “Yurtdışında asbestli binalar yıkılırken binanın iki katı boyunca bina karantinaya alınıyor, trafik kontrollü veriliyor. Hafriyatlar üstü kapalı kamyonlarla taşınıyor.İnsanların girişi çıkışı engelleniyor. Çalışanlar özel kıyafetlerle yıkım işlemi yapıyorlar” dedi. Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Çevrede Atatürk Lisesi, Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, 900 çalışanı olan doğalgaz satışı yapan işletme, TTB, sendika ve oda merkezleri bin 600 öğrencinin öğrenim gördüğü Atatürk Lisesi bulunuyor. Yaklaşık 2 bin kişi her gün gaz almaya gidiyor. Bölgede konut var, sağlık yapıları var. Ciddi bir halk ve kent sağlığı sorunu ile karşı karşıyayız. Bu süreçte çalmadığımız kapı kalmadı. Hepsi kapı duvar. Hava ve toprak ölçümlerini talep ettik. Alman bir firma ölçümleri alacak ve sonuçları kamuoyu ile paylaşacağız. Yarın aksam bu firma asbest ile ilgili sunum yapacak. Konu çok ciddi, hepimizin sağlığı tehdit altında. Türkiye Cumhuriyeti devletinin işleyişini 15 yılda kapı duvar haline getirdiler. Bu nedenle asbestli ölüme hayır diyeceğiz. Sadece rant düşünüyorlar, Havagazı yerleşkesine 4 emsalli yapılaşmadan başka hiç kimseyi düşünmüyorlar. Cumartesi günü, Arena'da binlerce insanı topladılar, hepsi asbest soludu. Yöneticiler vicdanlarını kaybetmiş. Candan ailelere seslenerek, "Devlet ve bu ülkenin yöneticileri halka sahip çıkmıyor siz çocuklarınıza sahip çıkın, BİMER'e ve ihbar hatlarına şikayet edin" çağrısında bulundu Çok büyük halk sağlığı skandalı yaşanıyor Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut ise,Ankara’da çok büyük bir halk sağlığı skandalı yaşandığına dikkat çekerek, “Sigara karşıtı kampanyaya özen gösteren hükümet yetkilileri, asbest ve asbeste bağlı sorunları da duyarlılıkla ele almaları ve Ankara’da halk sağlığı skandalı olan bu önlemsiz yıkımı önlemler alıncıya kadar durdurmalarını talep ediyoruz bölgede acil olarak asbest liflerinin yoğunluğu ölçümlenmeli. Hafriyat döküm alanı dahil olmak üzere toprak ve su bulaşmaları incelenmeli” dedi. Bulut, şunları söyledi: Ankara Büyükşehir Belediyesi bu ihaleye yapamadan önce baca sağlamlaştırılması yapmalıydı. Baca yıkılınca asbestli materyal tüm hafriyat alanına bulaştı. Gerek bu hafriyat taşınırken gerek işçiler çalışırken bölgeye asbest lifleri yayılmakta, Cumartesi 25 Şubat 2017 tarihinde tüm uyarılarımıza rağmen önlem almadan yıkıma başladılar. 25 Ocak 2013 yılında yayınlanan asbestle çalışmalarda sağlık ve güvenlik önlemlerine ilişkin bir yönetmelik var. Bu yönetmeliğin bağlayıcı hükümleri bulunmakta. Bu yıkımda çalışan işçiler, alana yakın oturan mahalle sakinleri ve çevrede işyerleri bulunan vatandaşlarımızı için önlem alınmalıydı. Bölgede bin 600 öğrencisi olan Ankara Atatürk Lisesi var. Bu alanda Mustafa Kemal Bulvarı ve çevre bağlantılarını kullananlar içinde risk oluşturuyor. Kamyonlar brandasız çalışıyorlardı, bu asbestli hafriyatı çevreye saçarak gidiyorlar. Tüm Ankara’yı tehdit ediyorlar. Ayrıca dökümün yapıldığı alanda tarım arazisi ve yerleşim yerleri varsa oradaki insanlar da tehdit altında. İşçilerin solunum sistemi koruyucu ve diğer koruyucu sistemler yoktu alan brandalarla kapatılmamıştı. Toz emici ekipmanlar yoktu. Lisenin öğrencileri de habersizdi bugün öğlenleri teneffüse çıkmama konusunda lise, öğrencilerini uyarmış. Yakındaki işletmede personeline gaz maskeleri vermiş durumda. Çalışma bakanlığından izin alınmış mı bilinmiyor. Yüklenici firma ilgili yönetmeliğin 8 maddesi uyarınca bu konuda uzman birilerini çalıştırmak zorunda. Bunun da olduğunu düşünmüyoruz. Konu tersaneler döneminde gündeme geldi ve o tersanelerde çalışan işçiler 3,5 yıl sonra solunum rahatsızlıkları görüldü." İşçilerle bir gün çalışsın görelim Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya ise tepkisini şöyle dile getirdi: “Büyükşehir Belediye Başkanı suç işliyor. Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı basın açıklamalarıyla halkı yanlış bilgilendirildiğini gördük. Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında yaptığımız suç duyurularında İç İşleri Bakanlığı soruşturma izni vermiyor Ankara halkı sağlık sorunu ile karşı karşıya. Önlem almadan yıkıma devam ediyor. O bölgede yaşayan insanların yanı sıra birçok iş yeri, oteller, okullar, Ankara Adliyesi ve Ankara Garı var. Bir milyona yakın insanın geçtiği ve sirkülasyonun olduğu bir yerden bahsediyoruz. Gökçek yaklaşık yirmi üç yıldır bilimi bay-pas ederek Ankarayı yönetiyor. Bütün uyarılarımıza rağmen rant uğruna Ankara halkının sağlığını hiçe sayarak suç işliyor. Cumhuriyet savcılarını, hükumeti ve bağlı organlarını göreve davet ediyoruz. Biz Ankara suyundaki ağır metallere ilişkin uyarılarda bulunurken, Gökçek kapalı su içti. Ankara’daki buzlanmaya ilişkin yaptığı yetersiz çalışmaları gündeme taşırken, tuzu yalayın demişti. Ankara susuzluk çektiği zaman leğende yıkanın, akrabalarınıza gidin, demişti. Bizde sayın Gökçek'e diyoruz ki, Havagazı Fabrikası alanında gerçekten asbest olmadığını ve önlem alındığını iddia ediyorsan bir gün o işçilerle birlikte çalışmanı öneriyoruz” Akciğer kanserine yol açıyor Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mine Önal da şunları kaydetti: “Asbestin kanserojen madde olduğu ve lifsi bir kristal olduğu 19.yy’da bilinmeden çok yaygın olarak kullanılmaya başlandı ve çok avantajlı bir materyal ısıdan sürtünmeden asit ve bazik maddelerden etkilenmiyor. Bu nedenle çok yaygın bir kulanım alanı çok uzun yıllar. Fakat 1970’li yıllardan itibaren asbeste bağlı akciğer hastalıkları görülmeye başlanmasından sonra pek çok ülkede ve pek çok alanda asbestin kullanımı sınırlandı. Bugün hala belli alanlarda kullanılıyor ama asıl risk şu anda yaşadığımız eski binaların yıkılması ve gemilerin sökülmesi sırasında ortaya çıkıyor. Asbest lifleri nefes alma yoluyla vücuda girdikten sonra kan damarlarıyla vücudun pek çok alanına ulaşabiliyor. Özellikle hasarı akciğerlerde yapıyor. Kanserojen olduğu yüzde 100 kanıtlanmış. Akciğer kanserinde oldukça ciddi etkileri var özelikle sigara içen bireylerde akciğer kanseri riskini 50 kat yükselttiği biliniyor. Akciğer kansere dışında bizim malign mezotelyoma diye tanımladığımız akciğer zarının tümörüne yol açıyor. Çok ölümcül bir tümördür ve tedavi imkanı çok kısıtlıdır. Son derece sıkıntılı bir durumda hasta hayatını kaybeder. Asbest bu tümörün en etkin nedenidir. Bunun dışında kanserin dışında pek çok akciğer hastalığına neden olur. Bu hastalıklar Akicğer dokusunda kalınmasına yol açar solunum yetmezliğine ve hastanın boğularak ölmesine neden olur. Burada maruziyetin süresi ve miktarı çok önemli. Kanser oluşumu için 15,20,30 yıllık bir süre geçmesi gerekiyor ancak iyi huylu dediğimiz hasta için ölümcül sonuçlar yaratan diğer hastalıklar için bir yıllık süre yeterli. Akciğerde su toplanması, akciğer dokusunda kalınlaşmasıyla birlikte maruziyetin sonuçlarını 1 yıl içinde görmeye başlayacağız. Kanser vakalarını da 15,20 yıl sonra Ankara’daki asbeste bağlı akciğer kanseri malign mezotelyoma sayıları karşımıza çıkarsa, yapılan bu yıkım Ankara halkının sağlığını tehdit etmiştir. Sonuçlarını maalesef yaşayacağımız bir durumdur. İşçilerin aileleri de risk altında.” Ciddi işçi sağlığı sorunu yaşanıyor TTB İşçi Sağlığı Kol Başkanı Dr. Sedat Abbasoğlu ise, “Ciddi bir ve halk sağlığı sorunu yaşanıyor. 25 Ocak 2013 yılında çıkan yönetmelik asbestle ilgili nasıl çalışılması gerektiğin bütün ayrıntıları ortaya koşmuş durumda. Etkilenecek olanlar bir orada çalışacak işçi arkadaşlarımız, yıkımı yapacak arkadaşlarımız ikincisi de çevrede yaşayanlar etkilenecek. Çok düşük fiyatla söküm işi ihale edildiği için taşeron bir firma tarafından yapılacak. Alınması gereken birtakım önlemler var. Bu çalışanların işe girişlerinden akciğer grafiklerinin çekilmesi lazım solunum testlerinin yapılması lazım asbestle ilgili ön eğitim almış almaları gerekiyor. Çalışma bakanlığına kimlerin çalışacağın işin nasıl yapılacağı konusunda ön bilginin verilip başlanmış. Lazım taşıma işlemi dışında hafriyatın sızdırmaz torbalarla yapılmış olması lazım hafriyat alanının sızdırmaz örtülerle kaplanmış olması bunların hiçbirinin yapılamadığı fotoğraflardan görülüyor. 2016 yılında 1970 işçi cinayeti yaşandı önümüzdeki yıllarda bu çalışan arkadaşlarımızın bu işçi cinayetlerinin birer kurbanı olacaklar. Bu tehlikeli atıkların nereye atıldığı belli değil” diye konuştu. Bu sökümün asbest uzmanı kim? Kimya Mühendisleri Ankara Şube Başkanı Erkin Etike de şu değerlendirmeyi yaptı: “Ankara’nın merkezinde bir nükleer sızıntı olayı olsaydı yaşanacak kamuoyu ilgisini ve alınabilecek önlemleri bugünden tahmin edebiliyoruz. Çok önemli bir sağlık ve çevre felaketi tehlikesi var. Asbest maddesinin ne olduğunu biliyoruz bu madde aslında 6 kimyasal maddenin ortak adı. Bu maddelerin hepsinin Türkiye’da üretilmesi kullanılması işlenmesi alınması satılması mutlak suretle yasaklandı. Sadece geçmişte bunlar kullanılarak inşa edilen yapılarda bunlar sökülürken çok ciddi tedbirler alınması gerekliliği ortaya konulmuştur, Burada sağlığa zararlı olup olmadığı konusunda hiçbir tartışma yok. Söküm işinde asbest söküm uzmanı çalıştırması gerekiyor. Bu sökümün asbest söküm uzmanı kimdir? Söküm ortamında asbest liflerinin zaman ağırlık ortalama değeri 0,1 lif/santimetre küptür Havagazı Fabrikası söküm ortamındaki asbest ölçüm oranı kaçtır kamuoyuna açıklanmalı . Eğer bu oranın 8 saatlik ortalama değeri 0.1lif/santimetreküpü üstündeyse kesinlikle büyük bir felaketle karşı karşıyayız.”
Büyükşehir zorbalık yapıyor Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Sekreteri Gözde Güldal, “Tarihi ve kültür varlıklarını korumakla ve halk sağlığını korumakla yükümlü Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Havagazı Fabrikası yıkımı, bunların hepsini yerle bir eden uygulamadır. Buranın tescil başvurusu sürerken koruma kurullarını ve meslek odalarını görmezden gelmektedir. Bazı malzemelerin nasıl söküleceğinin konuşulması gerekmektedir. Büyükşehir burada zorbalık içindedir. Yıkıldıktan sonra, çok yüksek yapılaşma kamu yararını görmezden gelen bir proje söz konusudur. Süreç baştan sona dava konusudur” dedi.
Çevre Mühendisleri Odası’ndan Cem Şahin de, “Doğaya uyun olmayan şekilde bertaraf edilmemesi gerekli önlemlerin alınmaması, eğitimli personelin bulunmaması asbestin doğaya karışmasını sağlıyor” dedi. Toplantıda asbestin vücuda girdikten sonra kan damarlarıyla vücudun pek çok alanına ulaşabildiğini anlatan bir kısa film de gösterildi. TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Basın Birimi Toplam Görüntülenme : 61945 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|