Sobe Gazetesi 2024 - Yargıtay ne karar verirse versin AOÇ mücadelesi sürecek
GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Yargıtay ne karar verirse versin AOÇ mücadelesi sürecek

Yargıtay ne karar verirse versin AOÇ mücadelesi sürecek

Atatürk Orman ÇiftliÄŸi’nde, Atatürk'ün Vasiyeti ve Åžartlı Bağışını Ä°hlal Davası’nın Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'ndeki duruÅŸmasında karşı tarafın yaptığı savunma tepki çekti. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, Ziraat Mühendisleri Odası ve müdahiller “Mekansal ve simgesel olarak AOÇ’ye müdahale ettikleri için Kaçak Saray tanımlamasından rahatsız oldular. AOÇ talan edilmeseydi domates bugün 7 lira olmayacaktı. AOÇ amacı dışında kullanılarak talan ediliyor. Biz Atatürk’ün biyolojik çocukları olmayabiliriz ama bir liderin bize emanet ettiÄŸi bu vatanın evlatlarıyız. Bize emanet edilmiÅŸ toprakları koruyacağız. Kimse bizim müdahilliÄŸimizi sorgulayamaz, sorgulayamayacak. Ne karar verilirse verilsin AOÇ mücadelesini toplum nezdinde yükselteceÄŸiz” dedi.

 Atatürk Orman ÇiftliÄŸi’nde, Atatürk'ün Vasiyeti ve Åžartlı Bağışını Ä°hlalin tespiti ve müdahalenin meni davasının Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nde duruÅŸması yapıldı.

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, Åžehir Plancıları Odası Ankara Åžubesi, Ziraat Mühendisleri Odası ve davacı 5 oda ile 46 müdahilin olduÄŸu duruÅŸmaya, müdahil olarak katılan Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan, Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Yönetim Kurulu Ãœyesi Muteber OsmanpaÅŸaoÄŸlu, Ziraat Mühendisleri Odası Genel BaÅŸkanı Özden Güngör, Mimarlar Odası Genel Merkez Sekreter Yardımcısı Leman ArdoÄŸan’ın yanı sıra, Mimarlar Odası Ankara Åžube Sekreteri Nihal Evirgen, davacı odaların avukatları ve vatandaÅŸlar katıldı.

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, Ziraat Mühendisleri Odası ve müdahililer duruÅŸmaya iliÅŸkin basın toplantısı yaptı. 

Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan,  dava sürecini anlatarak ÅŸunları söyledi:

“2015 yılında beÅŸ meslek odası ve Ankara Barosu olarak Atatürk Orman ÇiftliÄŸi’nde (AOÇ) Atatürk'ün vasiyeti ve ÅŸartlı bağışının ihlalinin tespiti ve müdahalenin meni davası açmıştık. Daha sonra da davaya baÅŸka odalar ile vatandaÅŸlar da müdahil oldu. 46 müdahil oldu. Müdahil taleplerimiz kabul edilmiÅŸti. 26. Asliye Hukuk Mahkemesi dava görülürken bir anda 4.duruÅŸmada davayı reddetti. Mahkeme kararı Yargıtay’a taşındı. Bugün de Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nde duruÅŸması yapıldı. Avukatlarımız ve müdahil olarak katılan biz de kendi savunmalarımızı yaptık. AOÇ’nin ÅŸartlı bağışına aykırı ÅŸekilde kullanıldığını ve bunun tespit edilmesini ve 26. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozulmasını istedik. Bizim karşımızda davalılar BüyükÅŸehir Belediyesi, BaÅŸbakanlık ve Hazine idi. BaÅŸbakanlık olmadığı için CumhurbaÅŸkanlığı avukatı davaya katıldı.  Atatürk Orman ÇiftliÄŸi’nin talanına iliÅŸkin yapılanlar anlatıldı. Bizim kaçak Saray söylemimize CumhurbaÅŸkanlığı avukatı ‘Saray yok, Kaçak Saray yok’ çıkarın onu ifadeden dedi. Bir saray korkusunun olduÄŸu çok açık bir ÅŸekilde görülüyor. BüyükÅŸehir Belediyesinin ve aynı zamanda Gökçek’in avukatı savunmasında Atatürk’ün 1937 yılında el yazısıyla yazdığı yazıya ÅŸartlı olarak bağışlıyorum demediÄŸi için ÅŸartlı bağışının olmadığını, adi bir yazı olduÄŸunu ve Atatürk’ün tapuya gidip bağışın tapuda yapılmadığını ÅŸartlı bağış yapmadığını iddia etti. Bu davayı açabilmek için malik olmak gerekir dedi yani Atatürk’ün biyolojik olarak çocuÄŸu olmak gerektiÄŸini ifade etti. Zerre kadar AOÇ’den ve Atatürk’ün yazdığı ÅŸartlı bağıştan bir ÅŸey anlamadıklarını bir kez daha ortaya koydular “

Mekansal ve simgesel olarak AOÇ’ye müdahale ettikleri için Kaçak Saray tanımlamasından rahatsız oldular

Candan, sözlerine şöyle devam etti:

“Atatürk’ün Orman ÇiftliÄŸi’ni talan etmeyi kafalarına koymuÅŸlar.  CumhurbaÅŸkanlığı avukatı savunma yaparken Anayasa Mahkemesi’nin bir kararını söylüyor. O karar da yol tünel elektrik su gibi altyapılarının AOÇ sürecinde kamu yararı hizmetlerinin AOÇ’deki arazi noktalarında çok önemli ve bağışa aykırı olmadığını söyleyen kararına atıfta bulundu. Kaçak saray dediÄŸimizde politize etmeyin denildi. AOÇ’nin kendisi çok politik bir alandır. Cumhuriyetin özgürlükçü deÄŸerlerinin kurucu mekanı, kentsel tarım, üretim, eÄŸitim ve paylaşım alanıdır. Orada Karadeniz ve Marmara Havuzu ile birlikte bir kentsel rekreasyon, sosyal kültürel dönüşüm alanı. Çok politik bir alan oraya müdahale eden herkes o rejimle hesaplaÅŸmak için müdahale ediyor. Kaçak Saray ismi zikredildiÄŸinde politize etmeyin demenin arkasında  yatan neden bu. Ä°deolojik olarak müdahale ediyorlar rejimle hesaplaşıyorlar.”

AOÇ talan edilmeseydi bugün Türkiye’yi doyurabilirdi, domates bugün 7 lira olmayacaktı

Candan, şunları kaydetti:

“ AOÇ Atatürk’ün ÅŸartlı bağışına uygun olarak korunsa ve muhafaza edilseydi bugün Türkiye’yi doyurabilen bir alan olacaktı. Domates pazarda 7 liraya satılmayacaktı tarım alanları talan edilmeyecekti insanlar yoksul kalmayacaktı tohumu Ä°srail’den, boylu aÄŸaçları yurtdışından ithal etmeyecektik. Sadece bir tarımsal alanı deÄŸil Cumhuriyetin bütün kurucu ve kalkınmacı deÄŸerlerini ortadan kaldırıyorlar. Halkçı deÄŸerini kendi kendine yeten bakış açısını, kadınla erkeÄŸin bir arada sosyalleÅŸtiÄŸi laiklik ortamını kaldırmaya niyet ediyorlar.. Kentsel politika içindeki çaÄŸdaÅŸ planlı kentleÅŸmenin ürünü olan bütün işçilerin ihtiyaçlarını karşılayan mekansallığı ortadan kaldırıyor. Bu taamüden yapılmış rejime karşı tavırdır. Onun için çok politik. O politikliÄŸin simgesi Kaçak Saray. onun için her kaçak saray söyleminde  politize etmeyin dediler. Rejimle hesaplaşıyorlar bunu açıkça söyleyemedikleri için korkuyorlar. ‘Aman kaçak demeyin aman saray demeyin aman cumhurbaÅŸkanı duyarda başımıza ne gelir’ derdine düşmüşler Yargıtay ne karar verirse versin AOÇ mücadelesi devam edecek. Bizim 800 davamız var. Bırakın Türkiye’deki davaları AÄ°HM’e taşıdığımız 15 davamız var. Biz dava açma ehliyetini anayasadan alıyoruz. Biz Atatürk’ün biyolojik çocukları olmayabiliriz ama bir liderin  bize  emanet ettiÄŸi bu  vatanın evlatlarıyız. Bize emanet edilmiÅŸ toprakları koruyacağız. Kimse bizim müdahilliÄŸimizi sorgulayamaz sorgulayamayacak.”

AOÇ amaçlı dışında kullanılıyor, çiftlik özelliğinden çıktı

Ziraat Mühendisleri Odası Genel BaÅŸkanı Özden Güngör, ise, “Bugünkü davayı ibretle izledik. AOÇ yeri daha önceden bataklıkmış Atatürk orayı ıslah etmiÅŸ. Tarıma açmış üretime katkısı olsun üreticilere bir yararı olsun orada iyi tarım yapılsın diye burada geniÅŸ çaplı faaliyet yapmış. Hatta Ziraat Fakültesi, öğrencilere 1 yıl AOÇ staj yapma zorunluluÄŸu koymuÅŸ. AOÇ’de 1 yıl staj yaptıktan sonra mezun olunabiliyormuÅŸ. Atatürk burayı Türk halkına emanet etmiÅŸ. Türk halkına bağışlamış. Bugün karşı tarafın avukatları inanılmayacak ÅŸeyler söylediler.  Anayasa’nın 135. Maddesine göre kamu niteliÄŸindeki odalar olan bizler, dava açamazmışız. Bir kere bu Anayasa’ya aykırı.  Öte yandan duruÅŸmada, o dönemde Atatürk’ün yazdığı yazı alelade bir yazı olarak nitelendirildi. Kamu yararı olduÄŸu için rahatlıkla yol köprü yapılaÅŸmanın yapılabileceÄŸini ifade ettiler. Hayretler içinde kaldım. Atatürk’ün Türk halkına emanet ettiÄŸi AOÇ için talan serbest diyorlar. Bu iktidarın bu doÄŸrultuda hareket ettiÄŸini de zaten görüyoruz. AOÇ amacı dışında kullanılıyor, çiftlik özelliÄŸinden çıktı. Bizler Atatürk’ün evlatlarıyız. Atatürk’ün kemikleri sızlıyor. Umarım Yargıtay ÅŸartlı bağışı dikkate alır bizlerin ve müdahil olan arkadaÅŸların lehine karar verir” diye konuÅŸtu.

Ne karar verilirse verilsin mücadeleyi toplum nezninde yükselteceğiz

Mimarlar Odası Ankara Åžube Sekreteri Nihal Evirgen ise “Bu dava ile bugün memleketimizin içinde bulunduÄŸu durumun küçücük bir duruÅŸma odasında simülasyonunu yaÅŸadık. DuruÅŸmada Atatürk Orman ÇiftliÄŸi'nin yaÄŸmasının tarafında olanlara karşı mücadele edenlerin yaptığı savunma Türkiye sathında yapılan mücadelenin ufak bir örneÄŸidir. Karşı tarafın savunması ise çok dikkat çekiciydi. Kamu yararı ve mülkiyet haklarını birbirine karıştırarak, Atatürk’ün vasiyetinin ve ÅŸartlı bağışının sanki yalnızca onun biyolojik evlatlarına aitmiÅŸ gibi algılandığı bir savunma yapıldı. Ancak kamu dediÄŸimiz biz, hepimiziz ve meslek odamız da kamu kurumu niteliÄŸinde meslek örgütü olarak kamunun adına bu yararı savunmakla yükümlüdür. Ne karar verilirse verilsin en önemli ÅŸey bütün toplum olarak bu davaya sahip çıkmak ve beÅŸ odamızın ve müdahillerin yaptığı savunmayı toplum nezninde ve bulunduÄŸumuz her alanda yeniden yükseltmektir. Atatürk’ün vasiyetine, ÅŸartlı bağışına ve AOÇ’ye hep birlikte sahip çıkmak gerekiyor. Daha önce verilmiÅŸ kararlar bağımsız bir yargının varlığını sorgulatıyor. Dolayısıyla toplum nezninde hukuku savunmak ve mücadele etmek zorundayız” deÄŸerlendirmesini yaptı.

1970’lerde hava kirliliÄŸinin üzücü boyutlara ulaÅŸmamasının nedeni AOÇ’dir

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Yönetim Kurulu Ãœyesi Muteber OsmanpaÅŸaoÄŸlu da, “Bugün ilginç bir duruÅŸma yaÅŸadık kararı merak ediyorum. Hakkımızın teslim edilmesini istedik. Çünkü AOÇ Ankara için çok deÄŸerli ve çok önemli bir alan. Bir kentsel tarım modeli orada uygulanmış ve dünyaya örnek olmuÅŸ. Müdahil olarak yaptığım savunmamda daha önceki yıllardan örnek verdim. 1950’li yıllarda Londra’da hava kirliliÄŸinden kaynaklı toplu ölümler meydana geliyor. Ankara’da 1970’li yıllarda çok yoÄŸun hava kirliliÄŸi yaÅŸandı. O zaman uzmanlar, ‘Kentin içinde açık yeÅŸil bir alan olması nedeniyle Ankara’yı AOÇ alanı kurtardı’ diyerek görüş bildirdi. Yargıtay 26. Asliye mahkemesini kararını onarsa bu AOÇ için çok olumsuz bir talan süreci meÅŸrulaÅŸmış olacak” dedi.

 

Mimarlar Odası Genel Merkez Sekreter Yardımcısı Leman ArdoÄŸan ise, “Bir Ankaralı olarak AOÇ'nin kent belleÄŸinden silindiÄŸini görüyoruz. AOÇ benim çocukluÄŸumdaki AOÇ deÄŸil. Annem 90 yaşında. AOÇ’ye götürdüğüm zaman ‘beni kandırıyorsun baÅŸka yere getirdi’  diyor. AOÇ tanınmaz bir ÅŸekilde talan edilmiÅŸ durumda, yollarla Kaçak Saray, Ankapark ile Ankara’nın akciÄŸeri olan AOÇ’yi mahfettiler. Bir kültür deÄŸeri olarak piknik yaptığımız sosyalleÅŸtiÄŸimiz yerler yok olmuÅŸ. Bu yeni nesil bunu bilemeyecek” diye konuÅŸtu.


Toplam Görüntülenme : 50762
Kategori Haberleri

ADALET HAFTASI, GRUP GÜNDOĞARKEN VE REDD’LE SON BULUYOR
Gazeteci Yazar UÄŸur Mumcu’nun öldürüldüğü gün olan 24 Ocak’ta baÅŸlayan ‘Adalet ve Demokrasi Haftası’ 31 Ocak’ta, Grup GündoÄŸarken ve Grup Redd konseriyle sona eriyor.
29 Ocak 2013
TAKİPÇİ’ye KIYAK
Twit’ler Åžahane Yemekler Alâ / Takipçiye yemek Belediye’nin kazanından
29 Ocak 2013
Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nden Gökçek’e cevap gecikmedi
Ankara BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Ä°.Melih Gökçek yine Mimarlar Odası’na çattı, Oda yöneticileri’nden Gökçek’e yanıt geldi.
28 Ocak 2013
Mimarlar Odası’ndan Kurul Kararı’na tepki
Oda yöneticileri kararın altında imzası olanlara yargı yolunu iÅŸaret etti. 
23 Ocak 2013

<<< <
117 118 119 120 121 122 123 124 125 126
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiÅŸ.
Yorum için giriş yapınız!