GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Güvenpark’ın altı oyuluyor,bir sabah kalktığımızda ağaçlar kesilmiş olabilir
Güvenpark’ın altı oyuluyor,bir sabah kalktığımızda aÄŸaçlar kesilmiÅŸ olabilir Kent Merkezinden Minibüs terminali kaldırılmalı, Ankara’da kentliyi doÄŸayı dikkate alan projeler üretilmeli Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, Kent Ä°zleme Merkezi Danışma Kurulu Ãœyesi Mimar ve Ulaşım Uzmanı Erhan Öncü ile Åžehir plancısı Akın Atauz’un konuÅŸmacı olarak katıldığı panelle tehdit altında olan Güvenpark’ı ve Güvenpark’ın altının depolama ve otopark alanı yapılma projesini masaya yatırdı. Panelde geçmiÅŸten bugüne Güvenpark mücadelesi anlatılırken, “Güvenpark’ın altı oyuluyor. Güvenpark’tan minibüs terminali kaldırılmalı ve Ankara’da kentliyi doÄŸayı dikkate alan projeler üretilmeli” denildi. Panele Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan, Mimarlar Odası Ankara Åžube Yönetim Kurulu Ãœyesi Muteber OsmanpaÅŸaoÄŸlu, mimarlar ve vatandaÅŸlar katıldı. “Zaferpark’tan Güvenpark’ın altına doÄŸru ÅŸimdi tünelle geliyorlar. Köstebek gibi Güvenpark’ın altı oyuluyor. Bir sabah kalktığımızda köstebek yukarı çıkmış ve aÄŸaçların bir bölümü kesilmiÅŸ, Güvenpark’ın etrafı tahtalarla çevrilmiÅŸ, 2 katlı 3 katlı depolama ve otopark inÅŸaatı baÅŸlamış olabilir” Panelin açılış konuÅŸmasını yapan Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan, “Güvenpark kent merkezindeki konumuyla birlikte hepimizin yaÅŸamında önemli bir yer ediniyor. Jansen planlamasında bu güne hükümet kartiyesi içerisinde yeÅŸil alan olan yerini alan kent merkezinin nefes alanı Güvenpark, Mimarlık öğrencisi iken Mimarlar Odası’nda aktif çalışmamın ve öğrenci komisyonuna girmemin sebebidir. ‘Güvenpark otopark olmasın’ kampanyasına öğrenciyken attığım imzanın sorumluluÄŸu ve kararlılığını hala taşıyorum. O günlerde verilen mücadele ile Güvenpark otopark olmadı ama her dönemde, Cumhuriyetin bu simge mekanı nefes alanı Güvenpark’a yönelik tahrip etme süreci devam etti. Åžu anda da SaraçoÄŸlu ile birlikte bir bütün olarak ele aldığımız kent merkezinin nefes alanlarından olan Güvenpark yine betonlaÅŸma tehditi ile karşı karşıya. Gökçek döneminde gündeme gelen otopark yapımı, ÅŸimdi metro çıkışları ile birlikte gündeme getirilen dolmuÅŸların depolanacağı depolama alanı ve otopark ile Güvenpark yine gündemde. Güvenpark’ın altına dolmuÅŸ depolama ve otopark yapımına yol veren Koruma Amaçlı imar Planındaki plan notuna Mimarlar Odası Ankara Åžubesi olarak dava açtık. Dava süreci devam ederken bu kez yeraltından bu süreci baÅŸlattılar. Zaferpark’tan Güvenpark’ın altına doÄŸru ÅŸimdi tünelle geliyorlar. Köstebek gibi Güvenpark’ın altı oyuluyor. Bir sabah kalktığımızda köstebek yukarı çıkmış ve aÄŸaçların bir bölümü kesilmiÅŸ, Güvenpark’ın etrafı tahtalarla çevrilmiÅŸ,2 katlı 3 katlı depolama ve otopark inÅŸaatı baÅŸlamış olabilir. Kent merkezinden dolmuÅŸların uzaklaÅŸtırılması ve yayalaÅŸtırılması Güvenpark’ın SaraçoÄŸlu Mahallesi ile birlikte nefes koridoruna dönüştürülmesi, altına otopark yapılmasından, kent merkezlerinin araç depolama alanları olmasından ivedilikle vazgeçilmesi zorunluluktur. Bu panelde Åžehir plancısı Akın Atauz ve Mimar ve Ulaşım Uzmanı Erhan Öncü ile birlikte hem Güvenpark’ın kent açısından deÄŸeri , önemi ve kentsel toplumsal muhalefet içerisindeki Güvenpark direniÅŸi, hem de ulaşım planlaması açısından bir deÄŸerlendirilmesini yapacağız. Bugün aramızda davalık olduÄŸumuz planın müellifinin de bulunması karşılıklı bir tartışmaya da ve risklerin neler olduÄŸuna dair görüş alışveriÅŸinde buluÅŸmamıza da olanak saÄŸlayacak ” dedi. Bu projeye göre Güvenpark’da aÄŸaç kesilmemesi mümkün deÄŸil Ulaşım uzmanı ve ÅŸehir plancısı Erhan Öncü, “Åžu anda farkında deÄŸiliz ama Güvenpark’ın altı oyuluyor. Koruma Amaçlı Ä°mar Planı kararlarında burada metro yapacağız izin veriyoruz diye bir açık çek verilmesi söz konusu. Açık çek aÄŸaç kesilmeyecek diyor. Türkiye’de ne kadar mahkeme kararlarının dinlendiÄŸini biliyoruz. Ulaşımla ilgili tesisler ve diÄŸer yapılaÅŸmalar yapabilirsiniz diyor. Yani Koruma Kurulu her geleni onaylıyor genellikle. Dolayısıyla bu alan içine teleferik otopark hatta havaalanı bile yapabilirsiniz sonucu çıkıyor. Kurallara uymak ‘aÄŸaç kesmemek’ ÅŸartıyla. Böyle bir ÅŸey mümkün deÄŸil. Bu genel bir açık çek oluyor bu ada düzeyinde verilmiÅŸ ama uygulama biraz daha makul. Özhaseki’nin broşüründe de var. Önerdikleri projeye göre burası ÅŸu anda aÄŸaçlar olmayan minibüs terminali olan alanı bir terminal yapacağız diyor. Bunun projelerini edindim. Bu projeye göre minibüsler geliyorlar tek ÅŸeritten gelip yer altına giriyorlar. Yer altında dolaşıyorlar Muhtemelen yolcu indiriyorlar. Rampadan yukarı çıkıp yolcularıyla birlikte gidiyorlar. Ya aÅŸağıda indirip yukarda yolcu alıyorlar ya da yukarda hem indirip hem yolcu alıyorlar , 20 küsur ÅŸeridi bir ÅŸeride büzüyordunuz burada da yaklaşık 10 ÅŸeridi bir ÅŸeride büzüyorsunuz. Bunun çalışmayacağını anlamaları lazım. Ãœstelik giriÅŸte te de aynı sorun var. Bu projeye göre buradaki kuyruk Genel Kurmayın önüne kadar uzayacaktır. Bir de bütün bunun ötesinde kentte hiç yaya yokmuÅŸ gibi düşünülüyor. Ciddi bir yaya akımı olduÄŸunu düşünmüyorlar yayalar sürekli olarak ezilecek ya da kuyruklanma olacaktır. Toprak mahsullerinin olduÄŸu noktadan karşıya çıkmak ciddi bir risk almayı gerektiriyor” diye konuÅŸtu. “Ankara’nın en güzel sokağı Kumrular otopark minübüs ve otobüslerden kurtarılmalı”. Öncü, sözlerine şöyle devam etti: “Gazete haberlerine göre bir kat minübüs iki ya da üç kat otopark olarak düşünülmüş. Bu açıkça hiçbir yerde söylenmiyor. Metroyu kazacaklar delme tünel yöntemiyle deÄŸil hazır olmuÅŸken üzerine bir ÅŸeyler inÅŸa edelim düşüncesiyle hareket ediyorlar. Odalarımız davalarını açıyorlar. Bizim gerçek bir Güvenpark’a ihtiyacımız var. Merkezde küçük araçların depolanması ve küçük araçlarla hizmet götürülmesi yanlış bir ÅŸey. Normal olarak kapasitesi artmışsa daha çok yolcu taşıyacak araçlara geçilmesi lazım. Metro yapılması tamam. Dikmen yönüne çıkacak belki Çankaya yönüne zikzaklar çizerek gidecek metro yapılana kadar otobüsle çözülmeli. Minübüsler otobüse dönüştürülmeli. EGO kendi otobüsleriyle hizmet etmeli. Araç büyütülmesi büyük yarar saÄŸlar. Bunlar otobüse çevrildiÄŸinde Kumrular Sokağın kapasitesi yetersiz kalmayacak mı belli bir noktaya kadar kalacak. SaraçoÄŸlu Mahallesi’ni de kapsayacak ÅŸekilde yaya odaklı bir plan hazırlanmalı. Minübüs terminali kesinlikle kaldırılmalı. Kumrular sokak yayalaÅŸtırılmalı . Ankara’nın en güzel sokağı otopark minübüs ve otobüslerden kurtarılmalı. Servis araçları sabah erken ya da akÅŸam geç insanlardan sonra bu koridora girebilmeli.” “Güvenpark ve SaraçoÄŸlu odaklı yayalaÅŸtırma planı hazırlanmalı” Öncü, “Otobüsler minibüsler Kızılay’a nasıl yaklaÅŸacak? Mevcut minibüs hatları ne olacak?” sorularına ÅŸu çözüm önerilerini sundu: “SaraçoÄŸlu Mahallesi’ni de kapsayacak ÅŸekilde yaya odaklı bir plan hazırlanmalı demiÅŸtik. Otobüse dönüşen minibüsler otobüs yollarını kullanarak dolaÅŸabilmeli en azından geçici dönemde Milli Müdafaa Caddesi Necatibey Yaya Galip caddelerinde otobüs ringi oluÅŸturulup metrobüs niteliÄŸinde bir servisle en azından 10’da bir azaltılmış araç sayısıyla hizmet verilebilir. Metro açılana kadar bu devam edebilir. Otobüse dönüşen hatların terminalleri hattın dış ucuna alınmalıdır. Bu otobüsler için yapıldı hatta buradan kaldırılan otobüsler için de yapıldı ama minibüsler için yapılmıyor hala merkezde tutuluyor. Bu düzenlemeyi yaparken hatların güzergahları merkeze yakın geçecek yeniden düzenlemeli bunun için hatlar birleÅŸtirilmeli iki hat birbirine kaynatılıp araç havuzu oluÅŸturulmalı. Bu tür hat düzenlemesi yapıldığın da Güvenpark terminaline gerek kalmayacaktır. Metro açıldığında 5,6 yıl sonra hatlar yeniden düzenlenmeli Bu hatlar besleme ya da diÄŸer koridorlara dönüştürülmelidir. Güvenpark’ı tenekeye dönüştüren bu hatlar çok basit düzenlemelerle hatlar birleÅŸtirilerek hatlar uzatılarak dışarıya alınabilir orası yeÅŸile insana ve kentsel mekana dönüştürülebilir. Metronun sadece çıkış yerleri kazılarak yeÅŸil dokuya olabildiÄŸince az zarar verilmeli. Aksi halde altına kepçelerle girmek doÄŸru bir çözüm olmayacaktır. Minibüs terminali kaldırılmalıdır. Bu alanlarda yaya hareketi çok artacağı için yeni metro kapıları insan fışkırtacaktır. Bu insanları minibüs terminalinin önüne atamayız. Metrodan çıkartacağınız insanları saÄŸlıklı ve güvenilir ÅŸekilde dağıtmak için yaya koridorları oluÅŸturulmalı. Sonuç olarak metro fikriyle çeliÅŸen minibüsçülük merkez dışında tutulmalı onları kalıcı hale getirmekten oraya bir terminal alanı yapmaktan kaçınılmalıdır. Aynı ÅŸekilde SaraçoÄŸlu’nun altında yapmayı planladıkları otoparklarda ortadan kaldırılmalı projeden çıkarılmalı. Çünkü kent merkezinde yapılan her otopark oraya araç çekecektir ve merkeze gelen trafiÄŸi tıkayacaktır. Kent merkezinde yapılacak otoparklar trafiÄŸi çözmez artırır hakkaniyeti azaltır. Taşıt rant odaklı projelerden vazgeçmek zorundayız Ankara’da kenti ve kentliyi doÄŸayı dikkate alan projeler üretilmelidir. Güvenpark’ta ne olacak ve ne yapılmalı? Öncü, Güvenpark’ın ulaşım konusundaki geleceÄŸine ve ‘Bugün ne oluyor? Güvenpark’ın Ankara’da deÄŸiÅŸen rolü neydi? Gökçek’in Güvenpark Konusundaki niyetleri neydi? Belediye baÅŸkan adaylarının projeleri Güvenpark’ı nasıl etkileyecek. Güvenpark’ta ne olacak ve ne yapılmalı?’ konularına ise şöyle deÄŸindi: “Güvenpark ilk yıllarda tarlaların ortasındaydı. YeÅŸil örnek bir alan ve kentsel odak noktası oluÅŸturulmaya çalışıldı. GeniÅŸ yollarıyla giderek daralacak bizim için büyüyen aÄŸaçlarla birlikte onlardan daha fazla büyüyen binaları izledik. YeÅŸil alan giderek bir avuç içi kadar kaldı. Günümüze geldiÄŸinde hepimizin belleÄŸinde farklı bir yeri olan Güven Anıtı’nı görmüyoruz bile. Biz oradaki tenekeleri sacları ve minibüsleri görüyoruz. Çünkü artık bunlar baskın olmaya baÅŸladı. Güvenpark ve Kızılay bir meydandı. KavÅŸaÄŸa, terminale, dönüştü. Burada belediye iÅŸportacılığı baÅŸladı. Alan artık bir park deÄŸil aktarma ve bekleme alanı oldu. Metro çıkışlarıyla giderek bir geçiÅŸ oradan oraya koÅŸturma alanı oldu Güvenlik güçlerinin ve belediyenin arka bahçesine dönüştü. Park etmiÅŸ araçların kimin olduÄŸunu sorgulayamıyorsunuz ama birileri resmi olarak yeÅŸil alanı iÅŸgal ediyor. Parkın etrafındaki taksi durakları, iÅŸportacılar, kestaneciler, tavuk dönercilerle birlikte kentin ilk yıllarındaki oluÅŸturulmaya çalışılan elit yeÅŸilin arkasında, bugün çok daha güncel, lümpen diyebileceÄŸimiz bir kültür ve mekana dönüştürüldü. Bütün bunlar oluÅŸturulurken son 25 yıla damgasını vuran Gökçek döneminin bazı projeleri ve niyetleri oldu. Bir yer altı otoparkı projesi gündemine geldi. Oradaki aÄŸaçları keselim altına üç katlı otopark yapalım. Ãœzerine de taksim meydanındaki saksılar içine yeÅŸilleri dikelim yaklaşımı oldu ve bu açıkça söylendi. 1987 eylemleriyle birlikte bu tutmayınca bunun altına minibüs durağı yapalım denmeye baÅŸladı ve hazır kazmışken de iki katlı otopark yapalım sonucuna geldi o da tutmayınca yeni bir çıkış olarak ta teleferik terminali gündeme geldi. Biri Yenimahalle Åžentepe’ye yapıldı Dikmen Kızılay arasında da benzer bir proje yapılması öngörüldü projelendirildi teklifler alındı ve Güvenpark’ın içine böyle bir yapılmak istendi. Bunun için büyük bir alana ihtiyaç vardı ve bu Güvenpark’ı ve yeÅŸilini yok etmek için çok iyi bir bahane olacaktı. Aslında Türkiye’de ulaşım yatırımları ulaşım sorunlarını çözmek için deÄŸil, baÅŸka amaçlarla yapılıyor. ÖrneÄŸin bazı yerlerde rantı büyütmek ya da kendisi rant oluÅŸturmak için yapılıyor. Hatta bu örnekte olduÄŸu rantı ve çıkarları gizlemek için bahane ediliyor. Güvenpark’ta bu açıdan önemli bir kurban olarak görülüyor. Minibüs terminali pratikte yıllardır var. Googleearthte 2002 yılına kadar geriye gittiÄŸimizde EGO’nun otobüsler ve minibüsler görülüyor. 2013 yılında belediye otobüsleri kaldırılıyor. Belediye otobüslerinin kullandığı alan minibüsler tarafından kullanılıyor. Bugüne kadar da sadece minibüs terminali olarak geliyor. Bir gizli el oradaki belediye otobüslerini dışarıya atıyor. Birilerine ayrılmış bir kamusal mekan ortaya çıkıyor. Kentin merkezinde neden minibüs depolamaya yer ayırıyoruz. Minibüs hizmet edebilir ama depolanmasına gerek yok. Kapasiteli EGO hizmetleriyle hizmet vermek varken, niye düşük kapasiteli verimsiz bu araçlara yer verildi? Bunun bir bedeli oldu mu? Kamu Bundan belirli bir gelir saÄŸladı mı? Yoksa kiÅŸiler mi gelir saÄŸladı? Kamu malı neden EGO’ya deÄŸil de özel iÅŸleticilere tahsis edildi? Hangi yetkiyle hangi bedelle tahsis edildi? Neden kamu yararına aykırı olmasına raÄŸmen bu trafik mühendisliÄŸine aykırı bu düzenlemeyi kamu kabul etti? Güvenpark’ta toplam 20 ÅŸeritlik minibüs geliyor hepsi bir ÅŸeride tıkılıyor burası bir huni gibi. Burası Kızılay’daki en tıkanık ve çok kazaların olduÄŸu bir nokta. Buna hangi trafik mühendisliÄŸi hangi teknik ulaşım koordinasyon merkezi nasıl bir kararla bir cevap verdi? Niye bu iÅŸleticilere bu yararı saÄŸladı. Bunu bilmiyoruz. Peki bunun arkasındaki ulaşım ana planlarında ne var? 2015 Ulaşım Ana Planı ve toplu taşım ağını göstererek, 2015 planına baktığımızda Dikmen’den Kızılay’a gelen bir metro hattı var ama bakıyoruz ÅŸu anda her ÅŸey deÄŸiÅŸti. Åžu anda Keçiören metrosu fizibilite raporlarında TandoÄŸan’da bitecek ÅŸekilde planlandı. Daha sonra Atatürk Kültür Merkezi’nde kesildi ve buradan Kızılay’a döndürüldü. Gökçek’in hayali olan hiçbir bilimsel altlığı olmayan Adliye Saray’ında bir aktarma projesi yapma, bu noktayı besleyecek bir metro hattı dönüşümü baÅŸladı. Ä°nÅŸaatı devam ediyor yer altında ÅŸu an bir istasyonu YHT Garı karşısında, ikincisi Adliye Sarayı’nın orada tamamen altta inÅŸaa ediliyor. Sadece çıkış noktalarından yolcu alma ve dışarı salma noktalarından yürüyen merdivenlerle dışarı açılacaklar. Zafer Park çevrildi orada kuyu açıldı içerde inÅŸaat devam ediyor. Sıra geldi Kızılay’a. Bu hat burada kalacak mı? Bu hattın fizibilitesini biz yaptık. Bu hat TandoÄŸan’da kalmamalı Gençlik caddesinden devam etmeli. Kızılay yakınlarında Necatibey Caddesine kadar gelmeli oradan da dikmen metrosu ÅŸeklinde devam etmesi gerektiÄŸini söylemiÅŸtik. Çünkü metrolar kent merkezlerinde terminal yapmazlar. Üç hat olması gerekir. Bu olmayacağı için Kızılay’ın altında büyük bir yatırım olacaktır ve verimli kullanılmayacaktır onun için bu hattın Dikmen hattında devam etmesi gerekir demiÅŸtik. Ama ÅŸu anda hat Kızılay’da bitecekmiÅŸ gibi devam ettiriliyor. Adayların çözüm önerileri bilimsel deÄŸil Öncü, Gökçek’in Gazi Ãœniversitesi’ne hazırlattığı ama bakanlığın pek çok noktasını onaylamadığı Ankara Ulaşım Ana Planında sadece 2015 raylı sistem kararlarını onayladığı ama bu arada Gökçek’in uyanıklık ederek Çevre Düzeni Planı içine koyduÄŸunun altını çizdi. Çevre Düzeni planında Güvenpark’a gelen apandist ÅŸeklinde bir hat var.? Özhaseki’nin planında Dikmen’e giden bir metro hattı yok. Kentin güneybatı çeyreÄŸinde hiçbir raylı sistem yok ve bu alan minibüslerle hizmet ediliyor. Demek ki birileri minibüslerin hala hizmete devam etmesine oraya raylı sistem metro yapılmaması için kararlar alıyor ve bunu ulaşım ana planına koyuyor. Oysaki Dikmen metrosu 2015 Ana Ulaşım Planında onaylı ve ÅŸu anda yasal olarak var olan bir hat. Özhaseki, yasal olarak geçerli olan ulaşım planına aykırı bir sistem öneriyor. YavaÅŸ projelerine baktığımızda birinci kuÅŸak projelerinde merkezi yerlerde otobüs duraklarına yakın güvenli otopark projesi, merkezi yerlerde dedikleri anda iÅŸin bilimselliÄŸi ve gerekliliÄŸi ortadan kalkıyor. Çünkü metro otomobiller gelmesin diye yapılıyor. Akıllı ve katlı otopark uygulamalarını teÅŸvik edeceklerini söylüyorlar, bu da kent merkezlerinde politika olarak yanlış, monoray projeside düşük kapasiteli yüksek maliyetli sistem olduÄŸu için doÄŸru deÄŸil. YavaÅŸ’ın projelerinde Dikmen metrosu var, ancak hattın geçtiÄŸi yerler fizıbıl görünmüyor. Yine de Dikmen’e metro yapılması fikri var diyerek sözlerini sonlandırdı. Güvenpark mekânsal amacı olan bir direniÅŸti Åžehir plancısı Akın Atauz, öncelikle Ankara’daki rantın nasıl geliÅŸtiÄŸini ve bu rantın kent topraklarına nasıl müdahale ettiÄŸini şöyle anlattı: “BaÅŸlangıçta Güvenpark’ın öngörüsü kamusal ofislerin kullanıcıların ve diÄŸer kentlilerin hizmetini görecek, onlar arasındaki iletiÅŸimi saÄŸlayacak bir yer olarak düşünüldü. Güvenpark kentlilerin buluÅŸma mekanından çok, 1930’lı 40’lı yıllarda bürokrasinin bir alanı olarak düşünülmüştü. Kent Jansen’in planında 30 bin nüfuslu düşünülmüştü. Kent merkezi Ulus’tu ve tek merkezli olarak düşünülmüştü. 1950’li yıllarda Ankara Türkiye’deki kentlerin hepsinden çok daha fazla nüfus yüklenmesine uÄŸradı ve çok fazla göz aldı. Jansen planındaki nüfusun ötesine geçen bir nüfus artışı oldu Onun için YeniÅŸehir tarafı kendine özgü bir alt merkez yaratma ihtiyacı belirdiÄŸi bir yere dönüştü. Kızılay alt merkezini oluÅŸmasıyla daha çok ticari merkez için YeniÅŸehir toplumunun oraya gelmiÅŸ insanlarına yönelik bir park ve dinlenme alanına dönüştü. Ä°lk defa Ankara’da çocuk parkı yapıldı. Bu Ankara’nın modernizminin parklarla birlikte, Kızılay civarında alışveriÅŸ yapan ailelerin çocuklarıyla birlikte dinleneceÄŸi baÅŸka bir kullanım iÅŸlevine dönüştü. 1950-1980 arasında Ankara’nın sahip olduÄŸu nüfusun çok hızlı büyümesi ve hızla katlanması sonucunda baÅŸtan beri var olan kent topraklarındaki rantla ilgili arayışları güçlendirdi. Alınıp satılabilir kent olmasına doÄŸru bir dönüşüm baÅŸladı. Mimarlar Odası 1960’lı yıllarda kent topraklarındaki rantın kenti belirleyecek kadar güç kazanmasına karşı güçlü aydınlatma ve mücadele arayışına girildi. 1960’lı yıllarda Mimarlar Odasının kendi üyelerine gönderdiÄŸi bütün bildirilerde damga, ‘Mimarlar Odası toplum hizmetinde” damgasıydı. Kentsel rantın oluÅŸmaması için deÄŸil oluÅŸan bu rantın kent toplumuna mümkün olduÄŸu kadar geri döndürülmesi için planlama araçlarında bunun öngörülmesi arayıştı ve ciddi bir arayıştı. Ne yazık ki bu çok etkili olamadı. 70’e doÄŸru iyi kötü planlı bir ülke olmak, kenti planlama inancında olan bir toplumsal bakış açısı vardı. Rantın oluÅŸmasına karşı bir araç olarak kullanılması yine çok mümkün olmadı. Bütün bunların anlatmamın nedeni Güvenpark ilgili mücadelenin bu rantla çok ilgisi olmasıdır. “Güvenpark otopark olmasın direniÅŸi mekânsal amacı olan bir direniÅŸti. Güvenpark direniÅŸi bence bir kez daha Gezi’de tekrarlandı.” Atauz Güvenpark direniÅŸinin kentsel mücadele için önemine iliÅŸkin ise ÅŸunları söyledi: “Ankara 1980’li yıllara geldiÄŸimizde planlama düşüncesini bütünüyle terk etmiÅŸ. Plansız çok fazla geliÅŸmeye sahne olmuÅŸtu. Bu plansızlık Ankara’nın nüfusunun çok artmasıyla barınma sorununun ortaya çıkardığı gecekondulaÅŸma ile baÅŸladı. Gecekonduların kendilerine uygun istihdam alanları yaratılması için küçük hizmetler geliÅŸti. Bütün bunlar kentin rant odaklı geliÅŸmesinin zeminini oluÅŸturdu. 1980’li yıllarda askeri darbe oldu hem toplum piyasa mekanizmasına göre her ÅŸeyiyle düzenlenir hale geldi bir tarafından ideolojik olarak ta Cumhuriyet kuÅŸaklarının sahip olduÄŸu özgürlükçü, yenilikçi ve modernleÅŸtirici arayışın yerine askeri yönetimlerin ne öngörüyorsa tahakküm edici politikaları ve ideolojileri öngörülmeye baÅŸlandı. Ankara planlama zeminini kaybetmiÅŸ ve ranta açık bir yer olmuÅŸtu. 1987 yılına geldiÄŸimizde kendin ranta göre biçimlenmesiyle kent planlamamış yoÄŸunlaÅŸtırmış ve kentin öngörülmüş altyapısını kullanılmaz hale getirmiÅŸti. Ekolojik olarak yarattığı kirlilikler oluÅŸturulan rantların göz kamaÅŸtırıcı oluÅŸu nedenleriyle, artık kent toprakları ranta hizmet eder biçime dönüştürüldü. Ranta dayalı kentin tıkanıklarını kurtarmak için Güvenpark’a ne yapılacağı sorusu gündeme geldi. Belediye altını otopark yapalım üstü yine park kalsın dedi ama onun öyle olmayacağını Ankaralılar görmüştü. Bunun böyle olmayacağı daha önce Zafer Park örneÄŸinde görüldü. Parkın doÄŸudaki parçasının altı çarşı yapıldı ama üstü hiçbir zaman park yapılmadı. Güvenpark projesi bu nedenlerle Ankaralılar’ın tepkisine neden oldu. Bu kentsel toplumsal direniÅŸler tarihi kısmına geçecek olursak, Ankara 80’li baskı altına alınmış bir kentti ama hala entelektüel kapasitesi çok güçlü olan bir kentti. Özellikle köklü yenilikçi üniversitelerin burada olması bunda etkiliydi. Ankaralılar Güvenpark’ın otoparka dönüştürülmesine, oradaki aÄŸaçların kesilmesine karşı çıktılar ve buna karşı direndiler. Türkiye’deki kentsel ve toplumsal direniÅŸ tarihinde bir ilkti. Çok baÅŸarılı olmasa da kentsel mücadele tarihi için bir baÅŸlangıç noktası diyebiliriz. Güvenpark mekânsal amacı olan bir direniÅŸti. Güvenpark direniÅŸi bence bir kez daha Gezi’de tekrarlandı. Güvenpark direniÅŸi toplumsal belleÄŸin geri planına yazıldı. Güvenpark direniÅŸi Güvenpark’ın otopark olmamasını yurttaÅŸ direniÅŸi olarak baÅŸardı.” TMMOB Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Basın Birimi Toplam Görüntülenme : 63049 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|