GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Mimarlar, STK’ler ve DKÖ’ler Kanal İstanbul’a Ankara’dan itiraz etti
Mimarlar, STK’ler ve DKÖ’ler Kanal İstanbul’a Ankara’dan itiraz etti Kanal İstanbul'a Ankaralılar da itiraz etti İstanbul'da yapılması planlanan Kanal İstanbul Projesi'ne Türkiye’nin her yerinden itirazlar devam ediyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve vatandaşlar, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin hazırlanan ÇED raporuna itiraz dilekçesini Ankara Çevre İl Şehircilik Müdürlüğü’ne verdi. Mimarlar Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen ve Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu da Kanal İstanbul’a itiraz dilekçesi verdi. Dilekçede "Kanal İstanbul doğal çevreyi değiştirerek olumsuz etkileyecek, bir başka deyişle çevre ve halk sağlığını bozacak bir proje olduğundan “Sağlıklı çevrede yaşama hakkımın ihlal edilmesini kabul etmiyorum. Anayasal yetkilerimi kullanarak Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 11. maddesinin 4. fıkrası çerçevesinde ÇED Raporuna itiraz ediyor, proje için ÇED Olumsuz Kararı verilmesini talep ediyorum" denildi. Doğal yaşam alanları ve ekosistem bozulacak Mimarlar Odası Ankara Şubesi de projeye ilişkin hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme Raporuna (ÇED) itiraz mektubunu Çevre İl Şehircilik Müdürlüğü’ne verdi. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Kanal İstanbul Projesi ile İstanbul’un yaşam destek sistemleri olan Kuzey Ormanları, su havzaları, su havzalarını besleyen su kaynakları, tarım ve mera alanları yok olacak. İstanbul’un önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı yok olacaktı. Doğal yaşam alanları ve ekosistem bozulacak. Doğal ve arkeolojik sit alanları, tabiat parkları, milli parklar vb. koruma alanları yok olacak. Sadece İstanbul’da değil, Trakya’ya kadar tatlı suların beslediği tarım alanları yok edileceği için bölgede tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecek. ÇED Raporuna göre 1.155.668.000 m3 olan kazı materyalinin taşınmasıyla bozulan ekosistem halkın sağlığını tehdit edecek. Üç aktif fay hattının geçtiği bölgeye nüfus ve yapılaşma baskısı yükleyerek afet riskini artıracak. ÇED Raporu, projenin olumsuz çevresel etkilerini bertaraf edecek değerlendirmeler içermemektedir. Rapor kaygılarımızı gidermekten uzaktır ve bilimsel yeterliliği konusunda şüphe uyandırmaktadır. Bu rapor ile Projenin hayata geçirilmesi, Çevre Kanunu’nun 3. Maddesinde idareye yüklenen görevlere aykırılık oluşturuyor” diye konuştu. 'ÇED olumsuz kararı verilsin’ Candan, Anayasa’nın 56. maddesine göre “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Buna göre Anayasa’da, vatandaşların da çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek konusunda ödevli olduğu açıkça belirtilmiştir. Kanal İstanbul doğal çevreyi değiştirerek olumsuz etkileyecek, bir başka deyişle çevre ve halk sağlığını bozacak bir proje olduğundan sağlıklı çevrede yaşama hakkımızın ihlal edilmesini kabul etmiyoruz. Anayasal yetkilerimi kullanarak Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 11. maddesinin 4. fıkrası çerçevesinde ÇED Raporuna itiraz ediyor, proje için ÇED Olumsuz Kararı verilmesini talep ediyoruz” dedi. Toplam Görüntülenme : 45803 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|