GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Mimarlar, İmrahor Vadisi Millet Bahçesi planına dava açtı

Mimarlar,  İmrahor Vadisi Millet Bahçesi planına dava açtı

Mimarlar: ‘’İmrahor kentin nefesidir, rant ve beton bahçeleri ile doğa kıyımına izin vermeyeceğiz’’

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, millet bahçesi adı altında, doğa, tarih ve kültürel değerlerimiz katledilerek inşa edilen rant projelerine karşı mücadelesini sürdürüyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi  Ankara’nın nefes koridoru olan el değmeyecek nitelikteki  İmrahor Vadisi’nin, Kanal Ankara ,millet bahçesi yoluyla sermayeye peşkeş çekilmesini, ranta konu edilmesini ve imrahor planları iptal edilmesine rağmen, vadide hukuk arkadan dolanılarak yapılan plan değişiklilerini yargıya taşımaya devam ediyor.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi,  Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’nde 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Hükümleri ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9. Maddesi uyarınca re’sen onaylanan “Çankaya İlçesi, Mühye Mahallesinde bulunan İmrahor Millet Bahçesine ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı” işleminin öncelikle yürütmesinin durdurulmasına takiben iptali talebiyle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı dava açtı.

Pandemi sürecinden zerre kadar ders almayan iktidar, doğayı talana devam ediyor

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan,  yapımı mahkeme kararıyla durdurulmasına karşın,  Çevre Şehircilik Bakanlığı’na devredilerek inşaatına başlanan Kanal Ankara Projesi’ni de hatırlatarak, ‘’İmrahor Çayı beton bir kanal içine alındı ve alanda inşai çalışmalar başladı. İmrahor Vadisi’ni sermayeye peşkeş çekmek için defalarca plan değişikliği yaptılar. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak fikri ve hukuki takibini yaptığımız İmrahor Vadisi ve Kanal Ankara fantezisi projeleri ve planlarına dair 13 davamız bulunuyor. Davalarımıza ve verilen iptal kararlarına rağmen, alanda ‘İmrahor Millet Bahçesi Uygulamasına gider’ tabelaları ile rant ve beton bahçeleri oluşturulmuş doğa kıyımı devam ediyor. İmrahor Vadisi şimdi de millet bahçesi adı altında ranta açılmaya devam ediyor. Bu proje hayata geçerse Ankara nefessiz kalır. Pandemi sürecinden zerre kadar ders almayan iktidar, doğayı talan devam ediyor. 9 kilometre uzunluğundaki projenin kapsadığı alan yaklaşık 3 milyon metrekare… Bu proje ile yer altı sularının beslenmesi kesilir, Mogan ve Eymir gölünün yarattığı ekosistem bozulur. Ankara'nın nefessiz bırakılmasına ve su varlıklarının yok olmasına neden olacak bu projenin ivedilikle durdurulması gerekir. Coğrafyanın yol göstericiliğinin izinden gitmeyen iktidarların gideceği yer pandemi sürçlerinin çoğalmasıdır. Sağlıklı kent, sağlıksız yaşamdır. Kamu yararını savunmaktan ve doğal varlıklarımızı korumaktan, bilimi ve tekniği halkımızın hizmetine sunmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

İmrahor Vadisi Ankara’nın nefesidir. Hiçbir yapılaşmaya konu edilmemelidir

‘’Milletin değil rezidansların arka bahçesi için İmrahor Vadisi katledilmektedir. Millet bahçesi İmrahor Vadisi’nde ekolojik travma yaratır. İmrahor Vadisi’ne ‘Millet Bahçesi’ maskesi adı altında ekolojiyi katledecek planlar doğanın ve kentin dengesi bozacaktır. İmrahor Vadisi el değmeyecek nitelikle florası ve faunası ile özellikli bir alandır, Ankara’nın en önemli ekolojik eşiklerinden birisi, Ankara’nın nefesidir. Hiçbir yapılaşmaya konu edilmemesi, sadece ağaçlandırma yapılması gerekmektedir. Koruma alanları kapsamında değerlendirilmelidir”diyen Candan, sürecin peşini bırakmadıklarını vurguladı.

Candan, sözlerine şöyle devam etti:

‘’İmrahor Vadisine ilişkin yürürlükte bulunan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar plan değişikliğinin yürütmesi, Ankara 2.İdare Mahkemesince durdurulmuştur. İdarenin itirazı da reddedildi. Davalar devam ederken süreci devam ettirmek için sürekli yeni planlar yapıldı ve İmrahor planları defalarca iptal edildi. . Ankara’nın en önemli ekolojik koridorlarından İmrahor Vadisi’nin rant için yapılaşmaya açılması bir kıyımdır, hukuksuzluktur. Hukuku ve Ankara’nın değerlerini hiçe sayan yöneticilerin varlığı Ankara’nın başına gelmiş en büyük felakettir. Ankara’nın nefessiz bırakılmasına vadilerinin yok edilerek ölümle karşı karşıya kalmasına sessiz kalmayacağız.. Mamak, Çankaya ve Ankara’yı yakından ilgilendiren bu planlama alanı oldukça büyüktür”

‘’Dava sonucu beklenmeden davalı idare işleminin icra edilebilir olma niteliğinin ortadan kaldırılmaması ağır sonuçlara neden olur’’ uyarısında bulunan Candan, planlama alanında inşaatların başladığını ve yapı ruhsatları düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

İmrahor Vadisi vadiler sisteminin bir devamıdır

Candan,İmrahor Vadisi’nin önemini ise şöyle anlattı:

‘’Ankara-Mogan ve Eymir göllerinin devamı olarak güneyden başlayıp, kenti doğu batı yönünde boydan boya ikiye bölen, başkentin ortalarına dek uzanan İmrahor Vadisi  önemli bir su havzası niteliğini taşımakta, hem de biyolojik varlıkları bakımından çeşitlilik arz etmektedir. İmrahor Vadisi Eymir ve Mogan göllerini içine alarak Tuz Gölüne kadar uzanan bir vadiler sisteminin parçasıdır. Toprak yapısı itibari ile sulu tarım yapılmasına olanak sağlayan vadi alanı içerisinde, tarihsel yerleşmelerin ve arkeolojik eserlerin bulunduğu da bilinmektedir. Ayrıca, hava koridoru olma özelliği ile hakim rüzgar hızı düşük seviyede olan başkente bu açıdan olumlu katkılar sağlayan doğal bir ortam oluşturmaktadır. İmrahor Vadisi dava konusu imar planına kadar yapılaşmadan korunabilmiş, kalan tek vadi durumundadır.   Ankara-Mogan ve Eymir göllerinin devamı olarak başkentin ortalarına dek uzanan İmrahor Vadisi hem önemli bir su havzası niteliğini taşımaktadır. Mogan, Eymir Gölleri ile İmrahor Vadisi, Ankara Kenti yakın çevresinde yüzey ve taban suyu varlığı açısından zengin bir sistem oluştururlar. Mogan/Eymir Gölleriyle belli jeolojik ve ekolojik özellikler açısından bağlantılı bir su alanı olan İmrahor Vadisi, bu göllerin su kaynaklarını beslemeleri nedeniyle özel ekolojik değere sahip korunması gereken bir alandır. İmrahor vadisinden akan akarsu Ankara Çayını beslerken, Ankara Çayı Sakarya Nehrini beslemekte ve Karadenize dökülmektedir. İmrahor Vadisindeki akar suyun kirlenmesi halinde Karadenize döküldüğü yer yahut bir yeraltı suyunda bu kirlilik görülebilecektir. Dolayısıyla dava konusu imar planı değişikliği sadece Ankara’yı ilgilendirmemektedir. İmrahor Vadisi’nde, mikro klima özelliği nedeniyle doğal bitki örtüsünde yer alan otsu, çalı ve ağaç türlerinin oluşturduğu zengin bir koleksiyon bulunmaktadır.  Vadi biyolojik varlıkları bakımından çeşitlilik arz etmektedir. Toprak yapısı itibari ile sulu tarım yapılmasına olanak sağlayan vadi alanı içerisinde, tarihsel yerleşmelerin ve arkeolojik eserlerin bulunduğu da bilinmektedir. Ayrıca, hava koridoru olma özelliği ile hakim rüzgar hızı düşük seviyede olan başkente olumlu katkılar sağlayan doğal bir ortam oluşturmaktadır.  İmrahor Vadisinin Ankara içerisindeki yeri, önemi, özellikleri karşısında dava konusu imar planları ile yapılaşma öngörüsü kent için telafisi mümkün olmayan zararların nedeni olan bir idari işlemdir. Başkent için bu plan hava koridoru olması, yeşil aks olması, yüzey ve taban suyu bakımından zenginliği, barındırdığı ekolojik değerleri gözetildiğinde, dava konusu plan değişikliğinin kamu yararı ile bağdaşmadığı görülmektedir. İmrahor Vadisi vadiler sisteminin bir devamıdır. Kentin nefesidir.’’


Toplam Görüntülenme : 38596
Kategori Haberleri

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!