GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Yargı, Beytepe’de kent ulaşımını içinden çıkılmaz hale getirecek plan değişikliğinin yürütmesini durdurdu
Yargı, Beytepe’de kent ulaşımını içinden çıkılmaz hale getirecek plan değişikliğinin yürütmesini durdurdu Ankara 4. İdare Mahkemesi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açtığı dava sonucunda hukuka aykırı Çankaya İlçesi, Lodumu (Beytepe Köyü) Mahallesi, 28682 ada 1 parsel Rezerv Yapı Alanı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği yürütmesini durdurdu. Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “İller Bankası’nın da müdahil olduğu davada, sosyal altyapı standardını düşüren plan değişikliği ile ticaret ve turizm öngörülmüştür. Kamu yararı olmayan plan değişikliğinde yargı da verdiği yürütmeyi durdurma kararı ile bunu ortaya koydu. Bu kararla uygulanması halinde telafisi mümkün olmayan zararların verilmesi engellenmiş oldu” diye konuştu. Plan değişikliği hukuka, şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına aykırı Candan, mahkeme gerekçesinde yer alan “Çankaya İlçesi, Lodumu (Beytepe Köyü) Mahallesi, 28682 ada 1 parseline ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği işlemleri ile nüfus artışı getirildiği, artan nüfusun ihtiyacı olan sadece 'yeşil alan' ihtiyacının karşılandığı, yeşil alan dışında sosyal altyapı alanlarına dair ihtiyaçların karşılandığı bir düzenleme içermediği, sosyal altyapı standardını düşüren planlama kararlarını ihtiva eden bir düzenleme getirildiği, bu yönüyle dava konusu plan değişikliği işlemlerinin sosyal altyapı standardını düşüren planlama kararlarını ihtiva eden bir düzenleme olduğu ve şehircilik disiplininin 'yaşam kalitesi ve yaşanabilirlik düzeyi yüksek mekânlar oluşturmak' misyonuna aykırı olduğu, dava konusu imar planı değişikliği ile yeni oluşan faydanın tamamının 28682 ada 1 Nolu parsellerin maliklerine aktarılacağı, ancak dava konusu taşınmazın çevresindeki ve planlama etabındaki diğer taşınmazların bu faydadan yoksun kalacağı, bu yönüyle dava konusu edilen bu düzenlemenin şehircilik disiplinin ve imar hukukunun eşitlik ve genellik ilkesine uygun olmadığı, yapı ve zemin yoğunluğu ile azami yapı yüksekliğine dair plan kararlarının çevresindeki imar ada ve parseller dair planlama kararları ile uyumsuz olduğu, somut ve ölçülebilir değerler ile analiz edilerek geleceğe yönelik kestirimlerde bulunulmadığı, bu açıdan planlama sahasının yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen dava konusu imar planı değişikliklerine ait kentsel teknik altyapı etki değerlendirme ve analiz raporunun yeterli olmadığı, parsel ölçeğinde yapılan dava konusu imar planı değişikliğinin, planlamanın kamu yararı ilkesinden çok kentsel değer artışına odaklı olduğu anlaşıldığından, dava konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği işlemlerinin hukuka, şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır” ifadelerine dikkat çekti. Bilirkişiler: İmar planı değişikliği, planlamanın kamu yararı ilkesinden çok kentsel değer artışına odaklı Candan, mahkemenin gerekçesinde bilirkişi raporuna da yer verdiğini bildirerek, bilim insanlarının “Sosyal ve teknik altyapı alanların gerek sayıca gerek büyüklük olarak iyileştiren bir düzelmemenin tam aksine, mülga imar planında 'konut alanı' kullanımlı taşınmazın nesnel, teknik, rasyonel ve bilimsel gerekçesi olmayan biçimde yapı yoğunluğunun ve projeksiyon nüfusunu arttırarak, dava konusu taşınmazın dahil olduğu planlama etabındaki yaşam kalitesinin ve yaşanabilirlik düzeyinin göstergelerinden olan özellikle sosyal altyapı standardını düşüren planlama kararlarını ihtiva etmesinin yanı sıra dava konusu taşınmazın ekonomik ve rantsal değerinin ticaret ve turizm alanı olarak da düzenlenmesinin sonuçları itibariyle kamu yararına olmadığı, parsel ölçeğinde kullanım kararı değişikliğine dayanan dava konusu imar planı değişikliğinin, teknik, bilimsel ve nesnel gerekçeleri tanımlanabildiğinde, bu değişikliğin planlama kademesi içerisinde üst ölçek plandan başlayarak revizyonu tekniğiyle yapılması gerektiği, dolayısıyla parsel ölçeğinde yapılan dava konusu imar planı değişikliğinin, planlamanın kamu yararı ilkesinden çok kentsel değer artışına odaklı olduğu" olduğu yönünde görüş bildirdiğini de sözlerine ekledi. Toplam Görüntülenme : 22947 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|