SIRA ATAKULEYE GELDİ : Yıkım Projesi hazır

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi bugün düzenlediği basın toplantısı gündeminde Meclis Binası ve Atakule’ye yer verdi. Toplantıya Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan ve Ankara Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan katıldı. 

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan Atakule’nin yıkılacağını söyledi. Hakkan, yıkıma itiraz ederek şunları söyledi: “Atakule 1989’da yarışma ile elde edilmiş bir proje, Ankara’nın başkent olduğu gün açılışı yapıldı. Mimarlar Odası’nın da içinde yer aldığı süreçte yapı dalında ödül aldı. Şimdi ise Atakule’nin Alışveriş merkezi olan kısmı yıkılıyor ve yerine farklı projeler hazırlanmış durumda.”

“Biz söylemiştik”

Hakkan, Ankara’da 28 tane AVM olduğunu belirterek, farklı bir AVM gerçeğine dikkat çekerek “ Bundan beş yıl önce AVM’lerin giderek birbirini yok edeceğini söylemiştik, mevcut AVM’lerin başka bir şeye dönüşebileceği konusunda öngörülerimizi belirtmiştik. AVM’ler giderek yenisi açılıyor, 28 tane AVM bulunuyor Ankara’da. Bu kadarına ihtiyaç var mı tartışılır, buraya giden insanlar aynı insanlar. Atakule ilk AVM’dir, ardından Karum ve diğerleri açıldı. Bunlar tüketim kültürünün de önünü açan projeler, daha çok üretime yönelik yapılaşma süreçlerinin önünün açılması gerekiyor.” Dedi. Hakan bu konuda Emek İnşaat sürecini hatırlatarak, Müellifin muafakatı olmadan projelerin onaylanmamasını, bu konuda Çankaya Belediyesine yazı yazarak uyardıklarını söyledi.

“Atakule simgedir”

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan da Atakule’nin anıtsal bir formu olduğunu belirterek şu şekilde değerlendirdi:  “Atakule Doğal Sit alanı olan Botanik Parkı’nın üzerinde, yerleşkesi çok önemli bir mevkide yerinin önemli olmasının yanında simgesel bir yapıdır. 6 bodrum kat yapılması düşünülen yeni projede -20.00 kotuna kadar inilebiliyor. Bu noktada, Botanik Parkını besleyen yeraltı sularına nasıl etkiliyor bakmak gerekli. Ekonomik ömrünü tamamlamamış  yapıların yık yap kültürü ile  şekillenmesi doğru değil.”dedi.

“Yabancı mimar çiziyor, Türk mimar imzalıyor”

Candan, telif hakları konusuna da değinerek, mimarları da uyardı. Candan “Burada, telif hakları da önem taşıyor, heykeltıraşın nasıl telif hakkı varsa, eser bir yapı ise telif hakkı mimarındır. Mimarların da önemsediği haklardan biridir. Eserin telif hakkı devrediyorum dendiğinde, devredilemez. Mimarının bilgisi olmadan Atakule’de herhangi bir şey yapılmasını doğru bulmuyoruz. Meslekte bir taşeronlaşma da söz konusu, bu taşeronlaşma şöyle oluyor, yabancı mimarın imza yetkisi olmadığı için, yabancı mimar çiziyor Türk mimar imzalıyor. Bunlar kentin şekillenmesi açısından çok önemli, burada mimarları da uyarmak gerekiyor.”dedi.

TBMM Ek hizmet binası projesinde tahribat

Dikmen Caddesi’nde yapımı devam eden TBMM ek hizmet binası için projesinde tahribat olduğunu söyledi. Candan Meclis ek hizmet binası sürecini şu şekilde aktardı: “ TBMM binası tıpkı Atakule gibi simgesel bir yapı. TBMM’nin görev binası Ankara’da. Holzmeister tarafından projelendirildi., Behruz Çinici tarafından yapılan ek hizmet binası da Holzmeister’in projesiyle bütünlük içinde kurgulandı. Ancak şimdiki kütüphane, arşiv ve ziyaretçi kabul yeri olarak yapılan bina yarışmada birinci oldu.Yarışmada 3 katlı yapı olarak birinci olan yapı 6 -7 kata çıkarıldı. Bu doğru değil, Mimarların ve kara veri,cilerin buna dikkat etmesi gerekli. 7 katlı aliyle Holzmeister’in yapsını ezen bir yaklaşım içerisinde. Yarışmanın da ruhuna aykırı bir şekilde, yapım aşamasında tahribat yapılmış durumda. Meclis binasında, insan unsurunu içine katmayı hedefleyen bir yaklaşım vardır, bu Cumhuriyet’in katılım unsuru olarak mekana yansımasıdır. Bugün yapılan ise koskocaman bir duvar gibi görünen yapı. Yolun sonunda kocaman bir duvara çarpıyorsunuz. Bu duvar Meclisin yeni yapısı… Bu  duvar yapı hükümetin TBMM’de ben bilirim ben yaparım  katı tutumun binalara yansıması olarak değerlendirilebilir. İhtiyaca binaen 3 kat projeyi 6-7 kata çıkarıyoruz demek sadece komisyon üyelerinin meclis başkanının verebileceği bir karar değildir.” Başbakanın her alandaki tek adamcılığının   Meclis inşaasına yansımadır.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan ise Proje müelliflerini de eleştirdi. Hakkan, “ Bu yeni ek hizmet binası meclis binasını algılanamaz bir yapıya dönüştürüyor. Meclis hissedilemez durumda, meclisin siluetini yok eden, bizleri rahatsız eden bir yapı ile karşı karşıyayız 3 kattan çıkarılmış. Meclis binası projeleri ile ilgili çalışmamız olacak. Proje müellifleri de binayı üç kat yapmış, doğru geldiğimiz noktada üstüne beş kat daha çıkar meclisi eziyorlar, bu katlarla müellifleri de eleştirmek gerekiyor” dedi.

Büyükşehir Belediyesi ile birlikte adım atarız

Hakkan Ankara’da Büyükşehir Belediyesi’nin başı çektiği kentsel dönüşüm sürecine de değindi. Hakkan, “ Kentsel dönüşümde Büyükşehir Belediyesi dört bölgeyi riskli alan ilan etti. Mamak, Hıdırlıktepe, Dikmen,Yenimahalle. Afet yasası ile ilgili hukuksuz bir sürecin işletildiğini daha önce de söylemiştik. Kentsel dönüşüm sürecinde, haklar meselesi önemli. Barınma hakkını önemsiyoruz.  Belediye süreçte atacağı adımları iyi düşünmeli. Mimarlar Odası olarak, daha yaşanılabilir projeler ve süreci kolaylaştırıcı adımları Büyükşehir Belediyesi ile birlikte atabiliriz ama Büyükşehir Belediyesi barınma hakkı konusunda adım atmak istemiyor” dedi.  

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bizi çağırmadı”

Candan ise kentsel dönüşüm üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın iddialarını yanıtlayarak, “ Basına da yansıyan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan, Mimarlar Odası’nı çağırdık gelmediler gibi açıklamalarda bulunuluyor. Böyle bir çağrıları yok. Biz tam tersine sürekli fikirlerimizi paylaşıyoruz, Mimarlar Odası’nın hiçbir çağrıya icabet etmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Afet yasası gündeme geldiğinde konuyla ilgili bir rapor hazırladık. Rapor tüm milletvekillerine gönderildi. Milletvekillerinden tüm partilerden randevu alındı ve afet yasası konuşuldu. Bize randevu talep etmemize rağmen randevu vermeyen tek parti AKP’dir. Mimarlar Odası kamu yararına çalışan bir örgüt olduğu için, ısrar etsek de sürecin içinde yer alamıyoruz. Şimdi de çağırdık gelmediler demelerini etik bulmuyoruz.  ” şeklinde konuştu.