GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Başbakan’ın Burnunu Görüyoruz!..

BAŞBAKAN’ın  BURNUNU GÖRÜYORUZ !..

Gazeteciler, her türlü baskı ve yasaklamalar ve tutuklamalara rağmen mesleklerini icra etmeye devam ediyor. Bugün hükümetin, anladığı özgürlüğün, demokrasilerde olması gereken basın ve ifade özgürlüğünden çok uzakta olduğu aşikârdır. AKP’nin  “ileri demokrasi” aldatmacasını tutuklu gazetecilerin sayısı bile ele vermeye kâfidir.  An itibariyle 70 gazeteci cezaevlerinde tutuklu bulunuyor, bu durumun kamu vicdanını derinden yaraladığını düşünüyor, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz. Bugün ülkemizde tutuklu gazeteciler varsa bu, gazetecilerin basın özgürlüğü tarafında olan, esir alınmak istenen iradesidir. Bugün ülkemizde tutuklu gazeteciler varsa, bu AKP diktatörlüğünün emaresidir.

AKP kendi iktidarının aleyhinde yazılar yazan gazeteyi fişliyor, gazetecilere davalar açıyor, Başbakan emri ile toplantılarına almıyor, akreditesini iptal etmeye kadar işi götürebiliyor. Bunları yaparak sadece basın emekçilerine karşı değil tüm halka karşı suç işliyor, halkın haber alma özgürlüğünü yok sayıyor. Biz biliyoruz ki AKP’nin düşünce özgürlüğünden anladığı, kendi düşüncesinin özgürlüğüdür, kendisinden olmayan her düşünceyi susturma ya da her sesi zayıflatma yoluna gitmektedir. Başbakanın her siyasi çatışmada, her toplumsal muhalefette, AKP’nin her çıkmazında dönüp medyayı azarlaması, gazetecileri paylaması sansürün ve gazeteciler üzerindeki baskıların en bariz göstergesidir. Başbakan, ifadelerini hakaret boyutuna taşımış, hatta günü gelmiş kendi ifadesiyle gazetecilere “hadlerini de bildir”miştir.  Bazı gazeteler susmayı, görmemezlikten gelmeyi ya da daha ileri giderek AKP borozancılığını tercih etse de biliyoruz ki basın özgürlüğünden yana tavır alan, tarafsız ve dürüst çok sayıda gazeteci ve basın emekçisi var.  

Bilinir ki burnunu beğenmeyen II. Abdülhamit padişahlığı zamanında burnundan ötürü “burun “ kelimesini dahi matbuatlarda yasaklamıştır. Bu yasak tarihte sadece burnunu daha fazla görünür kılmış, Abdülhamit’in sansürlerini, yasaklarını ve burnunu kendisinin önüne geçirmiştir. II. Abdülhamit’in sansürünü esas alan bir anlayış AKP ile hortlayarak çalışan gazetecilerin önünde; gazete patronları-çıkar çevreleri ve iktidar ilişkisiyle iç içe üstü örtük bir sansür olarak durmaktadır. Bu sansür gazete patronlarının mali sıkıştırmalarla yüz yüze kalmalarıyla da örneklenebilir.  Her özgürlüğe, her demokratik hak arayışına, kadın rahminden, doğacak bebeklere kadar zorlayıcılıkla müdahale eden AKP hükümetinin “burnunun ucunu” gerçekleri yazan gazetecilerle birlikte görmekteyiz.

Bizler Başbakan’ın “burnu”nu görüyoruz! burnunun ucunu göremeyen AKP hükümetidir. Padişahlar gelip geçicidir, daimi olanlardan biri ise gazetecilik mesleği ve onurudur. Bugün birçok meslekte olduğu gibi, gazeteciler bir diktatörlüğün karşısında ellerinde sadece kalemleriyle durmaktadır.

Gazetecinin olaylara, olgulara, belgeye ve bilgiye dayalı haber toplaması, araştırmalar yapması ve bunu kamuoyuna taşıması engellenmemeli, basın ve ifade özgürlüğü güvence altına alınmalıdır. Basın özgürlüğü temel haklardandır, basın özgürlüğünün tehdit altında olması, tüm eşitlik, adalet hukuk sistemlerini tepetaklak edebileceği gibi başta insan hakları olmak üzere en temel hakları da tehdit eder.

Unutmamalıyız, özgür basın özgür toplum demektir. Bu sebeplerdi ki; gazetecilerin baskılara rağmen sürdürdükleri onurlu mücadelelerinin yanındayız. Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını, gazetecilerin çalışma saatlerinin ve çalışma koşullarının, ekonomik ve sosyal haklarının insani şartlarda düzenlenmesini istiyor, mesleğine, meslek onuruna, insanlık onuruna sahip çıkan, kalemiyle özgürlükten ve hakikatten yana duran, tüm gazetecilerin çalışan gazeteciler gününü kutluyoruz.   

 

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi 42. Dönem Yönetim Kurulu


Toplam Görüntülenme : 75525
Kategori Haberleri

Depremden ders değil, nimet çıkartıldı
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Marmara depreminin 17. Yılında düzenlediği basın toplantısında hükümetin ve yerel yönetimlerin 17 Ağustos 1999 depreminin 17. yılında da yaşananlardan ders çıkartmadığını belirterek, Türkiye’nin ve Ankara’nın aksine yapay afetlerle, doğal afetlerin tetiklendiğini bildirdi.
17 Ağustos 2016
Mimarların Atatürk Anıtı takibi sonuç verdi
Zafer Meydanı’nda bulunan Mareşal Atatürk Anıtı'nın kırılan bronz çelenklerinin onarılması için yazdığı resmi yazılarla, fikri takibin peşini bırakmayan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin çabaları sonuç verdi. Heykelin kırılan parçaları onarım için  Anadolu Medeniyetleri  Müzesi Müdürlüğü’ne teslim edilirken,  Mimarlar Odası Ankara Şubesi “Anıtın kopan parçaları en kısa zamanda tamir edilerek yerine yerleştirilmelidir” dedi.
16 Ağustos 2016
Cumhuriyet tarihinin en büyük satışına hazırlık
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen Varlık Fonu  Yasa tasarısıyla içinde Atatürk Orman Çiftliği’nin de bulunduğu  111 kurumun varlıklarının ve ticari hisselerinin özelleştirme idaresine devredilmesine tepki gösterdi.
15 Ağustos 2016
Mimarlar : Gökçek, “Cemaate hangi parselleri verdiğini halka açıklasın”
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in kendisinin ifade ettiği gibi ‘hayır işi ‘ için cemaate verdiği parselleri açıklamasını istedi.
12 Ağustos 2016

<<< <
30 31 32 33 34 35 36 37 38 39
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!