GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Sobeden Sayı 13
“Ehliyet” ve “Kuvvetler Ayrılığı" Atatürk Orman ÇiftliÄŸi (AOÇ) arazisinin 250 Milyon Türk Lirası’na BaÅŸbakanlığa satıldığı bilgisi en sonunda ortaya çıktı. Böylece bir süredir Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin öncülüğünde baÅŸlayan AOÇ’ye sahip çıkma çabalarının ne kadar önemli olduÄŸu da görülmüş oldu. Bu arada, aylardır kıvranan Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi, AOÇ Ä°daresi, Tarım Bakanlığı ve Orman ve Su Ä°ÅŸleri Bakanlığı gibi kurumlarda “görev” yapan bürokratların, içler acısı “liyakat” durumu da gözler önüne serilmiÅŸ oldu. Artık, AOÇ Arazisi yeni ve görülmemiÅŸ bir yapılaÅŸma süreci ile karşı karşıya görünüyor. Bu durumu yeni bir yaÄŸma ve peÅŸkeÅŸ süreci olarak da okumak mümkün… “MahÅŸehir’ in Dört Atlısı” artık bizler için, bu ülke yurttaÅŸları için farklı ÅŸeyler ifade ediyor. Yeni Yerel Yönetimler Yasası, Orman Vasfını YitirmiÅŸ Araziler Meselesi ve 2B’ler, Kentsel Dönüşüm ve son olarak gündeme gelen torba yasa, kıyı kanunu ve getireceÄŸi düzenlemeler, TMMOB Yasası’nın yeniden düzenlenerek meslek odalarının iÅŸlevsiz kılınması olarak özetleyeceÄŸimiz dört olgu, bizler için üstümüze gelen mahÅŸer atlılarından berbat bir durumu ortaya koyuyor. Memleket görülmemiÅŸ bir yok edilme ve yaÄŸma ile karşı karşıya özetle… Mayalar, böyle bir durumu niye görmemiÅŸler? Belki 2002 yılını, Yani “Akepe” nin iktidara geliÅŸini “kıyamet alameti” olarak yazarlardı takvimlerine… kırgınız bu Mayalara anlayacağınız ! Bu arada, baÅŸta AOÇ’nin yeni tahsis ve satışlarla yok edilmesi olmak üzere, Ankara’nın tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkan, kent ortamında süregelen yaÄŸma ve talana direnen, kent ve çevre hakkı mücadelesini yükseltmeye çalışan insanların mücadelesi deÄŸiÅŸik ortamlarda çığ gibi büyüyor. BaÅŸkent Dayanışması, Ankaram Platformu, semt dernek ve giriÅŸimleri bunların en özgün örnekleri… Bu direniÅŸleri etkisiz kılmak ve “ehliyetsiz” bırakmak için de birileri boÅŸ durmuyor! Son olarak, Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, AOÇ Arazisi’nin BaÅŸbakanlık Hizmet Binası (kamuoyunda “Aksaray” olarak anılmaya baÅŸlanan “proje”) olarak tahsis edilmesi giriÅŸimine karşı yargı yoluna baÅŸvurmuÅŸtu. Ancak, yargı ilk kez “ilginç” bir karar verdi. Mahkeme verdiÄŸi karar ile davaya konu olan iÅŸlemle ilgili olarak, yani AOÇ Arazisi ile demek isteniyor, Oda’nın bir “menfaat” iliÅŸkisi olmadığını vurgulayarak, Mimarlar Odası’nın davasını , “…sizin ayrıca bu konuda dava açmaya yetkiniz ve ehliyetiniz de yok” diyerek ret etti! BaÅŸbakan’ın Tayyip ErdoÄŸan’ın “ÅŸikâyetçi” olduÄŸu kuvvetler ayrılığının geldiÄŸi durum aslında bu… Bir dizi yargı paketi ile düzenlenen yargı ortamı, artık kamu kurumu niteliÄŸindeki meslek kuruluÅŸlarını ve bu kurumların Anayasal haklarını göz ardı edebiliyor, öte yandan yine Anayasa’nın 56. Maddesi’ne göre “ … devletin ve vatandaÅŸların korumak, geliÅŸtirmek zorunda olduÄŸu çevre”, yani doÄŸal varlıklarımız dar bir bakış açısı ile “menfaat” bağı ile tanımlanmaya çalışılıyor. AOÇ Arazisi ile de, Karadeniz Ormanları ile de, Akdeniz Kıyıları ile de, Amazon Ormanları ya da Nil Nehri ile de, kısacası doÄŸal yaÅŸam ortamları ile “menfaat” iliÅŸkimiz vardır. Bu birilerin+in paraya tahvil ettiÄŸi “iliÅŸkinin” ötesinde yaÅŸama ve gelece dairdir. Sadece bu nedenle dahi, mücadelemiz hem teknik, hem hukuksal hem de evde, sokakta, fabrikada sürecektir… Son olarak, “ehliyetsiz” olarak ilan edilen meslek odalarını, bir yasal düzenleme ile tamamen yok etmek isteyen siyasi iktidar, BaÅŸbakanın son “Konya KonuÅŸması” ile , “ileri demokrasi” den ne anladığını da ortaya koymuÅŸtur. Bu süreçte malzeme olan “taraflar” ise, biliyorsunuz bertaraf oldular bile… Taraf Gazetesi’nin halidir demek istediÄŸimiz. Kısacası, “yetmez ama evet” in geldiÄŸi son duraktır bu, her dönem “liboÅŸlarının” başına gelen acı son! “YaÅŸasın 3. MeÅŸrutiyet” diye çığlık atmalarına ramak kaldı birilerinin, bunu artık açıkça söylüyorlar, bu yöndeki düzenlemeler hızla devam ediyor. Dindar ve kindar nesil için adımlar da netleÅŸti, 4+4+4, kıyafet serbestliÄŸi, din ve hurafe ağırlıklı eÄŸitim meÄŸerse 2071’i hedefliyormuÅŸ. Åžimdi sıra ilköğretim hayat bilgisi ders kitaplarının yeniden yazımında Yasama, yürütme ve yargı erklerinin, demokrasi içindeki konum ve iÅŸlevlerini yeniden düzenlemek isteyen, Türkiye’ye özgü baÅŸkanlık sistemini (Türkiye’ye özgü sıradan faÅŸizm olarak da okuyabilir okuyucularımız…) dayatan Akepe Ä°ktidarı, tabii ki temel demokrasi bilgilerini de ilköğretim kitaplarından çıkaracaktır! Gerçi BaÅŸbakanın hayat bilgisinin zayıf olduÄŸu ortada, bu temel bilgileri bile alamamış okul sıralarında, top oynuyormuÅŸ o konu iÅŸlenirken herhalde… GeçtiÄŸimiz günlerde Ä°talya’nın ünlü sanatçılarından Roberto Beginni çok güzel bir benzetmede bulundu. Beginni, bizim Kemal Sunal’ımız tadında, insana deÄŸen ve hayata dokunan bir sanatçıdır. Robero Beginni; “… 21 Aralık 2012, Maya Takvimi ve kıyamet meselesini bilemem ama biz Ä°talyanlar için asıl kıyamet Berlusconi’nin yeniden aday olması ve seçilmesi olacak !” demiÅŸ. Acaba bizim kıyametimiz de, bay baÅŸkanın “seçildiÄŸi” gün mü olacak? Ne dersiniz? Toplam Görüntülenme : 10831 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|