Sobe Gazetesi 2024 - KİTAPLARIN İÇİNDEKİ NEHİR
GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
KİTAPLARIN İÇİNDEKİ NEHİR



Kitapların yolculuÄŸuna tanıklık edenler azalıyor Ankara’da. Sahaflar hem mekânlarından, hem okurlarından, hem kitaplara biçilen deÄŸerden rahatsız, onların da anlatacakları var kitaplar gibi. Kitapların kokusunu kattığı Nehir Sahaf’tan, bir demli çay ve okuma tadında bir sohbet ile Rahmi Gülbayrak…  

Çocuklukta baÅŸlamış kitaplara olan sevdası Rahmi Gülbayrak’ın, ilkokul yıllarında, bir aÅŸkı anlatır gibi anlatıyor kitaplarla iliÅŸkisini. “Benden sonra kitaplarıma ne olur bilmiyorum” diyor, bir çocuÄŸu üstüne titrer gibi endiÅŸeleniyor kitaplar için de kitap okuyanlar ve kitap meraklıları için de

Ä°lkokulda baÅŸladım kitapları biriktirmeye, zengin bir kütüphanem var, hiç satamayacağım kimseye veremeyeceÄŸim kitaplarım var. 55 yaşındayım,14 yıldır sahaflık yapıyorum, Edebiyat ÖğretmenliÄŸi yaptım yıllarca, öğretmenlik yaptığım sıralarda da buradaydım, kitapları sevdiÄŸim için buradayım.  Uyuyamam bile boÅŸ bir odada, kitap dolu bir odada uyumakla kitap olmayan bir odada uyumak arasında çok fark var. Kitap olmayan bir odada asla huzurla uyuyamam, kitabı koklarım da okurum, kitaplarla bağını kopartmak bir insanın sonu gibi geliyor bana, kitapların görüntüleri, kapağı, cildi fark etmiyor. Kitap olan deÄŸil kitap olmayan yerden rahatsız oluyorum, tabii benden sonra kitaplarıma ne olur bilemiyorum. Bu dükkandaki kitaplarım misafirimdir benim, onlar da insanlar gibi dolaşıp duruyorlar, baÅŸka bir yere gidecek, bir baÅŸka insanı görecekler, kitapların her birinde el izim var, her birinin ayrı bir sürprizi var bana, neler neler çıkmıyor ki içlerinden; kurumuÅŸ bir yaprak, kurutulmuÅŸ çiçekler, yarısı yırtılmış fotoÄŸraflar, karalanmış isimler…

Kitaplar yüzlerce elden geçerek, tozlanarak, yıpranarak, sararak, yılları devirerek ulaşıyor Rahmi Gülbayrak’a  ya da  Rahmi Gülbayrak ulaşıyor kitaplarına…  

Kimi kitapları insanlar getirir, kimisini matbaalardan alırım. Bazılarını da bu iÅŸi yapan bu iÅŸle uÄŸraÅŸan insanlardan alırım, kitap toplayıp satarlar. Çok eski eser gelmez pek bana, o iÅŸi yapanlar farklı, o kitapların deÄŸerleri de farklı. Sahaf olmak zordur, herkes yapamaz, hangi kitap var raflarda, hangisi yok? Hangi kitap nerede bunu bilmek bile yıllarınızı alır. 40 bin 50 bin kitap var dükkânımda, çift sıra diziyorum bazılarını, hepsinin yerini bilirim. Kitap raflama bir derstir, kitap istiflemek de bir derstir, kitapların deÄŸerini bilmek ise baÅŸka bir derstir.

Rahmi Gülbayrak üzülerek anlatıyor, kitaplara yer kaplayan bir kalabalık gibi, değersiz eşyalar gibi davranılması belli ki içini acıtıyor

Dünyanın en az okuyan ülkesiyiz uzun yıllardır. Şimdi bu durumu internete ve yeni alışkanlıklara bağlıyoruz ama onun öncesini de az çok bilirim. Kitaplara önem verenler azaldı. 68 kuşağı kitap okuyan bir kuşaktı, üstelik de bu kadar rahat ulaşamazken kitaplara. Evinde kitap bulundurmaktan rahatsız olan insanlar var,

Bir evden kitap almaya gittiÄŸimde “kurtarın bizi bu kitaplardan” diye karşılayanlar var. Önem verdikleri koltukları, sehpaları pahalı halıları var ama kütüphaneleri yok. Okumuyoruz ve güzelliÄŸi dıştan içe yakalamaya çalışıyoruz. Oysa güzellik içten dışa olmalıdır. Kitapları pahalı bulanlar var, böyle bir ÅŸey yok, bir ülkede bir stadyumlar aÄŸzına kadar doluyorsa, alış-veriÅŸ merkezleri hınca hıç kalabalık ise böyle bir ÅŸey yoktur.   

Ankara’da sahaf olmak diyoruz, kaÅŸları çatılıyor, öfkeli biraz, ücra bir köşeye atılmış kitaplar gibi sahafların da kentin en ücrasına atılmasına

Kent merkezinde bilirsiniz, Kızılay AlışveriÅŸ Merkezi açıldı. Az önce oradaydım, yüzlerce dükkân var, mobilya, giyim, beyaz eÅŸya, restaurant her ÅŸey var, tek sahaf yok. Söylenenlere bakarsak, Ankara en çok okuyan illerdenmiÅŸ, en çok okuyan ilimiz bu ise vay halimize, bu durumda diÄŸerleri hiç okumuyor sonucunu çıkarabiliriz. Ayakta kalmaya çalışıyoruz sahaflar olarak, mekân sorunumuz var teÅŸhir edemiyoruz kitaplarımızı, Ankara’nın görünür bir yerinde de deÄŸiliz. Tabii görünür mekânı ister mi ki devlet? Kitaplar görünürse birileri için sorun olur.


Toplam Görüntülenme : 15756
Kategori Haberleri

"Bu Millet Adam Olmaz Diyenlere" Karaözü Köyünden Selam Var
Anadolu gezisi sırasında Sivas’ın Karaözü köyünü, köylülerin kendi elleriyle yapmış oldukları okul binasını gören gazeteci Fikret Otyam, 21 Ekim 1963 tarihli Cumhuriyet gazetesi yazısında heyecanını, sevincini paylaşır
22 Ekim 2013
Vakit nakittir
Zumbaradakiler evvel zaman içinde bir zaman borçlanarak, bu borcu baÅŸka bir zamandaki emekle deÄŸiÅŸ tokuÅŸ ediyorlar. 
16 Ocak 2013
TANSEL ÖNGEL
Ankara’dan gittiÄŸim de bir DoÄŸu Avrupa Åžehriydi Ankara. Ben Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulmuÅŸ binalara hayrandım.
22 Åžubat 2012
ADI CÄ°NAYET
Medya yaÅŸananların karşısında “Yeni Acı” diye baÅŸlıklar attı, virgüller attı, noktalar koydu, soru iÅŸaretleri bıraktı.
19 Åžubat 2012

1 2 3
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiÅŸ.
Yorum için giriş yapınız!