GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
“İklimi değil, sistemi değiştir”

“İklimi değil, sistemi değiştir”

 Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezi tarafından  gerçekleştirilen sunumlar devam ediyor. 22 Nisan tarihinde Türkiye Tarafından imzalanan  Paris İklim Antlaşması'nı masaya yatıran Mimarlar Odası Ankara Şubesi " Yalan Rüzgârı: Paris İklim Anlaşması ve Türkiye'nin Siyasetsizliği " konulu sunum düzenlendi.

“KİM iklim antlaşmasının yakın takip ediyor”

Çevre ve Siyaset Bilimi Uzmanı  Dr. Nuran Talu tarafından yapılan sunumun açılış konuşmasına Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan “ Biryanda Hidroeleketirk santrallaeri nükleer santralleri gündeme getiren bir hükümetin bakanının imzayı attıktan  hemen sonra açılışlarda boy göstermesi, imzanın arkasında durmayacakları anlamına gelmektedir.Nuran Talu hocamızla birlikte, Yalan rüzgarlarıyla dolu, Paris İklim antlaşması, şirketler  ve ülkeler arasında ilişkiyi masaya yatırararak Kent İzleme Merkezi olarak süreci yakından takip edeceğiz “dedi.

Kent ve çevre bilimci olan Nuran Talu  sunumda Paris İklim Anlaşması süreçlerini değerlendirerek, kent-çevre ilişkisi konusunda gerçekleri açıkladı. Talu, Mimarlar Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sunumda, iklim değişikliğine ilişkin bilgi verirken, “Çözüm için sonuçlara değil, neden olana bakmak lazım, piyasa ekonomisinin neoliberal sistemlerin en büyük başarısızlığı iklim değişikliği oldu. Küba devriminin lideri ve eski devlet başkanı 2009 Fidel Castro’nun ‘İklimi değiştirme sistemi değiştir’ dediği gibi, çözüm için önce sistemin değişmesi gerekiyor” dedi.

 

 Uluslararası yalan rüzgarı

 Talu, iklim değişikliğiyle mücadelede meslek odalarının çok önemli bir yeri olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

 “İklim değişikliği bir küresel sorun mu değil mi? tartışması devam biz artık sokaklarımızda, yerelde etkilerini görüyoruz. Bu sadece Türkiye’nin yalanlarıyla dolu bir rüzgar da değil. Bu çokta samimi olmadığını düşündüğümüz uluslararası masa müzakerelerini getirdiği bir uluslar arası bir yalan rüzgarı. Artık inkar etmeye gerek yok iklim değişikliği var. 100 yıla yakın bir dönemde atmosferi boğmuş, küreyi ısıtmış durumdayız. İkna zayıf ve bakışlar yanlış olduğu için kıyamete gidiş devam ediyor. Atmosferdeki karbondioksit miktarının milyonda 350 parçacık olması gerekiyor. Dünya bunu fersah fersah aşmaya başladı. Sera emisyonu dursa bile, iklim değişti. Dünyada zaten küçük ada devletleri ve Türkiye’nin bazı bölgeleri iklim değişikliğiyle tanışmış durumda.”

 Dönülmez akşamın ufkundayız

 Paris İklim Anlaşması ve ülkelerin niyet beyanlarını değerlendiren Talu, şöyle devam etti:

  “Paris Anlaşması, şu ana kadar iklim konusunda imzalanmış en kapsayıcı anlaşma. Bunun yanında Paris, bir gün içinde en fazla imza toplayan uluslararası anlaşma oldu. İklim anlaşmasıyla ile küresel ortalama sıcaklık artış limitinin yüzyılın sonuna kadar 1,5 ila 2 derece arasında sınırlandırılması hedefleniyor. Sınırlar konuşuluyor, ancak ülkelerin niyet beyanlarıyla ortaya çıkan rakamları topladığımızda 1.5 derece sınırda tutulmadığı ortaya çıkıyor. Önümüzdeki 15 yıldan önce dünya iklim afetleriyle karşı karşıya. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) 2014 son raporlarında bunların bir kıyamet alameti olduğu vurgulanıyor. IPCC son raporunda deniz seviyesinin beklenenden hızla yükseldiğini, sera gazı emisyonu dursa bile artık iklimin değiştiğini bilimsel olarak açıkladı. Dönülmez akşamın ufkundayız”

Anlaşmaların gerekleri yerine getirilmiyor 

Talu, iklim değişikliğiyle ilgili olarak Türkiye’nin tutumunu da ele alarak, “Türkiye 2009 yılında Kyota protokolüne, iklim sözleşmesini ise 2004 yılında imzaladı. Taraf olunan ulusal sözleşmeler kendi kanunlarımız demektir. Ancak bunların gerekleri yerine getirilmiyor” diye konuştu.

İktidarın yaşam alanlarını koruma hakkına yönelik saldırılarına da değinen Talu, Gezi sürecini ve rant politikalarına kurban edilen yaşam alanlarımıza ilişkin süreci de değerlendirdi.

 

Talu, “HES projeleri devam ediyor. Bu çerçevede İkizdere’nin çağlaya çağlaya akması onun bir varlık değeridir. Doğal ve ekonomi hakkını bile kapsayıcıdır. İkizdere, Zincirli HES projelerine ilişkin olarak yaptığımız bir kamuoyu çalışmasında yaşlı bir dedeye ‘HES’lerin sana ne zararı var’ diye sorduk. Bize ‘Uyuyamıyorum dedi. Çünkü dede derenin sesiyle uykuya geçiyordu” dedi.


Toplam Görüntülenme : 57101
Kategori Haberleri

GÜVEN PARK FİKRİ TAKİBİNDEYİZ
Şubemiz, 2018 yılında onaylanmış olan KANİP ile ilgili olarak 2863 sayılı kanuna aykırı bir planlama süreci işletilmesi nedeniyle dava açılmış ve Ankara 7.İdare Mahkemesinin 2019/219 E.2020/129 K. İle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.
10 Kasım 2020
102 örgütten, ‘’Saraçoğlu hepimizin, Saraçoğlu Mahallesi’ndeki hukuksuz süreci durdurun’’ çağrısı
Meslek örgütleri,  sendikalar, siyasi partiler, gazeteci örgütlenmeleri, dernekler ve vakıflar platformların oluşturduğu 102 örgüt, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Saraçoğlu Mahallesi için,  ‘’Saraçoğlu Mahallesi hepimizin’’ çağrısı yaptı.
26 Ekim 2020
Saraçoğlu’nda restorasyon bilimine aykırı akla ziyan uygulama
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Ankara’nın Başkent oluşunun 97.yılında  Ulus Atatürk Anıtına çelenk koyulmasına izin verilmeyince  Kent İzleme Merkezi ile Cumhuriyet’in ilk toplu konut alanı olan Saraçoğlu Mahallesinde restorasyon adı altında  yapılan inşai çalışmaları yerinde inceledi.
13 Ekim 2020
Mimarlar TOGO ikiz kulelerindeki hukuksuzluğun peşini bırakmıyor
Togo kuleleriyle Başkent’teki rant düzenini ortaya çıkaran Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bu konudaki hukuki mücadelesini sürdürüyor.
09 Ekim 2020

<<< <
18 19 20 21 22 23 24 25 26 27
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!