GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Güvenlik eylem planı oluşturulmalı
Güvenlik eylem planı oluşturulmalı Mimarlar Odası Ankara Şubesi, kentlerdeki güvenlik sorununu, Kent İzleme Merkezi (KİM) sunumları kapsamında masaya yatırdı. Atılım Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi ve Şehir Plancısı Doç. Dr, S.Zafer Şahin’in “Kentlerde güvenlik” konulu" sunumunda, terör olaylarına karşı kentte güvenlik eylem planı oluşturulması gerektiği belirtildi. Sunumda açılış konuşması yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, "Kentlerdeki güvenlik sorunu, kamusal alanların kullanımı arttırılarak, kentsel mekânsal düzenlemeleriyle ele alınmalı" dedi. “Bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalı” Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Suruç’tan sonra bir ülkenin başkentinde üç kez, İstanbul'da ve hemen hemen hergün ülkenin her yerinde bombalar patlıyor. Kentlerde güvenlikli yaşamayı sağlamak için her yerin güvenlik güçleriyle doldurulması ortamı gerer ve kent mekânlarının kullanımını azaltır. Bu çerçevede kamusal alanların yaygınlaştırılması, yayalaştırma, kamusal alanların etkin kullanımı, kent merkezinde konut kullanımının arttırılması, ulaşımda yığılmanın çözülmesi, toplu taşımın arttırılarak yığılmaların önlenmesi gibi birçok kentsel ve mekansal çözümlemeler büyük önem taşır." Kentlerde güvenlik konusunun kentsel mekansal bağlamı ve önermeleri ile birlikte değerlendirmeye açtıklarına işaret eden Candan, "Kentlerde güvenlik sorunu değişik disiplinler, kurumlar ve yerel yönetimlerle birlikte bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalı. Gar patlamasında yaralananların hastanelere 10 dakika içinde ulaştırıldığı gerçeğinden baktığımızda, kent merkezindeki hastanelerin planlanması, kentsel ulaşım güvenliğini yakından etkiliyor. Kent merkezindeki hastaneler olmasaydı yaralıların Bilkent'teki şehir hastanesine ulaşımı olamayacak ve ölü sayısı artabilecekti. Kızılay Güvenpark’tan her 5 dakikada bir otobüs kalkıyor olsaydı, yollara kadar taşan bir bekleme durumu olmayacaktı” diye konuştu. Atılım Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi ve Şehir Plancısı Doç. Dr, S.Zafer Şahin ise, sunumda kentlerdeki güvenlik zafiyetlerine dikkat çekerek, yapılan yanlışları ve güvenlik sorunun önüne geçilmesi için atılması gereken adımları anlattı. Son beş yıldır çok ciddi terör saldırısı altında olduğumuzu ifade eden Şahin, dünyadaki diğer ülkelerin güvenlik önlemleri alırken kentleri açık hava hapishanelerine dönüştürmeyi nasıl engellediğine, temel hak ve özgürlükleri kısıtlamadan nasıl kaçındıklarına bakmak gerektiğini belirtti. Önlem alınmıyor, algı yönetimi yapılıyor Şahin, güvenliğin Türkiye’de uzunca bir dönem boyunca kent içindeki adi suçlar olarak ele alındığını belirterek, “Ankara’da 5 ayda üç patlama yaşandı. İktidarın kontrollü şiddet uyguladığı yerlerde kentler belirli koşullarda güvenlik sağlıyor, o koşullara bir itirazınız varsa sistematik bir şiddetle de karşı karşıya kalabilirsiniz” diye konuştu. Şahin, Türkiye’de kamu yöneticilerinin sabrın sınanması söylemlerinin ardından, önlemlerin artırılacağına dair açıklama yaptığını dile getirerek, “ Sonrasında müthiş bir dezanformasyon ve algı yönetimi dalgası yönetimi başlıyor. İstihbarat önlemlerinin alınıp alınmayacağı dair yüzeysel tartışma devam ediyor. Ta ki bir sonraki patlamaya kadar. Güvenlik meselesi üzerine daha çok kafa yormalıyız” dedi. Kent merkezi gece tamamen denetimsiz Türkiye’de güvenlik önlemi alırken gergin mekan stratejilerinin öne çıkarıldığını bildiren Şahin, şunları bildirdi: “Kolluk kuvvetleri ve güvenlik kameraları artırılıyor. Bu bir yanıyla genişleyen bir tehdit dalgasını oluşturuyor. Çünkü bir nereye kadar çok kolluk kuvveti yığarsanız karşı güçlerin orayı o kadar hedef alma riski vardır. Gergin mekan stratejileri terör korkusunu azaltmıyor, aksine artıyor. Çünkü planlama ve kentsel tasarımla yapısal önlemleri almadan bu tür önlemler almak ve adım başı polis yerleştirmek korkuyu artıyor. Kent merkezlerinde kamusal alanların azaltılması ve var olan kamusal mekanlarda da güvenlik unsurunun dikkate alınmaması da olası terör olaylarının etkisi artırıyor. Kızılay meydan olma vasfını yitirdi. Güvenpark gece bir saatten sonra tamamen kontrolsüz bir alan. Zafer Çarşısı da yine gece tamamen denetimsiz alanlarından.” Eylem planı oluşturulmalı Şahin, ulaşımdaki sorunların da güvenlik sorunlarını artırdığına dikkat çekerek, “Yan yana hiçbir tasarım ve güvenlik önlemi alınmamış toplu taşım durakları ve kapasitesinin üzerinde kullanılan bekleme alanları, zarar görecek insan sayısını artırıyor. Yine Güvenpark’taki duraklarda insanlar yollarda bekliyor. Bu durum bırakın önlem almayı terör olaylarında zarar gören insan sayısının artmasına neden oluyor” diye konuştu. Şahin kentlerdeki güvenlik sorunlarına ilişkin, terör olaylarında zararların azaltılmasına yardımcı olacak çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı: “Devletin üst düzeyinde güvenlik için oluşturulan kriz masalarında kentlerin durumu da mutlaka ele alınmalıdır. Kent yönetimleri bu konuda bilinçlenmeli, üniversitelerle ve sivil toplum örgütleriyle işbirliğine giderek kentlerin güvenli tasarımı konusunda birer eylem planı oluşturulmalı. Yerel yönetimlerin Afet ve Acil Durum Planı oluşturma görevi var ancak bu planlar yapılmıyor, yapılsa da bu planlarda güvenlik ve terör gibi yer almıyor. Afet durumu tehdidini biz hep deprem olarak algılıyoruz. Bunlar son derece yetersiz.”
Kent merkezi yoğun transit trafiğe kapatılmalı Kent merkezindeki aşırı yoğun kullanımlı toplu taşım aktarma istasyonları dağıtılması gerektiğini de belirterek, şunları söyledi: “Bu istasyonlar dağıtılarak, daha yaygın bir ağa dönüştürülmeli. Sadece Kızılay istasyonun ana dağıtım merkezi olduğu bir başkent düşünülemez. İş gidiş ve çıkış saatlerinde yaklaşık 500 bin insanın çıktığı bir yerden bahsediyoruz. Çayyolu metrosundan indiğinizde yüzeye çıkmak için büyük uğraş veriyorsunuz. Keçiören, Batıkent ve Eryaman metrolarının da Kızılay’a yığılacak şekilde oluşturulduğunu görüyoruz. Kent merkezleri aşırı yoğun transit trafiğe kapatılmalı, yaygın yayalaştırma çalışmaları yapılarak yaya bölgelerinin sayısı ve kapsamı genişletilmedir. Kent merkezlerinde terör olaylarının olası etkilerini azaltacak kentsel tasarım uygulamaları yapılmalıdır. Kentsel kamusal alanlara terör olayları öncesi ve sonrasında acil durum ekiplerinin erişimini kolaylaştıracak yurttaşların tahliyesini sorunsuz sağlayacak koridorlar oluşturulmalıdır.” Şahin, daha sonra teröre karşı en dayanıklı ülke olarak tanımlanan İngiltere’de, sivilleri açık hedef haline getirmemek için alınan terör önlemlerinden örnekler vererek Şahin, Kentlerin güvenliği ve tasarımı konusunda eylem planı oluşturulmalı” dedi. Toplam Görüntülenme : 59706 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|