GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Gökçek Ankara Kalesi’nden elini çeksin

Gökçek Ankara Kalesi’nden elini çeksin

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin çalışma başlattığı Ankara Kalesi’nde incelemelerde bulunan Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bilimden yoksun özensiz çalışmalar nedeniyle tarihi kalenin surlarının çökme tehlikesi  altında olduğunu bildirerek, yetkililere  “Büyükşehir bir tarihi yok ediyor. Gökçek Ankara Kalesi’nden  elini çeksin” uyarısında bulundu

Mimarlar Odası Ankara Şubesi,  hinterlandında bulunan Amasra’da yapılmak istenen Hema Termik Santrali’ne ve Ankara Büyükşehir, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin çalışma nedeniyle tehdit altında olan Ulus Tarihi Kent Merkezi, Ankara Kalesi, surları ve Ankara Valiliği yasaklarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Kale surları çökme tehlikesiyle karşı karşıya

Yapılan özensiz çalışmalar nedeniyle kale surlarının çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu da bildiren Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i istifaya davet etti.  

Ulus Tarihi Kent Merkezi’nin ve Ankara Kalesi’nin önemine değinen Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, çalışmalara ilişkin olarak bölgede incelemelerde bulunduklarını belirterek şunları söyledi:

“Son dönemde Ankara Kalesi ve çevresindeki tadilatlarla birlikte kalenin özgün dokusu bozuluyor. Restorasyon işlerinin de bilimsellikten uzak çalakalem yapılmış acemi işi olduğu özgünlüğünü ortadan kaldıran bir noktaya dönüştüğü ortada. Bunun baş sorumlusu Ankara Büyükşehir Belediyesi. Bu konuda Kültür Bakanlığı’ndan ve KUDEM’den izinler alındığı söylense de kültürsüzlüğün ve bilim tanımazlığın göstergesine ortak olanlar yargı önünde hesap verecekler. Ankara Kalesi’ne giriş Erimtan Müzesi’nih yanından 50 cm’lik bir yerden sağlanıyor. İşte bu kadar tarihlerine ve değerlerine önem veren yöneticilerle karşı karşıyayız. Kale surlarının özgün dokusunun taşları yerlerde dolaşıyor. Özgün dokusu ve sonradan yapılan duvar arasında çok ciddi farklar var. Bu restorasyon değil, çala kalem koyulmuş bir restorasyon katliamı”

Ankara’nın başka kalesi yok

Candan, kalenin özgün tarihi barbakanlarıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan barbakanları karşılaştırarak, sözlerine şöyle devam etti:

“Belediyenin yaptığı barbakanların (su toplayıp dışarı atmak için tasarlanmış detaylar) bu tarihi dokunun hem görsel hem de restorasyon tekniklerin aykırı yaklaşımının ötesinde, yüksek debili bir sur geldiğinde kalenin surunu koruyamayacağı çok açık, onu dışarı tahliye edecek durumda değil. Kale surlarının çökmesiyle karşı karşıya kalırız. İki tarih ve yaklaşım arasındaki fark barbakanlarda ortaya çıkıyor. Büyükşehir Belediyesi mümkünse Ankara’nın hiçbir yerine dokunmasın. Parsel parsel Ankara’nın hesabını veremediği için istifa etsin. O koltukta oturmaya devam etmesin. Ankara’nın bütün potansiyel değerlerini altüst olacak. Tarihimize sahip çıkıyoruz diyerek tarihi tarumar etmesine izin vermeyeceğiz. Koruma Kurulu buna nasıl izin verir? Ankara’nın başka kalesi yok. Bir tarafında gerçek tarih yatarken öbür tarafından çakma duvar yatıyor. Bir tarafta kültürün simgesi barbakanlar var diğer tarafta belediyenin yaptığı barbakanlar var. Yakın takibe alıyoruz. Gökçek Ankara Kalesi’nden  elini çeksin. Kalenin surlarında çatlaklar da gözlemledik Belediye’nin ben yapmadım diyor. Siz abuk subuk bir duvar yaparsanız barbakanları da başka bir sistematikle çözmeye çalışırsanız sur duvarı da çatlar, ilk gelecek debisi yüksek sularda da bu surlarda çöker. Bunun sorumlusu Gökçek olur, bu surların altında kalır”

Koruma Kurulu harekete geçmeli

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya ise,  Büyükşehir Belediyesi’nin “Tarih yeniden canlanıyor” afişine atıfta bulunarak, yanıt verdi.

Kaya, “Gökçek bu işi beceremiyor bunu bir türlü kabul etmiyor. Bu işi bıraksın tarihi yapılardaki bütün çalışmalardan elini çeksin. Kültür bakanlığı da kendi sorumluluğu altındaki işlerini belediyelere devretmekten  vazgeçmeli. Koruma kurulları harekete geçmeli, aksi taktirde yakın gelecekte koruma kurullarına ihtiyaç kalmayacak çünkü Ankara Büyükşehir Belediyesinin yaptığı bilim dışı, kural dışı inşaat uygulamalarından sonra korunacak bir tarih olmayacak” çağrısında bulundu.

Amasra halkına nefes katıyoruz

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan,  Şube’nin  hinterlandında bulunan Amasra’da yapılmak istenen Hema Termik Santrali’ne karşı Amasra halkına nefes olacaklarını, şube olarak dava açacaklarını bildirdi.

Candan, şunları söyledi:

“Ankaralıların günü birlik gittiği doğasına hayran kaldığı Amasra, aslında bütün Ankaralıların nefes aldığı yerlerden birisi. Amasra’da termik santralle ilgili büyük bir mücadele uzun yıllardır veriliyor. Geçtiğimiz günlerde Amasra Hema Termik Santrali için verilen ‘ÇED olumlu’ raporu verildi. Yani termik santralin yapılmasının mümkün olmayacağı ifade edilirken, bilimden uzak yaklaşımlarla teknik olarak ta mümkün olmayan, ÇED olumlu kararı çıkmış durumda. Bu sürece karşı Bartın Platformu çok ciddi mücadele yürütüyor ve davalar açıyor. Herkesi termik santrale karşı  dava açmaya davet ediyoruz.  Bin 460 kişiyle dava açmaya hazırlanıyoruz diye açıklama yapmış Bartın platformu.  Bin 460 kişinin içinde biz de varız. Davacılar arasına Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ni de saysınlar.”

Müsaade etmeyeceğiz

 Ankaralıları da Amasra’da yapılacak termik santrale karşı davacı olmaya davet eden Candan, “ Sadece hafta sonu günü birlik gidip balığımı yiyeyim güzelliğini yaşayım demekle olmuyor. Nefes aldığımız yere nefes katmamız gerekiyor. Bugün nefes katılacak durum açılacak davada taraf olmak ve dava açmaktır. Orada Bartın halkının yanında olmaktır. 42 bin kişilik imza dilekçesiyle itiraz edildi. Ancak başımızda bulunan yöneticiler bu ülkenin her bir karesini tarumar etme konusunda söz birliği yapmış gibi davranmaktadır. Bu ülkenin halkı, duyarlı yöneticileri bu kararların karşısında olacak. Bizde Ankara’dan Amasra’ya ses veriyoruz, dava açıyoruz herkesi de davacı olmaya davet ediyoruz. Çünkü bu ülkenin her bir toprağının doğasının ve tarihinin yok edilmesini hele hele nefesimiz olan Amasra’nın yok edilmesine, termik santralle birlikte ormanların kıyıların ve yüz bin kişinin su hakkının yok edilmesine, ekolojik ve ekonomik dengenin bozulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bu mücadelenin bir parçasıyız” dedi.

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri  Namık Kemal Kaya ise  gelişmiş ülkelerin 20 yıldır termik santrallerden vazgeçip kendi ülkelerinin dışına attığına dikkat çekerek, “İnsana verdiği zararlar kanıtlamışken bizim gibi ülkelere bunları satıyorlar. Biz de bu ülkelerden birisiyiz, biz bunları anlatıyoruz. Bu yaklaşım doğru bir yaklaşım değil, insana ve doğaya zararı veren, ekolojik dengeyi bozan enerji ürütme yönteminden vazgeçip onun yerine, doğaya ve insana zarar vermeyen başka enerjiler elde etmek gerekiyor. Bu nedenle bütün olanaklarımızla Amasra’nın yanda olacağımızı da belirtmek istiyoruz” dedi.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Şube sekreteri Namık kemal Kaya son olarak Ankara Valiliği yasaklarına değindi.

29 Ekim ve 10 Kasım’da  sokaklarda olacağız

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi:

”Ankara Cumhuriyet’in Başkenti olarak kuruluş felsefesiyle özgürlüklerin ve demokrasinin kenti ,Devrimin başkenti oldu. Kuruluşunun harcında bunlar var. Ankara Valiliği’nin açıklaması ile birlikte30 Kasım’a kadar bütün toplantı gösteri, yürüyüşlerin iptal edilmesi ve yasaklanması Cumhuriyet’in Başkent’i Ankara’nın ruhuna aykırıdır. OHAL süreci bahane edilerek ülkenin ve Cumhuriyet’in bütün değerlerini alt üst ederek bu noktaya getirenlerin insanların neredeyse sokağa çıkmalarını yasaklayacak bir yaklaşımla, bütün bunların önünü alamayacakları çok açık. Önümüzde iki önemli tarih var 29 Ekim Cumhuriyet’in İlanı ve 10 Kasım Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü bu ülkede yaşayan herkesin bu ikisini hem Cumhuriyeti kutlama hem de anma etkinlikleri bir OHAL valisinin açıklamasıyla engellenemez. Ankara’yı ve ülkeyi bu hale getirenler, huzurlu kentlerden korku dehşet duyduğu kentlere doğru evrilmesine neden olanların bizim değerlerimizi altüst etmesine izin vermeyeceğiz. Hatta bu ülkeyi yönetmemeleri gerekiyor. Bu halk onlara bunu bir kez daha hatırlatacak. Mimarlık Haftası kapsamında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve  balosu da yapacağız. Programımızdan vazgeçmiyoruz. Artık gerçekten sizi 400 yıl geriye götürmeye çalışan bir anlayış var. Herkesin bu konuda Cumhuriyetin bütün değerlerini ve bu ülkenin kurucusunun ölüm yıldönümü anmasını engelleme şansı yok. Ankara Valisi yasakçı vali durumuna düştü. Yasakları dinlemiyoruz 29 Ekim ve 10 Kasım’da sokaklarda olacağız”

Ülke fabrika ayarlarına dönmeli

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya ise Türkiye’nin bağımsızlığını ve halkın özgürleştiği Cumhuriyet dönemine tanıklık eden Başkentin  AKP hükümeti ile yasaklar kentine dönüştüğünü belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu yasakları ve Türkiye’yi bu hale getiren politikaları eleştiriyoruz ve doğru bulmuyoruz. Gidişatın iyi olmadığını söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz. Toplumu baskılamaktan vazgeçmeliler. Özgürlükleri kısıtlayarak sürdürülen politikalar sonucu ülkenin bir kaosa ve bataklığa sürüklendiğini görüyoruz. Bunun bedelini yine halk olarak bizlere ödetecekler. En kısa sürede ülke fabrika ayarlarına döndürülmeli. Biz halkız sokakta yürürüz hükümette bizim güvenliğimizi sağlamak zorundadır. Güvenliğimizi sağlayamıyorsa bu işi beceremiyor demektir”


Toplam Görüntülenme : 51410
Kategori Haberleri

Kaçak saraya “altın ağaç”
Kaçak konutun lüks mimari malzemelerini açıkladı. Kaçak konutta kullanılan teak(tik) ağacından ahşap kaplamalar dudak uçuklatıyor. Teak ağacının altın kadar değerli olduğunu söyleyen mimarlar, kaplamaların yaklaşık bedelinin  200 milyon lirayı bulduğunu söyledi.  
13 Mayıs 2015
İller Bankası kırmızıya boyandı
Başkent Dayanışması İller Bankası’nı kırımızı kurdelelerle donattı
08 Mayıs 2015
Hıdırellez’de “Saraçoğlu” dilekleri
Başkent Dayanışması bileşenleri Hıdırellezi Saraçoğlu Mahallesi’nde karşıladı
06 Mayıs 2015
Kaçak Saray’da fasıl: 6,5 milyon
Kaçak Saray’da gündüz fasılındaki mobilyalardan  masa ve sandalye maliyetlerini açıklayan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kaçak Sarayın ekonominin kara deliği olduğunu, sürekli para yuttuğunu hatırlatarak, "Yapınca masraf bitmiyor, o binanın işletilmesi, her şeyi para, Türkiye'nin kaynağını tüketiyor" dedi  
06 Mayıs 2015

<<< <
123 124 125 126 127 128 129 130 131 132
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!