GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Başkanlığa Hayır diyenlere sert müdahale
Başkanlığa Hayır diyenlere sert müdahale Başkanlık sistemini öngören ve TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanan Anayasaya değişikliğine karşı tepkiler çığ gibi büyüyor. Meclis Dikmen kapısında “Başkanlığa Hayır” bildirisi okumak isteyen demokratik kitle örgütlerine polis biber gazlı ve tazyikli su ile sert müdahalede bulundu. Demokratik kitle örgütleri Anayasa değişiklik paketinin tamamını reddettiklerini ve geri çekilmesi talep ederek, amaçlanan rejim değişikliğine karşı mücadele çağrısı yaptı Başkanlık sistemini öngören ve TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanan Anayasaya değişikliğini, demokratik kitle örgütleri, sendika, STK üyeleri ve vatandaşlar Meclis Dikmen kapısında protesto etmek istedi. Meclis dört yandan polis tarafından ablukaya alınırken, vatandaşların Meclis’ e yaklaşmalarına izin verilmedi. “Başkanlığa Hayır” bildirisi okumak isteyen vatandaşlara biber gazı ve tazyikli su ile sert müdahalede bulundu. Başkanlığa Hayır Demokratik kitle örgütleri temsilcilerinin bildiri okunmasına izin verilmemesi üzerine, Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği Yüksel Caddesi’nde, Ankara Barosu İse Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nin önünde “Başkanlığa Hayır” bildirisini okudu. Bildiride AKP Hükümeti'nin sunmuş olduğu Anayasa değişiklik paketinin tamamını reddedildiği ve geri çekilmesi talep edilerek, bu doğrultuda düşünen tüm milletvekilleri değişiklik girişiminin önünün kesilmesi için Meclis'te mücadeleye davet edildi. Anayasa değişikliği değil, bir rejim değişikliğidir “Egemenlik, kayıtsız, şartsız ve koşulsuz ulusundur, kişiye devredilemez. Yaşasın Laik –demokratik Türkiye Cumhuriyeti” denilen bildiride, şu ifadelere yer verildi: “Hükümdar istemiyoruz. Anayasalar, toplumsal uzlaşma metinleridir. Bir anayasanın tümüyle yeniden yapılması da bazı maddelerinin değiştirilmesi de toplumun tüm kesimlerinin ortak akıl ve kabulünü gerektirir. Bu gerçek, yalnızca darbe anayasalarının yazılmasında yok sayılır. Bir darbe ürünü olan 1982 Anayasası'nın da bugüne dek pek çok maddesi değiştirilmiştir. Ancak şimdi yapılmak istenen, demokratikleşme için Anayasa değişikliği değil, bir rejim değişikliğidir. 15 yıldır iktidarda olan partinin fiili genel başkanına, ülkeyi ve insanlarımızın hak ve özgürlüklerini teslim etme girişimidir. Bu girişimi kabul etmiyoruz. Çünkü öngörülen, Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini genişletmek ya da başkanlık sistemi getirmek de değildir. Getirilmek istenen sistemin adının ‘cumhurbaşkanlığı' olarak anılması, bir aldatmacadan ibarettir. Yapılmak istenen, parlamenter demokratik sistemin ortadan kaldırılması girişimidir. Cumhuriyet'in kurucu değerlerine yapılan bir saldırıdır. Yetkileri tırpanlanıp tek bir adama devredilmek istenen Meclis, Kurtuluş Savaşı'nı yöneten; Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Büyük Zafer'i kazanan; egemenliği kayıtsız, şartsız millete devreden; saltanatı ve hilafeti kaldıran; Sevr'i yırtıp Lozan'ı imzalayan; Cumhuriyet'i ilan eden Gazi Meclis'tir.” Kuvvetler ayrılığı yok ediliyor Bu değişiklikle Cumhurbaşkanı’nın, yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin tümüyle kendinde topladığına dikkat çekilen bildiride şunlar kaydedildi: Halka karşı suç işlemeyin Bildiride, başta siyasi partiler olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar ve vatandaşlar, hukuk devletinin temel koşulu olan yargı bağımsızlığının tümden yok edilmemesi için göreve çağrılarak, AKP vekillerine şöyle seslenildi: “Parlamento çoğunluğunuz yasa yapmaya yetebilir. Ancak halkın çoğunluğunun gönlünü yapmaya ve insan haklarına dayalı hukuk devletini yaratmaya yetmez. Cumhuriyetimizin mayasında diktatörlük yoktur. Cumhuriyet, yalnız emperyalizme karşı kazanılmış bir savaşın değil, halkı kul sayan zihniyete karşı kazanılmış bir zaferin ürünüdür. Bu gerçeği, değişikliğin destekçisi olan MHP'ye özellikle anımsatmak isteriz. Halka karşı suç işlememek için yol yakındır.” Toplam Görüntülenme : 24039 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|