GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Bina acilen karantinaya alınmalı, korunarak müze olmalı
Bina acilen karantinaya alınmalı, korunarak müze olmalı Mimarlar Odası Ankara Åžubesi ve Ankara Tabip Odası asbestli Havagazı Fabrikası yıkımı ve sonrasında yaÅŸanan geliÅŸmelere iliÅŸkin basın toplantısı yaptı. Meslek odaları mahkeme kararıyla yıkımın durdurulmasını büyük bir adım olduÄŸunu belirtirken, asbest tehlikesinin tamamen bertaraf edilmesi için yapının acilen karantinaya alınması gerektiÄŸini söyledi. Ankara 7. Ä°dare Mahkemesi yıkımının durdurulmasına karar verdiÄŸi tarihi Havagazı Fabrikası yıkımı ile ilgili Mimarlar Odası Ankara Åžubesi ve Ankara Tabip Odası basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Mimarlar Odası Ankara Åžubesi BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan, Ankara Tabip Odası BaÅŸkanı Vedat Bulut ve Mimarlar Odası Ankara Åžube Sekreteri Namık Kemal Kaya katıldı. Mimarlar Odası Ankara Åžube Tezcan KarakuÅŸ Candan, yerleÅŸke içindeki kültür mirası yapının korunmasının önemine dikkat çekti. Yetkililerin açıklama yapmaması infiale neden oldu Candan, Ankara BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı’nın halkta panik yaratıldığına iliÅŸkin ifadelerini deÄŸerlendirerek, “Yetkililerin hiçbir ÅŸekilde açıklama yapmaması, kamuoyunu ikna edecek bilimsel bir rapor ve belge sunamaması halkın bir ÅŸekliyle infialine neden oldu. Halkın infialine neden olan ÅŸey sistemin kendisidir. 24 Kasım’da 350 ton asbestli malzeme olduÄŸunu biliyordunuz. Asbestli yapının nasıl yıkılacağı yönetmelikte çok açık ve ortada. Kültür Bakanlığı bu yapının kültür varlığı olduÄŸunu ve yıkılmaması gerektiÄŸini anlatıyor. Siz 24 Kasım’da bunu biliyorken, 15 Åžubat’ta Ankara Tabip Odası ve Mimarlar Odası Ankara Åžubesi kamuoyuna bunu açıklamış ve göreve davet etmiÅŸken 22 Åžubat’ta suç duyurusunda bulunmuÅŸken, 24 Åžubat’ta BüyükÅŸehir Belediyesi’ne ve Kültür Bakanlığına yazı yazmışken, 25 Åžubat’ta hangi bilimsel akla hizmetle siz bu yapıyı herhangi bir önlem almadan yıkıyorsunuz ve asbestsiz bölümünü yıktık diyerek gerçek dışı konuÅŸmasın. Önce asbesti temizleyeceksiniz. Ä°stanbul’daki elektrik santrali Santral Ä°stanbul da asbestliydi. Usulünce asbesti söktüler ve bir müzeye dönüştürdüler” diye konuÅŸtu. Maden Teknik Aramaya da numune gönderdik Alandan alınan yüzey numunelerinin çapraz sorgu için Maden Teknik Aramaya da verildiÄŸini anımsatan Candan, şöyle devam etti: “Analizlerde dört noktada asbestin en tehlikeli türü olan yüzde 15 ila yüzde 40 arasında amphibole çıktı. Bilimsel olarak asbestin çıktığını ve yetkililerin bir türlü konuya açıklık getirmediÄŸini söyledik. ÖğrendiÄŸimiz günden bu yana kamuoyuyla paylaÅŸtık ne yapsaydık insanların göz göre göre 350 ton asbestli bir yapının yıkımı sürecinde halkın saÄŸlığını tehdit edecek boyutlarda önlem almayarak yıkılan yapıya iliÅŸkin ne yapsaydık, sussamıydık. Bizim görevimiz kamuoyunu bilgilendirmek. Sonrasında BüyükÅŸehir gelin binayı ortadan kaldırın yıkın diyor. Ankara Tabip Odası ve Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin baÅŸvurusu üzerine yargı çok duyarlı davranarak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bizim uyarılarımızın ardından hemen brandalar tüller indi. Onlarda usulünce yapılmadı. Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi bu süreçte birinci dereceden sorumludur. Kendi alanlarına iliÅŸkin açıklama yapmak durumundalar. Åžu saatte yapılması gereken yıkım durmuÅŸtur. Binanın acilen karantinaya alınması gerekir. İşçi saÄŸlığı ve halk saÄŸlığı açısından Çalışma ve SaÄŸlık Bakanlığı’nın devreye girmesi gerekiyor. Hem içerdeki hava ölçüm raporlarının işçi saÄŸlığı açısından yayınlanmalı, raporlarla konuÅŸulması gerekiyor. Maden Teknik aramadaki numunelerin analizleri bugün yarın çıkacak kamuoyuyla paylaÅŸacağız. Biz de 7 Marttaki etkinliÄŸe katılarak aslında asbestli yapılara iliÅŸkin halkın nasıl bir süreçle karşı karşıya olduÄŸunu bilim insanlarıyla paylaÅŸarak öğreneceÄŸiz. Suç duyurusu yaptık. BÄ°MER’E 26 Åžubat’ta yaptığımız baÅŸvuru, halkın yaptığı birçok baÅŸvuru, BüyükÅŸehir Belediyesi’nde beklemede diÄŸer kurumlar iÅŸlem yapıyor.” “Bina yıkılmamalı korunmalı. Yıkılınca asbestle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bu lifler uçuÅŸabiliyor nefes aldığınızda da en tehlikeli kanser yapıcı olarak ortaya çıkıyor” diyen Candan, daha sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. 350 tonluk asbestli yapıyı neden yıktığını açıklasın Candan, Ölçüm yapan firmayla BüyükÅŸehir’in davalık olduÄŸuna iliÅŸkin soruya, “Firmanın nereyle nasıl davalık olduÄŸunu biz bilemeyiz. Bunu firmaya sorun açıklayacak. Bu konuda analizleri yapmak üzere baÅŸvurduÄŸumuz bir firmadan bahsediyoruz. Muhatabı firmadır. Bir davalık süreç varsa kamuoyuna açıklansın. Hangi idari mahkemede nasıl bir süreç yaÅŸanıyor biz bilmiyoruz. Biz sadece analizlere bakarız. Gökçek, firmanın akredite olup olmadığıyla ilgileneceÄŸine kendi yaptığı analizlere ve 24 Kasım 2016 tarihinde, asbetli iÅŸ planının nereye verip vermediÄŸini ve 350 tonluk asbestli bir yapıyı neden 25 Åžubat’ta böyle yıktığını bilimsel olarak açıklasın diÄŸer muhatap sorularını firmaya sorsun” dedi. Mahkemede hesaplaşırız Candan, Gökçek’in kendisini mahkemeye vereceÄŸi ve bu konuda ne düşündüğünün sorulması üzerine ise ne iliÅŸkin ise ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptı: “Tabi ki bizi mahkemeye versin mahkemede karşılıklı hesaplaşırız. Bizim de MTA da raporda raporlarımız analiz ediliyor biz de MTA sorduk biz de size 28 Åžubatta numuneleri ilettik neden bizimki çıkmasıda BüyükÅŸehir’in rapor bir günde çıkıyor diye sorduk. Bize BüyükÅŸehir’in isteÄŸiyle sizin isteÄŸiniz arasında fark var denildi. Biz minerallerin türlerini istemiÅŸ durumdayız. Onlar Xrad istediler ayrıca bitmiÅŸ bir rapor deÄŸil, raporları devam ediyor dediler bizim raporlarımızın gecikmesinin nedeni ise onu yapacak analiz makinelerinin bozuk olmasıymış. BüyükÅŸehir Belediyesi’nin raporlarının henüz devam ettiÄŸi söylendi.” Parsel parsel satışlarını takip ediyoruz Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Her ÅŸey usulünü uygun yapılsaydı bunlar tartışılmayacaktı. O brandalar olmuyor bu iÅŸ bütün örneklerde binanın hava almayacak ÅŸekilde önlem alınıyor. Yapı asbestler temizlendikten sonra yıkılıyor. Gökçek, hadi asbest yönetmeliÄŸine göre yıktım desin. Ä°nsanlar yetkililer açıklama yapmadığı için kendileri çözüm üretmek zorunda kaldı. Biz vicdanlı ve bilimsel bir örgüt olarak iÅŸin içine dahil olduk. Bilimsel bilgiyle konuÅŸsunlar. Ben Gökçek’i twitter’da takip etmiyorum ama parsel parsel satışlarını takip ediyorum. Bizim bildiÄŸimiz 350 ton asbestli malzemenin sökülmesi ve bertaraf edilmesi idare ÅŸartnamede belirtilmiÅŸtir. Asbest yönetmeliÄŸine iliÅŸkin herhangi bir önlem almamış halkın saÄŸlığını, 25 Åžubat’ta hiçbir önlem almadan yıkarak tehdit etmiÅŸtir. Bu binanın acilen karantinaya alınması gerekiyor bununla ilgili bütün yazılarımızı bütün kurumlara yazdık. Ä°ki baranda ile üç tülle rüzgar estikçe böyle bir bilimsel yıkım süreci yapılamaz. Biz konunun takipçisi olacağız. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi ve Ankara Tabip Odası’nın giriÅŸimleri sonucu yıkım durdurulduÄŸu için paniÄŸe gerek yok ama önlemlerin ciddi ÅŸekilde alınmadığı ortada, binanın acilen karantinaya alınması gerekiyor.” Amaç rant saÄŸlamak Candan sürece nasıl dahil olduklarını şöyle anlattı: “Cumhuriyet’in sanayi yapılarından birisi 66 yıl boyunca hizmet veriyor. Sonra Ankara’ya doÄŸalgaz gelmesiyle birlikte fabrika kapatılıyor. 1990’lı yıllarda fabrikanın yıkılması ve iÅŸ merkezi yapılması gündeme geliyor. Bu noktada Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Koruma Kurulu’na baÅŸvurarak 1991 yılında Havagazı yerleÅŸkesinin tescil edilmesine vesile oluyor. Koruma ve kültür varlıkları tarafından tescil ediliyor. 13 Haziran 2006 yılında bir gece Havagazı Fabrikası’nın yıkımı ile meslek odalarının hepsi Havagazı YerleÅŸkesine gitti. Gazometreleri gözümüzün önünde yıkıldı, hiçbir önlem alınmamıştı. Gazometrelerde kısmında da çok açık ki asbest vardı. 2006 yılından bu yana Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin Havagazı Fabrikası’na iliÅŸkin davası devam ediyor. Danıştay karar verdi itirazlar yapıldı dava süreçleri devam ediyor. Tescilini kaldırıp tekrar bu alanda baÅŸkan bir rant alanı iÅŸliyor ama davamız devam ediyor. Bu iÅŸin birinci boyutu sanayi arkeolojisi açısından dünyanın her yerinde bu tür yapıların korunup müze olduÄŸu bir süreçte yıkılarak o alan rant iliÅŸkisi içine sunulmaya çalışılıyor ki havagazı YerleÅŸkesi türünün son örneklerinden birisidir. 2010 yılında kentsel dönüşüm ve geliÅŸim alanı ilan edildi. Onunla ilgili açılan davada iptal edildi. 2012 tekrar Havagazı YerleÅŸkesi ile ilgili 4,5 emsallik yüksek yoÄŸunluklu süreç te yargıya taşındı. Oda iptal edildi. En son Haziran 2016’da Havagazı yerleÅŸkesinde Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi yeniden bir plan deÄŸiÅŸikliÄŸi yaptı. Belli bölümlerde 2,5 emsal belli bölümlerde de 4 emsallik yüksek yoÄŸunluklu yapılaÅŸma süreci tanımladı. Bunu da yargıya taşıdık.” Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Tarihsel süreçteki yeri korunarak müze haline dönüştürülmesi o alandaki yapılacak yüksek yoÄŸunluklu yapılaÅŸmayı önceleyen meclis kararlarının iptal edilmesi ve bu süreçte gerçekten hak ettiÄŸi noktaya getirilmesi. 2006 yılında büyük bir bölümü yıkıldı bacalarla ilgili süreç yaÅŸandı bacaların tescilinin kaldırılması süreci yaÅŸandı. Bu da yargıya taşındı. Alanını tamamen tescil edilmesi gibi bir süreçle karşı karşıya kaldık biz tekrar koruma kuruluna baÅŸvurduk. Hem alan hem da yapılar tescil edilsin diye. Koruma Kurulu 2006 yılında zaten açtığınız tescil davası devam ediyor bu karar onun içinde onun için geçerli davanın sonucunu bekliyoruz dedi. AÄŸustos 2016 da Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi ihale açtı. Ä°halede de hurda karşılığı yıkım iÅŸi yaptırılacaktır diyor. Mülkiyeti Havagazı Fabrikası kalıntılarının geri dönüşüm malzemesi karşılığı sökülmesi iÅŸi. Ä°ÅŸin tahminen muhammen bedeli 581 bin diyor. AÄŸustos ayında yapılıyor Ekim 2016’da da BaÅŸkent DoÄŸalgaz tarafından asbest ölçümü yaptırtıyor. Asbest ölçümü yaptırılması sürecinde de yapının asbestli olduÄŸu ortaya çıkıyor. 24 Kasım’da ikinci ihaleye çıkılıyor. Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi Kent EstetiÄŸi Daire BaÅŸkanlığı tarafından Ä°nceleme Ä°hale ve Ä°dari Ä°ÅŸler Åžube Müdürlüğü tarafından yaptırılan ihalede Havagazı Fabrikasında bulunan asbestli malzemenin ve kalıntıların geri dönüşüm malzemesi ne iliÅŸkin idari ÅŸartname. 24 Kasım’da yapılan ihalede birinci ihaleden farklı olarak 350 tos asbestli malzemenin Havagazı YerleÅŸkesindeki Elektrik Santralinde olduÄŸunu öğreniyoruz. Bu süreçte Kasım ayında iki kere yazı yazıyor. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin bu alanla ilgili davası sonuçlanana kadar yargıyı etkilememek açısından plan deÄŸiÅŸikliÄŸini doÄŸru bulmuyoruz. Orada iÅŸlem yapma hukuksal süreç devam ediyor. Bizi tam da bu süreçte iki kere uyarıyor. 350 ton asbestli malzeme çok ciddi bir saÄŸlık sorunu anlamına geldiÄŸi için Bütün bu belgeler elimize geldiÄŸinde uzmanlarıyla hemen görüştük. Ankara Tabip Odası ile baÄŸlantı kurduk.” Candan, “Sizin alanınız deÄŸil” diyen Beyaz TV muhabirine ders verdi. Candan, “Havagazı Fabrikası bir bina, hem de kültür varlığı bir bina, o binayı bir mimar yaptı. Tam da bizim alanımız. Yapı üretim süreci bir bütündür. Mimarlık kültürden sanata, kentten siyasete, toplumun her alanıyla iliÅŸkili meslek disiplinidir. Binanın tarihi, yapımı ve yıkımı bizim meslek alanımızdır” dedi. Hiçbir koruyucu önlem alınmadan yıkım yapıldı Ankara Tabip Odası ile birlikte 15 Åžubat 2017 tarihinde bir basın toplantısı düzenleyerek kamuoyunu bütün ilgilileri ve bütün kurumları aslında göreve davet ettikleri de anımsatan Candan, ÅŸunları kaydetti: “Burada 350 tonluk asbestli bir yapı var. Bu süreçte yıkılmaması gereken, Kültür Bakanlığı’nın uyarılarına raÄŸmen yıkım süreci baÅŸlatılmış bir de üstüne üstlük 350 tonluk asbestli malzeme varmış. Halk saÄŸlığını tehdit eder durumda diye. 22 Åžubat itibariyle Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, bu ilgililerin asbestin ne kadar tehlikeli olduÄŸu halk saÄŸlığı açısından saÄŸlığı ne kadar tehdit edici yaklaşımı ile 22 Åžubat’ta SaÄŸlık Bakanlığından Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na kadar herkesi göreve davet eden ve sorumlulukların yerine getirilmesi için bir suç duyurusunda bulunduk. 24 Åžubat’ta bütün ilgili kurumlara ve BüyükÅŸehir Belediyesi’ne Kültür Bakanlığı’na yazılar yazılmıştır. Bu binayı neye yıkıyorsunuz dava süreci devam ediyor. Bütün bunları nasıl tespit ettiÄŸinizi kamuoyuna açıklamak zorundasınız. 25 Åžubat saat 14:00 civarında bize ihbar geldi ve Ankara Tabip Odası ve Mimarlar Odası Ankara Åžubesi olarak alana gidildi. 350 tonluk asbestli malzemenin bulunduÄŸu Havagazı Fabrikası’nda yıkım baÅŸlamış. Hiçbir önlem alınmayan 25 Åžubat’taki fotoÄŸrafları göstererek, “Normalde asbestli bir yapının önlem alınmadan yıkılması durumunda ise alınacak önlemler asbest yönetmeliÄŸinde ve uluslararası standartlarda çok açık. Bir kere bu binayı nefes almayacak ÅŸekilde kapatmanız gerekiyor. O gün branda yoktu, işçiler hiçbir koruyucu önlem almadan çalışıyordu. Bayındırlık Bakanlığı’nın Necatibey’deki binası yıkılırken nasıl bir süreç iÅŸlendiÄŸini hepimiz gördük. Çevre Åžehircilik Bakanlığının da sitesine girerseniz görürsünüz. Önce içerdeki asbestli bölümler karantinaya alınıyor. Basınçlı makinalarla çekiliyor ve özel kıyafetlerle binanın yıkım süreci devam ediyor. Burası ise bir sanayi yapısı 350 ton asbestli malzemeden bahsediliyor. Biz asbestsiz kısmı yıktık diye bir ÅŸey yok o binanın 4 kazanı var borular bütün binayı dolaşıyor. Dolayısıyla bunlar çok doÄŸru tartışmalar deÄŸil. 15 Åžubat’ta yıkıldığında ne işçiler için ne çevre saÄŸlığı için herhangi bir önlem alınmadı. Ogün bütün uzmanlarımız ve çalışanlarımız bütün bakanlıkları ve her yeri aradı ve müdahale edilmesi gerektiÄŸini ifade ettiler. 26’sında BÄ°MER’e baÅŸvurduk. Ogün asbestin yayılıp yayılmadığını da tespit etmek için bir firmadan tespit istedik. Firma 27’sinde alandan ölçümler yaptı.” Hasarlı binada asbest var Ankara Tabip Odası BaÅŸkanı Vedat Bulut, Ankara’daki asbest tehlikesi ve halk saÄŸlığına iliÅŸkin ve alınması gereken önlemlere iliÅŸkin açıklamada bulundu. Bulut, “Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi Havagazı Fabrikası alanındaki fabrikada yıkım iÅŸini ihale etmiÅŸtir. Bu alan hasar gördüğü için asbestsiz materyal kavramı geçersizdir. Ä°lgili kurumlar önlemlerini almadan 25 Åžubat 2017 tarihinde, yıkıma baÅŸlanmıştır. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi ve Ankara Tabip Odası YDK istemli dava açmış, Ankara 7. Ä°dare Mahkemesi, asbestli Havagazı Fabrikası'nın yıkım kararının yürütmesini durdurmuÅŸtur. Bu karar sonrasında belediyenin yıkıma devam etmesi engellenmiÅŸ oldu. Resmi 25.01.2013 tarihli 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Asbestle çalışmalarda saÄŸlık ve güvenlik önlemli hakkında yönetmelik’ baÄŸlayıcı hükümler içermektedir. Alınması gereken önlemler öncelikle bu yıkımda çalışan işçiler, bu alana yakın oturan mahalle sakinleri ve çevrede iÅŸ yerleri bulunan vatandaÅŸlarımız için alınmalıydı. DiÄŸer risk alanları hafriyatın kamyonlarla taşımasının yapıldığı yollar ve döküldüğü bölgelerdir. Asbestli atıkların Ä°zmit’te bulunan Ä°ZAYDAÅž bertaraf tesislerine götürüleceÄŸi öğrenilmiÅŸtir” diye konuÅŸtu. Alınması gereken önlemler nelerdir? Bulut hem alanda çalışan işçiler hem de çevre sakinleri için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı: “Yıkım alanın çevresi güvenlik/uyarı levhaları ve güvenlik ÅŸeriti ile çevrilmelidir. Çevrede yaÅŸayan sakinler ve çalışanlar böylece tehlikenin farkında olmalılar. İşçilerde kiÅŸisel ‘Uygun solunum sistemi koruyucusu ve diÄŸer kiÅŸisel koruyucu donanım’’ kullanmalıdır. Ä°nÅŸaat alanının yanında ‘’Arındırma Kabini’’ bulundurulmalıdır. Tulum arındırma kabinlerinde atılır, duÅŸ alınır ve/ veya ıslak temizlendikten sonra, temiz kıyafetle yemekhaneye gidilir vb. dışarıya çıkılır. Alanda sulama yapılmalıdır. Alanda oksijen tüpleri de kullanılacağından ‘’Yangın Tüpleri’’ olmalı, yangın tüplerinin yerleri giriÅŸteki bir haritada görülmelidir. Uyarı levhaları olarak yerleri belirli olmalıdır. Alan karantina altına alınmalıdır. Sabit ve kalın brandalarla örtülmeli, ıslatılarak sızdırmazlığı artırılmalıdır. Asbestle çalışma alanında ilgili yönetmeliÄŸin 8. Md. uyarınca mesleki eÄŸitim veya kurs belgesi almış bir uzman olmalıdır. (Asbest söküm uzmanı) İşçilerin ‘’Asbest söküm çalışanı’’ belgeleri, saÄŸlık kontrolleri (mutlaka solunum testi yapılmış, akciÄŸer filmleri çekilmiÅŸ, doktor tarafından yüksekte çalışabilir ibaresi olan raporlar), tetanoz aşıları, SGK giriÅŸleri kontrolleri, yüksekte çalışma eÄŸitimleri, iÅŸ güvenlik eÄŸitimleri, günlük tekrar eÄŸitim kayıtları, zimmet formları olmalıdır. Hareketli ekipman kullananlarda mutlaka sertifika gerekmektedir. (forklift, vinç vb.) Bunların hepsi dosyalarında olmalıdır. Risk analizi yapılmış olmalıdır. Konu mühim olduÄŸundan ‘asbest risk analizi’ ayrıca yapılır, dosyalarında olmalıdır. Risk analizinde tüm kiÅŸisel ve çevresel tehlikeler belirlenmiÅŸ olmalıdır.” Asbestli atıklar nasıl yok edilmelidir “Asbestli atıklar, tehlikeli atıktır ve paketlenip, etiketlenmelidir. Lisanslı araçlarla Ulusal Atık Taşıma Formu doldurularak (UATF), lisanlı 1.sınıf depolama tesisine (bertaraf tesisi) gönderilmelidir. Taşımda lisanslı araç ve dorse kamyon kullanılmalıdır. Åžoför de belgeli olmalıdır. İşçiler ‘Uygun solunum sistemi koruyucusu ve diÄŸer kiÅŸisel koruyucu donanım’’ larla çalışmadığı, alanın brandalarla kapatılmadığı ve toz emici ekipmanların olmadığı beyanlarımız üzerine kısmi ve basına göstermelik önlemler alındı” diyen Bulut, ÅŸunları kaydetti: “Bölgede yaÅŸayan mahalle sakinleri ve okulların öğrencileri de durumdan habersizdir ve önlemleri yoktur. Bizim uyarılarımız üzerine okullar ölçüm yaptırmışlar ve velileri rahatlatan açıklamalarda bulunmuÅŸlardır. Taşıma yapan kamyonlar brandasızdır ve hafriyat döküm alanına kadar yolculuklarında asbesti çevreye yaymaktadırlar. Sigara karşıtı kampanyaya özen gösteren hükümet yetkililerinin asbest ve asbeste baÄŸlı sorunları da duyarlılıkla ele almalarını talep ediyoruz. Bu konuda ‘’Kentsel Dönüşüm ve Asbest Tehlikesi’’ sempozyumu yarın 7 Mart 2017 tarihinde Hacettepe Ãœniversitesi’nde gerçekleÅŸtirilecektir ve konu uluslararası tanınmışlığı olan uzmanları tarafından Türk Toraks DerneÄŸi öncülüğünde bilimsel yönleriyle anlatılacaktır. Bölgede acil olarak asbest liflerinin yoÄŸunluÄŸu akredite olan laboratuvarlar tarafından ölçümlenmelidir, hafriyat döküm alanı da dahil olmak üzere toprak ve su bulaÅŸmaları incelenmelidir. Bu alanda yüzünün akıyla Mersin ATAÅž rafinerisinde söküm ve bertaraf iÅŸlerinde danışmanlık ve denetim hizmetleri yürüten bir kamu kuruluÅŸu vardır. TÃœBÄ°TAK MAM Endüstriyel Hizmetler Birimi bu alanda yetkin, donanımlı ve tecrübe sahibidir. Bu gayrı sıhhi yıkım iÅŸleminin sorumlularının bilim dünyasından ve konunun uzmanlarından bila bedel yararlanmak olanağı varken, çatışmayı seçmek akılcı deÄŸildir. Tarihsel süreçte bilim her zaman haklı çıkmıştır. Ankara Tabip Odası olarak bir broşürün hazırlıklarında son aÅŸamaya geldik. Kaynaklarımızla birlikte kamuoyunu aydınlatacak ve soruları yanıtlayacak bir broşürü www.ato.org.tr adresimizde kamuoyunun hizmetine sunacağız.” Toplam Görüntülenme : 72666 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|