Sobe Gazetesi 2024 - Hayır demek için binlerce sebebimiz var
GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Hayır demek için binlerce sebebimiz var

Hayır demek için binlerce sebebimiz var

 Referandumda Hayır demek için binlerce sebep olduÄŸunu belirten Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, 16 Nisan’da tüm vatandaÅŸları Cumhuriyet deÄŸerlerine sahip çıkmaya davet etti. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, “Barış içinde kardeşçe yaÅŸamak, eÄŸitimi, kültürü ve bilimi canlandırmak, Cumhuriyet’in bir parantez olmadığını haykırmak, ülkenin geleceÄŸinin bir kiÅŸinin iki dudağı arasında olmasını engellemek, Türkiye’nin bütün deÄŸerlerinin satışına ve üniversitelerin tasfiyelerine, tek adam rejimine ve halkın iradesinin yok sayılmasına karşı durmak için Hayır demek zorundayız” dedi

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, düzenlediÄŸi basın toplantısında, Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi ve CumhurbaÅŸkanlığı sistemi için 16 Nisan’da gerçekleÅŸecek referandumda neden Hayır diyeceÄŸini açıkladı.

Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan, “VereceÄŸimiz oylarla bu ülkenin ve dünyanın geleceÄŸine dair ipuçlarını barındıran bir sürecin tarihsel tanıklığını yapacağız. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi olarak, TMMOB’un aldığı genel kurul kararı çerçevesinde, bu ülkede yaÅŸayan insanlar olarak özgür düşünen ve Cumhuriyetin bize saÄŸladığı olanakları ve deÄŸerleri sonuna kadar koruma noktasında kullanan bir anayasal kuruluÅŸ olarak referandumda ‘Hayır’ demek için yüzlerce hatta binlerce sebebimiz var” diye konuÅŸtu.

Ankara’dan Hayır sesi güçlü çıkmalı

Candan, sözlerine söyle devam etti:

“Öncelikle jeopolitik konumu nedeniyle Türkiye’de uluslararası sermayenin hedeflerini biliyoruz. Sermayenin ağırlık merkezinin doÄŸuya doÄŸru kaydığını, neoliberal politikalarla bütün bu süreci kontrol etmek istediklerini, bu nedenle de Türkiye’de antidemokratik bir ÅŸekilde 15 yıldır süren otoriter rejime göz yumduklarını biliyoruz.  Biz bu ülkenin insanları olarak sadece kendi geleceÄŸimizi deÄŸil, dünyayı da etkileyecek. Bunun adım taşını oluÅŸturacak bir süreci ortasındayız. Cumhuriyet’in BaÅŸkent’inde kentsel mücadele veriyoruz. Cumhuriyet Ankara’da kurularak, Anadolu’ya yayıldı. Ulus devlet yaklaşımı burada ilan edildi. Emperyalizme karşı mücadelenin son noktası burada konuldu. Parlamenter sistemin temelleri burada atıldı devrimler özgürlükler bu topraklarda karar baÄŸlandı. ”

 Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin baÅŸkenti Ankara’dan güçlü bir Hayır sesi çıkması gerektiÄŸini vurgulayan Candan, “Cumhuriyet’ín bütün deÄŸerleri Ankara’da mekânsallaÅŸtı. Bütün özgürlük rüzgarları, Ankara da karar alınarak ülkenin dört bir yanına yayıldı. Bütün süreçler dış iliÅŸkiler, yurtta sulh, cihanda sulh yaklaşımı bu ülke topraklarında hayat buldu. O günlerden bugünlere taşınan bütün simgesel deÄŸerleri korumak bizim sorumluÄŸumuzda. Bu nedenle Hayır diyeceÄŸiz. 1923 yılında kurulan Cumhuriyetle yapılan devrimlerle o dönemde Avrupa’da bile olmayan bir geliÅŸme yaÅŸadık. Fransa Ä°sviçre Türkiye’den çok sonra kadınlara oy hakkı vermiÅŸtir. 1923 yılında Avrupa’nın çok ilerisinde bir rejimi ortaya koymuÅŸuz. Bilimi, sanatı kültürü ve moderniteyi bu topraklara tohumlamışız” dedi.

 EÄŸitimi, kültürü ve bilimi canlandırmak için  Hayır demeliyiz

 Candan, günümüzde ise kadının yetkilerinin elinden alındığı,  ÅŸantiyelerde kadın mühendis ve mimarların görevlendirilmediÄŸi, kadınların evlerine kapatılmaya çalışıldığını belirterek, ÅŸunları kaydetti:

“Hayır demezsek, ilerde kadınlarının oy verme ve miras haklarının söz söyleme süreçlerinin ellerinden alınacağı, bilimden eÄŸitimden iÅŸ yaÅŸamından uzak bir süreçle karşı karşıya kalırız. Reklam arası dedikleri 90 yıl önce, ortaya konan modernite, çaÄŸdaÅŸlık ve bilim yolu,  bugün Avrupa BirliÄŸi’nin üye ülkelerinin kapılarından uçakla dönme yoluna dönmüştür. Ãœlkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkartmak, eÄŸitimi, kültürü ve bilimi canlandırmak için hayır demek zorundayız. Bizim alanımıza dair mekânsal olarak toprak, imar ve yapı düzenini deÄŸiÅŸmesiyle birlikte, arazi üzerinden bizi denetlemeye çalışan otoriter bir yaklaşımı yaşıyoruz. Çocuklarımızın geleceÄŸi için biriktirdiÄŸimiz bütün varlıklarımızın, evlerimizin, arazilerimizin topraklarımızın bir insanın iki dudağı arasında olmasına ve varlıklarımıza el koyulmasına asla izin vermeyeceÄŸiz. Yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanması demek, nasıl ki kentsel dönüşüm sürecinde mülkiyet ve el deÄŸiÅŸtirme süreci yaşıyorsak yarın evlerimize, toprağımıza el koyulmasının önünü açmak demektir.  Kendi deÄŸerlerimizin sürdürebilmesi ve bu ülkenin suyu, ormanı, aÄŸacı, çiçeÄŸi böceÄŸi için Hayır diyoruz.”

 Sosyal Bilimler Ãœniversitesi’nin arkasında kimler var?

Candan, sözlerine şöyle devam etti:

“Ãœniversitelerimizin ve bilim insanlarımızın tasfiye edilmesine karşı Hayır diyeceÄŸiz. Köklü bütün üniversitelerden bütün öğretim üyeleri ihraç ediliyor. Bu ihraç edilmenin arkasında hükümet programı da daha çok dinsel ilimden bahsediliyor, bilim tasfiye ediliyor.  Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin  kapatılacağı, Gazi Ãœniversitesi’nin ise adından dolayı kapatılacağı, ODTÃœ’nün kamu yararı ve bilimden kaynaklı tavır ve davranışlarından dolayı içinin boÅŸaltılacağına dair duyumlar giderek artıyor. Ãœniversitenin bilimini de mekanlarını da tasfiye edecekler.  Ulusun bütün deÄŸerlerinin  Ankara Sosyal Bilimler Ãœniversitesi’ne tahsis edilmesinin nedenlerinden birisi muhtemelen budur. Sümerbank, Ankara ValiliÄŸinin yanındaki bina, hemen Kültür Bakanlığı’nın arkasındaki Kültür Bakanlığı yerleÅŸkesi, belki ilerleyen süreçte Ä°ÅŸ Bankası, Julian Sütunu, Ankara ValiliÄŸi, Ankara Sosyal Bilimler Ãœniversitesi’ne tahsis edilebilir. Bu üniversitenin mütevelli heyeti ve arkasında kimlerin olduÄŸu açıklanmalı. Burada yeni bir bilim üretilmeyecek bu çok açık görüyoruz. Burada yeni rejimin biatçıları  yetiÅŸtirilecek, görüyoruz ve tebaa olmaya Hayır diyoruz.”

 Bu bir rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi gün gibi ortada

“Bu bir rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi gün gibi ortada. Hükümet konakları, okullardaki ve adliye saraylarının cephe deÄŸiÅŸikliklerinde sobelendiler” diyen Candan, ÅŸunları dile getirdi:

“ Yasama yürütme ve yargının  tek elde toplanacağını mekanlardan okuduk. Rejimin yıkılmak istendiÄŸini, cumhuriyetin simge mekanlarını yıkma politikalarından okuduk.  Hukukun mu  iÅŸ makinelerinin mi güçlü olduÄŸunu, Atatürk’ün Marmara Köşkünün yıkılması ve Kaçak  Sarayın yapılması sürecinde  gördük. Cumhuriyet’in kurucu ve simge deÄŸeri Atatürk Orman ÇiftliÄŸi’nde, yürütme, yargı ve yasamadan kaçırılarak Kaçak Saray’ın inÅŸa edilmesi süreci kurulacak otoriter sistemin aynasıdır. Yaklaşık 20 milyarı bulan bir maliyetle yapılmıştır. Sadece elektrik faturası 1 milyon 100 bin liradır. Bütün varlıklarımız bu yapının inÅŸasına ve sürdürebilirliÄŸine yatırılmıştır. Yasama yürütme ve yargı bu binanın inÅŸasında yoktur .Atatürk’ün vasiyeti ve ÅŸartlı bağışı tapu ÅŸartı ihlal edilmiÅŸtir.  Bir ülkenin kurucusunun tapu ÅŸartı ihlal ediliyorsa, bunu bir de büyük ölçekte düşünün, her birimizin tapusunun elimizden alınması ihlal edilmesi el koyulmasının habercisidir bu durum.”

 Cumhuriyet’in ideolojisini yansıtan yapıları yıkıyorlar

Candan, Cumhuriyet değerlerinin önemli mekanları olan ve bu süreçte bir bir yıkılan yapılara da dikkat çekerek, şöyle konuştu:

 “Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün ideolojisinin yansıtan yapıların tamamını yıkmak istiyorlar. Ulaşım ana planı ile evimizin ya da arazimizin olduÄŸu yerlerden rahatlıkla yol geçirebilecekler ve hakkımızı arayamayacağınız, hukuka baÅŸvuramayacağınız bir süreçle  karşı karşıya kalacağız. Bütün kamusal deÄŸerler bir gecede ortadan kaldırılabilir. Varlık fonu bunun en önemli habercisidir.  Ãœlkeyi bir anda satışa çıkartabilirsiniz. Biz ülkenin satışının ve halkın ve parlamentosunun tasfiye edilerek bir kiÅŸiye verilmesini doÄŸru bulmadığımız için Hayır diyeceÄŸiz. Bütün okumaları mekan üzerinden yapıyoruz ve bir rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi ile karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Atatürk’e deÄŸer verdiklerini söylüyorlar ancak deÄŸer vermediklerini onun ebedi ikametgahında yapılan oyun parkıyla ve kaldırılan heykelleriyle, isminin verildiÄŸi stadyumların yıkılmasında gördük. Referandum sürecine Hayır demek bizim içinde dünya halkları için de önemli. Dünyada da tek adam rejimine gidiÅŸ süreci yaÅŸanıyor.  Onun için halk dünyada ve her yerde isyanda, kamu yararını düşünmeyen yöneticilere karşı isyanda. Buradan çıkacak bir Hayır, ÅŸirket dünya yönetimine karşı evrensel kırılmanın baÅŸlangıcı olacaktır. Bu sınırlar içinde kardeşçe barış iççinde yaÅŸamak istiyorsak hayır demek zorundayız.”

Cumhuriyet bir parantez değildir, sonuna kadar sahip çıkacağız

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya ise, neden Hayır diyeceklerini şöyle açıkladı:

“Yaptığımız bütün çalışmaları referandum ve fazlası olarak nitelendiriyoruz. Çünkü bu süreç referandumdan daha fazla bir anlam taşıyor. Türkiye’yi ilgilendirdiÄŸi kadar Avrupa ve çevremizdeki diÄŸer komÅŸu ülkeleri de ilgilendiren bir referandum süreci yaşıyoruz.  Emperyalistlerin Türkiye ile olan savaşı yeni deÄŸil. 1800’li yılların ortasında baÅŸlayan bir süreçten bahsediyoruz. Osmanlı imparatorluÄŸunun çöküşünü hazırlayan nedenlerin en başında gelen, dünyadaki bilimsel ve toplumsal süreçleri okuyamayan, tek adam anlayışının sonucunda Anadolu’nun bütün deÄŸerlerinin satışıyla karşı karşıya kaldık. Ãœlkenin bütün deÄŸerleri dış kaynaklı sermayeye peÅŸkeÅŸ çekilmiÅŸ ve ülke iÅŸgale sürüklenmiÅŸti. KurtuluÅŸ Savaşı’nda verdiÄŸimiz mücadele ile Türkiye Cumhuriyet’ini kurduk. Kimilerine göre bir parantez olabilir. Türkiye’de yaÅŸayan halkların 94 yıllık bir Cumhuriyet ve demokrasi deneyimi var. Bu bizim için çok önemli ve deÄŸerlidir. Sonuna kadar Cumhuriyet’e sahip çıkacağız. Dünyadaki dengeler Amerika’dan Çin’e ve Rusya’ya kadar yeniden ÅŸekillenmeye çalışılıyor. Bu ÅŸekillenmeden yaÅŸadığımız coÄŸrafya da nasibini almaktadır.  Aslında iÅŸin özeti sermaye ile emeÄŸin çatışmasıdır.  Bu çatışmayı bizim ülkemizde taÅŸare eden anlayış 15 yıldır iktidarda. Bu da yetmedi, cumhuriyet öncesi bir anlayışa sahip tek elde toplamaya çalışıyorlar. 16 Nisan bunun Evet’i ya da Hayır’ıdır. Referandum tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir süreç iken, neden partilerle sınırlandırıldığını anlamak lazım. Evet’i savunanlar neden Evet dediklerini dahi bilmiyorlar. Korkmadan ve yüreklice Cumhuriyet’in bir parantez olmadığını göstermek, barış içinde ve kardeşçe yaÅŸamak için Hayır demeliyiz.”


Toplam Görüntülenme : 22828
Kategori Haberleri

Referandum sürecinden her durumda başarılı çıkmanın yolu
Böylesi bir süreçte iş hepimizin başına düştü. Söz konusu aynı topraklarda birlikte insanca nefes almaksa hepimizin bu süreçte sorumluluğu ağır. Umutsuzluk, başka bir yerden medet umma dönemi bu sürecin ilacı değildir.
22 Ocak 2017
Meclis’teki kadın şiddeti protesto edildi
Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, Halkevleri, BaÅŸkent Dayanışması BileÅŸenleri, STK temsilcileri ve vatandaÅŸlar, dün Meclis'te yaÅŸanan kadın milletvekillerine yönelik ÅŸiddeti Konur Sokak’ta protesto etti.
20 Ocak 2017
Tuğlalı mektuba Bahçeli’nin özel kaleminden engel
Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine verilen her 'Evet' oyunun kanla gözyaşıyla inÅŸa edilen Cumhuriyet’in ateÅŸ tuÄŸlalarından birinin çekmek olduÄŸunu hatırlatan Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin, MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli’ye gönderdiÄŸi ateÅŸ tuÄŸlalı mektuba özel kalemi engel oldu.
18 Ocak 2017
Mimarlardan Bahçeli’ye ateş tuğlalı mektup
Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini deÄŸerlendiren Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine verilen her 'Evet' oyunun kanla gözyaşıyla inÅŸa edilen Cumhuriyet’in ateÅŸ tuÄŸlalarından birinin çekmek olduÄŸunu hatırlatarak, MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli’ye ateÅŸ tuÄŸlasıyla birlikte bir mektup gönderdi.
18 Ocak 2017

<<< <
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiÅŸ.
Yorum için giriş yapınız!