GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Yıkılan Mülkiyeliler Misafirhanesi’ne ilişkin bilirkişiden ders niteliğinde rapor
Yıkılan Mülkiyeliler Misafirhanesi’ne ilişkin bilirkişiden ders niteliğinde rapor Bilirkişiler, “Yapı riskli alanda değildi, güçlendirilmeliydi, değerli kültür varlığımız korunamamıştır” Bilirkişi Raporuna Buradan Ulaşabilirsiniz Mimarlar Odası Ankara Şubesi, tescilli kültür varlığı olan Mülkiyeliler Birliği misafirhanesinin, deprem performansına dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkılmasına ilişkin Ankara 1 No'lu Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu kararı hakkında Ankara 12. İdare Mahkemesi hakkında dava açmıştı. Yıkıma ilişkin açılan davada bilirkişi raporu dava dosyasına girdi. Bilirkişiler, “Deprem performansı dayanıklı olmadığı gerekçesiyle ve 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında yıkılan tescilli yapının, riskli alan içerisinde olmadığı gibi, bu riski taşıdığına ilişkin olarak dava dosyasındaki teknik röleve ve projelerde onarım ve güçlendirilmesinin mümkün olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Değerli bir kültür varlığımızın özgün özelliklerinin yitirilmesine sebep olunmuştur. Bugünkü nesil sorumluluğunun yerine getirememiş ve gelecek nesillerin kültür varlığı olan bir yapıyı özgün özellikleri ile görebilme hakkını koruyamamıştır” dedi. Cumhuriyetin kültür varlığının değerini bilmeyen yöneticilerin topluma bir özür borcu vardır Raporu değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Mülkiyeliler Birliği’nin misafirhanesi olarak kullanılan yapı korunması gereken kültür varlığı olarak dönemin özelliklerini taşıması ve bellek mekanı olarak tescil edilmişti. Mülkiyeliler Birliği’nin eski yönetimi ve Çankaya Belediyesi o dönemde Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin görüşlerini dikkate almadı. O dönem tescilli yapının korunması gerektiğini yıkımın kent hafızasına saldırı olduğunu gündeme getirdiğimizde, ‘Gerçek dışı iddialarla açıklama yapıyorlar’ denilmişti. Şimdi uzmanlar tarafından hazırlanan bilirkişi raporu, bizim bilimsel bilgimizi ve Cumhuriyetin kültürel varlıklarını koruma mücadelemizi anlamak istemeyenlere ders niteliğindedir. Raporu dikkatlice okumalarını öneririm. Mülkiyeliler Birliği misafirhanesinin yıkılmaması gerekliliği kez daha bu bilirkişi raporuyla tescillenmiştir. Raporu okudukça üzüntülerimiz çoğalıyor. Ancak o bina yıkıldı. Yerine yapılan hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak. Yapının yıkımına ilişkin koruma kurulunun verdiği karara davamız devam ediyor. Mahkemenin rapor doğrultusunda gereğini yapacağına inancımız tamdır. Lakin o gün neden yıkılmaması gerektiğini anlatmaya çalıştığımız, Cumhuriyetin kültür varlığının değerini bilmeyen yöneticilerin topluma bir özür borcu vardır. Kent hafızasından önemli bir simge el birliği ile gözümüzün önünde yok edildi. Mülkiyeliler Birliği Misafirhanesi için hazırlanan bilirkişi raporu diğer tescilli kültür varlıklarının depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkımına engelleyecek örnek bir rapor niteliğinde. Sorumlular cezalandırılana kadar mücadelemiz devam edecektir” dedi. “Mülkiyeler Birliği misafirhanesinin yıkımı ile bugünkü nesil sorumluluğunu yerine getirememiş ve gelecek nesillerin kültür varlığı olan bir yapıyı özgün özellikleri ile görebilme hakkını koruyamamıştır.” Candan, bilirkişi raporunda yapının gelecek kuşaklara aktarılmasını öneminin vurgulandığını belirterek raporda yer alan şu ifadelere dikkat çekti: “Dava konusu yapı, detaylı belgeleme, tarihi araştırma ve restitüsyon çalışması sonrasında karar verilecek işleve bağlı hazırlanacak koruma ve restorasyon projesi ile özgün mimari özelliklerinin yanı sıra yapının kent bağlamında sahip olduğu tarihi ve anı değeri korunarak gelecek nesillere aktarılmalı iken Ankara 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 06.10. 2017 tarih ve 4788 sayılı karar ile rekonstrüksiyon (yeniden yapım) projesi 2863 sayılı yasa kapsamında uygun bulunmuş, belediyesince 3194 sayılı yasa ilgili mevzuat kapsamında yıkım ve yeni yapı ruhsatı verilecek yıktırılmış böylelikle değerli bir kültür varlığımızın özgün özelliklerinin yitirilmesine sebep olunmuştur. Bugünkü nesil sorumluluğunu yerine getirememiş ve gelecek nesillerin kültür varlığı olan bir yapıyı özgün özellikleri ile görebilme hakkını koruyamamıştır. Günümüzde pek çoğu doğal olarak hasarlı olan kültür varlıklarımız ile ilgili fiziksel ve işlevsel eskime problemlerinin çözümünü bir AR-GE (Araştırma- Geliştirme) meselesi olarak ele alan ve böylelikle hasarları giderilebilecek metotlar geliştiren restorasyon bilimi varken Mülkiyeliler Birliği Vakfı’na ait Çankaya İlçesi Meşrutiyet Mahallesi 1082/35 (eski 9) üzerinde bulunan, hasarlı olmadığı Ankara 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 26.08.2015 tarih ve 2629 sayılı kararı ile onanan rölöve çizimleri ile belgelenen Rekonstrüksiyon Projesi onayından (06.10.2017) üç ay önce restorasyon projesi onanmış ve yıkım öncesinde yapılan akademik rölöve ve analiz çalışmalarında onarılabilecek durumda olduğu belgelenen tescilli kültür varlığı yapıya rekonstrüksiyon kararı verilmiş olmasının uygun olmadığı anlaşılmıştır. Erken Cumhuriyet dönemi mimarlık örneklerinden olan Mülkiyeliler Birliği Vakfı’na ait misafirhane binası zaman içerisinde çeşitli müdahalelerle birlikte korunarak 2017 yılı sonuna kadar gelmiştir. Dava konusu misafirhane yapısında zemin katta kiracı tarafından yapılan bilinçsiz yapısal değişiklikler yapıda gözlemlenen en önemli koruma sorunlarıdır. Kültür varlıklarımızı gelecek kuşaklara aktarmak için bu varlıklarımızı özgün niteliklerini koruyarak yaşatmak yapıldıkları dönemin inşa teknikleri, yapı geleneği, yaşam tarzı gibi özgün özellikleri ile korumak gerekmektedir. Bu bağlamda 2018/36 esas numaralı dosya kapsamında bilirkişi heyetimizden değerlendirme ve görüş istem konusu olan Mülkiyeliler Birliği’ne ait misafirhane yapısının da Başkent Ankara’da şehrin en merkezi noktalarından birinde konumlanan, cephe, plan, inşa tekniği ve malzeme kullanımı özellikleri ile Erken Cumhuriyet Dönemi mimari üslubunu yansıtan ayrıca kent belleğinde önemli yere sahip olan bir kültür varlığı olarak yapıldıkları dönemin inşa tekniği, malzemesi, yapı geleneği, plan ve cephe organizasyonu ve mimari elamanları ile korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının sağlanması gerekmektedir” “Mülkiyeliler Birliği misafirhanesi uluslararası mimarlık akımının giderek yok olma tehdidi altındaki yapılarının en iyi örneğidir” Candan, bilirkişi raporunda “Uluslararası sözleşmeler açısından dava konusu yapının uluslararası mimarlık akımının giderek yok olma tehdidi altındaki yapılarının en iyi örneği olduğu tespit edilmiştir. Böylece bu yapı grubu, Türkiye’nin 20. Yüzyıldaki modernleşme sürecinde ‘ulusal’ ve ‘modernist’ ikiliğini/uyumunu, mimarlık pratiğine birbirini takip eden ve tepki veren biçimde kentsel mekanda tanımlanmaktadır. Ancak Ankara’da bu tür yapıların giderek azaldığı dikkate alındığında dava konusu yapının özgün özellikleri ile korunması ve yaşatılması zorunlu görülmektedir. Yapı Başkent Ankara’nın kent merkezine mimari/mekânsal kalite açısından estetik bir değer katmaktadır. Yaklaşık 80 yıldır bulunduğu yerde, kentin hatta ülkenin zaten sayıca çok az kalmış Uluslararası Mimarlık Dönemi’nin özgün nitelikleri ile kent merkezinin şekillenmesine öncülük ve tanıklık edip, kentin hafıza mekanlarından biri olarak kent kimliğine, kent belleğine katkıda bulunmuştur. Bu yapı Türkiye’nin modernleşme sürecinin ve bunun 20. Yüzyılın başında yaşanan toplumsal ve kültürel etkilerinin anlaşılması açısından önem kazanmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarından 1940’lara kadarki dönemde yaşamın her alanında gerçekleşen değişimleri içselleştirme çabasının mimariye yansıdığı süreci açıklamaktadır. Özellikle yapıldığı dönemde modern mimarlığın temel konusu olan konut sorunun çözüm yollarını ve tasarımında geleneksel mekan çözümlerine göre değişimini, yapı ölçeği, iç mekan tasarımı ve mimari üslubu ile açıklayan değerli ve ender bir örnektir. Koruma mevzuatı açısından 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Yasasına göre dava konusu yapı grubunun rekonstrüksiyon gerekçesi olarak ısrarla üzerinde durulan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında kanunu ve yönetmeliğine göre deprem açısından riskli bina kabul edilmesi onarılmasına engel değildir” ifadelerine yer verildiğini de sözlerine ekledi. Toplam Görüntülenme : 65297 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|