GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
TOKİ Denetlenmiyor

TOKİ  Denetlenmiyor

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Samsun’da yaşanan sel felaketini  hatırlatarak Karabük’te bulunan TOKİ konutları için yetkilileri uyardı ve TOKİ’nin denetlenmesi gerektiğini söyledi.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan TOKİ kurumunun yetkilerinin denetim noktasında tartışılması gerektiğini belirterek, “Bu sürece ilişkin olarak TOKİ’nin uygulamalarına değinmek gerek, TOKİ nasıl bir kurum? TOKİ bakanlığın yetkilerini devralmış kamu kurumu niteliğinde bir kurum, fakat hiçbir şekilde denetlenemeyen tek kurum. Yaptığı uygulamalar ve kullandığı yetkiler açısından baktığımızda endişe verici. Hem belediyelerin, hem bakanlığın yetkileri üzerinde yetkiler kullanan, planlama yapan, bir kurum haline gelmiş. Hatta daha ötesinde Başbakan’a bağlı, özel şirket gibi işletilen bir kurum. Bunun hesabını verecek kişiler belli. Bilindiği gibi, şu an Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak görev yürüten Erdoğan Bayraktar TOKi Başkanıydı. Samsundaki yapılaşmada kendisinin çok ciddi bir sorumluluğu var” şeklinde konuştu.

“Mesele binaların sağlamlığı değil”

Hakkan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın açıklamasına gönderme yaparak,    “Binalar ayakta duruyor” diyorlar ama insanlar ayakta değil maalesef. Çok acı şekilde vatandaşlarımızı kaybettik dolayısıyla bu açıklamalrı çok yakışıksız ve samimiyetsiz buluyorum. İmar kanunu açısından binaların sağlam olduğunu söyledi, burada ki mesele binaların sağlamlığı ile ilgili değil, yer seçimi ve planlama hatalarından kaynaklı sorumluluktan kurtulmak için çok ucuz bir yol seçiyor, Kendisi inşaat mühendisi fakat bunu göz göre göre söylemesi anlaşılır bir durum değil. Tüm kentlerde TOKİ konutlarını görüyoruz, dere yataklarına yapılıyor, neye dayanarak bu yerleri seçiyor. Binalar örnek binalar diye gösterdiler, geldiği nokta bu, plansızlık yanlış yer seçimi ve karşısındaki sorumsuzluk böyle sonuçlar doğuruyor.”

“DSİ ne yapıyor?”

Mimarlar Odası Samsundaki 12 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan sel felaketi üzerine TOKİ ile birlikte DSİ’ye de dikkat çekti. Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi, İmran Karaman Samsundaki sel felaketine değinerek, DSİ’yi eleştirdi. Karaman, “DSİ’nin taşkın planları vardı dere yataklarına ilişkin, bu taşkın planlarında da sanıyoruz bir kaydırma oluyor,  Taşkın alanları plandan küçültülmeye başlanıyor ki bu dere yatakları konut alanına açılıyor. DSİ bu noktada ne yapıyor? Taşkın alanları ile ilgili ne yapıyor?” sorularını yöneltti.

“TOKİ denetime muhtaç ”

Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Batuman, TOKİ’nin kurum olarak, ve üretim açısından sorgulanması gerektiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:  “TOKİ konut üretimini salt niceliğe indirgiyor. TOKİ konutlarının niteliksizliği, tek tipliği artık gazete köşelerinde mizah konusu yapılıyor. TOKİ’nin kamu kurumu niteliğinde olması denetim dışı olmasını gerektirmez. Kamunun başka unsurları, bu tip yapıları denetleyebilir. TOKİ denetimden zaman içinde azade kılındı. 10 yıllık süre içerisinde TOKİ’nin yetkileri birdenbire artırılmadı, zaman içinde hızla 2003- 2004’ten başlayarak TOKİ başka bir çok kurumun yetkilerini üstlendi. Sahip olduğu mal varlıklarını üstlendi. Şimdi kimsenin denetleyemediği bir kurum. Bunun en tipik örneklerinden birisi yapı denetim örneği. TOKİ yapı denetiminden azade. Biliyorsunuz yapı denetimi depreme karşı 10 yıldır uyguladığımız, sıkıntıları da olan yalnız sıkıntılar olmasına rağmen TOKİ bundan bile muaf. Muaf tutulmasının mantığı, zaten TOKİ kamu olduğu için hiçbir hata yapmayacağı gibi inanılması güç bir argüman ve tabii Samsun’da olan da bunun aslında ne denli faciaya yatkın bir yaklaşım olduğudur.”

Batuman, TOKİ’nin kamu kaynaklarını kullandığını hatırlatarak şunlara değindi:

“ Bildiğiniz gibi bir soru önergesine cevaben Çevre ve Şehircilik Bakanı TOKİ ile ilgili açıklamalar yaptı. Bakanın açıkladığı rakamlara göre, yaklaşık 23 bin kişi dava açmış TOKİ’ye,  konutu geç teslim etmesinden dolayı. Yani dava açan kişi sayısı bu, yani 100 binden fazla nüfus anlamına geliyor. Ülkemizde sadece dava açanlardan bahsetsek 100 bin kişi TOKİ’nin mağduru durumunda gibi bir rakamdan söz edilebilir, Bu davalara karşı ödenen tazminatların durumu da yaklaşık 100 milyon. Kamu kaynakları bu fütursuzluğun ve plansızlığın tazmin edilmesi için ödeniyor. İnsanlar ciddi şekilde mağdur ediliyorlar ama buna dair yaklaşımda bir anlamda “parası neyse veririz” şeklinde. Bu kabul edilebilir bir yaklaşım değil. Dava açan insan sayısıdır bu rakamlar, dava açmayan,“ zaten alamadığım konutumu hiç alamayabilirim” “almakta olduğum kira yardımını alamayabilirim”, “mahkemelerde mi sürüneceğim? gibi kaygılarla dava açmayan bir sürü insan var, bunun tipik bir örneği aslında, Ankara’da Kuzey Ankara kent girişi projesi, bu proje 2007 yılında bitirilecekti. Böyle bir vaat vardı. Toplamda 7 yıldır evsiz durumdalar, ancak teslimi vaat edilen tarihten 5 yıl sonra dava açmaya karar verdiler. Böyle baktığınızda TOKİ’nin mağdur ettiği insan sayısının çok daha fazla olduğunu görebilirsiniz. Böyle baktığınızda bir de siyasi sonucu ortaya çıkıyor, Hükümet TOKİ ile yaptığı müthiş, iyi icraatın sonucunda halktan destek aldığını söylüyor ama aslında bunu tersten de okumak mümkün. TOKi aracılığıyla teslim edilmeyen konutlar aracılığıyla insanların rehin alındığını söylemekte mümkün.” 

Karabük uyarısı

Ali Hakkan Mimarlar Odası Ankara Şubesine bağlı temsilciliklerinin bulunduğu alanlardaki konutları hatırlatarak, Karabük için uyardı ve şunları söyledi:TOKi’nin yapıldığı konut alanlarında, dere yatakları başka yerlere kaydırılarak, ya da kanallar açılarak bu alanlara, konutlar yapılıyor. Samsun’da feci şekilde can veren 12 yurttaşımız var. Bize bağlı yirmiye yakın temsilciliğimiz var. O bölgelerde de sorunlar bulunuyor, Karabük’te Vadinin tabanına yapılan konutlar tehlike oluşturuyor.  2005’te bizim yine dava açtığımız alanlar mevcut. “Karabük’te Cennet Vadisi yükseliyor” diyorlar, doğru, konutların yanındaki yol ile binalar arasındaki yükseklikte yedi kat var, yükseklik 30 metre. Burası bir akarsu yatağıydı. Biz bugünden yetkilileri uyarmak istiyoruz. Buralarda ciddi sorunlar yaşanabilir.”


Toplam Görüntülenme : 87281
Kategori Haberleri

Marmara Köşkü’nün yıkımına kimse kılıf bulmasın bu bir suçtur
Marmara Köşkünün yıkımı tartışmaları devam ediyor, Mimarlar Odası Ankara Şubesi yıkım ile ilgili kurum ve kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Yeniden yapılacak tartışmalarına ilişkin ise  mimarlar "hiçbir şey yıkımı meşrulaştırmaz bu bir suçtur" diye tepki gösterdi.
22 Mayıs 2016
“Azmetiricileri tanıyoruz, hesap verecekler”
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Cumhuriyet’in simge mekanlarından birisi olan Atatürk’ün tarihi Marmara Köşkü’nün yıkımına neden olanların peşini bırakmıyor. “Azmettiricileri biliyoruz, belleğimiz direnecek. Bu tarihsel mimari cinayete sebep olanlar hesap verecek” diyen Mimarlar Odası Ankara Şubesi, yıkımda sorumluluğu olan kamu kurumları ve yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu. Yıkım sürecinde görev alanların, yıkım sürecindeki uzmanların ve Marmara Köşkünün yıkım sürecinin kayıtlarının ve malzemelerinin peşine düştü.
20 Mayıs 2016
HARAMİLERİN HALKIMIZA 19 MAYIS ARMAĞANI
Bu topraklarda tek bir metre yeşil alan, tek bir özgür nefes, tek bir onurlu insan, dillerindeki ve kültürlerindeki farklılığı bir zenginlik olarak görerek kardeşçe yaşayan halk topluluğu bırakmamak için yağmayı talanı ve yalanı sürdürüyorlar.
20 Mayıs 2016
Atatürk’ün Tarihi Marmara Köşkü yıkıldı
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Cumhuriyet’in simge mekânlarından, Atatürk’ün çiftlik evi olarak Ernest Egli tarafından tasarlanan Marmara Köşkü’nün yıkıldığını bildirerek, “Üzgünüz, öfkeliyiz. Bu öfke sadece bizim değil bütün toplumun olmalı. Değerlerimizi kaybetmeye başladıkça geleceğimizi kaybedeceğiz, çocuklarımızın geleceği tehdit altında” diyerek tepki gösterdi.
18 Mayıs 2016

<<< <
36 37 38 39 40 41 42 43 44 45
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!