GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
İTÜ’de protesto

İTÜ’de protesto

İstanbul teknik Üniversitesi’nde çalışan bir araştırma görevlisinin işine son verilmesi üzerine araştırma görevlileri arkadaşlarının işe geri alınması çağrısı yaptı. 13 Eylül 2012 Perşembe günü saat 13.00’te İTÜ Maslak Kampusu 75. Yıl Öğrenci Sosyal Merkezi’nin önünde buluşarak anti-demokratik uygulamaları protesto edeceklerini ifade eden araştırma görevlileri taleplerini şöyle sıraladı:

• İTÜ’de YÖK’ün dayattığı 22 Haziran 2012 tarihli görüş yazısı gerekçe gösterilerek ilişiği kesilen arkadaşımızın derhal işe geri alınmasını istiyoruz.


• Süreden sayılmayan izinlerimiz göz ardı edilerek doktoramız veya yüksek lisansımız devam ederken azami süre dayatmasıyla oluşabilecek mağduriyetleri kabul etmiyoruz.


• Bir yandan uluslararası düzeyde kendimizi yetiştirmemiz beklenirken, diğer yandan yurt dışında araştırma yapmaya hak kazanan arkadaşlarımızın ücretsiz görevlendirilmelerini ve/veya kazanılmış burs haklarının ellerinden alınmasını adil bulmuyoruz.


• Mecburi hizmet süresi sona ermeden işine son verilerek zimmet çıkarılan arkadaşımıza dava açılmasının İTÜ’nün 239 yıllık geleneğine yakışmadığını düşünüyor ve bu durumu kınıyoruz.


• Akademik yeterlilik kriterlerini hiçe sayarak merkezi bir genel yetenek sınavı ile araştırma görevlisi alınmasının akademik özerkliğe aykırı olduğunu, bu uygulamanın üniversitelerimizde yapılan akademik ve entelektüel faaliyetlerin kalitesinde çok ciddi bir gerilemeye yol açacağını hatırlatmak istiyoruz.

İTÜ araştırma görevlileri imzası ile kamuoyuna yapılan çağrıda,  öğretim görevlileri ve öğrencileri de özgür ve demokratik bir akademik ortamın yaratılması için mücadeleye davet ederek şu ifadelere yer verildi: “  25 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı torba yasanın yüksek öğrenim sürelerinde öngördüğü değişiklik bahane edilerek,  İTÜ'deki yüzlerce araştırma görevlisi YÖK'ün 22 Haziran 2012 tarihli  görüş yazısı ile  sözleşmelerinin feshedilmesi tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmıştır.  Üniversitelerin özerk yapısı ve üniversite içi demokrasi, üniversitelerin piyasa ve siyasi otoritenin çıkarlarına göre yeniden ‘yapılandırılması’ çerçevesinde yok edilmektedir. Bu yaklaşım hiçbir şekilde çağdaş akademik ve bilimsel özerklik anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Üniversitelerin işleyişlerine ilişkin herhangi bir konunun, akademik ortamda alternatifler üretilmeden, demokrasiyi hiçe sayan bir tavırla dayatma usulü ile yapılmasını kabul etmiyoruz.”



 


Toplam Görüntülenme : 85671
Kategori Haberleri

Marmara Köşkü’nün yıkımına kimse kılıf bulmasın bu bir suçtur
Marmara Köşkünün yıkımı tartışmaları devam ediyor, Mimarlar Odası Ankara Şubesi yıkım ile ilgili kurum ve kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Yeniden yapılacak tartışmalarına ilişkin ise  mimarlar "hiçbir şey yıkımı meşrulaştırmaz bu bir suçtur" diye tepki gösterdi.
22 Mayıs 2016
“Azmetiricileri tanıyoruz, hesap verecekler”
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Cumhuriyet’in simge mekanlarından birisi olan Atatürk’ün tarihi Marmara Köşkü’nün yıkımına neden olanların peşini bırakmıyor. “Azmettiricileri biliyoruz, belleğimiz direnecek. Bu tarihsel mimari cinayete sebep olanlar hesap verecek” diyen Mimarlar Odası Ankara Şubesi, yıkımda sorumluluğu olan kamu kurumları ve yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu. Yıkım sürecinde görev alanların, yıkım sürecindeki uzmanların ve Marmara Köşkünün yıkım sürecinin kayıtlarının ve malzemelerinin peşine düştü.
20 Mayıs 2016
HARAMİLERİN HALKIMIZA 19 MAYIS ARMAĞANI
Bu topraklarda tek bir metre yeşil alan, tek bir özgür nefes, tek bir onurlu insan, dillerindeki ve kültürlerindeki farklılığı bir zenginlik olarak görerek kardeşçe yaşayan halk topluluğu bırakmamak için yağmayı talanı ve yalanı sürdürüyorlar.
20 Mayıs 2016
Atatürk’ün Tarihi Marmara Köşkü yıkıldı
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Cumhuriyet’in simge mekânlarından, Atatürk’ün çiftlik evi olarak Ernest Egli tarafından tasarlanan Marmara Köşkü’nün yıkıldığını bildirerek, “Üzgünüz, öfkeliyiz. Bu öfke sadece bizim değil bütün toplumun olmalı. Değerlerimizi kaybetmeye başladıkça geleceğimizi kaybedeceğiz, çocuklarımızın geleceği tehdit altında” diyerek tepki gösterdi.
18 Mayıs 2016

<<< <
36 37 38 39 40 41 42 43 44 45
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!