GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Kentsel dönüşüm ve TOKİ masaya yatırıldı
Kentsel dönüşüm ve TOKİ masaya yatırıldı Kentsel dönüşüm atölye çalışmalarına konu oldu, Mimarlık Haftası kapsamında düzenlenen “Yeni Yerleşimler, Kentsel Dönüşüm ve TOKİ Atölyesi”, konuyu kent ve kentli kimliği ekseninde masaya yatırdı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin düzenlediği, Mimarlık Şenliği boyunca “Başkentin Geleceğini Tasarlamak: KİMLİK | GELECEK | YAŞAM ” olarak belirlenen Mimarlık Şenliği teması altında, başkenti tartıştı. Kentlilerden büyük ilgi toplayan atölye çalışmalarından birini de “Yeni Yerleşimler, Kentsel Dönüşüm ve TOKİ Atölyesi” oluşturdu. Atölyenin yürütücülüğünü Emel Akın ve Müfit Bayram üstlendi. Temel konusu biçimin,kentin fiziki mekânının, yaşam tarzına yani kentin kimliğine-kültürüne olan etkisi olarak belirlenen “Yeni Yerleşimler, Kentsel Dönüşüm ve TOKİ Atölyesi” katılımcıları, fiziki mekan-kent kimliği ilişkisinin boyutlarını ortaya çıkarmayı hedefleyerek, kentsel dönüşüm yapılarak, yeni yerleşmeler kurularak yani kentsel fiziki mekan yeniden düzenlenerek, kent/kentli kimliği değiştirilebilir, dönüştürülebilir mi? Sorusuna yanıt aradı. Atölye katılımcılarının tartıştığı ve yanıt aradığı sorular bununla da sınırlı kalmadı. Katılımcılar, “kentsel mekanın yeniden oluşturulması sürecinde niçin uygulayıcı olarak TOKİ ve belediyelerin? Yöntem olarak ise niçin kentsel dönüşümün tercih edildiği sorularına? yanıt verdi. “Yeni Yerleşimler, Kentsel Dönüşüm ve TOKİ” atölyesi konuyu fiziki mekan (teknik), sosyal yapı, ekonomik yapı- finansman ve siyasi boyutlarıyla ayrıntılı olarak irdeledi. İki hafta süren yoğun çalışmalar süresince kentsel dönüşüm süreci sorgulandı. Atölye ekibi yeni yerleşim ve kentsel dönüşüm alanlarına gitti, TOKİ konutlarında gözlem yaptı, yaşayanlarla görüştü, fotoğraflar çekti. “Yeni Yerleşimler, Kentsel Dönüşüm ve TOKİ” atölyesi tartıştığı soruları, yaptığı incelemeler sonucunda şu şekilde yanıtladı. “ Konut tüm dünyada yaşanan gelişmelere paralel şekilde ülkemizde de 1980 sonrası yapılan düzenlemelerle barınma ihtiyacını karşılayan bir araç olmaktan çıkarılarak, uluslararası sermaye piyasalarında alınıp satılabilen bir yatırım aracına, dönüştürülmüştür. Bunun doğal sonucu, konut sahibi olamayan dar gelirli kesimlerin barınma sorununun kamunun/devletin sorunu/sorumluluğu olmaktan çıkarılması olmuş, barınmak, başını sokmak için bir konut sahibi olmak isteyen hane halkları, uluslararası finansman sisteminin uzantısı bankacılık sisteminin kredilerine mecbur hale getirilmişlerdir. Ticari bir kuruluş olan ve doğal olarak ve kar etmeyi düşünen bankaların, barınma ihtiyacının karşılanması sorununu çözemeyeceği açıktır. Başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yaşanan mortgage krizleri bunun halen yaşanan canlı örnekleridir. Son dönemde mevzuatta yapılan değişikler ile TOKİ ve belediyeler eliyle yürütülmekte olan kentsel dönüşüm ve yeni yerleşim projelerinin bu ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu açıktır. Halihazırda gerçekleştirilen Mevcut düzenleme ve uygulamalar dikkatle incelendiğinde, amacın dar gelirlileri konut sahibi yapmak olmadığı, halihazırda konut sahibi olanların dahi evini elinden alacak hükümler ve uygulama örnekleri ile dolu olduğu görülmektedir.Konuta atfedilen özellikler o noktadadır ki, ayrıcalıklı yaşam, ayrıcalıklı statü çağrıları ve sürekli körüklenen tüketim, konutun kullanım değerini değiştirmiştir. Bu durum, konutun barınma temelli işlevini değiştirmiş, konutu mülk sahibinin toplumsal statüsünü belirleyen önemli bir simge haline getirmiştir. Kalitesiz ama şaşaalı malzemelerle donatılan örnek daireleri ile tüketiciye sunulan yeni konutlar özgünlükten ve özgürlükten uzak yaşam tarzları yaratmaktadır. Sonuç: İnsanı önemseyen mekânların yerine, insanları tipleştiren, kalıplara sokan, yalıtılmış, ayrışmış, fotokopi mekânlar. Dolayısıyla, tek tip mekânlarda, tek tip insanlar, tek tip yaşamlar…” Kentsel dönüşüm alanlarından “mutsuzluk” çıktı Kentsel dönüşüm, mutluluk konusunda sınıfta kaldı. Yeni yerleşimler ve Kentsel dönüşüm alanlarını da masaya yatıran ve tartışan atölye ekibi, şu yaptığı tespitler sonucunda şu değerlendirmelerde bulundu: “Kentsel dönüşüm alanları, hak sahiplerini yüksek yoğunluklu çok sayıdaki bloklardan sadece bir tanesine toplayan, yaşam kaliteleri düşük ama rantları yüksek mekânlar yaratmaktadır. Sonuç: Gökyüzünü ve toprağı özlediklerini, yaşam tarzlarına uygun olmayan mekânları kendilerine uydurmaya ya da yeni kurallara alışmaya çalıştıklarını, borç yükü altında ezildiklerini söyleyerek mutsuzluklarını dile getiren insanlar… Mutsuz olsalar da, daha önceki “ev”lerindeki “güç” yaşam koşullarından kurtuldukları için yarım ağızla “iyi oldu” diyen insanlar… Düşük kaliteli yapı malzemesinden, ulaşımından, sel baskınından, çocuk gürültüsünden, yan blokta yaşayan hak sahibinin (gecekondulunun) yaşam tarzından şikâyet etse de, küçük tasarrufları ile konut sahibi olabilenler… Ailece TOKİ satışlarının kurasına giren ve kurada çıkan konutlarını peşin fiyatına satarak yeni bir rant aracı bulanlar…” Kentsel dönüşüm kimlikte dönüşüm Kentsel/mekânsal yapılanma neden kentsel dönüşüm ağırlıklıdır? Kentsel/mekânsal yapılanmada TOKİ’nin yeri nedir? Kentin fiziksel yapılanması gündelik yaşamı nasıl belirler? Değişen fiziksel yapılanmanın kentin kimliğine ve kültürüne olan etkisi nedir? Mekânsal dönüşüm aracılığıyla kent/kentli kimliği değiştirilebilir/dönüştürülebilir mi? Sorularını tartışan ve yanıtlar arayan atölye ekibinin sorulara yanıtı, ve vardığı sonuç başka soruları aralayacak kadar düşündürücü oldu. Mimarlık Şenliği’nde “Yeni Yerleşimler, Kentsel Dönüşüm ve TOKİ” yi tartışan atölye çalışmalarını, çarpıcı bir sonuçla şu şekilde özetledi. “ mekânlar değiş(tiril)irken kentin ve kentlinin kimliğini dönüş(tür)mektedir.” Toplam Görüntülenme : 95646 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|