GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Belediyeler Neden suskun?
Belediyeler Neden suskun? Mimarlar Odası her hafta yaptığı rutin basın toplantılarından birini gerçekleştirdi. Toplantıda, Saraçoğlu Mahallesi ve Kent Düşleri Proje Fikir Yarışması ana gündemi oluştururken Dikmen Vadisi’nde dün yaşanan arbedeyi de kınadı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan, Saraçoğlu Mahallesi’nin riskli bölge ilan edilmesine karşı katılımcı bir yöntemin önünü açmaya çalıştıklarını ifade ederek Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’a yüklendi. Hakkan; “Kentsel dönüşüm yasasının ikinci maddesine göre, can ve mal emniyeti açısından tehlikeli olduğu gibi bir gerekçeyle Saraçoğlu’nun dönüşmesi bir soru işareti olarak duruyor. Saraçoğlu Mahallesi ile ilgili Ankara Ticaret Odası, Mimarlar Odası’na gelerek bölgedeki tasarruflarından bahsetmişti. Dönüşüm konusunda kendisine destek vereceğimizi söylemiştik. Yalnız bu desteği, bu bölgede bir koruma amaçlı imar planı yapılarak ticarileşme kaygılarından uzak bir şekilde kamuya dönük alanların olabileceğini söylemiştik. Sadece Saraçoğlu değil Kızılay Kent merkezi ile ilgili de Mimarlar Odası’nın birikimiyle önünü açacak olan öneriler geliştirebiliriz. Şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın tasarrufunda görünüyor alan. Büyükşehir Belediyesi’nin kent merkezi ile ilgili hedefleri var, cephe yenilemeleri gibi ama sesi çıkmıyor. Çankaya Belediyesi’nin hiç sesi çıkmıyor ki seçimler öncesinde yayalaşma politikalarını açıklamıştı. İlk örneklerini Kızılay, Konur Sokak Sakarya Caddesi ve İzmir Caddesi çevresi olarak tarif etmişti. Çankaya Belediyesi’nin sınırları içerisinde yer almasına rağmen plancı bir Belediye Başkanı’nın burayla ilgili ne düşündüğünü de merak ediyoruz. Başkentin en önemli alanları dönüşüme açılmaya çalışılıyor, belediyeden ses yok. Kurumsal olarak bizim gibi, belediyeler gibi kurumlar niyetlerini açıkça ortaya koymalı. Katılımcı bir süreç işlenmemesi endişemizdir. Mimarlar Odası kendi mesleki sorumluluğunu yerine getiriyor, katılımcı bir sürecin önünü açmaya çalışıyor ama yerel yöneticiler, kendi alanlarında hiç bir şey söyleyemiyor, bunu eleştirmek gerekiyor. Bizim katılımcı olarak sürekli söylediğimiz şey, Mimarlar Odası’nın birikimlerini kullanın, bunu Belediye Başkanları’na, merkezi idarecilere, Başbakan’a da söylüyoruz. Örneğin; Başka yer mi kalmadı AOÇ’ye bina yapıyorsunuz dedik. Bütün birikimimizle ve gücümüzle katılımcı bir yöntemin önünü açmaya çalışıyoruz. Herkes bu konuda kendi durduğu yerden bu süreci sahiplenmeli.” Şeklinde konuştu. Dikmen Vadisi’nde yaşanan olaylara ilişkin olarak, Hakkan Dikmen Vadi halkının yanında durduklarını ifade ederek “Dikmen’de vadi halkının barınma hakkına bir saldırı oldu biliyorsunuz, Dikmen Vadisi’ndeki meydan savaşı gibi, Kızılay Kent Merkezi’nde de kentsel dönüşüm yaşanıyor. Yaşananları, mücadele sürecini, yöntemini sorumluluklar ve sorumsuzluklar açısından değerlendirmek gerekir. Taşeron firma aracılığıyla yıkıma gidiliyor ama devam eden hukuki bir süreç var, insanların hakları gasp ediliyor Odalar olarak birçok önerimiz olmasına rağmen Büyükşehir Belediyesi farklı yöntemlerle, mafyatik yöntemlerle insanların üzerine gidiliyor. Bunu kınıyoruz” dedi. Saraçoğlu’nda risk ATO’nun projesi kapsamında mı? Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan Saraçoğlu’na ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın konuşmalarını hatırlattı. Candan “ Kentsel dönüşüm Saraçoğlu Mahallesi ile birlikte yoğunluklu bir şekilde kent gündemine girdi. Erdoğan Bayraktar, “kentsel dönüşümün ana ekseninde insanların yaşama hakkı, hayat hakkı ve can güvenliği bulunuyor” şeklinde bir konuşma yapıyor. Söylem bu yapılanlar ise farklı. Sulukule’de yaşananları, Dikmen’de yaşanan terör ortamını biliyoruz. Nerde can güvenliği? Nerde yaşam hakkı ? Bununla birlikte kentte yıpranan alanlar var yıpranan alanların kente yeniden kazandırılması gerekiyor. Kentsel yenilemede insan odaklı bir çalışmaya gidilecekse katılımcı yöntem şarttır. Avrupa ülkelerindeki uygulamalar ben yaptım olduyla değil, sosyal devlet ilkesi çerçevesinde herkesin katılımıyla yapılıyor. Hükümetin ben bilirim yöntemiyle yapması bu işin arkasında başka bir niyetin olduğunun göstergesi. Herhangi bir rant niyetimiz yok diyen Bayraktar’a sormak lazım, Peki devletin rant beklentisi yok ise hükümete bağlı yerel yönetimlerin insanların rant beklentisi yok ise niçin Büyükşehir Belediye meclisinde son alınan kararlarda emsal artışlarıyla ilişkili emsal artışına denk gelmeyecek şekilde yurtlar yapılsın, başka bir şey yapılsın yaklaşımıyla bir “kamusal rant” veriliyor? Saraçoğlu için geçerli bu, Ankara Ticaret Odası binaları yıkmayacağız diyor, doğrudan taraf değil Ankara Ticaret Odası’nın açıklamaları “eşyanın tabiatına aykırı” adı üstünde Ticaret Odası. Ankara Ticaret Odası’nın kendi binası ile ilgili Büyükşehir Belediyesi’nden dört buçuk emsalli ama örtük olarak altı emsalli plan kararını geçirdiğini biliyoruz. Buna dair dava açtık. Saraçoğlu gündem gelince hükümetten önce ATO açıklama yapıyor .Hayırdır inşallah! “Bu proje ATO’nun projesi kapsamında mı risk alanı ilan edilmiştir onu bilmiyoruz? Bu konuda Bakanlar Kurulu açıklama yapmalı ” Saraçoğlu için yarışma açılıyor Candan Saraçoğlu’ndaki dönüşümü insan odaklı olması için bütün tarafların katılımıyla olması gerektiğini vurguladı. Candan, Saraçoğlu’na dair Mimarlar Odası’nın eylem programını şöyle açıkladı: “Saraçoğlu için Kent Düşleri Proje Fikir Yarışması sekizi açıyoruz. Ulucanlar Cezaevi için Kent Düşleri yarışması açılmıştı. Tüm toplum zımni olarak fikir belirtti. Saraçoğlu Mahallesi’nde de aynı şeyi yapmayı planlıyoruz. Saraçoğlu Mahallesi’nde oturan, daha önce oturmuş insanların ve Kent merkezinde olan bölgede kentlilerin söz söyleme hakkı var. Saraçoğlu’na dair sözlü tarih çalışması da başlatacağız. Ankara ve Türkiye ölçeğinde önemli bir kültürel miras alanı olduğunu düşünüyoruz. Buna yönelik çalışmalar yapılacak. Yarın kent yürüyüşçüleri ekibimiz orada fotoğraflama gerçekleştirecek. Ekip 20 kişiyle oradaki insanlarla sohbet ederek görüntüleme yapacak. Saraçoğlu’nun halkıyla toplantı yaparak, muhtarlıkla bağlantı içerisinde, etkinlikler planlıyoruz. ODTÜ GİSAM ile yapılmış bir Saraçoğlu belgeseli var, onu insanlarla sokakta paylaşacağız. “Saraçoğlu yıkılmasın hep birlikte geleceğine karar verelim” şeklinde bir imza kampanyası başlatıyoruz. Mimarının Alman olması sebebiyle Alman Hükümetine yönelik ortak kültürel mirasımıza sahip çıkalım kampanyası yapacağız. Saraçoğlu Mahallesi önemli bir mücadele aksımızı ve eylem aksımızı oluşturacak” Başkent Dayanışması ile birlikte 20 Şubatta saat 18.00 Mimarlar Odası önünde Saraçoğlu Mahallesine yürüyüş gerçekleştireceğiz. ATO sürece atladı Candan ayrıca kentte çok fazla rant projesinin geçtiğinin altını çizerek, “Bu kentte çok fazla rant projeleri geçiyor, meslek odaları dışında niçin duyarlı kesimler, yerel yönetimler, başka kurumlar dava açmıyor, bunlara bakmak gerekiyor. ATO ‘nun Eskişehir aksı üzerinden geçen binası ile ilgili meslek odaları dava açıyor. Bu sadece Mimarlar Odası’nı meslek odalarını mı ilgilendirir. Bütün bu sürece dair girift ilişkiler olduğunu düşünüyoruz. ATO’nun hemen süreci sahiplenmesinden belli. Bunlara dikkat çekmek gerekiyor” dedi. Hakkan İnşaat Mühendisleri Odası’nda Kent Düşleri Mamak Cezaevi yarışmasının değerlendirme konferansının halka açık olarak gerçekleştirileceğini söyledi. Hakkan “Mamak Cezaevi projeleri jürisi çalışmayı tamamladı. Katılımcı bir modelle destekleyen kuruluşlar haricinde, Konferansa, Başbakan’dan Milli Savunma Bakanlığı’na kadar davet ettik, gelin süreci izleyin, fikirlerinizi söyleyin diyerek. Yirmi tane proje seçilmiş durumda. Katılımcılar bütün projelerini anlatacaklar ve tartışacaklar. Cumartesi sabah 10.00’da başlayacak olan tartışmalar akşama kadar süreceğini düşünüyoruz.” dedi. Bayraktar’a ve bakanlara davet Candan ise bakanlara Mamak Cezaevi için açılan yarışmada, projelerin değerlendirileceği konferansa şu şekilde davet gönderdi: “Çevre ve Şehircilik Bakanı’nı bütün bakanlar kurulunu, yerel yöneticilerin tamamını, milletvekillerini katılımcı bir süreç nasıl yaşanıyor, bir mekana dair ortak bir dönüşüm nasıl yaşanır mış bunu paylaşmaya davet ediyoruz. Başka ortamdan da bir şeyler öğrenebilirler, görmeleri için de Cumartesi günü İnşaat Mühendisleri Odasına bekliyoruz. Ulucanlar Cezaevi yıkılmadıysa, tam istediğimiz gibi olmada bugün müze ise, Mimarlar Odası Ankara Şubesinin katılımcı yaklaşımı, destekleyen kuruluşları ve Dönemin adalet bakanlığının katkılarıyla olmuştur. Bunu hatırlatmak isteriz” dedi Candan Dikmen Vadisi’nde bir zorbalık yaşandığını da sözlerine ekleyerek, Vadi halkıyla ortak bir proje yürüttüklerini bunu da yakında kamuoyu ile paylaşacaklarını dile getirdi. Bayraktar’ın açıklamalarına karşılık, “. Kentsel dönüşüme karşı yürütülen bütün mücadeleyi ve kendisi gibi düşünmeyenleri illegal bir bakış açısı olarak değerlendiremez. Ya benim gibi düşüneceksin ya da düşünmüyorsan illegal örgütsün gibi bir yaklaşım hiç yakışmıyor.” Başkent Dayanışmasını oluşturan “Legal” örgütler olarak Dikmen Vadisi halkı ile dayanışma için 17 Şubat Pazar günü saat 14.00 te TRT kavşağında buluşarak Vadiye Yürüyeceğiz, yaralananlara geçmiş olsun diyeceğiz” dedi. Toplam Görüntülenme : 113492 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|