GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Beşiktaş çArşı Grubu’ndan Açıklama

Gezi Park’ındaki olaylara ilişkin sergilediği direnişiyle tüm ülkede sempati kazanırken,  “Çarşı” taraftar grubundan gözaltılar yapıldı. Çarşı grubu son yaşananlara ilişkin bir açıklama yaparak şunları söyledi:

 

“Rüşvet alan, para pul padişahı değiliz.

Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker, yamarız biz.”

Mağduriyetimiz ve mazlumiyetimiz sınanırken, vicdanı icarlanmamış halkımızın, hakikate olan inancından güç alarak diyoruz ki: Mutluluğun resmini yapamadık belki; ama -15 derecede, naylon çadırların içerisinde güneşin doğuşunu hayal etmenin ne olduğunu resmettiğimiz için hiçbir pişmanlık duymuyoruz.

Beyaz formalarımız bize kefen olsun ki kanlarımızı satmadık, tek celsede bağışladık. “Helal-i hoş olsun” diyoruz.

Çocuk Esirgeme Kurumları’nda, ağlayan çocukların gözyaşlarını gördüğümüz için boğazımıza bir yumruk oturmuştu ve sıkılıydı.

Yaşlılarımızı ziyarete gittiğimizde, analarımızın-babalarımızın olduğunu onlar ölmeden önce öğrendik.

Tabelada yerlere çöp atmayınız yazdığı için değil, engelleri tek tek aşmaya çalıştığımız için ceplerimizde mavi kapaklarla gezdik.

Uluslararası Astronomi Birliği, Pluton için “o artık gezegen değil” dediğinde, kandırılmışlık duygusuna kapılmanın ne olduğunu iyi bildiğimiz için “bi dakkaaa!” dedik… “hepimiz Pluton’uz”!

Hasankeyf, yunuslar, sokak hayvanları…

Bilemedik, bilemedik, bilemedik.

Daha çok sevmemekmiş asıl suçumuz, bilemedik.

Karadeniz için haykırdık; kimsenin diline, genzine o çaylar dökülmesin diye. Karadeniz’e kanser araştırma hastaneleri yapılsın diye inim inim inledik.

Van’a 8 değil, 18 konteynır alamamaktır vicdani suçumuz.

17 Ağustos’taki acıyı biz neden daha çok hafifletemedik ki?

Henüz biber gazı da icat olmadıydı üstelik.

Biz buna yangınız.

İçimizde yangın çıkardık, suçluyuz…

Kaz Dağları ile akrabalığımız, Ferhat’a olan hayranlığımızdan olmadı.

Peki ya Şirin bilseydi Munzur Çayı’nın gizemini, Ferhat’ın hali nice olurdu ?

Biz de geç kalmışız be Schindler, evet. İnsanlık için, halkımız için daha çok güzellikler yapabilirdik.

Düğün nedir bilemedik; ama cenazelerimizi hep kendimiz kaldırdık.

Evvellerimiz ve geleneğimiz olduğu için, dayatılana karşı çıkıp başka bir dünyayı mümkün görebiliyoruz. O yüzdendir ki, “her şeyin, herkesin bir fiyatı vardır” diyen meymenetsiz patronun suratına parayı çarpan güzel abimizi sinema salonunda alkışladığımız anın heyecanını hep içimizde yaşıyoruz.

Tarih, bugüne kadar söylediğimiz her sözün ve yaptığımız her şeyin şahididir. Bizim hakikatimiz, isnat edilenlerle değişmez.

“Ağaçları sulamanın bir adalet, dikene su vermenin ise bir zulüm olduğunu” çok ama çok, çok iyi biliyoruz.

Bizim aradığımız şey bambaşka…

Şairin dediği gibi, “ne ağaca benzer ne de buluta”

Hukuk ve ahlak kurallarının kesiştiği yerde vicdan arıyoruz biz, vicdan !


Toplam Görüntülenme : 49293
Kategori Haberleri

Mimarlardan Anayasa değişikliğine karşı yara bantlı açıklama
Anayasa değişikliğinin Türkiye’nin varlık ve yokluk meselesi olduğunu belirten Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “ Bu Anayasa değil, rejim değişikliğidir.  Cumhuriyet kalbinden yara aldı. Türkiye Cumhuriyetinin ve hepimizin geleceğinin tartışıldığı bu anayasa değişikliği acilen geri çekilmeli. Siyasi parti ayrımı yapmaksızın geleceğine sahip çıkmak isteyen Türkiye halkları ve milletvekilleri hayır cephesinde buluşmalı” çağrısında bulundu
11 Ocak 2017
Başkanlığa Hayır diyenlere sert müdahale
Başkanlık sistemini öngören ve TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanan Anayasaya değişikliğine karşı tepkiler çığ gibi büyüyor.  Meclis Dikmen kapısında “Başkanlığa Hayır” bildirisi okumak isteyen demokratik kitle örgütlerine polis biber gazlı ve tazyikli su ile sert müdahalede bulundu.
09 Ocak 2017
Deniz Kimyon Yalnız Değildir
Hukuksuz KHK’larla akademiye darbe üstüne darbe vuruluyor. 6 Ocak’ta gece yarısı yayınlanan son KHK ile aralarında  TMMOB Şehir Plancısı Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Kimyon’un da bulunduğu 631 akademisyen ihraç edildi. 
09 Ocak 2017
12 Eylül’de bile böyle zulüm görmedim
Son KHK ile Başkent Dayanışması Bileşenlerinden Türkiye Sakatlar Derneği Ankara Şube Başkanı engelli Mithat Tokur da görevinden ihraç edildi. Tokur, “36 yıllık meslek hayatımda kınama cezası almamış bir kamu emekçisi olarak hukuksuz bir şekilde görevime son verildi. Hayatım mücadele ve direnişle geçti. 12 Eylül’de bile böyle zulüm görmedim” diyerek tepki gösterdi
09 Ocak 2017

<<< <
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!
 
yükleniyor