Sobe Gazetesi 2024 - Türkiye aklını ve varlıklarını kaybediyor
GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Türkiye aklını ve varlıklarını kaybediyor

Türkiye aklını ve varlıklarını kaybediyor

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, Son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile bilim emekçilerinin ihraç edilmesine, ülkenin varlıklarının talan edilmesi anlamına gelen Varlık Fonu’na, “Bu bir siyasi yıkım projesidir. KHK’lar ve Varlık Fonu bu yıkım projesinin argümanlarıdır. Ãœlkenin felakete sürüklenmemesi için referandumda oylarımıza sahip çıkarak, Hayır demeliyiz” diyerek tepki gösterdi.

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi düzenlediÄŸi basın toplantısında son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile bilim emekçilerinin ihraç edilmesine, ülkenin kaynaklarının talan edilmesi anlamına gelen Varlık Fonu’na ve  yıkılma tehdidi ile karşı karşıya olan TBMM Camisi’ne iliÅŸkin basın toplantısı düzenledi.

Son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile bilim emekçilerinin ihraç edilmesine, ülkenin kaynaklarının talan edilmesi anlamına gelen Varlık Fonu’na tepki gösteren Mimarlar Odası Ankara Åžubesi ülkenin yıkıma sürüklenmesine isyan etti.

Ülkenin varlıkları talan ediliyor, gelecek nesillerin yaratıcılık hakkı gasp ediliyor

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi:

”Siyasi bir yıkım projesi ile karşı karşıyayız. Bu Cumhuriyetin deÄŸerlerinin, varlıklarının, devrimlerinin eserlerinin yıkma teÅŸebbüsüdür. Haklar güçsüzler için tanımlanır. Hükümet devletin gücünü kullanarak güçsüzlerin haklarını yok ediyor. Devletin gücü kullanılarak güçsüzlerin haklarını gasp ediliyor. Bilim ihraç ediliyor, ülkenin varlıkları ÅŸirkete devrediliyor. Anayasa referandum ile de halk tasfiye edilmek isteniyor. Kanun Hükmünde kararname ile ‘Bu suça ortak olmayacağız’ imzası attığı için üniversitelerden 115 akademisyen ihraç edildi. Türkiye üniversitelerini tasfiye ediyor ve aklını kaybediyor. Siyasetçiler bilimsel yargı ve estetik yargı yetkisini kullanamazlar. Neyin doÄŸru neyin yanlış, neyiz güzel, neyin çirkin olduÄŸuna geliÅŸmiÅŸ ülkelerde siyaset karar vermez. Siyaset neyin iyi neyin kötü olduÄŸuna  iliÅŸkin ahlak yargısını kullanırlar. Buna karar verirken de, tek akıl deÄŸil ortak aklı iÅŸletmek, bilimin ve sanatın fikrini almak zorundadır.  Hükümet bilimsel yargı kullanıyor, bilim  insanların, neyi konuÅŸup konuÅŸmayacağına, neye imza atıp atmayacağına nasıl ders anlatacağına karışıyor. Estetik yargıyı kullanıyor, bu bina çirkin yıkalım, diyor. Ãœlkenin varlıklarını hepimiz olan varlıklarını alıyor  fona devrediyor, size kanal Ä°stanbul, 3.havalimanı yapacağım diyor. Bizim olanı alıp, baÅŸkasının hizmetine, sunup yandaÅŸlarına pazarlayacak bir sürecin önünü açarak, gelecek nesillerin, yaratıcılık hakkını gasp ediyor. Bilimi akademiyi  bunun için susturmaya çalışıyorlar. Bu Türkiye açısından tehlike çanlarının çaldığının göstergesidir. Ãœlkenin felakete sürüklenmesine isyan ediyoruz.

Türkiye aklını kaybediyor

Candan, sözlerine şöyle devam etti:

 “Kanun Hükmünde kararname ile 115 bilim emekçisi ‘Bu suça ortak olmayacağız’ imzası attığı için  Ã¼niversitelerden ihraç edildi. Bu kiÅŸilerin arasında dostlarımız, hocalarımız ve arkadaÅŸlarımız var. Ä°hraç edilen bilim emekçilerinin arasında Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin Kent Ä°zleme Merkezi’nin Danışma Kurulu Ãœyeleri olan Doç. Dr. Bülent Duru, Yrd. Doç. Ozan Devrim Yay, Prof.Dr. Funda Åženol Cantek, Prof. Dr. Aykut Çoban ve Prof. Dr. Funda BaÅŸaran Özdemir var. Büyük üzüntü duyuyoruz, Ãœniversitelerdeki ihraç süreçlerini yıkım sürecinin bir parçası olarak görüyoruz. Bir yönetim sürecinde siyasetçilere bilimsel yargı yetkisi devredilemez. DoÄŸru yanlış kararını bilim ve bilim insanları karar verir. Türkiye’de siyaset,  bilimsel yargı kullanma yetkisini, eline almış ve tavır koyuyor. Bilim insanları söyledikleri, attıkları imzalar ve yaptıkları çalışmalardan kaynaklı ihraç edilir duruma geldi. Bilim insanlarının nasıl konuÅŸacağına nasıl ders anlatacağına, nasıl makale yazacağına ve nasıl imza atacaklarına karar veriliyor. Ä°hraç ederek ıslah etmeye çalışıyorlar. Bilimsel yargı yetkisini OHAL sürecinde darbe yaparak kullanıyor. Türkiye üniversitelerini tasfiye ediyor ve Türkiye aklını kaybediyor”

Dünya güzeli Camiyi yıkmak istiyorlar

Siyasetin bu bina güzel,  Ã§irkin,  diyerek, estetik yargıyı da belirlemeye çalıştığına dikkat çeken Candan,  ÅŸunları kaydetti:

“Bir estetik harikası olan TBMM Camisi’nin güzelliÄŸine siyasetçi karar veremez. Bir estetik harikası olan TBMM Camisi’ni yıkmak istiyorlar. Camiinin  koruması kaldırılarak yıkılmak isteniyor. Bu cami estetik güzelliÄŸi ve Cenneti yeryüzünde simgeselleÅŸtiren tasarımlarıyla AÄŸahan Mimarlık Ödülü almıştır. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi camiinin yıkıma karşı dava açtı ve yargı camiyi kültür varlığı olarak tescil etti. Bu varlıkları korumakla görevli bakanlık camiinin tescilinin kaldırılması için itiraz etti ve siyasi baskılarla tescil kaldırıldı camii yıkılmak isteniyor. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi bu caminin korunmasını estetik güzelliÄŸini gelecek kuÅŸaklar tarafından paylaşılmasını istiyor. 

Ekonomik iÅŸgale neden olur

Candan, siyasetçilere sınırlı olmak ve ortak akılla yönetilmek ÅŸartıyla sadece ahlaki yargı yetkisi verildiÄŸinin altını çizerek  “Siyaset iktidarı ele geçirdikten sonra iyi ve kötüyü kendi belirmeye baÅŸladı. Bu ülkenin varlıklarını tamamını Varlık Fonu’na devretti. Türkiye’nin bütün varlıklarını bir ÅŸirkete devrediyorsunuz. Sonrada o ÅŸirketi uluslararası ortamlarda satışa çıkartacak, bu ortamların müdahalesine izin verecek bir sürece çıkarıyorsunuz. Ekonomik olarak açık iÅŸgale neden olacak bir süreci baÅŸlatıyorsunuz. Varlık Fonu borç alacakmış uluslararası kuruluÅŸlardan, teminat olarak gösterecekmiÅŸ, borcunu ödeyemezse ne olacak,”

Devletin gücü halkın aleyhine kullanılıyor

Yetkililere “Bu varlık Fonu bu teminatı ödemez ise yabancı devletler el mi koyacaklar?” sorusunu da yönelten Candan, ÅŸunları kaydetti:

“Bu ülkenin hepimize ait olan varlıklarını alıp aslında bir yanılsama ile bu ülke için kullanacaklarını söylüyorlar. Koca bir yalan söylüyorlar ve insanları gerçekte doÄŸru olmayan süreçlerle bir algı yönetimi yaklaşımıyla herkesin malına mülküne el konulacak bir süreci iÅŸaret ediyorlar. Hükümet siyasetin gücünü, güçsüzlerin haklarını gasp ederek kuruyor. Devletin ordusu adaleti ekonomisi yönetimi güvenliÄŸi devletin gücü ile halkın aleyhine kullanılıyor. Bu Cumhuriyetin yıkım sürecinin ifadesidir. Cumhuriyet bir kelime deÄŸildir, varlıkları ile deÄŸerleri ile eÄŸitimi ile, bilimi ile, adaleti ile laikliÄŸi ile, demokrasi ile bir yaÅŸamdır. Bilim ve estetik yıkılıyor. Ortak akılla karar verilmesi gerekirken tek başına karar veriliyor. Bu ülkede yaÅŸayan insanlar açısından bu toprakları kaybetme nefes alma adalet içinde vicdanının sesini dinleyerek yaÅŸaması zorlaşıyor. Ãœlkenin felakete sürüklemesine isyan ediyoruz.  Varlık fonuna ülke varlıklarının  devredilmesi “size ait olan evinizin elinden alınarak daha iyi ev vereceÄŸim diye borçlandırılması, eviniz üzerinden elde edecekleri  iki daireye de el konulması demektir. Hem evden oluyorsunuz hem borçlanıyorsunuz hem de eviniz üzerinden baÅŸkalarına  rant saÄŸlanıyor.  Ãœlkenin hepimize ait olan varlıklarını alıyor ben diyor bunlar satacağım, bilim insanların rafa kaldırılması gerektiÄŸini söylediÄŸi üçüncü havalimanı ve kanal Ä°stanbulu yapacağım diyor. Böyle ülke yönetilir mi? Bunun için bilimi susturmaya çalışıyorlar. Bunun için akademisyenleri üniversitelerden uzaklaÅŸtırmaya çalışıyorlar. Kimse bir ÅŸey bilmesin bizde bildiÄŸimizi okuyalım istiyorlar.  Varlık Fonuna devredilen bütün deÄŸerler bu ülkeye ve hepimize ait. Bu ülkenin varlıklarını talan etme projesidir. Onun için referandumda hayır diyeceÄŸiz.”

Mimarlar Odası Ankara Åžube Sekreteri Namık Kemal ise son KHK’larla bilim insanların ihraç edilmesinin Cumhuriyetle hesaplaÅŸma sürecinin son giriÅŸimlerinden olduÄŸunu söyledi.

Kaya, sözlerine şöyle devam etti: 

 “Kültürel varlığa nasıl saldırıyorlarsa aynı ÅŸekilde bilim insanına da saldırıyorlar. Bugün iktidarda olan siyasetin geçmiÅŸte söylemiÅŸ olduÄŸu kubbeler miÄŸferimiz minareler süngümüz sloganıyla baÅŸlayan süreç devam ediyor. Kendileri gibi düşünmeyen bilimin önünü tıkamak istiyorlar. Bu gidiÅŸat tehlikelidir. Bütün politikalarında inançla çok sıkı iliÅŸkisi olduÄŸunu söyleyen iktidar,  tescilli ve ödüllü TBMM Camisi’ni Cumhuriyet döneminde modern bir ÅŸekilde inÅŸa edildiÄŸi için yıkmak istiyor. Anayasa referandumuna gidilirken Varlık Fonu gibi en son hamlelerle tek adama her ÅŸey devredilmek isteniyor. Bu faÅŸizmin ve diktatörlüğün son rütuÅŸlarıdır. Bu düşünce tarafından Türkiye iÅŸgal altındadır. Türkiye halkı bunu görmeli ve ülkesine sahip çıkmalıdır. Referandumda kendi oylarına sahip çıkarak Hayır oyu kullanmalıdır."


Toplam Görüntülenme : 24411
Kategori Haberleri

4+4+4 eylemleri sürüyor
EÄŸitim emekçileri, iki gündür tüm engellemelere ve müdahalelere raÄŸmen her yerde eylemlerini sürdürdüler. Ankara’da Ziya Gökalp Caddesi’ni ve TandoÄŸan Meydanı’nı eylem alanına çevirdiler.
29 Mart 2012
Polis öğretmenlere saldırdı
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) çaÄŸrısı ile emekçiler, çalışanların yetkilerini azaltan yeni sendika yasası ve yeni eÄŸitim yasasının kabulüne karşı 28-29 Mart 2012 tarihlerinde greve gitti. Binlerce emekçinin yaptığı grevde polis yine orantısız güç kullandı.
ANNELER TANDOÄžAN MEYDANINDA
CHP 4+4+4 sistemini protesto etmek için anneleri ve tüm velileri TandoÄŸan Meydanı’na çağırarak ilk kez grup toplantısını halka açık meydanda topladı.
27 Mart 2012
Taksim’de Karanlık Dehlizler İstemiyoruz!
Çağdaş ve demokrat bir ülkede kabul edilemez karar mekanizmaları, bilimsel teknik ve demokratik süreçler çalıştırılmadan kamuoyuna Taksim Projesini sundu.
19 Mart 2012

<<< <
31 32 33 34 35 36 37
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiÅŸ.
Yorum için giriş yapınız!