Sobe Gazetesi 2024 - Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Anıtkabir planları ile ilgili tartışmaları değerlendirdi
GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Anıtkabir planları ile ilgili tartışmaları değerlendirdi

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Anıtkabir planları ile ilgili tartışmaları değerlendirdi

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Sekreter Üye Namık Kemal Kaya ve Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlunun katıldığı basın açıklamasında, yaklaşık on gündür devam eden Anıtkabir 2017 plan değişikliği ve meclis kararı ile başlayan tartışmalı süreci değerlendirdi.

Anıtkabir Plan Değişikliğinin Savunulacak Hiçbir Yanı Yok

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan;  “Anıtkabir  ile ilgili plan deÄŸiÅŸikliÄŸinin kamuoyuna açıklanması ile konu  Türkiye’nin gündemine oturdu. Bu süreçte vicdanlı ve ahlaklı olan bireylerin gösterdiÄŸi tavrı, bu sürecin arka planını koordine ederek bu sürecin parçası olanların tavırlarını, aslında dostun düşmanın herkesin söylemlerini bu süreç içerisinde gördük.” dedi.

“Her ne ÅŸekilde olursa olsun askıda olan bu plan deÄŸiÅŸikliÄŸinin savunulacak hiçbir yanı yok… Gerçek gazeteciler cezaevinde yargılanırken, tek sesli medya neredeyse her yere hâkimken, bu planları savunanların gazetelerde çıkan açıklamalarının, Mimarlar Odası’nın ve yöneticilerinin hedef gösterilmesinin ne kadar manidar olduÄŸunu, Atatürk Orman ÇiftliÄŸi ve Kaçak Saray mücadelesi sürecinden biliyoruz. Savunulacak bir yanı olmayan ve suçüstü yakalanmış olmalarının reflekslerini izliyoruz. ” diyerek açıklamalarına devam eden Candan ;

 “Plan nasıl okunur? Kentlerimizin, deÄŸerlerimizin ve varlıklarımızın geleceÄŸini kurgulayan planlar sadece teknik bir süreç olarak ele alınarak okunmaz.  Çünkü planlar iktidarların ideolojik kararlar sürecinin bir parçasıdır. Bu nedenle imar planları yâda mekânsal tüm düzenlemeler ideoloji ve mekân bütünlüğü ile okunmak durumundadır. Yani Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi ya da Milli Savunma Bakanlığı, ya da diÄŸer bakanlıklar, kentin geleceÄŸine dair,  Ã¼lke geleceÄŸine dair ne düşünüyorlarsa aslında bu düşüncelerini plana yansıtırlar. “ dedi.

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi olarak; “Ä°deoloji ve mekân iliÅŸkisini sürecin bir parçası olarak gören mimarlar olarak, bu planı salt teknik bir süreç olarak deÄŸil, iktidarın ideolojik bakış açılarının bir ürünü olarak okuruz ve bugüne kadar sosyal siyasal ekonomik tüm süreçlerini bu planın deÄŸiÅŸikliÄŸi çerçevesinde deÄŸerlendiririz.  Mimarlık disiplini dünyanın neresinde olursa olsun ideoloji ve mekânı birbirine çakıştıran ve aslında kente dair iktidarda bulunanların ve yönetenlerin kenti nasıl ÅŸekillendireceklerini, ideolojik bakış açılarını mekâna nasıl yansıtacaklarını tabiri caizse önceden görüp toplumla paylaÅŸmışlardır. Bu nedenle ilk tepkinin mimarlardan geliyor olmasının tarihselliÄŸi vardır. Dünyanın her yerinde ilk tepkiyi, ilk refleksi mimarlık ortamının veriyor olmasının nedeni ideoloji ve mekân baÄŸlamını kuruyor olmalarındadır aslında…” diyerek yaptığı açıklamalarında  “Bugün okullarda kentlilik bilincinin oluÅŸmasına yönelik müfredat yerine, cihat müfredatının koyulması, bilimden, evrimden uzak bir eÄŸitim sisteminin varlığı, toplumun kentsel politikalara katılımcı bir noktadan katılamadığı süreçlerde,  meslek odalarının görevi,  görülen bu ideolojinin mekâna yansıması sürecini toplumla paylaÅŸmaktır. Bizde bu inançla Cumhuriyet’in bize saÄŸladığı diplomalarımızın hakkını vermeye çalışıyoruz.” dedi.

Mimarlar odası Ankara Åžubesi Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Candan; “Anıtkabir’deki plan deÄŸiÅŸikliÄŸi, Cumhuriyetle hesaplaÅŸan ve bunu Cumhuriyetin simge mekânlarına simge alanlarına ve onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yansıtan ve hesaplaÅŸan bir anlayışın devamıdır. “

“2002 yılında iktidara gelen AKP, Neoliberal politikaların 2.kuÅŸak yapılandırmalarının ve siyasal islam ideolojisinin taşıyıcısı olmuÅŸtur. Kentsel ölçekteki mekâna dokunulan her ÅŸey neoliberal politikalar ve siyasal islam bakış açısının ürünüdür. Cumhuriyetin tüm deÄŸerlerinin simge kenti, baÅŸkent Ankara ise, hem yerel yönetim eliyle hem de merkezi yönetim eliyle uzun süredir tahrip edilmektedir. Cumhuriyet kazanımları birbir yok edilmekte, yıkılmakta, simge alanlar talan edilmektedir. ” dedi.

“2012 yılında planlama sürecinin sadece bir teknik sorun olmadığını cumhuriyet rejimi ile hesaplaÅŸmanın bir parçası olduÄŸunu, rejimi taammüden yıkmaya niyet etmiÅŸ insanların mekana bunu yansıttıklarını, hem de adım adım TOKÄ° ile baÅŸlayarak, okulların adliye saraylarının, hükümet konaklarının cephe deÄŸiÅŸikliklerinden bahsederek bunları aslında içeriÄŸe nasıl yansıdıklarından, devletin en üst nokrasındaki mekanın deÄŸiÅŸimini, kaçak sarayla anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Candan;  “ o zaman toplum bunu algıladı ve AOÇ ve kaçak saray mücadelesi bir plan mücadelesinden çıkıp, ideolojik, cumhuriyete ait deÄŸerlerin, rejimin demokratik, laik, özgürlükçü yanlarının budanmaya çalışıldığı bir sürecin mekansal bir parçası olduÄŸu dünya çapında duyuldu “ dedi.

AKP’nin iktidara gelmesiyle kentleÅŸme üzerinden ciddi bir hareketliliÄŸin baÅŸladığını ve 2006 yılında baÅŸlayan kentsel dönüşüm süreci ile birlikte, Ankara’da, merkezi iktidar ve yerel yönetimin el birliÄŸiyle baÅŸlattığı sistematik bir yıkım sürecinin devam ettiÄŸini söyleyen Candan; “Bu süreçte 2006 yılı ciddi bir kırılma süreci. 2006 yılında Atatürk Orman ÇiftliÄŸi Plan yapma süreçleri Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi’ne devredildi, 2006 yılında Ulus Tarihi Kent Merkezi tartışmaya açıldı,2006 yılında Atatürk Kültür Merkezi alanları tartışmaya açıldı, 2023 nazım imar planları yani, Türkiye Cumhuriyetinin 100.yılında bu ÅŸehrin nasıl ÅŸekilleneceÄŸine dair geliÅŸecek plan kararları tartışılmaya baÅŸlandı. 2006 yılında Ankara’nın BaÅŸkentliÄŸinin içini boÅŸaltan kimlik sorunu zirve yaptı, finans kurumları bir bir Ankara’yı terk etti. Merkez Bankası’nın taşınması gündeme getirildi.  2006 yılında çok ciddi yıkımlar baÅŸladı. Maltepe Havagazı Fabrikası yıkıldı. Tüm bunları alt alta koyduÄŸunuzda zaten ideolojik bir sürecin bir parçası olduÄŸu her yerden görülüyor. Cumhuriyetle hesaplaÅŸan bir anlayışın yönetiminde Ankara’nın çok büyük bir tehdit altında olduÄŸunu biliyoruz. Ve sonrasında yıkımların ardı arkası kesilmedi. Bu yıkımların hepsi simgeseldi, hepsi rejimle hesaplaÅŸmanın mekâna yansımasıydı. Cumhuriyetin temsil yapıları bir bir yıkıldı. DoÄŸrudan rejimin yıkılmasına yönelik bakış açılarının mekânsal yansıması idi tüm bunlar, ” dedi.

Candan diÄŸer bir tespitlerinin ise, 2006 yılında baÅŸlayan AOÇ talan süreci ve Kaçak Saray inÅŸaası  ile  mücadeleni teknik bir sorun bir planlama sorunundan daha öte ideoloji ve mekan sorunu olduÄŸu Mimarlar Odası tarafından tespit edilmesi ile birlikte AOÇ mücadelesi ve Kaçak Saray süreci 2012 yılında baÅŸka bir evreye sıçradı. Kamuoyu politik bir mekâna yönelik ideolojik mücadeleyi Mimarlar Odasının mücadele sürecinde keÅŸfetti. AOÇ mücadelesi toplumsallaÅŸtı. AOÇ Cumhuriyetin kurucu deÄŸerlerinin simge mekânıydı. Kadın ile erkeklerin bir arada yaÅŸadığı, birlikte öğrendiÄŸi çalıştıkları toplumsal cinsiyet alanı, laiklik alanı, bilim alanı, ortak akıl alanı idi. Bu nedenle  genç Cumhuriyetin kuruluÅŸundan sonra 1.5 yıl içerisinde, bir halk üniversitesi, bir öğrenme, üretim ve paylaşım mekanı olarak ilk kapsamlı atılım olan AOÇ’den baÅŸladılar. Sonrasında Cumhuriyetin bütün yapılarını ideolojisini yansıtan tüm mekânları hedef aldılar. Cumhuriyetin baÅŸkenti Ankara’yı hedef aldılar.” Åžeklinde konuÅŸtu.

Anıtkabirdeki toplumsal duyarlılığı tüm kültür varlıklarımız için de bekliyoruz

Anıtkabirdeki duyarlılığı diÄŸer alanlarda maalesef göremiyoruz diyen Candan;  “Cumhuriyetin ilk toplu konut alanı SaraçoÄŸlu Mahallesinin ıssızlaÅŸtırılarak yıkıma terk edilmesi, AOÇ içerisinde, lojmanların yıkımı, Atatürk’ün merkez lokantasının kaşıbeyaz kebapçısına dönüşmesi, Atatürk’ün Marmara Köşkü’nün yıkımı, Cumhuriyet döneminin ilk atılımlarından olan Çubuk Barajı’nın kimliksizleÅŸtirilmesi, Baraj Gazinosu’nun yıkılması, Su Süzgeci Binasının yıkılması, Etibank Binasının yıkılması, Danıştay binasının yıkımı, Ankara Garı’nın  peronlarının yıkımı, imar ve planlama mevzuatının yazıldığı, kumrular ikamet sitesinin yıkımı ve son olarak Cumhuriyetin kentsel planlamasının ÅŸekillendiricisi Ä°ller Bankası Binasının yıkımı  bütün bu süreçlerin bir bütün olarak Cumhuriyet deÄŸerlerini yıkım süreci gerçeÄŸini acı bir ÅŸekilde açığa çıkarttı. Dedi.

Açıklamalarına “ ÅŸimdilerde, OHAL süreci ile Ankara’da daha derin yaÅŸanan bir yıkım süreci iÅŸlemekte. Cebeci Stadyumu, 19 Mayıs Stadyumu, Arı Stüdyosu, Atatürk Çocuk Yuvası, Güvenpark, Opera Sergi Evi, ve Ulus’un yıkımı ve dönüşümü süreçlerinin düğmesine basılması ve tartışılmasını düşündüğümüzde, Ankara bir rejimle hesaplaÅŸmanın BaÅŸkenti olmuÅŸ durumda. OHAL ile birlikte hızlanan bu yıkım sürecinin parça parça iÅŸletilmesinin hedefi Anıtkabir’dir. “ ÅŸeklinde devam eden Tezcan KarakuÅŸ Candan; “ Bu konuda toplumun hassasiyeti sürekli yoklanmaktadır. Anıtkabir’de çocuk oyun parkının yapılması, halı sahanın yapılması son olarak da Anıtkabir’de yapılan plan deÄŸiÅŸikliÄŸi kararının 1 yıl 2 ay sonra 15 Temmuz arifesinde askıya çıkması, gizli özneleri olan meclis kararları, var olanın yasallaÅŸtırılması söylemleri, konuyu teknik bir sürece indirgeyerek, toplumun hassasiyetinin kırılması sistematik bir sürecin iÅŸletildiÄŸinin göstergeleridir. Bu süreç sadece teknik plan okuyarak görülemez. Bunun için plan kadar ideoloji ve  siyaset okumak da gerekir. ” dedi.

Biz bu durumu AOÇ mücadelesinde Kaçak Saray inÅŸasında   gördük. 2012 yılında kaçak saraydaki sürecin sadece bir plan deÄŸiÅŸikliÄŸi olmadığını doÄŸrudan cumhuriyet rejimini hedef alan bir rejim hesaplaÅŸmasının mekânsal karşılığı olduÄŸunu ifade ettik. Konuyu teknik bir plan sorunu olarak ele almadık. Plan deÄŸiÅŸikliÄŸi vardı,  orası tarım arazisi idi oradan yapılaÅŸmaya dönüştürülüyordu  vb. bunlarda önemli, lakin üst ölçekteki ideolojik yaklaşımı bilmeden, algılamadan, görmeden bu planı deÄŸerlendirmeniz mümkün deÄŸil… AOÇ de 2006 yılında plan deÄŸiÅŸikliÄŸi ile baÅŸladı 2012 yılına kadar sadece teknik bir plan sorunu olarak, teknik bir dille tartışıldı. Toplumda bu yüzden bu sürecin çok siyasi, ideolojik ve rejimle hesaplaÅŸmanın bir parçası  olduÄŸunun farkına varamadı diyen Mimarlar Odası Ankara Åžubesi BaÅŸkanı Candan;

“2012 yılında bu sürecin sadece bir teknik sorun olmadığını cumhuriyet rejimi ile hesaplaÅŸmanın bir parçası olduÄŸunu, rejimi taammüden yıkmaya niyet etmiÅŸ anlayışların mekâna bunu yansıttıklarını, hem de adım adım TOKÄ° ile baÅŸlayarak, okullarda,  adliye saraylarında, hükümet konaklarının cephe deÄŸiÅŸikliklerinden baÅŸlayarak bu hesaplaÅŸmanın içeriÄŸe nasıl yansıdıklarından söz ederek, devletin en üst noktasındaki mekânın deÄŸiÅŸimini, kaçak sarayla anlatmaya çalıştık. Ä°ÅŸte o zaman AOÇ mücadelesi toplumla buluÅŸtu. AOÇ ve kaçak saray mücadelesi bir plan mücadelesinden çıkıp, ideolojik cumhuriyete ait deÄŸerlerin, rejimin demokratik, laik, özgürlükçü yanlarının budanmaya çalışıldığı bir sürecin mekânsal bir parçası olduÄŸu dünya çapında duyulduÄŸu konusunu açıklarken sözlerine;  Dolayısı ile mimarlık disiplini olarak,  Mimarlar Odası olarak,  planı sadece bir teknokrat bakış açısı ile okumuyoruz, okumayacağız. Çünkü mekân politiktir ve bu politik durum devrimci potansiyeli içerisinde barındırır. Bu bakış açısıyla Devrimin baÅŸkenti olarak Ankara’nın çok büyük bir tehdit altında olduÄŸu gerçeÄŸi ortadadır. “ dedi.

Candan açıklamalarına; “Ä°deoloji ve mekân birlikteliÄŸini farkına varan toplumun tepkisine yönelik Mimarlar Odası algıyı yönetiyor dediler… Aslında algıyı onlar yönetmeye çalışıyor. Tek sesli medya ile ÅŸeffaf olmayan bir süreç iÅŸleterek yaptıklarını gizlemeye çalışıyorlar. Çünkü Anıtkabirdeki duyarlılığı diÄŸer alanlarda maalesef göremiyoruz. Ä°ller bankası bir kültür varlığı idi,  Atatürk’ün talimatları ile yapılmıştı ve Atatürk’ün kente bakışını ortaya koyan ve cumhuriyetin kentleÅŸme politikasını bütün kentlere,  bütün Anadolu’ya yayan kurumun çok önemli binasının yıkıldı ama toplum buna bir tepki göstermedi.” diyerek devam etti.

 

Anıtkabiri koruyan şey, teknik bir süreç değil, vicdanlı ve ahlaklı insanların duyarlılığıdır.

 “Yıkılan her yapı aslında Anıtkabir sürecine yönelik yürütülen bu taammüden daraltma –parçalama sürecinin birer tuÄŸla taşı… Her bir yıkım oradan bir tuÄŸla çekiyor… Toplum bunu böyle görmek ve algılamak zorunda. “ diyen Candan;

“Biz niyet okumuyoruz biz gerçekleri ve yaÅŸadıklarımızı okuyoruz. Kültür varlığı bir yapının yıkımı üzerinde fotoÄŸraf çektiren yöneticileri görüyoruz. Bir günde koruma kurulu tescilli kültür varlıklarındaki tescil sürecini nasıl kaldırdığını görüyoruz. Bilim yok, koruma kurulları yok, yargıya müdahale edilmiÅŸ insanlar sokaklarda adalet için yürüyor. Böylesi bir ortamda kimden neden adalet bekliyoruz, kimin neyin doÄŸru olduÄŸunu ve söylediÄŸini düşünüyoruz. Hangi planın neyi koruyacağını düşünüyoruz. Adaletin olmadığı bir ortamda, deÄŸer verdiklerimizi koruyan tek ÅŸey hangi görüşten olursa olsun, vicdanlı ve ahlaklı bireylerin varlığı ve duyarlılığıdır. Ve bu duyarlılık yeni bir adalet sistemi oluÅŸturulması mücadelesinin meÅŸalesini harlayacaktır. Bu duyarlılığın sekteye uÄŸratılmasına neden olanlar ise tarih sayfasının siyasi miyopluk, meslek fetiÅŸizmi, bulunduÄŸu yeri koruma bölümlerinde yerlerini alacaklardır. “ dedi.

Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi’nin belgeleri üzerinden konuÅŸuyoruz

Bu gün burada söylediÄŸimiz her ÅŸey Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi’nin yayınladığı belgeleridir diyen Candan; “  Anıtkabir’in sit sınırları paftası ile 2023 Nazım Ä°mar Planında Anıtkabir alanını yan yana koyduÄŸunuzda Anıtkabir’im makro formunun deÄŸiÅŸtiÄŸini, etkileÅŸim alanlarının yapılaÅŸmaya açıldığını görmek için teknik insan olmanıza gerek yok. Bugün askıda olan plan deÄŸiÅŸikliÄŸi, bu planın bir parçasıdır. Anıtkabir anıt bloktan ibaret deÄŸildir. Anıtkabir’e hiçbir ÅŸey yapılmayacak diyerek toplumu yanıltmaya çalışıyorlar. Anıtkabir, anıt bloÄŸun olduÄŸu alan ile birlikte çevresi ile bir bütündür. Çevresinde ki binaların yapılaÅŸma sürecini, kaç katlı olacağını belirleyen bütünlük ile anıtsallaşır. SimgeselleÅŸir. Çünkü o, Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eder. Bu gün burada bize  konuÅŸma ve ifade etme hakkı veren bu ülkenin kurucusunun ebedi ikametgâhıdır. “ diyerek devam etti ve “  siz oraya dair bir karar alma süreci yürütürken,  sadece  “anıt bloÄŸa dokunmuyoruz diÄŸer taraflarda bir ÅŸey yapıyoruz, yasal olmayan ÅŸekilde inÅŸaa edilenleri yasallaÅŸtırıyoruz ” diyemezsiniz.  O diÄŸer taraflar o anıt bloÄŸu ortaya çıkaran,  o anıt bloÄŸu görselliÄŸini ve simgeselliÄŸini arttıran kararlardır. Siz anıt bloÄŸa dokunmazsınız, lakin etrafına yapılarla çevirirseniz,  anıt bloÄŸun anlamı ve simgeselliÄŸi kaybolur. O zaman hepimizin çok deÄŸer verdiÄŸi yapı olan anıtkabir, çevresi ile birlikte deÄŸerlendirilmek zorundadır. Bu aldatmacaya düşmemek gerekiyor.” dedi.

Planda varmış, yokmuÅŸ tartışmalarını, Anıtkabir alanını daraltacak, yapılaÅŸmaya açacak, yasal olmayanı yasallaÅŸtıracak, çevresini kuÅŸatacak her türlü kararı reddediyoruz.  

Candan; bugün çıkıp kararlarını savunanlara inanmıyoruz, “Anıtkabirde çocuk oyun alanı  halı saha yaptıklarını görmedik mi, gazeteciler yazmadı mı Anıtkabir’in bakımının yapılmadığını, Anıtkabir hedefte ve bu planda onun bir parçası. Planda varmış, yokmuÅŸ tartışmalarını, Anıtkabir alanını daraltacak, yapılaÅŸmaya açacak, yasal olmayanı yasallaÅŸtıracak, çevresini kuÅŸatacak her türlü kararı reddediyoruz.  “ dedi. 

“Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi’nin kamuoyuna sunduÄŸu sit sınırlarını, 2023 Nazım Ä°mar planın, yan yana koyduÄŸumuzda bugün yapılmaya çalışılan deÄŸiÅŸikliÄŸin ne anlama geldiÄŸini görüyoruz diyen Candan;  BüyükÅŸehir Belediyesinin Ankara’nın 2023’ e kadar vizyonunu  ve bu vizyonun nasıl geliÅŸeceÄŸini,  kentsel ölçekte nasıl alanlar oluÅŸacağının ana kararlarını veren plan,  üst ölçekli plan,  yani kentin üst aklı. Anıtkabir alanın daraltıldığını, makro formunun bozulduÄŸunu iÅŸaret ediyor.” diyen Candan;

“2023 planına baktığınızda Anıtkabir sınırları içerisinde yer alan muhafız bölüğü yok, anıt park yok, spor tesisleri yok, sadece Anıtkabir’in anıt bloÄŸunun olduÄŸu alan görünüyor.  Yani anıt blok bölümünün simgeselliÄŸini saÄŸlayacak çevresinin canına okuyacağız diyorlar. Anıtkabir sit sınırları ile 2023‘ü yan yana koyduÄŸunuzda Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde bulunan Anıtpark konut olarak görünüyor. Anıtkabir içerisinde bugün askıdaki planla tartışılan, muhafız bölüğü alanı konut olarak görünüyor. 2017 planında askeriyeye ayrılmış alan yok 2023 te konut alanına çevrilmiÅŸ, spor alanı yok konuta ayrılmış, 2023 nazım imar planında üst ölçekli , kimse bize leke demesin , lekelerde bu kırıklar olmaz, bu noktalar olmaz…noktaları çakıştıralım”  dedi.

“2023 te cumhuriyetin 100.yılında iktidarın kendi rejimini inÅŸa etmeyi düşündüğü yılda Anıtkabir zaten parça parça daralıyor.  KamulaÅŸtırmadan vazgeçtiÄŸini söylüyorlar. Meclis üyeleri o kadar rahat söylüyor ki bu durumu , “ bir ÅŸey yok orada diyorlar”. Anıtkabir’e katılacak  Anıtkabir’in anıtsallığını güçlendirecek bir alandan vazgeçiyorlar ve buna da  bir ÅŸey yok diyorlar. Neden Anıtkabir’e katılacak alanın kaldırılmasına onay veriyorsunuz.  Plan notlarında bir konu var ve kimse bu konuda bir ÅŸey söylemiyor” diyen Candan;  

“Anıtkabirin hemen karşısında bulunan spor alanının altında yer altı otoparkı olabilir plan notu. Anıtkabir alanına yakın 40 bin metrekarelik bir alanda bir yeraltı otoparkı yapıldığını düşünebiliyor musunuz? Yurt dışında bu tür simgesel mekânlara gittiÄŸinizde en az 2 km mesafede yer alır otoparklar… Çünkü o mekânın ihtiÅŸamını algılamak için yapılır bu durum Anıtkabir için de böyledir. Yapının simgeselliÄŸi ve anıtsallığı önemlidir.  Peyzajına kadar özenilmiÅŸ, anıt yapının görkemini bozmayacak ÅŸekilde planlanmış bitkisel dokusu ile bile çok özeldir. Bu yapıyı kapatacak yükseklikte bir aÄŸaç bile göremezsiniz.” dedi.

Kamu mülkiyeti kavramının yeniden tartışılması kaçınılmazdır.

Durum deÄŸerlendirmesi açıklamalarına “ Böyle planlanmış bir yerde MSB buradaki parselleri kamulaÅŸtırmaktan  vazgeçiyorum, kamulaÅŸtırmak istemiyorum diyemez… Burası MSB nin alanı deÄŸil burası kamu mülkiyeti, hepimize ait olan bir alan. MSB bakanı bu gün var yarın yok. Ama biz hep buradayız. Anayasada özel mülkiyetin kamu yararı öncelikle sınırlandırılacağı varken, kamu mülkiyeti kavramının yeniden tartışılması kaçınılmazdır. MSB bütçe ayıracak, ve orayı kamulaÅŸtıracak, oradan vaz geçemezsiniz,  oradan vazgeçenlere  onay veremezsiniz. 2023 Nazım Ä°mar Planında Anıtkabir Alanı ve etkileÅŸim sınırında yaklaşık 100 bin metrekare alan konut alanına dönüştürülmüş,  ÅŸimdi çıkıp bunu açıklasınlar. “ diyerek devam eden Candan;  

“2023 nazım imar planında neden bu alan bu kadar daraltıldı. Neden, Muhafız BirliÄŸinin olduÄŸu alan tamamen konut alanına geçmiÅŸ durumda,  muhafız birliÄŸinin yapılaÅŸması daha önce ki planda varmış,  ilgilendirmiyor bizi, o gün insanların gözünden kaçmışsa, o gün bu toplum anıtkabire karşı sit sınırından yapılaÅŸmasına kadar bu kadar duyarlı deÄŸilse, sizin  kötü niyetini okuyamamışsa,  bu gün kabul etmek zorunda mı?”  dedi.

2023 nazım imar planın da Anıtkabir alanının daraltılmasını da kabul etmiyoruz,  2012 onaylı Anıtkabir’i yapılaÅŸmaya açan kararları da kabul etmiyoruz. Ve bunlar için yeni bir hukuksal mücadelenin sürecinin baÅŸlatılmasını öngörüyoruz. Bu süreçte toplumun desteÄŸi , alanda yeni bir adalet arayışının simgesi olacak.

Anıtkabir planları BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı, Milli Savunma Bakanı, meclis üyeleri  “ biz yaptık oldu, zaten bir deÄŸiÅŸiklik de yoktu, var olanı yasallaÅŸtırıyoruz “ diyerek açıklayamaz, bu alana dair her ÅŸeyi, ortaya ÅŸeffaf koyacaksınız 2023 planında hiç kimsenin fark edemediÄŸi, hiç kimsenin onların kötü niyetini okuyamadığı bir süreçte bunu yapmışsanız,  zaten bu günkü bu planların hepsi 2023’ün bir parçası, buna doÄŸru gidiyor süreç,  o zaman biz bu kapalılığı ve parça parça kopartmayı kabul etmeyeceÄŸiz. Her ÅŸeyi bütünlüklü okuyacağız,  bütünlükle algılayacağız ve kim yaptı ise bunun hesabını verecekler. “ diyen Candan;

“Bu toplumun en duyarlı olduÄŸu noktada, örgütlü bir kötü niyetle karşı kaşıya olduÄŸumuzu söyleyebiliriz, buna zemin hazırlayanlar, meslek fetiÅŸizmi ile birlikte sadece bir plan tekniÄŸi üzerinde,  onun arkasındaki ideolojisini okumayarak aslında,  toplumu sadece teknik bir sürece doÄŸru kanalize etmeye çalışanlar,  gelecek için suç iÅŸliyorlar.  “ dedi.

2017 planı-  2023 planı yan yana koyun ve ne deÄŸiÅŸiyor ne deÄŸiÅŸmiyor okuyun

Bu gün bu ülkenin gerçek gazetecilerinin yargılandığı, süreci bizim anladığımız ÅŸekli ile, siyasi boyutu ile gören gazetecilerin birçoÄŸu tutuklu iken, kanal kanal dolaşıp konuÅŸanlara inanmıyoruz güvenmiyoruz.” diyen Candan ; “Her ÅŸey gün gibi ortada iken,   bu sürece onay verenler siz kime ve neye güveniyorsunuz? çıkıp hiçbir ÅŸey, hiçbir deÄŸiÅŸiklik yoktur diyebiliyorsunuz. Ä°ÅŸte 2017 planı- iÅŸte 2023 planı yan yana koyun ve ne deÄŸiÅŸiyor ne deÄŸiÅŸmiyor, bu plan deÄŸiÅŸikliÄŸi neyin adımları okuyun. Umarız bütün bu açıklamalardan sonra söylediklerini yazdıklarını bir kez daha yeniden düşünürler. “ ÅŸeklinde devam ettiÄŸi açıklamalarında;  

“Biz,  Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Yönetim Kurulu üyeleri, diplomalarımızı bu ülkeye mücadele senedi olarak verdik dedik. Ve söylediÄŸimiz her ÅŸeyi bu bütünlük içerisinde okuyoruz. Burnunun ucunu göremeyen “siyasi miyoplara”  mekân üzerinden geleceÄŸi anlatıyoruz. “ dedi.

Candan; “ biz bu ülkede ne yıkımlar yaÅŸadık, referandum sürecinin nasıl bir gecede bir kararla elimizden çalındığını görmedik mi? Gözümüzün içine baka baka insanları nasıl gözaltına alıp hapse attıklarını görmedik mi?. 15 gün öncesinde kadar milyonlarca insanların adalet arayışında yollara döküldüğünü görmedik mi?  Adaletin olmadığı, sistemin çalışmadığı bir süreçte, planlama süreçlerinin araçsallaÅŸtırılmasına göz yummayacağız.” diyerek devam ettiÄŸi açıklamasında; “ ODTÃœ yolunda olduÄŸu gibi, meslek fetiÅŸizmi ile planda var deyip susmayacağız.  Åžimdi bütün bu süreçlerden ayrı bir ÅŸekilde plan deÄŸiÅŸikliÄŸini düşünebilir misiniz?  Bu planın ana kaynağı 2023 nazım imar planıdır. 2023 nazım imar planında yaklaşık 100 bin m2 lik Anıtkabir ve etkileÅŸim alanında  konut alanına dönüştürülmesi planlanmış.  Bu sürece onay veren, planda zaten var deyip kabul edenler deÄŸiliz. Biz, bu ülkenin vicdanlı ve ahlaklı olanlarının bizi anlayacağını ve hakkaniyetli davranacağını düşünüyoruz. Hangi siyasi partiden, hangi düşünceden olursa olsun, adalet arayışında bir araya geleceksek, önce vicdanlı ve ahlaklı olacağız. “  dedi ve Anıtkabir plan deÄŸiÅŸikliÄŸi deÄŸerlendirme sürecinde Candan;

“Anıtkabir planlama sürecinin tüm detayları ile açıklanmasını,  ÅŸeffaflaÅŸmasını, karar alma süreçlerinin herkesin onayı ile birlikte ÅŸekillenebilmesi için katılımcı süreçlerin önünün açılması gerekliliÄŸini vurguluyoruz bunun için mücadeleye devam edeceÄŸiz. “ dedi.

Anıtkabir Asker Eliyle Yapılaşmaya Açılıyor

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya, 2023 Ankara Nazım imar planına ve Askıda olan Anıtkabir Tarihi Sit alanını Koruma amaçlı imar Planına ilişkin yaptığı değerlendirmede tepkisini şu şekilde dile getirdi;

Kaya; “ Anıtkabir in plan tadilatına iliÅŸkin Milli Savunma Bakanlığı bu konuda bir baÅŸvuruları olmadığını açıklarken, Ankara BüyükÅŸehir belediyesi ise baÅŸvurunun Milli Savunma Bakanlığından geldiÄŸini söylüyor. Gerçek olan ÅŸu ki bir baÅŸvuru var. Ayrıca baÅŸvurunun Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılıyor olması oldukça manidardır. Bu baÅŸvurunun kim tarafından yapıldığı, nasıl yapıldığı, niçin yapıldığı, amacının ne olduÄŸunun yanı sıra, dikkat çekilmesi gereken konu, askerin bu suça ortak edilmeye çalışılmasıdır. Askeri alanları kent dışına taşımak ve akabinde bu alanları ranta dayalı yapılaÅŸmaya açmak AKP hükümetinin öteden beri planlarından biridir. Belediyeler aracılığıyla yapılan plan çalışmaları geleceÄŸe hazırlıktır. Bu çalışmaları askerin eliyle yaptırarak kendisini masum, suçlunun ise asker olduÄŸunu, dolayısıyla askerin itibarsızlaÅŸtırılması çabasından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.  Ä°kinci dikkat edilmesi gereken konu ise, gerçekten her anlamı ile Mustafa Kemal Atatürk ve onun eseri  olan Cumhuriyetle hesaplaÅŸan bir süreç ile karşı karşıya olduÄŸumuzdur. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bu bakış açısı ile konuya bir kez daha bakması ve sürece sahip çıkması gerekmektedir.” dedi.

“Bu gün milli eÄŸitim müfredatına, Atatürk’ün çıkartılarak yerine cihat kelimesinin konması ve bunun savunuluyor olması, bu planın bir parçasıdır ve bizim için bir zulümdür.  Cumhuriyete ve cumhuriyetin özgürlükçü deÄŸerlerine karşı yapılmış tarihsel bir darbedir. LaikliÄŸe karşı verilen savaşın son hamlesidir. Bu savaşın açık ÅŸekilde yapıldığının göstergesidir. Halkın bunu böyle algılaması gerekmektedir.” diyen Namık Kemal Kaya;

“Planlama süreçlerine ve plan kararlarına baktığımızda, sürecin hangi noktaya evrildiÄŸini ve kimlerle karşı karşıya olduÄŸumuzu belgeler ve uygulamalar üzerinden açık bir ÅŸekilde okuyoruz.

Oy birliÄŸi ile alınan her karar doÄŸru bir karar deÄŸildir. Dolayısıyla oy birliÄŸi ile alınan her kararı legalleÅŸtiremeyiz. Bu nedenle Anıtkabir in üzerinde oynanan bu oyunu her kim yaptıysa karşısındayız.  Anıtkabir dokunulmazdır. Bunu herkes böyle bilsin. Anıtkabir üzerinde alınan bütün kararlar geri çekilmelidir. Bundan sonraki süreçlerde Anıtkabir in her ÅŸeyini takip edeceÄŸiz.  Bakımının yapılıp yapılmadığının takipçisi olacağız.  Her kim ki oradaki sorumluluklarını yerine getirmiyorsa, onları da takip edeceÄŸiz.  Orası bizim deÄŸerimiz. Bizim varlık nedenimiz, Cumhuriyetin ve cumhuriyetin özgürlükçü deÄŸerleri ile bugün burada kendimizi ifade edebiliyorsak, bunu Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Bize emanet edilen bu miras, insanlığın geleceÄŸi için, ülkemizin geleceÄŸi için önemli ve deÄŸerlidir. Bu nedenle geleceÄŸe taşımak için sahip çıkmalıyız.  Biz, bu mirasa sonuna kadar sahip çıkacağız.”  dedi.

Anıtkabir, Kutsalımızdır. Müdahale Nereden Gelirse Gelsin İzin Vermeyeceğiz

Bu gerçeklerden yola çıkarak bundan sonraki süreçleri iyi okumalıyız diyen Namık Kemal Kaya;  “2023 planında Anıtkabir alanı ve etkileÅŸim sahasında  yaklaşık 100 bin metrekarelik alan konuta dönüştürülüyor.  Ankara BüyükÅŸehir Belediyesinin uygulamalarına baktığımızda, yapılaÅŸmaya açtığı her yere en az 2 Emsal veriyor. Burada da 2 Emsal ya da daha fazlasını vermeyeceÄŸini kimse söyleyemez. 2 Emsal verdiÄŸinde buradaki yapılaÅŸmada 2.000 konuta tekabül ediyor. Bunu düşünmek dahi istemiyoruz. Ve asla bu konuyu tartışmayacağız. Çünkü bu plan derhal iptal edilmeli, Anıtkabir gerçek sınırlarına çekilmeli ve ivedilikle Anıtkabir e iliÅŸkin tarihi sit alanı ve Tarihi sit alanı koruma amaçlı imar planı bilimsel planlama ilkelerine göre bir daha dokunmamak kaydıyla yeniden düzenlenmeli.  Bu süreçlerin hepsini adım adım takip edeceÄŸiz, herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz ve müdahale nereden gelirse gelsin izin vermeyeceÄŸiz.”  dedi.

Milli Savunma Bakanlığının Kamulaştırmayacağız Yaklaşımı Doğru Değildir

Mimarlar Odası Ankara Åžube Yönetim Kurulu Ãœyesi Muteber OsmanpaÅŸaoÄŸlu ;  Planlar kamusal belgelerdir ve deÄŸiÅŸtirilmesi çok kolay deÄŸildir, deÄŸiÅŸtirileceÄŸi zaman da koÅŸulları vardır. Mekânsal Planlar Yapım YönetmeliÄŸinin Ä°mar Planı DeÄŸiÅŸikliklerine iliÅŸkin 26. Maddesinde “Ä°mar planı deÄŸiÅŸikliÄŸi; plan ana kararlarını, sürekliliÄŸini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır.” dedi.

Burada tariflenmiÅŸ hali ile; ilgili kurumun basitçe “Biz burayı kullanmaktan vazgeçiyoruz, olmasa da olur” diye bir karar alamayacağı görülmektedir. Milli Savunma Bakanlığı bunu yapmıştır, “8 adet parselden, çok pahalı olduÄŸu için vazgeçtik, kamulaÅŸtırmayacağız. “ diyemeyeceÄŸi çok açıktır.  Milli Savunma Bakanlığı bunu yapmıştır ancak doÄŸru deÄŸildir. “ diyerek devam eden Muteber OsmanpaÅŸaoÄŸlu;

“Planların deÄŸerlendirilmesi politik olduÄŸu kadar teknik bir olaydır. Ölçersiniz, çakıştırırsınız ve ne yapmak istediklerini, hedeflerinin ne olduÄŸunu görürsünüz. Biz gördük, gördüğümüz tablo içinde de âdeta görünmeyen mürekkep yazılmış gibi plan notları var, gizli parantezler var. Bunları da görmek ve deÄŸerlendirmek durumundayız. DoÄŸru yaptığımızı, durumu doÄŸru tespit ettiÄŸimizi düşünüyoruz.” diyerek Anıtkabir plan deÄŸiÅŸikliÄŸi ilgili hukuksal süreci baÅŸlatacaklarını bildirdi.


Toplam Görüntülenme : 54084
Kategori Haberleri

Yargı kamu arazisinin Verimlilik Vakfı lehine planlanması kararını iptal etti
Yargı, söz konusu Ankara ili Beytepe Mahallesi 26053 ada 13 sayılı parsele ilişkin 1/25000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği, 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğine dair dava konusu işlemleri iptal etti.
06 Nisan 2022
Danıştay, Kaçak Saray’ın yasallaştırılmasına izin vermedi
Danıştay Ä°dari Dava Daireleri Genel  Kurulu, Mimarlar Odası’nın açtığı dava sonucunda Atatürk Orman ÇiftliÄŸi'nde Kaçak Sarayı yasallaÅŸtırmak için çıkartılan  1700 sayılı ilke kararının yürütmesini durdurdu.
07 Åžubat 2022
Bilirkişiler: Gölbaşı’nda tarım alanını yapılaşmaya açan plan değişikliği, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırı
Davada bilirkişi raporu yayınlandı, bilirkişiler raporda, söz konusu plan değişikliğinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu yönünde görüş sundu.
06 Åžubat 2022
Yargı, son noktayı koydu: Atatürk Orman Çiftliği alanlarında askeri alan yapamazsınız
Yargı, Atatürk Orman ÇiftliÄŸi’nin askeri  alan olarak yapılaÅŸmaya açılmasına iliÅŸkin plan deÄŸiÅŸikliÄŸine 2 kez yürütmeyi durdurma verdi, itiraz edilince itirazı reddetti. YapılaÅŸma ısrarını dördüncü kez iptal etti.
10 Ocak 2022

<<< <
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiÅŸ.
Yorum için giriş yapınız!