GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Adaletsiz ve Hukuksuz bir anlayış

Adaletsiz ve Hukuksuz bir anlayış

Mimarlar Odası Ankara Şubesi bugün yaptığı basın toplantısında yakın gündemden değerlendirmelerde bulundu. Toplantıya, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan ve Ankara Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan katıldı. Dört konuda değerlendirmelerde bulundu.

“Paylaşım adaletsiz”

Kentsel dönüşümü değerlendiren, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan şunları söyledi: “Kentsel Dönüşüm biliyorsunuz, 5 Ekimde hızlı bir şekilde başlayacaklarını açıklamışlardı ama ciddi hazırlıklar var Ankara Kent ölçeğinde de var. Yasanın hazırlanması ve uygulanması aşamasında alt yapı sıkıntısı var, örgütlenmesi de eksik görünüyor. Ölçeği çok büyük olan kentsel dönüşümün örgütlenmesini yapamamış durumdalar. Ankara’da Mamak’ta 5600 konuttan bahsediliyor. 410 bin konutun yıkılıp 120 bin konutun yapılmasından bahsediliyor. 1’e 3 oranında bir rant paylaşımı var. Ama paylaşım çok adaletsiz. Kuzey Ankara Kent girişi bölgesindeki yedi yıldır devam eden uygulamalar bitmedi. Sözleşmelere de bu yansıyor, yeni yapılan sözleşmelerde 2 yıllık süre vermişler,Mamak Bölgesinde. En iyi örnek  Kuzey Ankara Kent girişi bölgesindeki dönüşüm alanı yedi senedir bitmemiş. Kuralarda da adaletsizlik, hukuksuzluk yaşandığını gördük, hak sahiplerinin sadece zemin katlarda yer tesis ettiler. Sulukule örneğinde, 183 metrekarelik bölüşümler 153 metrekareye düşmüş. Adaletsiz ve hukuksuz bir anlayış var insanlar bir anlamda aldatılıyor demek doğru olabilir. Vaad ettikleri ile yaptıkları birbirini tutmuyor.

Geçen hafta Mamak’taydık. Onlara kentsel dönüşümle ilgili bilgi verdik. TMMOB bünyesinde bilgilendirme toplantılarını sürdüreceğiz.  Mimarlar, plancılar, inşaatçılar beş ayrı yerde bilgilendirme toplantıları yapacak. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak da Her türlü desteği vereceğiz. Meslek alanımıza ait bilgilendirme ve hukuki desteği vereceğimizi her zaman söylüyoruz.”

Ankara Şube Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan kentlerin savaş alanına dönebileceği konusunda uyardı. Candan, “hükümet yasa çıkaracağı zaman, hazırlıksız şekilde sürecin içine giriyor, altyapısı olmadan süreci koordine etmeye çalışıyor. Önce kamu yapılarından başladılar yıkmaya yalnız  bir anda binlerce insanın yaşadığı konutlara dair bir yıkım süreci başladığında bir direnişte başlayacak. Kentler bir anda savaş alanına dönebilir. Süreç kentsel direniş hattına doğru gidiyor. Biz burada anayasal güvence ile barınma hakkını savunan hem de mülkiyet hakkını savunan bir yaklaşımla halkın yanında olmaya devam edeceğiz. Yıktığınız insanlara siz 3 yıl içinde evlerinizi vereceğiz deyip vermediyseniz eğer,bunları da yaptılar.  Bunu  seçim sürecinde göze alabileceklerini düşünmüyorum. Kamu yapılarını yıktıklarıyla kalacaklar. Seçim sürecini bir yıl içinde böyle tamamlayacaklar diye düşünüyorum.” Değerlendirmesinde bulundu.

“AOÇ’den geçen Çiftlik Bulvarı trafiği tıkayacak”

AOÇ Çiftlik Bulvarı hattının trafiği tıkayacağına dikkat çeken Hakkan şunları söyledi : “AOÇ Çiftlik Bulvarı, 4+4 sekiz şeritli bir otobandan bahsediyor bunu yaptığı yerde, sekiz şeritli yoldan gelip daralarak geliyor yollar  ve kent merkezine ulaşıyorsunuz. Sıkışık olan kent merkezini iyice sıkıştırarak otobana çeviriyorsunuz ki anlamsız bir proje. Hem yeşil alan yok oluyor, hem Ankara kentinin trafiği  çevreden sekiz şeridi merkeze getirdiği için keşmekeş olacak. Kent merkezinde anlamsız şekilde oto ulaşımında ısrar ediyor. Toplu taşımı kullanıp ulaşmaları gereken yere araçlarıyla sekiz şeritten gelecekler ve kent merkezini yok edecekler” dedi.  

Candan ise bulvara dair, “Yeni Çiftlik bulvarı yeşilin ortasından geçti. Yeşili katlederek yol yapan tek ülke olma özelliğini sağlıyoruz. Eğer bir yere yol açılıyorsa bütün halk bilir ki orası yapılaşmaya açılacaktır. Halk arasında hep söylenir yol geçerse evimiz değerlenir şeklinde. İşte  bu yeni çiftlik bulvarı yapılaşmanın alt yapısıdır. Ulaşım ana planı olmadan günlük çözümler üzerinden yürümektedir ki bu da tıkanacaktır. Sekiz şeritten başlayıp dört şeride düşüyorsanız burası tıkanacaktır. Bu çok aşikâr. Toplu taşım ağı üzerine gelişen bir ulaşım planı yok. Ankara’nın ana ulaşım planı zaten  yok. Kent izleme Merkezimizin üyesi Erhan Öncü bize destek veriyor. Ulaşım Uzmanı olarak. Büyükşehir ana ulaşım planı olmadan trafik sorununu çözmeye çalışıyor çözemeyecek.

Büyükşehir Belediyesi Kanunu

Toplantıda, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin ağırlıklı gündemini Büyükşehir Belediyesi Kanunu oluşturdu. Taslak halinde olan Büyükşehir Belediyesi Kanunu hakkında değerlendirmede bulunan Hakkan şu şekilde konuştu: “Büyükşehir Belediyesi Kanunu idari sistemdeki bir dönüşümdür. Türkiye’nin idari sitemi yeni baştan kurgulanıyor. Federasyondan söz ediliyor,  İlçe Belediyelerinde bir tepkisizlik var, sessizlik var. İlçe Belediyeleri’nin bütün yetkileri Büyükşehir Belediyelerine devrediliyor. İl sınırları dahilinde Büyükşehir Belediyeleri yetkili oluyor. Tek elde toplanması hizmet açısından büyük kentlere nasıl ulaşır gerçekten merak ediyorum”

Tezcan karakuş Candan ise Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nu madde madde değerlendirdi.Candan Kanunu şu yorumlarla birlikte aktardı. “Türkiye Belediyeler Birliği 1 Şubatta bir rapor hazırladı. Dokuz ay sonra meclise yasa teklifi gitti. Kamuoyu gerçek taslağa meclise teklif edilince ulaştı ve ondan sonra yasa taslağını tartışmaya başladı. AKP yasa yapma tekniği üzerinden eleştirileri hak ediyor. Öncelikle, Antidemokratik bir yasa yapma tekniği olduğunu söyleyebiliriz.

“AKP sınır oylarını hedefliyor”

Büyükşehir Belediye Kanunu torba kanunudur aslında.  iki önemli aksı var. Hemen uygulamaya girecek maddeler var ve seçimden sonra uygulanmaya girecek maddeler var, yerel seçimleri hedefliyor. Taslak seçim sınırlarını, il sınırlarını değiştiriyor. Nallıhan’ın köyünde bulunan bir kişi Ankara Büyükşehir için oy kullanabilecek. AKP etkin olamadığı yerlerde stratejik sınır oyları ile bütün yerel yönetimleri ele geçirme hedefinde. Belde belediye oluşturmaya çalıştırıyorlar, Alevi ve arap farklı etnik yapıdaki yurttaşların bulunduğu yerleri bu yerlere karıştırarak, oy hesapları üzerinden alamadığı Büyükşehir belediyelerini de almak istiyor. Antalya,  Hatay, İzmir örneğindeki gibi. Parçalanmalar yaratıyor ki bunları kamu yöneticileri daha iyi değerlendirecektir.

“17 yıl metroyu yapamayan Gökçek, 3,45 saat uzaklıktaki köy yolunu mu yapacak?”

Merkezi idare oluşturuyorlar, İl yönetimi bölge yönetimine doğru gidiyor. Yerel yönetim halkla iç içe olan bir yönetimdir, yerel yönetimin mantığı budur. Yerel yönetimin merkezileştirilmesi görülüyor. 29 il özel idaresi kapatılıyor, 1591 belde belediyesi kapatılıyor, altyapısı olamayan bir kentleşme süreci ile karşı karşıyayız. 17 yıldır 50 metrelik metro inşaatı yapamayan Melih Gökçek, 3,5 saat uzaklıktaki köyün yolunu nasıl yapacak, karını nasıl küreyecek?

Selçuklu mahalleleri geliyor

Candan mesleki açıdan oluşacak tahribata da dikkat çekti: “Kentleşme açısından tip mimari projeler geliyor,  mahalleye dönüşünce köyler, belediyeler ve ilçe belediyeleri tip mimari projeler yapacaklar ve bunu ücretsiz olarak verecekler. Eğer siz orada bir konut yapmak isterseniz ücretsiz olarak biz mimari projeyi size vereceğiz, özel bir mimari yapı istiyorsanız siz kendiniz yaptıracaksınız, belediyeden onaylanacak. Özellikle Selçuklu ve Osmanlı mimarisi hayranlığı olduğu düşünülürse hep aynı tarzda Selçuklu mahalleler oluşturmaya başlayacaklar.”

Yatırım izleme koordinasyon merkezi kuruluyor

“İl özel idaresini kaldırılırken, yatırım izleme koordinasyon merkezi kuruluyor ve başına valiyi getiriyor. Bu çok büyük bir yetki, bu yetki Büyükşehirlere devrederse Büyükşehir Belediyeleri yerel yönetim olmuyor. Doğrudan merkezi iktidarın merkezileşmiş yapısı içinde yer alıyor. Aynı yasada afet yasasını Büyükşehir Belediyeleri ölçeğinde hayata geçiremeyeceklerini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da buna yetemeyeceğini fark ettikleri için, bu yasada ilçe belediyelerine de yetki veriyor. Binaları tahliye etmek, afet yasası uygulamak konusunda ilçe belediyelerine yetki veriyor. Yasadaki diğer nokta ise mabetler konusu muhtemelen camii yazmaktan çok çekindikleri için, mabet yazdılar. Büyükşehir Belediyeleri sağlık tesisleri, eğitim tesisleri yaptırmanın yanında her bir yere mabet yaptırma üzerine maddeler yer alıyor. Suları elektrikleri indirimli ya da ücretsiz olarak karşılanacak. Bu da çok doğru değil, çocuklarımız okula giderken, okulların suları elektrikleri ücretsiz değilken camilerin ücretsiz görülmesi ise adil değil.” 

Büyükşehir Belediyelerin’den özürlülere bütçe yok özel şirkete var

Candan kaldırılan maddeleri de okudu: “ Bir maddeyi okuyorum kaldırılan maddeyi söylüyorum. Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, özürlülerle ilgili faaliyetlere destek olmak üzere özürlü merkezleri oluşturmak bu kaldırılan madde. Büyükşehir Belediyeleri özürlülerin merkezlerini kurmayacağını ifade ediyor.”

“Yine önemli bir şey uluslararası vakıflar, şirketler ve özel kuruluşlarla bir takım projeler yapacak ve belediye bunlara bütçe ayıracak, gider harcayabilecek daha önce bunu kamu kuruluşları ile yapabiliyordu sadece. Özel şirketlerle de yapacak bunu. En önemlisi kamu yararı ile ilgili çalışmalardan vazgeçecek. Yine bir maddenin 5018 sayılı kamu mali yönetim ve kontrol kanunun 29. maddesi yürürlükten kalkacaktır. Dediği maddeyi sizlere okuyorum. “gerçek ve tüzel kişilere kanuni dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz. “ bu madde uygulanmayacak yani gerçek veya tüzel kişilere Yasa maddesi devam ediyor “yardımda bulunmazlar”,yani yardımda bulunacaklar ve“menfaat sağlanamaz” şeklinde devam ediyor. Bu da çok açık menfaat sağlayacaklar. Bu süreci de denetimden çıkartıyor. Maliye Bakanlığı denetimin kamu dayanağı olmadan kamu kaynağının peşkeş çekilmesini sağlayan bir ortama sürüklenecek.

İlan reklâmları elde edecekler

Candan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlçe Belediyeleri yetkisiz kalırken en önemlisi İlçeleri merkeze bağlayan tüm yolların denetimi Büyükşehir’de olacak. Bütün yollar bir şekli ile merkeze bağlanıyor buradan ilan reklam gelirleri elde edecekler ciddi bir tekelleşme süreci yaşanıyor. Özet olarak, halktan kopan merkeziyetçi, sistemi tamamen değiştirici, kamu yararı gözetmeyen, menfaat sağlamanın önünü açan bir değişiklik söz konusu. Köy muhtarından Belediye Başkanı’na kadar orada yaşayanların etnik kökenine, siyasal tercihine kadar, tasfiye edecek sınırlar çiziyor. Umarız bu sınırlar onu başarıya götürmez.”


Toplam Görüntülenme : 110620
Kategori Haberleri

“Atatürk Orman Çiftliği özgürleşmek için gün sayıyor, AOÇ’deki tahribatın tespiti için Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu görevlendirmeli”
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluşunun 98. Yıldönümünde yaptığı basın toplantısında, AOÇ mücadelesinde gelinen durumu aktardı. Toplantı sonrasında "98 Yıllık Bir Çınar ve Özgürleşme Mücadelesi: Atatürk Orman Çiftliği" sergisinin açılışı da yapıldı.
05 Mayıs 2023
Soğuksu Milli Parkı’ndaki yapılaşmayı derhal durdurun
Soğuksu Milli Parkı’nda orman varlığı yok edilerek inşaat başlatıldı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi milli parkta orman varlığının yok edilmesine sert tepki  gösterdi.
02 Mayıs 2023
Yargı, AOÇ’de emniyet hizmet binası yapımına ilişkin plan değişikliğini iptal etti
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği mücadelesinde bir hukuk zaferi daha kazandı. Atatürk’ün şartlı bağış ve vasiyetine aykırı olarak AOÇ’de Emniyet Hizmet Binası yapımını yargıya taşımıştı.
09 Mart 2023
Mimarlar : Atatürk Orman Çiftliği alanlarında, fabrikadan, rezidansa geçit yok!
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk  Orman Çiftliği’nde,  Çimento Fabrikası alanında  LİMAK’ın  rezidans ,avm yapmasına olanak sağlayan Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından  yapılan imar planı değişikliğini yargıya taşımıştı.
02 Ocak 2023

<<< <
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!