GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Mimarlardan TOKİ’ye öneri geldi

Mimarlardan TOKİ’ye öneri geldi

Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin bugün yaptığı rutin basın toplantısında öneri ve eleştiri isteyen TOKİ’ye öneriler geldi.

 

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan TOKİ’nin Mimarlar Odası’ndan beklediği eleştiri ve önerilere yanıt olarak şunları söyledi:  “Mimarlar Odası olarak daha önce defalarca eleştirilerimizi basın yoluyla ilettik, tek tip projeye son vermelerini söyledik, yeni mi akılları başlarına geldi.”

TOKİ’nin tek tipten vazgeçerek yöresel mimariye yönelme düşüncesinin ise farklı bir tek tipleşme olduğunu vurgulayan Hakkan “Yöresel mimariye yönelimde aslında düşündükleri Safranbolu gibi Kastamonu gibi evler. Burada da bir tek tipleştirme yapıyor, yöredeki özgün malzemeyle, ahşap veya taş gibi yapıma öykünüyor. Daha önce defalarca söyledik,  Karsta yaptığı konutla Antalya’da ki konut,  Ankara da yaptığı konutla Karadeniz deki konut bir değil, farklı niteliklerde yapılmalı. Fakat yeni akılları başlarına gelmiş. TOKİ konutlarını tünel kalıp dediğimiz tek tip bir proje ile yapıyor hızlı ve seri üretim amacıyla bu biçimde yapılıyor.  Ama her yerde aynı dokuları elde ediyor.  Farklı bir tek tiple öykünme ile yola çıkıyor, Mimarsız mimari olmaz. tek tip değil farklı nitelikte projeler yapılmalı.  Kızılay cephelerin de yapmak istedikleri tek tipleştirme çabalarına örnek verilebilir, son çıkan torba yasa ile de buradaki engelleri aşma çabaları da var.” Dedi.

TOKİ yarışma açsın

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan ise TOKİ’ye bazı öneriler sıraladı: “TOKİ eleştirilerimizi ve katkılarımızı beklemesi sebebiyle bazılarını saymak gerekirse; Proje üretim sürecinde bir tasarım birimi oluşturduğunu ve Selçuklu, Osmanlı mimarisine yönelik yeni projeler üreteceğini söylüyor.  Mimarlıkta  sınırlı bir şey içerisinde tek fikir ve tek üslup dayatılamaz bu sebeple TOKİ yarışma yoluyla projelerini elde etsin, çok mimarın fikri gelsin karşımıza.   Yer seçiminde dere yatakları seçilmesin, doğal sit alanları yer seçimine dahil edilmesin, yer seçimleri insanların ihtiyaçları üzerinden şekillensin. Ve TOKİ projeleri Mimarlar Odası denetiminden geçsin, tasarım toplum yararına bir tasarım mı, enerji etkin mi ? Erişilebilir mi  Güvenli mi?bunları Mimarlar Odası denetiminden geçirerek yapsın.

Candan TOKİ’nin üretim sürecini de eleştirdi: “TOKİ’nin mevzusu sadece tek tip değil. TOKİ’nin proje üretim sürecini değiştirmesi gerekiyor.  Selçuklu, Osmanlı tarzı yöresel mimari olacağını ifade ediyor ama mimarlık tarzlara sığacak bir şey değil. Bir heykeltaraşa de şu tarzda heykel yap diyemezsiniz. Şu yada bu tarzda yeni bir şey üretin denemez. Her dönemin farklı tarzı vardır, 2012 yılında Selçuklu dönemindeki bir tarzı alıp bugüne uyarlamak, o günün kıyafetleriyle bugünün sokaklarında dolaşmak anlamına gelir ki bu da çok doğru değil” dedi.

“Tek tipin çok tipi”

Candan TOKİ’nin tek tipi devam ettirme yolunda olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Tek tip yaklaşımını kabul etmediğimiz gibi tarzı belirli olan Osmanlı Selçuklu mimarisini de bugünün Türkiyesi’nde doğru bulmuyoruz. Aynı tarzda yapacakları projeler tek tipin çok tipi olur. Osmanlı ve Selçuklu mimarisi eskiye dönüş yaşam çevrelerini değiştirerek insanların yaşamını değiştirmenin adımlarıdır.  Önce okul binalarını değiştirdiler sonra eğitim sistemini değiştirdiler. Önce adliye binalarını değiştirdiler sonra yargı reformu yaptılar. Şimdi konutlarımızın mimarisini değiştiriyorlar, yaşam biçimlerimize müdahale edileceğinin göstergesi, çünkü yaşam ve yapılı çevre birbirinden kopamaz” şeklinde konuştu.

Demir kafeste imar rantı

Kent gündemine de değinilen toplantıda Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan hukuki işlem için Demir Kafes planlarını beklediklerini ifade ederek gizli çalışmalar olduğunun altını çizdi. Hakkan : “Ankara’da uzun süredir, böyle kötü bir yapı yok, Demir yığını nitelemesi çok yakışıyor. Biliyorsunuz bir taraftan Demir Kafesi söküyorlar,  alanı yeniden ihale ettiler, dönüştürme çabaları var.  Yalnız, sıkıntı şu ki çok ciddi bir imar rantı var. 27 bin metrekarelik alan da 3.2 emsalde bir yapılaşma görünüyor. Gizli çalışmalar var, toplantılar var, plan aşamalarının geciktirildiğini düşünüyoruz. Mania hattının kaldırılması ile birlikte bölgede ciddi yoğunluklar olacaktır, bölge aynı bölge mania hattının kaldırılmasıyla birlikte  6 emsali bile gördük ATO binası örneğinde. Planlar açıklandığı andan itibaren bölgeyle ilgili söylemimizin arakasında durarak gerekli hukuki işlemleri başlatacağız.” Dedi.

Demir Kafes sürecini şeffaflık noktasında değerlendiren Candan “Örtülü toplantı işleri bitirilmeli, Örtülü toplantıda yerel yönetimlerden doğru başlayan, tüm hükümete yansıyan bir süreç var. Bu geleceğimiz ve kentler açısından hayırlı bir durum değil.” Yorumunu yaptı.

“Gökçek zeytinyağı gibi üste çıkıyor”

Toplantıda Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in açıklamalarına da değinen Candan Gökçek’in metro ile ilgili ilginç açıklamalarda bulunduğunu belirterek, “ 4 metroya yapılan yatırımla bir metroyu bitirebileceğini ama dört metronun altyapısını atamayacağını, hükümet dört metroyu bitirsin diye yaptım bilinçli yaptım diyor. Başbakanı hükümeti düşürdüğü konum belli: onlar beceriksiz Gökçek becerikli ki onların önünü açıyor metroyu bitirsinler diye.  Dört metro değil bir metrelik metro hattı döşemedi zeytinyağı gibi üste çıkıyor, bunu kime söylediğinin farkında değil” Dedi.

“çocuklar, bizim çocuklarımız”

Başbakan’ın Göktürk uydusunu izlemek için dün Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne gitmesi ODTÜ’deki öğrencilerin protestosu ile sonuçlanmıştı. Üniversitedeki olaylarda toplantı gündemindeydi. Hakkan öğrencilere yapılan saldırıları şöyle değerlendirdi: “Başbakan gidiyor, gittiği yer üniversite.  İnanılmaz şekilde savaşa gider gibi gidiyor, peşinden 3500 polis  ve 105 koruma aracıyla ODTÜ’ye giriyor. Çok ilginç bir olay, Öğrencilere saldırılarda çok üzücü.”

Candan konuya ilişkin olarak, “Bir başkentte, bir üniversite yerleşkesine Başbakanın ordu ile gidiyor olması, korunmaya ihtiyacı olduğunun ve ne kadar çok kendisini koruması gerektiği düzeyde politika izlediğinin göstergesi. Polisle ODTÜ’yü işgal etmek, baskı araçlarıyla işgali ODTÜ’ye taşımaktır. Savaş çığırtkanlığına karşı çıkışları ve öğrencilerin tepkisi yerindedir ve duyarlıdır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin böyle bir geleneği vardır zaten, her zaman bütün baskıcı rejimlere karşı tepki göstermişlerdir. Bu öğrencilerin barışçıl tepkisine karşılık,  gazlı sopalı bir saldırıda bulunmaları kabul edilebilir değil. Yaratılan şiddet ortamındaki çocuklar bizim çocuklarımızdır, bu ülkenin çocuklarıdır” dedi. 


Toplam Görüntülenme : 82539
Kategori Haberleri

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!