Sobe Gazetesi 2024 - Üniversitelerde piyasacılığa, baskıya, gericiliğe hayır!
GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Üniversitelerde piyasacılığa, baskıya, gericiliğe hayır!

Üniversitelerde piyasacılığa, baskıya, gericiliğe hayır!

AKP’nin devleti ele geçirmesiyle birlikte rejimde köklü bir deÄŸiÅŸiklik gündeme geldi. Eskisine kıyasla çok daha fazla uluslararası sermayenin egemen haline geldiÄŸi, kaynakların ilkel birikim dönemine benzer ÅŸekilde yaÄŸmalandığı, gericiliÄŸin toplumun her noktasına nüfuz ettiÄŸi, emeÄŸin köleleÅŸtiÄŸi, toplumsal yararın ve buna dönük planlamanın yerini sermayenin kısa süreli bencil çıkarlarının aldığı, komÅŸu ülkelere dönük komplolarda görev almanın revaçta olduÄŸu bir rejim kara bir bulut gibi toplumun üzerine çöktü.

DoÄŸal olarak bu yeni ve insanlıktan çıkmış rejim kendi üniversitesini de yaratacaktı. Bir yandan bunun sıkıntısını, bir yandan üniversitenin hâlâ tam olarak ele geçirilememesinin ve bir direnç odağı olarak kalmasının onurunu yaşıyoruz.

AKP'li YÖK ve rektörlükler, bu direnci çözmek için akademisyenler üzerine alabildiÄŸine baskı ve yıldırma politikaları ile gidiyorlar. Öğretim üyeleri tekrar tekrar soruÅŸturmaya uÄŸruyor; YÖK, idare, yargı, yandaÅŸ basın kıskacında yaÄŸan cezalarla iradeleri çözülmeye çalışılıyor. Doçentlik jürileri taraflı olarak oluÅŸturuluyor, bölümlerin, anabilim dallarının onayı ve haberi olmadan atamalar yapılarak kadro yapısı çürütülüyor. Asistanlar iÅŸ güvenceleri yok edilmeye çalışılarak sürekli tehdit altında tutuluyorlar. Her geçen gün dini kurallar  üniversitede günlük yaÅŸamı belirler hale geliyor. Onurumuz olan öğrenciler ise adeta bir Gaz Cumhuriyeti’nde yaşıyorlar ve üniversitenin özgürce düşünme, hiçbir fikre kölelik yapmama, bilim için isyankar olma ilkelerini polis ve idarenin ağır baskısına karşı savunuyorlar. Son olarak ErdoÄŸan’ı protesto eden ODTÃœ’lü öğrencilerin başına gelenler, öğrencilerine sahip çıkan idarenin ve öğretim üyelerine söylenen sözler AKP’nin sınırının olmadığını bir kez daha gösterdi.

YÖK Yasası Taslağı kabul edilemez!

1980 askeri rejiminde oluşturulan YÖK üniversite üzerinde idari bir baskı yaratırken piyasalaşma süreci belki bu baskıdan daha etkili oldu ve üniversitenin iç dokusunda bozulmaya yol açtı. Üniversiteler kamu kuruluşundan çok bir şirkete benzemeye başladılar. Öğretim üyelerinin bütçeden aldıkları ücretlerin birçok kez yerini projeler ve satılan hizmetlerden elde edilen gelirlerin aldığı görüldü. Ailelere yüksek harç veya kayıt paralarının çocuklarına yaptıkları yatırım olduğu söylendi.

Şimdi AKP yaşanan geçiş dönemindeki fiili durumu yasayla sabitlemek ve daha ileri taşımak istiyor. YÖK tarafından ileri sürülen YÖK Yasası Taslağı öz olarak üniversiteleri doğrudan sermayeye bağlama politikasının yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Üniversitelerin şirketleşmesini, patronları olmasını, üniversite şirketlerinin borsada alınıp satılmasını, rekabet edemeyenlerin iflas etmesini istiyorlar. Süreci garanti altına almak için devlet baskısını koruyor gözükmekle birlikte asıl yönün kamudan tamamen kopartılmış, özelleştirilmiş üniversiteler olduğu anlaşılıyor.

Doğal olarak patronu olan bir üniversitede akademisyenlerin, emekçilerin ve öğrencilerin yönetime katılma hakkı olmaz. Böyle bir üniversitede hiç kimsenin iş güvencesinden bahsedilemez. Patrona kölelikle yapılan bir meslek akademisyenlik değildir, performansa bağlı ücretlendirme altında yaratılacak emek rejimi belki fabrikalardaki insanlık dışı duruma benzeyebilir ama üniversiteyle alakası olmayacaktır.

Ãœniversite topluma aittir, toplumsal yarar için, halkın uzun vadeli çıkarları gözetilerek bilim ve sanat üretilir. Oysa sermayenin doÄŸrudan yönettiÄŸi bir üniversite halkın çıkarlarından koparılmış ve sermayenin rekabeti gözeten dar ve kısa erimli çıkarlarına  mahkum edilmiÅŸ demektir.

Biz aÅŸağıda imzası olan örgütler, sonuna kadar üniversitemizdeki mevzilerimizi koruyacağız. Baskı altındaki akademisyenlerle dayanışmamızı büyüteceÄŸiz. Yasa Taslağı’nın meÅŸru olmadığını her yerde söyleyeceÄŸiz. Aydınlanma geleneÄŸini, toplum için akademik üretimi, üniversitenin üniversiteliler tarafından yönetilmesini, akademik liyakate saygıyı, bütçeden finansmanı ve ticari etkinlikten uzak durmayı sonuna kadar savunacağız. AKP rejiminin hiç  de sanıldığı gibi güçlü olmadığını ve giderek çürüdüğünü görüyoruz. Örgütlülüğümüz geleceÄŸimizdir.

 

Abant İzzet Baysal Üniversiteli Öğretim Elemanları Derneği

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği

BaÅŸka Hacettepe Yok Ä°nisiyatifi

Isparta  Öğretim Ãœyeleri DerneÄŸi

Mülkiyeliler Birliği Derneği

ODTÜ Mezunları Derneği

ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği

Trakya Üniversite Öğretim Elemanları Derneği

Ãœniversite Konseyleri DerneÄŸi

Van Üniversite Öğretim Elemanları Derneği

 


Toplam Görüntülenme : 41825
Kategori Haberleri

4 4 4’te Hükümete Son Uyarı
EÄŸitim sisteminin 4+4+4 olarak deÄŸiÅŸtirilmesine tepkiler artıyor. TMMOB, TTB, DÄ°SK ve KESK’in yaptığı çaÄŸrı üzerine bugün Ankara’da sokaklara çıkan demokratik kitle örgütleri, sendikalar, meslek odaları, öğrenciler ve veliler 4+4+4 eÄŸitim sistemini protesto etti.
15 Mart 2012
Açlık Grevi Son Buldu
Ercan İpekçi bugün Anadolu Ajansı önünde yapılan basın açıklaması ile açlık grevini sonlandırdığını duyurdu.
14 Mart 2012
Sivas Katliamı Davası Zaman Aşımından Düştü
1993’te 35 KiÅŸinin yaÅŸamını yitirdiÄŸi Sivas katliamının davası 13.03.2012 günü Ankara Adliyesi’nde 11. Ağır Ceza’da görülecek.
13 Mart 2012

<<< <
32 33 34 35 36 37

Yorumlar
Yorum eklenmemiÅŸ.
Yorum için giriş yapınız!