Sobe Gazetesi 2024 - Türkiye Kentsel Dönüşüm’de sınıfta kaldı
GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Türkiye Kentsel Dönüşüm’de sınıfta kaldı

Türkiye Kentsel Dönüşüm’de sınıfta kaldı

BM Raportörleri Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin davetiyle Türkiye’de önce kentsel dönüşüm alanlarını gezdi sonra sempozyuma katıldı. BirleÅŸmiÅŸ Milletler raportörlerinin katıldığı sempozyum yoÄŸun ilgi gördü. Ana konuÅŸmacılardan BM Konut Hakkı Eski Raportörü Milan Kothari “Türkiye’de ciddi bir insan hakkı ihlali var ” ÅŸeklinde görüş bildirdi.

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin davetiyle BM raprotörleri de Konut hakkı Sempozyumu’na katılarak, Konut hakkı ihlallerini tartıştı. Sempozyum programının ilk günü BirleÅŸmiÅŸ Milletler Raportörlerinin kentsel dönüşüm alanlarını gezmesini ve yerinde inceleme yapmasını kapsarken ikinci günü TED Ãœniversitesi Konferans salonunda yapılan tartışmalarla devam etti. Açılış konuÅŸmasını Mimarlar Odası Ankara Åžube Sekreter Ãœyesi Tezcan KarakuÅŸ Candan yaptı.

Candan: “AKP hükümeti, çıkarttığı yasalarla tüm ülke topraklarını sermaye birikiminin aracı olarak görüyor. Yapı denetim Kanunu, kıyı kanunu, 2B yasası, afet yasası ile kültürel miras, doÄŸal mirasa, kent toprakları hepsi rantın aracı olmaya baÅŸlıyor. Bir sabah uyandığınızda, hükümet evinize el koymuÅŸsa, mahkemede yürütmeyi durdurma kararı alınamıyorsa, hakkınızı arayamıyorsanız yapabileceÄŸiniz tek ÅŸey var Direnmek! DireniÅŸ bu koÅŸullarda, insan hakkı olmaya baÅŸladı. Kent ve mimarlık ölçeÄŸindeki tüm alanları kapsayan bu yaklaşımla birlikte Mimarlar Odası Ankara Åžubesi DireniÅŸin ve Umudun BaÅŸkenti eylem planıyla nerede direniÅŸ varsa orada olmaya çalışıyor. Dikmen’de evlerinden çıkarmak için iÅŸin mafyaya ihale edildiÄŸini gördük, AltındaÄŸ’da Hacıbayram’da BüyükÅŸehir Belediyesi’nin insanları tehdit yoluyla yerinden etmeye çalıştığını gördük. Kentsel dönüşümle devletin zorba olduÄŸunu gördük. Konut hakkı sempozyumu iÅŸte bunun için önemlidir, mücadeleye yön vereceÄŸi için önemlidir. Bugün isyan süreci karşı durmaktır, hayata dokunmaktır, eylem yapmaktır, koyduÄŸunuz tavrın sürekliliÄŸini saÄŸlamaktır. Bir çocuk karalılığıyla inatla bir ÅŸeyi savunmaktır. “ dedi.

Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Ali Hakkan Sempozyum ile kentsel dönüşümdeki hak ihlallerini uluslararası bir boyuta taşımak istediklerini belirtti. Hakkan: “Biliyoruz ki Kentsel dönüşüm alanlarında direnen insanlara karşı çok ciddi saldırılar yaÅŸandı. Konut Hakkı sempozyumuyla insan hakları ihlallerine dikkat çekmek istiyoruz. Kothari ve Ghazi’nin hazırlayacağı raporların bu ihlalleri gözler önüne serecek. Kentsel dönüşümdeki hala sürdürülen yanlış uygulamaların, Ä°nsan hakkı ihlali olarak uluslararası arenada ve kamuoyunda paylaşılması büyük önem taşıyor” dedi.

Açılış konuÅŸmalarının ardından Ä°lk oturum, “Neo Liberal KentleÅŸme ve Konut Çevreleri” baÅŸlığı altında BirleÅŸmiÅŸ Milletler Konut Hakkı Eski Raportörü Miloon Kothari’nin konuÅŸmasıyla baÅŸladı.

“Halka hiçbir ÅŸey sorulmuyor”

Kothari: Bizim Ankara’da gezdiÄŸimiz yerlerde gördüklerimiz, Türkiye’nin altında imzası bulunan BM sözleÅŸmelerinin açık ihlalini oluÅŸturuyor. Buralarda oturanlar yurttaÅŸtır ve bir çok baÅŸka temel hakkın yanında aynı yerde oturma hakkına sahiplerdir. Türkiye Anayasası’nın 91. maddesi Uluslar arası yasaların daha üstün olduÄŸunu söylüyor. Benim yoÄŸunlaÅŸacağım konu katılım olacak. Katılım ve danışılma hakkına yoÄŸunlaÅŸacağım. Burada dönüşüm, özgür ve bilgilendirilmiÅŸ koÅŸullarda yaÅŸanmıyor. Halka hiçbir ÅŸey sorulmuyor. Çok ciddi bir insan hakkı ihlali, gözlerimle teyit edildi. Türkiye dünyanın en kötü örneklerinden birini oluÅŸturuyor. TOKÄ° Projeleri insan hakkının en temel ilkesinin açık ihlali. Kentsel dönüşüm, rızaya dayanmalı ve bilgilendirilmiÅŸ rızaya dayanmalı. Gördüğüm bunu yasalarla yapıyor olmalı ancak yasalar demokrasiyi tahrip eden yasalar. Bir çok belediye de BM’ye biz demokratik bir ülkeyiz dese de demokrasi yo. Mimarlar ve ÅŸehir plancıları sürece katılmıyor. Halk sürece katılmıyor. Türkiye kendisini demokratik bir ülke addediyorsa, katılım ve rıza hakkı, demokrasinin en temel ilkesi. Uluslararası yasalar insanların yerinden tahliye olmaması gerektiÄŸini söylüyor. Dikmen’deki insanların neden gitmesi gereksin? KonuÅŸtuÄŸumuz bir çok insan, kendi çevrelerinden koparılacaklarını, sosyal imkânlardan yoksun kalacaklarını, bu projelerde oturamayacaklarını söylüyor. Türkiye’deki insan hakkı ihlali çok açıktır. Benim ele alacağım nokta Katılımdan yoksun olmasıdır. Demokrasiye dair önemli bir ÅŸey bu. Hükümetin muhalefete dair, direniÅŸe dair nasıl bir tutum aldığı da önemlidir. Uygulamada, anti demokratiktir diye direnen, Odalara karşı, insanlara karşı nasıl bir tutum aldığı önemlidir. Anladığım kadarıyla Türkiye’de haktan yana olanlar yok edilmek isteniyor. Evlerinden tahliye edilen insanlarla ilgili çarpıcı olan bunun muazzam bir insan hakkı ihlali olduÄŸunu görüyoruz. Tüm bunlar otoriter ülkelerde her yerde yaÅŸanıyor.”

Tahliyelerde insanların sadece evlerini kaybetmediÄŸine deÄŸinen Kothari şöyle devam etti: “ Delhi’de bir topluluk tahliye edildi ve evini kaybeden her aile geçimlik faaliyetlerini de kaybetti. Ne yapabiliriz? Mümkün olan ilk adımda, daha fazla mücadele ve kampanya ile konut hakkı hareketleri oluÅŸturup ulusal çapta birleÅŸtirmemiz lazım. Son on yılda dünyada önemli geliÅŸmeler oldu, evrensel sözleÅŸmeler var. Türkiye’deki duruma tepki göstererek bir çok mekanizma var. Konut hakkı mücadelesine dair hazırlanan broşür ilk kez Mimarlar Odası Ankara Åžubesi tarafından Türkçeye çevrildi. Çok önemli bir broşür. Neler yapılabileceÄŸi konusunda da yol gösterici bir broşür. Hangi adımların atılabileceÄŸini anlatıyor. “Kent hakkı” nı tartışmalıyız. “Kent Hakkı” Latin Amerika’da yaygınlaÅŸan bir kuram. Kentte yaÅŸayan herkesin, saÄŸlık, su, ulaşım, iÅŸ sahibi olma hakkına sahip olduÄŸu düşüncesinden yola çıkıyor. Bu son derece güçlü ve bir örgütlenme ve mücadele haline gelebilir. Kentteki tüm temel hakları birleÅŸtirecek bir hak haline gelebilir.

“Türkiye’nin yoksulları olimpiyatları ödeyemez”

Kothari Ä°stanbul’daki yapılacak olimpiyatlara ÅŸu sözleriyle dikkat çekti: “ Ä°stanbul’da Olimpiyatlar yapılacak olursa buna katlanmazsınız. Türkiye’nin yoksul insanları, Olimpiyatların giderlerini ceplerinden ödeyemez. Ä°nsanlar bundan son derece etkilenecekler ne kadar etkilendiklerini daha önce gördük. ;Karamsar gelebilir ama buna katlanamazsınız. Neoliberal gündem de siyasetçiler arasında şöyle bir mantık hakim, Kalkınma insanların ödemesi gereken bir bedelmiÅŸ gibi. Kalkınma adına insanların feda edilmesi, örtük bir bedeldir.”

“Konut alınıp satılacak bir mal deÄŸildir”

Ana konuÅŸmacılardan Milan Kothari “konut alınır satılır bir mal deÄŸildir” ÅŸeklinde sempozyumu özetleyerek “bir yandan da kamusal çıkarlar adına mega kentler yaratılıyor. Gördüklerimiz dünya çapında muazzam mafyatik iliÅŸkiler, siyasetçiler, arazi kartelleri ve arazi mafyaları ile karşı karşıyayız. Konut temel hak yerine mala dönüştükçe daha fazla insan yerinden ediliyor. Yolsuzluk artıyor.

Dünyanın her yerinde ekonomilerin çöktüğünü görüyoruz temel sebebi arazideki, gayrimenkullerdeki sınırsız spekülasyon. Bankalar ev sahibi olamayan insanlar için konut teÅŸvikleri veriyor. Yasadışı morgage uygulamalarına sebep oluyor. Muazzam bir ev sahipliÄŸi sapkınlığı yaratılıyor. Ve sanki baÅŸka hiçbir seçenek yokmuÅŸ gibi. Herkes ev satın almalıymış gibi. Konut bir meta deÄŸildir alınıp satılacak bir mal deÄŸildir. Bu durumun yarattığı, sosyal malların özelleÅŸtirilmesidir. Suyun, elektriÄŸin, kanalizasyonun özelleÅŸtirilmesi.” Åžeklinde konuÅŸtu.

BM Ä°nsan Hakları Yüksek komiserliÄŸinden sempozyuma katılan Bahram Ghazi Tahliyelerin hangi ÅŸartlarda yapılabileceÄŸine deÄŸindi. Ghazi: “ Yerinden tahliye hiçbir ÅŸekilde olmamalıdır. Ancak bazı ÅŸartlarda tahliye olabilir. DoÄŸal afetler gibi. Bu yer deÄŸiÅŸtirmelerde öncesinden insanların evleri hazır olmalı. Ä°nsan hakları ön planda olmalı yani hiçbir yol kalmamışsa yer deÄŸiÅŸtirme yapılmalı. Zor kullanma olmamalı. Ve servislere ulaşım, eÄŸitim olanaklarına ulaşım, saÄŸlık olanaklarına ulaşım çok önemli. Yer deÄŸiÅŸtirmelerde en çok kadınlar ve çocuklar olumsuz etkileniyor. Kadınların aynı yerdeki akrabalık iliÅŸkileri kesiliyor yani destekleri kesiliyor.” Dedi.

Sempozyum konuÅŸmacılarından Tarık Åžengül ise konutların hisse senedi olduÄŸunu vurguladı. “ Konutun meta haline geldiÄŸi noktada, konutun yeniden üretim çevriminde insan unsurunun bulunması mümkün deÄŸil. Büyük kentlerin hepsinde çok açık bir konut krizi varken, %50’lere giden konut fazlası da var. Nedir bu konutlar hisse senedidir. Alanın gözünde de çok gidilmeyen bir yer, kasada saklanmıyor da bu senet, kentin bir yerine konuyor hisse senedi orada duruyor. Uzun süre kentleÅŸmenin siyasetini tartıştık. Kentsel gerçekliÄŸi kullanabilecek bir hareket var mı? Yerel seçimler yaklaşırken ÅŸu soruda önemli Kentsel alnın yarattığı çeliÅŸkileri siyaset ne kadar anladı?”

Bülent Batuman, Kuzey Ankara ile örneklendirerek yaptığı sunumda, “ Kentsel dönüşüm merkezi devlet mekanizmasının içerisine entegre edildi. Yerel devletten merkezi devlete taşındı. Kuzey Ankara Kent GiriÅŸi Projesi önemli bir örnek. Kuzey Ankara kentsel dönüşümde rızanın hızla üretildiÄŸi bir yerdi. 1,5 2 yıl içinde insanlara evlerinin verileceÄŸi söylendi. Barışçıl bir yıkım süreci yaÅŸandı. Çok hızlı ilerledi. 7 yıl sonra Ä°nsanların hala taşınamamış olması, bu projenin çalışmadığının bir göstergesi. Ä°fadelerine yer verdi.”

Konut Hakkı Sempozyumu ardından yapılan forum, mücadele tartışmalarıyla noktalandı.


Toplam Görüntülenme : 95268
Kategori Haberleri

Şehir hastaneleri Ankara’nın trafiğini kitleyecek
Mimarlar Odası Ankara Åžubesi BüyükÅŸehir Belediyesi’nin Etlik ve Åžehir Hastanelerine ulaşım için 1 kilometresi yaklaşık 40 milyon dolara mal olan monoray yapılmasına, “ Dünyada kapasitesi ve maliyeti açısından tercih edilmeyen monoray büyük kamu zararına yol açacak. Ankara’nın mal varlığını, birikimlerini, kentsel yaÅŸam ve potansiyellerini alt üst edecek ölü yatırımla bırakın ulaşım sorununu çözmeyi Ankara trafiÄŸi kitlenecek. Bunu yargıya taşıyacağız, kamu kaynaklarımızın rant uÄŸruna heba edilmesine izin vermeyeceÄŸiz” diyerek tepki gösterdi.
12 Temmuz 2017
Ulus’taki yıkım, tarihi silmek için yapılıyor
Mimarlar Odası Ankara Åžubesi , "Ulus Meydanı 1920'lere dönecek baÅŸlıklı" habere iliÅŸkin açıklama yaptı. 
30 Haziran 2017
Ankara Kalesi’ne tarihi eziyet
Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi, bilim, teknik ve sanat tarihinden uzak yaptığı tadilatlar nedeniyle çökme tehlikesi yaÅŸayan tarihi Ankara Kalesi’nin surlarına ÅŸimdi de demir korkuluklar yerleÅŸtirdi.
08 Haziran 2017
Mimarlardan Ankapark’a ateşle yaklaşmayın uyarısı
Ankapark ihalelerini yakından takip eden Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, Ankapark’taki eÄŸlence ve gokart çadırı kaplamaları ile maskotlarda, poliüretan dolgu malzemesiyle yapılan 0,5 mm’lik ve 1 mm kalındığındaki polyester ve strafor (yanıcı madde) kullanıldığını bildirdi. Edindikleri bilgiye göre imalatların büyük bölümünde teknik ÅŸartnameye uyulmadığını da kaydeden Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, “Ankarapark’a ateÅŸle yaklaÅŸmayın. Ankapark büyük bir yangın yeri” uyarısında bulundu
31 Mayıs 2017

<<< <
23 24 25 26 27 28 29 30 31 32
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiÅŸ.
Yorum için giriş yapınız!