DÃœNYADAKÄ° TEHLÄ°KENÄ°N ADI: MONSANTO
GDO’ya Hayır Platformu dünya tohum pazarını da elinde tutan Monsanto ÅŸirketinin faaliyetlerini anlatarak, Monsanto gıdalarının sofralardan uzak tutulması gerektiÄŸini belirtti. Açıklamayı yayınlıyoruz:
“Dünya üzerinde canlı yaÅŸamını ya da ekolojiyi tehdit eden ya da yıkıma uÄŸratan ne kadar tehlikeli ve ölümcül unsur varsa, bunların büyük kısmından tarım, ilaç ve tohum tekelleri sorumludur. Bunlardan biri de Monsanto'dur.
Amerikan menşeli çok uluslu bir şirket olan Monsanto 1901 yılında kurulmuştur.
Ä°lk ticari faaliyeti, 1903’de Coca Cola için üretilen yapay tatlandırıcı olan Sakarin ile baÅŸlamıştır. Sakarin saÄŸlık örgütleri tarafından kanserojen bir madde olarak nitelendirilmektedir.
1920’lerin baÅŸlarında Monsanto, Poliklorlanmış bifeniller (PCB)’in üretimine baÅŸlamıştır. Bundan 50 yıl sonra canlı saÄŸlığına aşırı zararı saptanmış olan bu kimyasal ABD’de 1979’da yasaklanmıştır. ABD’deki PCB üretimini durduran Monsanto diÄŸer ülkelerde bunların üretimine ve dünyayı zehirlemeye devam etmiÅŸtir. Ne zamana kadar? Kalıcı Organik Kirleticilerin tamamen yasaklandığı 2001’deki Stockholm SözleÅŸmesine kadar. Günümüzde halen bazı insanların kan tahlillerinde kansere neden olan bu bileÅŸiÄŸin kalıntılarına rastlanabilmektedir.
Monsanto, 1941’de, gıda ürünlerinin de ambalajı olarak kullanılan sentetik polistiren (polystyrene) üretimine baÅŸlamıştır. Günümüzde strafor olarak adlandırılan maddelerin atıkları Amerikan Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından 1980’de yayınlanan en zararlı atıklar listesinde yer almaktadır.
1943-45 yılları arasında ise Monsanto merkezi araştırma departmanı, radyoaktif plutonyum saflaştırma, üretim ve nükleer silah yapım projesi olan Manhattan Projesinde yer almıştır. Yani dünyada üretilen ve kullanılan atom bombasının yapımında da katkı sahibidir.
1944’de "Ä°nsanlar ve hayvanlar için çok güvenilir" diye reklamları yapılan DDT’nin ilk üreticisi Monsanto’dur. Sıtmayı önlemek için çıkartılan bu zehir, dünyanın hemen hemen her yerinde tarımda böcek öldürücüsü olarak yıllarca kullanılmış, daha sonra çevre ve canlı saÄŸlığına verdiÄŸi zarar nedeniyle 1972’de yasaklanmıştır. Ä°nsan ve hayvanların yaÄŸ dokularında biriken ve kansere neden olan DDT'nin kalıntılarına bugün bile insan ve hayvan kanlarında rastlamak mümkündür.
1945’te Monsanto, tarım ilacı olarak geliÅŸtirdiÄŸi 2,4,5-T isimli ot öldürücünün Dioxin maddesini üretmiÅŸtir. Dioksin; kalp, karaciÄŸer hastalıkları, üreme ve geliÅŸme bozukluklarına yol açan çok toksik bir kimyasal maddedir. Çok küçük miktarlarda bile çevre ve vücutta biriken dioksin, 1997’de Dünya SaÄŸlık Örgütü tarafından kanserojen olarak sınıflandırılmıştır.
Monsanto 1955’de ilk petrol bazlı gübreyi üretmiÅŸtir. 1960’larda baÅŸlayan YeÅŸil Devrim’in önemli girdilerinden olan bu kimyasal gübreler, günümüzde hala tartışma konusu olan toprak mikroorganizmalarının yok ediliÅŸi ve toprağın bir anlamda sterilize olmasında, toprağın fiziksel ve kimyasal yapısının bozulmasında önemli rol oynamaktadırlar.
1960’ların başında Monsanto, Vietnam savaşında ormanların yok edilmesi için Amerikan ordusu tarafından kullanılan Agent Orange denilen zehirin 2 üreticisinden biri olmuÅŸtur. 1965’te baÅŸlayıp 1973’te biten savaÅŸta ABD 75 bin tonun üzerinde Agent Orange kullanmıştır. Ekolojik tahribatın büyüklüğünün yanı sıra bu zehir nedeniyle 400.000 kiÅŸinin öldüğü, yarım milyon çocuÄŸun sakat doÄŸduÄŸu açıklanmıştır.
1970’lerin başında Monsanto'nun Tarım Kimyasalları Bölümü, ot öldürücüler üzerine odaklanarak Glifosat etkin maddeli RoundUp isimli tarım ilacını geliÅŸtirmiÅŸlerdir. Toprağı, yer altı ve yerüstü sularını hatta havayı zehirleyen bu kimyasalın insan ve hayvanlarda kanser baÅŸta olmak üzere, kısırlık ve ölümlü erken doÄŸumlara neden olduÄŸu saptanmıştır. RoundUp Ready, yani ot öldürücülere direnç kazandırılmış GDO'lu tarım ürünleri arttıkça bu kimyasalın kullanımı da katlanarak artmıştır.
Normal ÅŸekerden 200 kat daha tatlı ve kalorisi yüksek olan yapay tatlandırıcı Aspartam 1965’te keÅŸfedilmiÅŸ, fakat bunu üreten ÅŸirket Aspartamın canlı saÄŸlığı üzerindeki olumsuz etkileri savıyla yaygın kullanımını saÄŸlayamamıştır. ÇeÅŸitli oyunlar ile ancak 1983’te onay alan ürüne 1985’te Monsanto sahip olur ve NutraSweet ÅŸirketi ve ticari ismiyle ÅŸekerli tüm ürünlerde kullanılmaya baÅŸlanır. Aspartamın insan vücuduna girince hem bir kanserojene, hem sinir sistemi üzerinde zararlı etkileri olan bir zehire, hem de sinir hücrelerini öldüren toksik maddeye dönüştüğü yönünde bilimsel araÅŸtırma sonuçları vardır. Monsanto, 2000 yılında NutraSweet ÅŸirketini satmıştır.
Sığır büyüme hormonu olarak adlandırılan rBGH hormonu yine Monsanto tarafından geliÅŸtirilmiÅŸ bir biyoteknoloji ürünüdür. Sığırlarda süt verimini arttırmak için üretilen bu yapay hormonun onayı, 1993’te 30 fare ile 90 günlük bir araÅŸtırmanın sonucuna göre alınmıştır. Posilac ticari ismiyle satılan bu hormonun potansiyel bir kanser zararlısı olduÄŸu, 1998’de bazı bilim insanlarınca kanıtlanmıştır. Posilac hayvanların saÄŸlığını bozduÄŸu gibi, elde edilen süt de insanlarda meme, ilik ve prostat kanserine yol açabildiÄŸi için Kanada, Avustralya, Japonya ve Avrupa BirliÄŸi de dahil olmak üzere 27 ülkede yasaklanmıştır. Monsanto, Posilac’ı 2008 yılında baÅŸka bir ÅŸirkete satmıştır.
Kirletici ve zehirli ürünlerini "Güvenilir ürünler" iddiası ile pazarlayan Monsanto, bu kez de 1996’da tarımsal biyoteknoloji ile yarattığı GDO’lu soya ve pamuÄŸunu dünyaya tanıtmıştır. Bu ürünleri GDO'lu mısır ve kanola takip etmiÅŸtir. Her zaman söylediÄŸi gibi bu ürünler de yine "güvenilir" ve "GDO'suz ürünler ile aynı besin deÄŸerlerine sahip saÄŸlıklı ürünlerdir; hem ekoloji hem de saÄŸlık açısından yıkım yaratan tarım kimyasallarının kullanımını azaltacaklardır”. Yaklaşık 110 yıldır ürettiÄŸi ürünler için söylediÄŸi gerçek dışı beyanlarını bu sefer de GDO'lu ürünler için tekrarlamaktadır. GDOlu ürünler nedeniyle bugün tarım kimyasalı, özellikle de herbisit (ot öldürücü) kullanımı azalmamış, denilenin aksine katlanarak artmıştır. Toprak, yer altı ve yer üstü suları, hava, insan, hayvan ve böcekler bu tarım kimyasalları ile kirlenmekte, zehirlenmektedir. Bağımsız kurumlar ve üniversiteler tarafından yapılan bilimsel araÅŸtırmalar, GDO'lu ürünlerin canlılar için ölümcül riskler taşıdığını ispat etmiÅŸtir.
Tarım ilacı pazarı 2011 yılında % 15 oranında artış göstererek 44 milyar dolara ulaÅŸmıştır. Monsanto yaklaşık 3,2 milyar dolarlık cirosu ile pazarın %7,4’üne hakimdir. Pazarın %95’ini elinde tutan 10 çokuluslu ÅŸirket içerisinde Monsanto, dünya sıralamasında 5. sırada gelmektedir.
Küresel tohum pazarında ise Monsanto tartışmasız lider pozisyonundadır. Çokuluslu 10 ÅŸirket yaklaşık 26 milyar dolarlık ciro ile küresel tohum pazarının %75’ine hakimdir. Yaklaşık 35 milyar dolar ciroya ulaÅŸan küresel tohum pazarında Monsanto 9 milyar dolarlık cirosu ile küresel tohum pazarın % 26’sını elinde tutmaktadır. Aynı zamanda Monsanto, dünyada GDO'lu tohum pazarının da yaklaşık % 90'ına hükmetmektedir.
Monsanto ürünlerinin canlı saÄŸlığı üzerine yaÅŸamsal risklerinin, patentler ve biyolojik çeÅŸitlilik de dahil olmak üzere her türlü ekolojik tehdidin dünya genelinde tartışıldığı günümüzde, dünya halkları Monsanto'ya karşı bir mücadele baÅŸlatmışlardır. Ãœlkemizde de Monsanto ve onun gibi tarım ilacı, tohum ve tarım ürünlerini üreten ve satan çok uluslu ÅŸirketlere dur demek için bir araya gelen bizler tarlalarımızı ve sofralarımızı bu ÅŸirketlerin GDO'lu tohum ve gıdalarına terk etmeyeceÄŸimizi bir kez daha beyan ediyoruz.”
GDO'ya Hayır Platformu
Toplam Görüntülenme : 94332