GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Ankara’nın kültürel varlığı ve potansiyeli tahrip ediliyor
Ankara’nın kültürel varlığı ve potansiyeli tahrip ediliyor Sincan’daki Kedikayası Höyüğü’nün SİT derecesi düşürüldü TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Sincan Temelli Mahallesi’nde ve 1. Derece arkeolojik SİT alan içinde bulunan Kedikayası Höyüğü’nün, Ankara 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından bir bölümünün SİT derecesinin üçüncü dereceye düşürdüğünü bildirdi. Karara “Ankara’nın bütün kültürel varlığı ve potansiyeli tahrip ediliyor. Birinci derece arkeolojik SİT alanı derecesi düşürelerek yapılaşmaya açılacak” diyerek tepki gösteren Mimarlar Odası Ankara Şubesi, kararı yargıya taşıyacağını söyledi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, düzenlediği basın toplantısında 1. Derece arkeolojik SİT alanı olan Kedikayası Höyüğü’nün SİT derecesinin düşürülmesi kararına ve Nevşehir Belediye Başkanı’ın kentsel dönüşüm adı altında kültürel kıyım yapmaya devam etmesine tepki gösterdi. Birinci derece arkeolojik SİT alanı yapılaşmaya açılacak TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, koruma kurulunun Kedikayası Höyüğü’nün SİT derecesi düşürme kararıyla birlikte Arkeolojik SİT alanının yapılaşma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını bildirerek, şunları söyledi: “Sincan Temelli bölgesinde bulunan, Galatlar Dönemi’nden kalan ve 1994 yılında 1. Derece arkeolojik SİT alanı olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınan Kedikayası Höyüğü’nün, son yapılan değerlendirmelerle birlikte koordinatların belirlenmesi sürecinde, birinci derece ve üçüncü derece arasında arkeolojik SİT sınırları değiştirilmiştir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Birinci derece arkeolojik SİT alanı olarak tescillenmiş bu höyüğün bazı alanlarının üçüncü dereceye düşürülmesi demek yapılaşmaya açılması demektir. Kültür bakanlığı ve koruma kurulu kültür varlıklarımızı korumakla yükümlü ve gelecek kuşaklara aktarmak yükümlüdür. Ancak Ankara 1 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ile birlikte ileride yapılaşmaya açılacak bir sürecin önünün açmış durumdalar. Konuyu yakından takibe ediyoruz. Kedikayası Höyüğü ile ilgili Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı karar süreçlerini de takip edeceğiz.” Yargıya taşıyacağız Cumhuriyet tarihinde kendi kültürlerine bu kadar yabancı bir kültür bakanlığının ve hükümetin olmadığını belirten Candan, “Koruma kurulu kararını hangi alanların üçüncü dereceye dönüştürüldüğünü sorarak yargıya taşıyacağız. Yumurtatepe höyüğü de aynı şekilde yapılaşmaya açılmayla karşı karşıya. Geçen hafta gündeme taşıdığımız, Gölbaşı Dikilitaş Mahallesi’nde ortaya çıkan ve 1. derece Arkeolojik SİT alanı ilan edilen yer altı şehrinin SİT derecesinin değiştirilme kararı da vahim bir karardır. Ankara’nın kültürel varlığı ve potansiyeli tahrip ediliyor.” dedi. Candan, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Mimarlar Odası Ankara Şubesi sınırları içinde olan Nevşehir’de belediye başkanını kentsel dönüşüme devam etme kararına da tepki gösterdi. Nevşehir’de son kalan tarihi mekanlarda yok edilecek Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla birlikte Nevşehir’deki bütün tarihi ve kültürel varlıkları yok edilmişti. Özellikle bunu Nevşehir Kalesi süreci içinde yaşamıştık. Temizleme adı altında bölgedeki bütün tescilli ve tescile değer görülen bütün varlıkları yıktılar ve yok ettiler. Şimdi yerel bir gazetede verdiği demeçte Belediye Başkanı tekrar kentsel dönüşüme devam edeceklerini ifade ediyor. Nevşehir’de kalmış son tarihi mekanlar Karasoku ve Herikli Mahallesi kentsel dönüşüm yapılması durumunda yüzlerce tescile değer yapı ortadan kaldırılacaktır. Bu konuda Kültür Bakanlığını defalarca kez uyardık. Nevşehir Belediyesi’nin bu kültür kıyımına yönelik hareketlerini teftiş kuruluna kadar taşımıştık ve bu konuda çalışmalar başlatıldığını kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu açıdan baktığımızda Karasoku ve Herikli Mahallesi’nde sadece tescile değer yapılarla birlikte Cumhuriyet döneminin ilk yapıları da modern yapıları da bu alanda bulunmakta.” Kültür kıyımından vazgeçin Nevşehir Belediyesi’ni ve Kültür Bakanlığı’nı bu kültür kıyımına yönelik hareketlerinden vazgeçmesi için uyaran Candan, şunları kaydetti: “Nevşehir’de yakın takibimizde. Hiç kimse bu ülkenin gelecek kuşaklara ve dünyaya ait olan bir kültür mirasını ve kültür varlığını, belediye başkanının bir kültür soykırımı sürecinin bir parçası haline getiremez. Bu konuda hem Nevşehir’i hem Kapadokya’yı hem de kentsel dönüm yapılacak alanları takip ediyoruz. Hem Sincan hem Nevşehir, hemde Gölbaşı örneğinde gördüğümüz kültür mirasına ilişkin bu kültür kıyımının arkasında kendi tarihini ve geçmişini sahiplenmeyen kendi tarihsel sürecine sahip çıkmayan bir bakış açısı vardır. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak kültürel varlığın korunmasında ve gelecek kuşaklara aktarılmasında her türlü sorumluluğu alarak mücadeleye devam edeceğimizi, yargı süreçleriyle birlikte bu tür kültürel mirası tahrip eden kişilere yönelikte soruşturma teftiş kurulana başvurular dahil her türlü işlemi yapacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.” Ankara’nın değerlerini yok ediyorlar Candan, Ankara’nın kültürel ve tarihi potansiyelinin değerlendirmesine ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı: “Ankara’nın çok ciddi bir tarihsel potansiyeli var. Galatlar, Persler, Romalılar, Osmanlılar, Selçuklular, Lidyalılar, Frigler ve Cumhuriyet’e kadar uzanan çok katmanlı, çok kültürlüdür.Dolayısıyla buradaki bütün kültürel varlıkların açığa çıkarılması Başkent’i başka bir şehir haline getirebilir. Ankara’nın üstü kadar altı da değerlidir. Ankara’nın hem altını hem üstünü değerlendirebilecek bir yönetim ve bakış açısına ihtiyaç var. Maalesef yöneticiler bundan yoksun olduğu için bu değerleri açığa çıkarmak yerine bu değerleri yok ederek başka hayallerin peşine düşüyor. Bu da ellerinde patlıyor. Ankapark örneğinde olduğu gibi, kültürel varlığı tahrip ederek yasadışı şekilde inşa edilen Ankapark’ın turizm potansiyelini artırmayacağını söylemiştik. Maliyeti çok yüksek noktaya geldiği için şimdide Katarlılara işletmesini vermek için görüşme yapıyor. Bu görüşmelerin hepsi yasadışı. Cumhuriyet dönemi ve Ankara’nın kültürel mirasının potansiyelinin açığa çıkartılması, Ankara’yı çekim merkezi haline getirebilir. Gökçek’in bilimden yana bir bakış açısı olmadığı için ondan böyle bir şey beklenemez. Roma Tiyatrosu’na beton döktüler. Hacı Bayram’da çıkan Roma kalıntılarını betonla kapattılar. Ankara’nın en büyük talihsizliği, Melih Gökçek gibi Başkent’in potansiyelini bilmeyen insanlar tarafından yönetilmesidir. Bunu Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı’nda açtığımız davada gördük. Bilirkişiler ve yargı, planı iptali kararında , Ulus planın kültüründen ve tarihinden bir haber yapıldığını söyleyerek bizi haklı çıkardı. ” Toplam Görüntülenme : 61204 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|