GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Asbestli Havagazı Fabrikası yargıya taşındı
Asbestli Havagazı Fabrikası yargıya taşındı Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası, asbestli Havagazı Fabrikası’nın acilen karantinaya alınması ve yıkımın durdurulması için yürütmeyi durdurma istemiyle Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası, Ankara’da ciddi halk sağlığı sorunu oluşturan asbestli Havagazı Fabrikası’nın yıkım işleminin durdurulması için, yürütmeyi durdurma istemiyle Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Ankara’daki Havagazı Fabrikası alanında yaptırılan asbest yüzey ölçümlerine ilişkin rapor, ilgili görseller ve haberler de mahkemeye sunuldu. Mahkeme önünde yapılan basın açıklamasına, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya, Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mine Önal TTB İşçi Sağlığı Kol Başkanı Dr. Sedat Abbasoğlu ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi Üyesi Adnan Zeytinci katıldı. Acilen karantinaya alınmalı Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, bugüne kadar yaşanan süreci anlatarak, şunları söyledi: “Korunması gereken endüstri mirası Havagazı Fabrikası davalar devam ederken Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 25 Şubat’ta yıkımına başlandı. Yapının asbestli olması nedeniyle, yıkılması sırasında koruyucu önlemler alınması gerekiyordu. Koruyucu önlemler alınmadığı için asbest her yere yayıldı. Havagazı Fabrikası alanında yıkıma başlandı. Firmaya yaptırdığımız asbest yüzey ölçümleri sonucunda belli noktalarda yüzde 15 ila yüzde 40 arasında asbest türünün en tehlikesi olan amphibole tespit edildi. Bu nedenle yürütmeyi durdurma kararı için mahkemeye başvurduk. Aynı zamanda Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne de numunelerin bir örnekleri gitti. Onların da yakında çıkacak. Bölge acilen karantinaya alınmalı ve oradaki bütün işlemler durdurulmalıdır. Kapalı alandaki hava ölçümleri de yayınlanarak, Sağlık Bakanlığı’nın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,Çevre Bakanlığı’nın sürece müdahale etmesi gerekiyor. Bizim görevimiz halkı bilgilendirmek, devlet duruma müdahale etmeli.” Candan, kendisine “Ankara Valiliği’nin konuya dair haberimiz yok” açıklamasının sorulması üzerine ise, “Ankara Valiliği’nin haberinin olmaması mümkün değil. BİMER’e başvurduk. ve BİMER dilekçemizi valiliğe sevk etmiş” dedi. Bakanlıklar neden görevini yapmıyor? Candan şöyle devam etti: “2013 yılında asbestle çalışmalarda sağlık ve güvenlik önlemleri hakkında yönetmelik yayınlayan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı sorumlu tutan yönetmeliğin uygulayıcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü, sorumluluklarını neden yerine getirmiyor. Öte yandan burada Sağlık Bakanlığı’nın, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Ankara Valiliği’nin ve Emniyet Müdürlüğü’nün sorumluluğu var. Zaten bizim yaptığımız ölçümleri onların yapması gerekiyordu. Asbest taşıyan araçları onlar takip etmeliydi. Halkı onlar bilgilendirmeliydi. Devlet görevini yapmadığı için kurumlar bu görevi yapmaya çalışıyor.” Alınması gereken önlemler Candan, alınması gereken koruyucu önlemlere ilişkin ise şu bilgileri verdi: “Binanın iki katı boyunda karantinaya alınması gerekiyor. Hem yıkanların hem de çevredeki vatandaşların uyarılması gerekiyor. Yurtdışında bölge karantinaya alınıyor, bölgeye giriş çıkışlar trafik saatleri belirleniyor. Yıkan araçlarında bu asbesti tekerlekleriyle taşıması gibi bir durum var. Bütün bu önlemler alınması gerekiyor. Bu tür yapıları yıkmak , korumaktan daha fazla zarar veriyor. İstanbulda’ki elektrik santrali bir müze şu anda. Bunu yapmak gerekirken, yıkarak asbestin uçuşmasına neden oluyorsunuz. Önlem almayarak halkın sağlığını tehdit ediyorsunuz. Uzmanların söylediğine göre kıyafetler bir günlük oluyormuş yıkan uzmanların günde 3 kere banyo yapması gerekiyormuş. Kontamine demirler sökülüyormuş, o demirlerin naylona sarılıp götürülmesi bu işin çözümü değil. Burada asbest yönetmeliğinin dışında bir yıkım gerçekleştiriliyor. Asbest yayılıyor bilimsel olarak anlatmak yerine toplumu saflaştırmaya çalışıyor. Kurumlarda buna tavır koymuyor. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in söylediği gibi Çernobil vakası ile karşı karşıyayız.” Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut ise “Ankara’da bu eski binalardan birkaç tane var. Bu daha önce bilinmesine ve mahkeme karaları da olmasına rağmen bizim duyarlılığımıza rağmen 25 Şubat’ta yıkım başladı. Bu çevrede işyerleri, Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Türk Tabipler Birilği ve iki okul bulunuyor. Yıkım 13 bin lira gibi komik bir rakamla yapılıyor. Bu rakamla önlem alma gibi bir ihtimali yok. Bu kamyonlar İzmit’e gidiyor ve yol güzergahındaki yerleşkeler tehdit altında. Hafriyat nereye dökülüyor? O bölgedeki insanlarında bilgilendirilmesi lazım. Biz de yıkımı durdurmak için hukuka başvuruyoruz” dedi. Belediye kasten suç işliyor CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’de tepkisini şöyle dile getirdi: “350 ton asbestin olduğu bir binaya belediye dört gündür greyderle giriyor. Yönetmelikler ve kanunlar çiğnenerek asbestli binaların sökümü için uyulması gereken kurallara uyulmayarak şehrin ortasında çevreye ve insan sağlığına karşı bir suç işleniyor. Belediye bugüne kadar kamuoyunu da bizi de tatmin edecek bir açıklama yapmadı. Bugüne kadar ciddiyetsiz davrandı. Yapılacak olan ve yapılmış olan ölçümlerin ciddi akredite laboratuvarlarda yapılmış olması Ankara ve Türkiye kamuoyunu bilgilendirilmiş olması gerekirdi. Bugün kadar bunların hiçbir yapılmadı son derece ciddiyetsiz yaklaşılıyor. Asbestin nasıl bir ölüm tehlikesi saçtığını biliyorlar. Bilmelerine rağmen bunu yapıyorlar. Bunu kasten gözü dönmüş biçimde yapmalarının sebepleri de buradaki rant. Bu alana bir an önce kavuşmak istiyor. Bütün Ankara’nın hayatını tehlike atıyor. Bunun durdurulması ve çevreye daha fazla zarar verilmemesi için ortak bir mücadele yürütüyoruz ve yürütmeye devam edeceğiz” Emir, konuya ilişkin olarak İçişleri Bakanlığı’na verdiği soru önergesine Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden yanıt geldiğini belirterek şunları söyledi: “Belediye yanıtında ‘Biz burayı sökerken yönetmeliğe uyacağız. Negatif basınçlı hepa filitreli araçlar kullanacağız. Özel tesisatlar kullanacağız, brandalar gereceğiz. Karantina bölümleri oluşturacağız’ diyor. Yani belediye nasıl sökülmesi gerektiğini çok iyi biliyor. Ben bu nedenle kasten suç işliyor” Herkes risk altında Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mine Önal, ise asbestin sadece maruz kalan insanlar için değil onların aileleri içinde risk oluşturduğunu belirterek, “İnsanlar giysilerin üzerindeki asbest liflerini, ortamlarına taşıyorlar. Orada çalışan işçiler ve çevresindeki okulun öğrencileri ve onların aileleri de risk altında. Maruziyetin oranına ve süresine bağlı olarak 30 yıl sonra çok ciddi akciğer hastalıkları ile karşılaşacağız. O yüzden bölge acilen karantinaya alınmalı ve bu yıkım durdurulmalı. Asbest sonuçları çok kötü, bu insanlar 15,20 yıl akciğer kanseri ve akciğer zarı kanseri endişesi ile yaşayacak” uyarısında bulundu. TTB İşçi Sağlığı Kol Başkanı Dr. Sedat Abbasoğlu ise, “Asbest tehlikeli bir madde. Tehlikeli atık yönetmeliğinde bu söküm ve bertaraf işleminin nasıl yapılacağı çok açık belirtiliyor. Hem işçilerin hem halkın sağlığı tehlikede” dedi. Toplam Görüntülenme : 62737 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|