GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Havagazı Fabrikası yıkımının altından kazanılan tescil davası çıktı

Havagazı Fabrikası yıkımının altından kazanılan tescil davası çıktı

Büyükşehir Belediyesi tarafından  350 ton asbestli Havagazı Fabrikası’nın alelacele yıkımının altından kazanılan tescil davası çıktı.  Mimarların 2006 yılında Havagazı yerleşkesine açtığı dava 11 yıl sonra sonuçlandı. Havagazı Fabrikası ve yerleşkesi  artık Tescilli kültür varlığı

350 ton asbestli malzeme bulunan havagazı fabrikasına önlem almadan yıkım başlatarak halkın sağlığını tehdit eden Büyükşehir Belediyesi ile ilgili gerçekler su yüzüne çıkıyor.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin 2006 yılında Havagazı yerleşkesinin tescilinin kaldırılmasına ilişkin açtığı tescil davası 11 yıl sonra sonuçlandı. Dava Daireleri Genel Kurulu’na giden davada ısrarla yürütülen hukuksal mücadele sonucu,  Ankara 2. İdare Mahkemesi 15.02 2017 tarihinde verdiği kararla, Cumhuriyet döneminin  kültür mirası ve sanayi arkeolojisi olarak korunması gereken Havagazı Fabrikası yerleşkesinin tescilinin kaldırılması kararını iptal etti.

Konuyla İlgili açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan  “Gökçek ‘in neden hızlıca yıkım yaptığı ortaya çıktı, rant projelerini rafa kaldıran bu kararla birlikte, binaları hızlıca yıkarak bir oldu bitti süreci yaşatılması çok büyük muhtemel olarak karşımızda” dedi.

 Candan şöyle devam etti:

“2006 yılında açtığımız dava, 15 Şubat 2017’de sonuçlanmış ve Havagazı Fabrikası ile yerleşkesinin tescilini kaldıran karar iptal edilmiştir. Bu karar bize 21 Mart tarihinde tebliğ edilmiştir. Ancak mahkeme kararını verdikten 10 gün sonra, 25 Şubat’ta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in 350 ton asbestli malzeme olduğu bilinen Havagazı yerleşkesini hiçbir önlem almadan, halkın sağlığını tehdit eder şekilde yıkıma başlamasının nedeni ortaya çıktı. Yangından mal kaçırırcasına, mahkeme kararına göre hiçbir şey yapamayacağı Havagazı Yerleşkesinde, 4 ve 2.5 emsalli plan değişiklikleri ve rant projeleri de rafa kalkmış olacaktı.  Havagazı Yerleşkesi’nin her bir metrekaresinin tescilli olduğuna ilişkin kararın bizden önce öğrenildiği ortada. Gerçekten kaçacak yerleri kalmadı. Tescili kültür varlığını yıkmaya teşebbüs etmek ve halkın sağlığını hiçe saymak neymiş hukuk önünde hesap verecekler. Havagazı Fabrikası yerleşkesinin her bir metrekaresi ve yapıları Cumhuriyet dönemi sanayi arkeolojisi olarak tescillenmiştir. Büyükşehir Belediyesi oradan geçerken bile artık izin almak durumundadır. ”

Havagazı yerleşkesinde, Santral Ankara Projesi çekim merkezi yaratır

 Candan, Ankara 2. İdare Mahkemesi, 26 Mayıs 2006 tarihinde hukuksuz bir şekilde tescili kaldırılan, 350 ton asbestli malzeme olduğu bilindiği halde Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından halkın sağlığı hiçe sayılarak yıkım yapılan, kültür mirası ve sanayi arkeolojisi olan Havagazı Fabrikası’nın tescilinin kaldırılmasına ilişkin dava konusu işlemi oy birliğiyle iptal edilmesinin arkasından yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

“Öncelikle halk sağlığını tehdit eder boyuta geldiği için 25 Şubat’ta usulsüz bir şekilde bir bölümü yıkılan 350 ton asbestli malzeme bulunan yapı acilen karantinaya alınmalıdır. Yapı asbest yönetmeliğine göre asbestten arındırılmalıdır. Tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Havagazı yerleşkesi korunarak bir enerji müzesi bilgi merkezi ve kültür merkezine dönüştürülmelidir. Santral İstanbul gibi bir bilim ve kültür yerleşkesi Havagazı yerleşkesinde neden olmasın? Ankara’da kent merkezinde ve garın bulunduğu bölgede gerçekleştirilecek olacak bir Santral Ankara projesi, Başkent’in yeni çekim merkezi haline gelebilir.

Kamu yararı adına sevindirici

 Candan, şunları kaydetti:

“Ankara 2.İdare Mahkemesi,  15 Şubat 2017 tarihinde dava konusu işlemin iptaline karar verdi. Kararda ‘Tescil kaydının kaldırılmaması yolundaki bilirkişi raporları doğrultusunda kesinleşmiş yargı kararı bulunmamasına karşın, Koruma Kurulu’nca tescil kayıtlarının kaldırılması yolunda işlem tesis edilmiş ise de, fabrikanın Cumhuriyet döneminin teknolojisini yansıtan yapı niteliğini koruduğunun anlaşıldığı, öte yandan bilirkişi raporunda, tehlike arz ettiği yolunda tespit ve onarma yoluyla tehlikenin giderilmesinin olanaklı olmadığı yolunda bir saptamanın bulunmadığı göz önüne alındığında, dava konusu işlemin iptaline 15 Şubat 2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi’ ifadelerine yer verilerek, tescilin kaldırılmasına ilişkin işlemin yanlışlığı, bir kez daha gözler önüne serildi. Bu karar kamu yararı adına sevindiricidir.”


Toplam Görüntülenme : 63221
Kategori Haberleri

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!