GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Mimarlar Gökçek dönemi AnKara Rapor’u kamuoyuna sundu
Mimarlar Gökçek dönemi AnKara Rapor’u kamuoyuna sundu Bu Kara Rapor’la Gökçek’in yargı önüne çıkarılmasının kampanyası baÅŸlatıldı Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Melih Gökçek'in 23,5 yıllık baÅŸkanlık döneminin BaÅŸkent’e verdiÄŸi hasarı anlatan AnKara Rapor’u ve 1994-2017 Türkiye ve kent gündemini konu alan zaman çizelgesini Gökçek’in istifasının kırkında kamuoyuna tanıttı. Kitabın Ankara’nın kara bir dönemini anlattığını vurgulayan Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, “Bu rapor Ankara kentine ihanetin belgesidir. Biz bu yayınla Melih Gökçek’in yargı önüne çıkarılması için kampanya sürecini baÅŸlatıyoruz. Kara Rapor’u Ankara BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Mustafa Tuna’ya ve muhalefet partilerinin genel baÅŸkanlarına, sivil toplum örgütlerine elden götüreceÄŸiz, Ankara’ya ihaneti ve yargılanma sürecinin kampanyasını anlatacağız” dedi Melih Gökçek'in istifa ettirilmesinin ardından, 1994-2017 tarihlerini kapsayan hasar tespit raporu hazırlayan Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, raporu düzenlediÄŸi basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaÅŸtı. Hasar Tespiti Raporu nam-ı diÄŸer Ankara Rapor ya da Kara Rapor (ANKARAPOR) ve 1994-2017 ülke gündemi ve kent gündemini içerisine alan zaman çizelgesinin (timeline) basın tanıtımı yapıldı. Düzenlenen basın toplantısına Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan, Mimarlar Odası Ankara Åžube Sekreteri Namık Kemal Kaya, Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Yönetim Kurulu Ãœyesi Muteber OsmanpaÅŸaoÄŸlu, Mimarlar Odası Ankara Åžube 42. Dönem Åžube BaÅŸkanı Ali Hakkan, Mimarlar Odası Ankara Åžubesi 1998 yılı Sekreter Ãœyesi Vedat AÄŸca, Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Kent Ä°zleme Merkezi Danışma Kurulu Ãœyesi, Ankara Ãœniversitesi Eski Rektörü Cemal TaluÄŸ, ODTÃœ Mimarlık Bölümü Öğretim Ãœyesi Prof. Dr. Aydan Balamir. Prof.Dr. Aziz Konukman, Prof.Dr. Aykut Çoban, Prof. Dr. Funda Cantek, Güven Dinçer, BaÅŸkent Dayanışması BileÅŸenleri adına GüneÅŸ ÇakmakoÄŸlu ve Mükremin Barut, Ufuk EroÄŸlu, Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Avukatları Gökçe Bolat ile RevÅŸan Deniz ÇobanoÄŸlu, Kent Ä°zleme Merkezi Sekreteryası’ndan Redife Kolçak, Halkevleri, 2 Temmuz Pir Sultan Abdal Vakfı ve DKÖ’ler Platformu temsilcileri, katıldı. Gökçek Ankara’ya çok büyük zararlar verdi Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan, ÅŸunları söyledi: “Bugün Gökçek’in gidiÅŸinin 40. Günü. 40 gündür hazırlanan bu hasar tespiti Ankara’nın Kara Raporu olarak tarihe geçecek. Bu rapor, Melih Gökçek ‘in 28 Ekim 2017’de istifa ettirildikten sonra yaptıklarının unutturulmayacağı ve yargılanana kadar mücadelenin devam edeceÄŸi bir sürecin baÅŸlatılmasının adımıdır. Gökçek Ankara’ya çok büyük hasarlar verdi. Bu kitabın her bir satırını yazarken gençliÄŸimize mal olan bu süreci bir kez daha hissettik. Zaman çizelgesi hazırlarken, yaralarımız açıldı, sızılarımız gözlerimize vurdu. Bazen editörler olarak, gözyaÅŸlarımızı tutamadığımız anlar oldu. Melih Gökçek’in yargı önüne çıkarılması için istifasının 40. gününde bir start veriyoruz ve kampanya sürecine baÅŸlayacağız. Bu yayını bütün sivil toplum örgütlerine elden götüreceÄŸiz. Muhalefet partilerinin genel baÅŸkanlarına ve Mustafa Tuna’ya elden götürmeyi planlıyoruz. Ankara’nın hasarlarının, dinozorla, laleyi kaldırarak olmayacağını biliyoruz. Bütün bunları yapanların yargılanmasına kadar giden süreçte, ÅŸu an itibariyle Mustafa Tuna’nın da sorumluluÄŸu var. SoruÅŸturma açtıracak mı? Açtırmayacak mı? Hesap soracak mı? Sormayacak mı? Bunun da tarihe not düşülmesi gerekiyor. Cumhuriyet döneminin neredeyse 4’te birine tekabül eden bir sürece iÅŸaret eden Gökçek dönemi Kara Rapor’la anılacak. GeldiÄŸi günden itibaren gittiÄŸi güne kadar da sürekli bir baÅŸkent kimliÄŸini ortadan kaldırmaya çalışan bir süreçle karşı karşıya kalmışız. GittiÄŸi günün hemen arkasında baÅŸkente karşı suç iÅŸlediÄŸi için suç duyurusunda bulunduk. Cumhuriyet döneminden bize hatıra olarak bırakılan alanlarda ve mekanlarda yürüttüğü tahribatlar yüzünden BaÅŸkent’e karşı suç iÅŸlemiÅŸtir. 81 ili ve 80 milyonu temsil eden bir kente karşı yaptığı tahribatlar aynı zamanda anayasal bir suç oluÅŸturmaktadır. BaÅŸkent Ankara, Anayasanın deÄŸiÅŸmesi ve deÄŸiÅŸtirilmesi teklif edilemez maddeleri arasındadır. Böylesine temsiliyeti güçlü bir kent her ildeki gibi bir yasa ve belediye baÅŸkanına verilen yetkiyle deÄŸiÅŸtirilemez yönetilemez.” Candan, şöyle devam etti: “Bu Kara Rapor 3 bölümden oluÅŸuyor. Birinci bölümde 1994’ten 2017 yılına kadar Mimarlar Odası Ankara ÅŸubesinde yöneticilik yapmış arkadaÅŸlarımızın deÄŸerlendirmesi var. 2.Bölümde kent mücadelesinde oluÅŸturduÄŸumuz Kent Ä°zleme Merkezinde görev alan, bize bilimsel olarak yol göstermiÅŸ hocalarımızın yazıları var. 3.Bölüm ise 13 baÅŸlıktan oluÅŸuyor. Planlama Süreçleri, Kentsel dönüşüm, Altyapı, Ulaşım, DoÄŸal ve Kültürel Varlıklar-Tarihi yapılar, Kent EstetiÄŸi ve KimliÄŸi, YeÅŸil Alanlar, Kentsel YaÅŸam, Halk SaÄŸlığı, Kent Yönetimi, Kent ekonomisi, Ä°sraf ve Savurganlık, Hukuksal Süreçler baÅŸlıklarında Ankara’nın 23.5 yıllık hasarı konu ediliyor. Eksik bıraktıysak, hata yaptıysak affola, 40 gün içinde biz bu iÅŸi hasarsız çıkarttık. Mekansal düzenlemelerle neoliberal politikalar ile Siyasal Ä°slamcı bakış açısının kentsel yaÅŸamı nasıl dizayn ettiÄŸi, gerçekte yaÅŸam tarzlarımızı nasıl dönüştürmeye çalıştığı ortaya çıkıyor. Gökçek dönemine iliÅŸkin Ankara’yı savunma hattında açtığımız 668 davanın özeti de bu Kara Raporun cd ekinde okuyuculara iletilecek. Kara Rapor’un ekinde 1994-2017 arası Türkiye gündemi ve Kent gündemi ve Ankara’ya karşı iÅŸlenen suçlarını gösteren bir hasar tespiti zaman çizelgesi hazırlandı. Ä°yi bir kaynak olmasını ve araÅŸtırmacılara yol gösterici olmasını çok önemsedik. Bu rapor yüksek lisans doktora tezlerine kaynaklık edecek bir kitap, Ä°lerde yazılacak iddianameye ve bilirkiÅŸilerin baÅŸvuracağı delil, Ankara için diÅŸleri olan adayların yanından ayırmayacağı bir baÅŸvuru yayını olacak. Yazıları gazete küpürleriyle desteklemeyi çok önemsedik. 40 bin gazete küpürü taradık, 3 bin küpür seçtik ve onların büyük bir bölümünü kullandık. Yayınlanmasa da ortaya çok büyük bir arÅŸiv çıkartıldı. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi ilerde bu gazete küpü arÅŸivini de kamuoyuna açık hale getirecek’’ Zaman üzerinden deÄŸerlendirmeler yapan Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan, bu zaman çizelgesinin önemli bir hatırlatma olacağı ve herkesin yararlanacağı bir kaynak olacağını ifade ederek 23,5 yıllık Ankara’nın kara dönemine, üst ölçekten ve bütüncül bakılmasının da hedeflendiÄŸini belirtti. Bir kent sevilmeden yönetilemez Candan, ÅŸunları kaydetti: Bugüne kadar Ankara hep parçacıl bir bakış açısıyla belli noktalardan çekilerek, öfkeyle rövanÅŸ alma yaklaşıma ile yönetilmeye çalışıldı. Oysa bir kent sevilmeden yönetilemez. Gökçek Türkiye’de yaÅŸana bir siyasi kriz sürecinde yönetime geliyor. Bir kriz döneminde geldi ve gelir gelmez ilk yaptığı ÅŸey sanatın içine tükürmek oldu. Bizim kentsel yaÅŸamamıza müdahale edeceÄŸinin ilk ipucunu burada verdi. Siyasal Ä°slamın modern yaÅŸantımızı nasıl altüst edeceÄŸinin ilk adımları idi bunlar. Kültür Bakanlığı hemen 29 heykeli korumaya aldı. Sonra personelle ilgili çok ciddi sürgünler baÅŸladı. Siyasal Ä°slam bakış açısı geldiÄŸinde emekçileri nasıl tarumar edeceÄŸinin adımlarıydı. Ä°nsanlarını iÅŸten attı, teknik elemanlara araç saydırdı, daÄŸ baÅŸlarına sürgün etti. Ä°lk yaptığı ÅŸey Güvenpark’a Batıkent’e cami önerisi oldu. Köprülü kavÅŸakları gündeme getirdi. Meslek odaları ile birden kavgalı duruma düştü, meslek odalarının denetim süreçlerini kaldırdı. Sonrasında Hitit güneÅŸi üzerinden taşınması için bir gündem oluÅŸturdu. Gelir gelmez SaraçoÄŸlu Mahallesi’nde Kumrular Sokaktaki bütün aÄŸaçları kesmeye kalktı. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi ve Çankaya Belediyesi iÅŸbirliÄŸinde SaraçoÄŸlu’ndaki aÄŸaçlar ve yapılar tescil edildi. Bugün hep gündem haline gelen konuların temelini 1994 yılında attı. Yani bugün yaÅŸadığımız tahribat çok planlı ve taammüden gerçekleÅŸti. Bugün Sıhhiye Meydanı sadece Sıhhiye Köprüsü olarak algılanıyor. Kentsel yaÅŸamamızı Sıhhiyedeki U köprüsü ile düğümledi attı. Biz oradan oraya yürürken 10 tane nesneye takılıyoruz ve o köprü Kızılay ve Ulus’u böldü koparttı. Eski ÅŸehir ile yeni ÅŸehrin bağını koparttı. U köprü ile düğümledi attı.” Devrimin BaÅŸkentinden, BaÅŸkentte Devrime yönelen bir eylem programı ile umudun eksik olmadığı bu topraklarda Ankara’nın yaralarını sarmaya odaklanacağız “Bütün alanlarımız ile ilgili çok ciddi sıkıntılar yaÅŸandı” diyen Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Sonrasında 1996, 1997, 1998 ve 1999’da Cumhuriyet Döneminin bize bıraktığı modern yapılar ve kamusal alanlar hedef oldu. Bulvar Palası yıkıldı, ruhsuz bir ÅŸekilde yeniden yapıldı. 4,5 yılda 450 sokak ismi deÄŸiÅŸtirildi. Bu kent kimliÄŸi ile kavganın bellek sıfırlamanın adımlarıdır.1999 yerel seçimlerinde büyük bir kırılma yaÅŸanıyor bölünmüşlük karşısında yeniden seçilen Gökçek’in bu kez, birleÅŸilse de alt edilemeyecek bir sürece doÄŸru yol almasının önü açılıyor. Kömür ve gıda dağıtımıyla varoÅŸlarda oyunu arttırıyor ve bağımlı bir iliÅŸki yaratıyor. Bedava kömür dağıtmanın kdv si olan hava kirliliÄŸi ise hepimize düşen tarafı oluyor. Yine iktidara geldiÄŸi günden bugüne kadar temiz su sorunu yaşıyoruz, Kızılırmak suyu tartışmaları hala devam ediyor. Ankara’nın bütün alt yapısı tek sistemde toplanıyor bu nedenle kentin altyapısı bir yaÄŸmurla çöküyor. Åžehir hastanelerinin kullanımı kentin ileriki zamanlarda kanalizasyon basacağını gösteriyor. 2002’ye kadar Melih Gökçek hakkında hukuksal bir süreç iÅŸletilebiliyor. Mesela 1998 yılında DGM BaÅŸsavcılığı tarafından çete kurmak ve ihaleye fesat karıştırmak gerekçesiyle gözaltına alınıyor. Sonra 1999 yılında icra hakimliÄŸi tarafından usulüne uygun mal beyanına bulunmadığı gerekçesiyle 10 gün hapis cezasına çarptırılıyor. 2001 yılından Yargıtay BaÅŸsavcısı Sabih KanadoÄŸlu Gökçek ve belediye baÅŸkan vekili Cengiz Ocakçı’ya yargı kararlarını uygulamadığı için dava açıyor. 4 Nisan 2002’de Yargıtay 4. Ceza Dairesi Melih Gökçek’i memuriyet vazifesini yerine getirmediÄŸi gerekçesiyle 5 ay 35 gün hapis cezasına çarptırıyor. 2002’den sonra Gökçek aleyhinde araÅŸtırma, soruÅŸturma gibi herhangi bir hukuksal süreçle karşılaÅŸamıyoruz. Böylece koruma altına alınan Gökçek, AKP hükümeti ile birlikte e Ankara’ya kara bir dönem yaÅŸatıyorlar. Sonrasında bütün vadiler, ormanlar, Mamak, Dikmen, AltındaÄŸ, Ulus, AOÇ hyeni yerleÅŸim alanlarına yapılan kentsel müdahaleler ile kentin sistematiÄŸi ve matematiÄŸi bozuluyor. Bugün geldiÄŸimiz noktada 28 Ekim 2017’de istifa ettirilmiÅŸ durumda. Mustafa Tuna ÅŸu an belediye baÅŸkanı ve her gün bizim bildiÄŸimiz ve mücadele ettiÄŸimiz ÅŸeyleri itiraf ediyor. En son verdiÄŸi beyanda BüyükÅŸehir belediyesinin kasası bomboÅŸ kasa tamtakır, her yere borçlu dedi. Bankalara ve piyasaya borçlu bir belediye aldık. Personelin maaşını bile ödeyemedik dedi. Bu açıklama bile baiÅŸlı başına bir yargı sürecinin konusu. Bir kentin 23,5 yıl boyunca nasıl yönetilemediÄŸinin, kaynaklarının nasıl eksiltildiÄŸinin göstergesidir. Bunların hepsi kent suçudur. Yargılanmıyor ve herkes gözlerini kapatmış bir durumda. Bu kitapla birlikte Gökçek’in yargı önüne çıkacağı bir kampanyanın startını baÅŸlatıyoruz. Hasar tespit sempozyumları, Ankara kentinin nasıl onarılacağının atölyeleri çalışmalarımız olacak. Devrimin BaÅŸkentinden, BaÅŸkentte devrime yönelen bir eylem programı ile umudun eksik olmadığı bu topraklarda Ankara’nın yaralarını onarmaya odaklanacağız. Ankara’ya kara dönem yaÅŸatanlar yargı önüne çıkana kadar mücadele devam edecek. Bu kara rapor sadece Gökçek’in deÄŸil onun arkasındaki siyasi yapılanmanın da AKP’nin de kara raporudur. Bu kara raporda sadece hasarlar yok, Ankara için kurulmuÅŸ düşlerimizde var. BaÅŸkente bir devrim gerekli…’’ Bu rapor Ankara kentine ihanetin belgesidir Mimarlar Odası Ankara Åžube 42. Dönem BaÅŸkanı Ali Hakkan ise, “Bu kente yaşıyoruz ve hepimizin de bu sürecin meslek insanı ve bir kentli olarak içindeyiz. Hiç mi iyi bir ÅŸey olmadı bu kadar yılda derseniz, ben hiç iyi bir ÅŸey bulamadım. ‘Ä°stanbul’a ihanet ettik’ dediler ya, bu Kara Rapor’da Ankara kentine ihanetin belgesidir. 2006 yılından 2014 yılına kadar üç dönem yöneticilik yaptım. Mimarlar Odası adına çok ÅŸey söyledik ve kamuya mal oldu ” diye konuÅŸtu. Mimarlar Odası Ankara Åžube Sekreteri Namık Kemal Kaya da ÅŸunları dile getirdi: “Bir belediye baÅŸkanı düşünün 23,5 yıl görev yaptığı bir kentte bir metre metro yapmamış. Bilimsel planlama ilkelerine dayanarak planlama yapmamış. Bütün ihalelerde bizi sıkıntılar ve şüpheler uyandıran bir süreçle karşı karşıya getirdi. Kendisini koruyan hükümete sırtını dayayarak her türlü süreci iÅŸletmiÅŸtir. Umarım bu süreç bu kitapla birlikte su yüzüne çıkacaktır. Bu kitap sadece Melih Gökçek’in Ankara’ya yaÅŸattıkları deÄŸil. AKP hükümetinin de Türkiye’ye yaÅŸattıklarının bir özetidir. Dikey mimariden piÅŸman olmuÅŸ olabilirler bunu kabulde edebilirler ama Ankara üzerinden Türkiye verdiÄŸi zararlar konusunda ödeyemeyecekleri hesapları var. Bu o iÅŸin bir özetidir. AKP hükümetinin taÅŸeron olarak üstlendiÄŸi neoliberal politikaların bir özetidir. Mimarlar Odası olarak en başından itibaren bizden önceki dönemlerde devam edip ve süren bu mücadeleyi bu noktaya kadar getirdik ve devam ettireceÄŸiz. O gün odanın çizgisi ne ise bugün de aynıdır. Biz bıraktığımız mirası kendimizden sonraki meslektaÅŸlarımıza da devam edeceÄŸiz. Tuna’nın kasada para yok söylemi Ankara’nın özeti gibi dursa da aslında Türkiye’nin de kasasında ÅŸu anda para yok. Bunu söylemek bizim görevimiz.” Rapora katkı vermiÅŸ akademisyenler, yöneticiler ve editörler ise görüşlerini şöyle paylaÅŸtı: AOÇ Gökçek döneminde simgesel saldırıya uÄŸradı Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Kent Ä°zleme Merkezi Danışma Kurulu Ãœyesi, Ankara Ãœniversitesi eski Rektörü Cemal TaluÄŸ: “23,5 yılda hep buradaydım. 40. Yıldan fazla sürede de Ankara’daydım. Büyük bir dönüşüm ve Ankara’nın deÄŸerinden büyük bir kayıp ve çalma vardı. Melih Gökçek yerli ve milli derken Ankara’da her türlü aÄŸaçlandırma bitkisel materyaller tamamen gayri milli gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir teknik olarak ta çok yanlıştır. Orman yapma ile aÄŸaç dikme ve kesme arasındaki farkı ne yazık ki hiç bilmiyor. Bunu ODTÃœ’de gördük. Eymir Gölü’ne el koymayı çok istedi yapamadığı için de çok mutluyum. Kentlerde geliÅŸen çaÄŸdaÅŸ anlayışların tam tersleri Ankara’da uygulanmıştır. Ä°ÅŸte yayaların yürüdüğü doÄŸanın korunduÄŸu yerel tüketimin desteklendiÄŸi bir Ankara yerine bunun tam tersi olmuÅŸtur. Ankara’nın kırsal alanı Gökçek’in hizmet götürdüğü bir yer olmamıştır. AOÇ yaÅŸanan tahribatlar ve Çubuk Barajının yıkılması inanılmaz bir ÅŸeydir. AOÇ bu dönemin simgesel saldırıya uÄŸrayan alanı olmuÅŸtur.” 1998 yılında Mimarlar Odası Ankara Åžube SekreterliÄŸi yapmış olan Vedat AÄŸca: “Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin olarak Gökçek göreve geldiÄŸi günden bu yana mücadele ediyoruz. Biz yönetimdeyken Gökçek göreve baÅŸladı. En büyük ÅŸanssızlığımız bu oldu. Ankara’nın simgesi deÄŸiÅŸtirmek istedi ve o dönem yürüttüğümüz mücadele sonucu Hitit GüneÅŸini tescil ettirdik. Akay KavÅŸağında da uyarılarımızı dinlemeyen Gökçek’e dava açtık. KavÅŸak bitince hedef gösteren bir pankart astı. BaÅŸkent Hastanesi’nin son üç katının kaçak olduÄŸuna iliÅŸkin itirazlarımız oldu yürütmeyi durdurma ve yıkım kararı alındı. Yine Gökçek’le o dönem tartışmalar yaÅŸadık. Maalesef BaÅŸkent Hastanesi de bitirildi. Bunun birçok bilime ve tekniÄŸe aykırı uygulamaya karşı mücadele ettik.” Hukuki ve siyasi hesap sorulmalı Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Kent Ä°zleme Merkezi Danışma Kurulu Prof. Dr. Aykut Çoban: “Bu yapanın yaptığının kar kalmaması bakımından çok önemli bir rapordur. Bu hasarları unutmayacağız ancak unutmamanın kendisi önemli olmakla birlikte sonuç doÄŸuran bir etkiye sahip deÄŸil. 12 Eylül 1980, 37 yıl geçti hala hesabı sorulmadı. Hasar raporu unutulmaz bu toplumsal belleÄŸe zaten girdi ama unutulmayanların öncelikle hukuki ve sorasında da siyasi hebasının sorulması gerekir. Hesapta sadece baÅŸkanla sınırlı kalmamalı. Ortada bir hukuksuzluk varsa bu kararın uygulanmasına kim katkı verdiyse hepsine ceza davaları da açılmalı. Türkiye’de toplumsal hesap sorma geleneÄŸi yok. Bu nedenle kaygı duyuyorum. Bu raporun arkasında durmak gerekiyor.” Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Kent Ä°zleme Merkezi Danışma Kurulu Ãœyesi hukukçu Güven Dinçer: “Ankaralılık kavramı üzerinde durmak istiyorum. Ankara’yı bu hale getiren bu ayrık otları hangi ortamda yetiÅŸti. Türkiye’de belediye halkın temsilcisi deÄŸildir. Cumhuriyetin kurucu gücü ile Ankara arasındaki baÄŸ koparılmıştır. Ankara’ya gelen ilk 1946 belediyesi KurtuluÅŸ parkının yerini orayı alıp ucuz arsa olarak dağıtmak istemiÅŸtir ve tepkiler üzerine vazgeçmiÅŸtir Gökçek’i getiren ortam nedir, bu parti hırsları yüzünden belediye seçimleri mahvedilmiÅŸtir. Adım adım herkes bu olayı destekledi. Türkiye’de belediyecilik kültürü yok. Yüzde 30 la iktidar olama imkanı verilen bir memlekete bir de bölge barajı getirdiler. Parsel bazında imar planı yapma yetkisi verildi bu resmen yolsuzluÄŸa prim vermektir.” Ankaralılar artık bir ÅŸeyler yapmalı Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Kent Ä°zleme Merkezi Danışma Kurulu Ãœyesi Ä°ktisatçı Aziz Konukman: Burada daha çok bir siyasi gündem var. Yola devam sloganını hatırlıyorsunuz deÄŸil mi? Çünkü IMF programı sona ermiÅŸti oraya mesaj gönderiyor endiÅŸelenmeyin aynı programı uygulayacağım. Çok manidar bir mesajdı. 2009’da ciddi bir milli gelir düşüşü yaÅŸandı. Melih Gökçek gündemiyle Türkiye’nin iktisadi gündeminin iliÅŸkilendirilmesi oldukça önemli. Bu projeleri masaya yatırsaydık çaÄŸdaÅŸ bir belediyecilik olsaydı sosyal fayda maliyet analizinden hiç birisi geçemezdi. Çünkü bu tür analizlerde hesaplanamayan maliyetler vardır. Sıhhiye köprüsündeki çöküntünün sosyal maliyetinin projede gösterilmesi gerekir. Köprüden kimlerin geçtiÄŸinin hiç önemi yok. Maltepe’deki Havagazı Fabrikasının yıkımında asbestin yaratacağı sorunların somut anlatılmasına raÄŸmen Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin duyarlılığına raÄŸmen siyasi duyarlılık çok azdı. Bu çok acı bir durumdu. Mimarlar Odası’nın müdahaleleri ciddiye alınsaydı hem projeler reddedilecekti, hem de bu kent suçluları kente yönelik suçlarda iÅŸlenmeyecekti. Ankaralılar artık bir ÅŸeyler yapmalı. Ä°ller Bankası yıkımının üstünde çektirdiÄŸi fotoÄŸraf toplumsal bir sadizmin ikonik görüntüleridir ODTÃœ Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlisi Prof Dr. Aydan Balamir: Normal bir ülke olsaydık buna seviniyor olmalıydık sırtımızdan kalkan bir yük olarak bayram edebilirdik ama hiç sevinemedik çünkü geç kalınmıştı bu büyük gidiÅŸ. Ä°kincisi bu büyük gidiÅŸin arkasındaki pazarlıkları bilemiyoruz. Bilgi eksikliÄŸimiz nedeniyle sevinemiyoruz. Düştüğü durumdan da gülemiyoruz. Ä°ller Bankası ile Su süzgeci yapıları kabusu olsun. Kadir kıymet nimet bilmezliÄŸin bir göstergesidir. Bir vicdansızlık sergiledi onun için böyle bir bedduam var. Birde Ä°ller Bankası yıkımının üstünde çektirdiÄŸi fotoÄŸraf toplumsal bir sadizmin ikonik görüntüleridir. Bütün bu olumsuzluklara raÄŸmen yine de enseyi karatmamak lazım bu kitap verdiÄŸi zararların tespiti olarak veremediÄŸi hasarın da bir listesidir. BaÅŸkent Dayanışması BileÅŸenlerinden Mükremin Barut: Mimarlar Odası mücadelesinin sadece Ankara’da deÄŸil Türkiye’nin tüm illerinde görünüyor biliniyor. Ankara raporu çok onur vericidir. HemÅŸehrililik yaratılmama olayı Ankara’nın en büyük vehametidir. Ankara’nın yerlisi olduÄŸunu iddia edenlerde de BaÅŸkentteki birçok ÅŸeyden habersizidir. Ankara’nın meydanlarını katletti. BaÅŸkent Dayanışması BileÅŸenlerinden GüneÅŸ ÇakmakoÄŸlu: Bizde katkı verdik ama Mimarlar Odası Ankara Åžubesi bıkmadan usanmadan sürekli dirençle kelle koltukta mücadele etti. Bu mücadele ile çok yollar kat ettik. Bu da tarihe düşülen çok önemli bir nottur. Hukuk mücadelesi devam edecek Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Avukatı Gökçe Bolat: 1994 yılından 2017 yılına kadar verilmiÅŸ cok büyük bir hukuki mücadele var. Sayısal olarak 668 davayı hiçbir zaman gurur sayısı haline getirmedik olumsuz ve ÅŸikayet ettiÄŸimiz bir durumdu. Herhalde biraz daha kalsaydı avukatlık ruhsatını yırtmak üzereydik mesleÄŸimizden soÄŸumamıza neden olan bir belediye baÅŸkanıyla bu kadar yoÄŸun uÄŸraşı göstermek çok can sıkıcıydı. Gökçek’in gidiÅŸiyle konu kapanmış deÄŸil kim gelirse geliÅŸin kent mücadelesi son hızla devam edecek. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Avukatı RevÅŸan Deniz ÇobanoÄŸlu: “Gökçek’in kendisi baÅŸlı başına bir itilaf kaynağıydı renkli bir kiÅŸilikti. Meslek odalarını hedef aldı, yöneticileri hakkında linç kampanyaları yürüttü. Aslında hukuki olarak bir zenginlik kattı. Ä°mar davalarının yanı sıra tazminat davaları AÄ°HM davaları da açtık. Gökçek tek adam rejimini benimsemiÅŸ demokrasiden uzak kenti yönetmiÅŸtir.” Uzun yıllar Peyzaj Mimarlar Odası Genel SekreterliÄŸi yapmış ÅŸimdide Mimarlar Odası Ankara Åžubesi Kent Ä°zleme Merkezi Sekreteryasında sorumluluk alan Redife Kolçak: “Çok önemli bir ÅŸey yaptığımızı düşünüyorum. Kara Rapor’da ipuçları verdik 23,5 yıllı tam anlamıyla deÄŸerlendirmek ten ziyade ana hatlarına iliÅŸkin ipuçları verdik bir araÅŸtırma tezinin altılığı gibi de gördük. Siyasi duruÅŸu görmezden gelmeyelim bunların bir siyasi arka planı var. Almanya’da Hitler döneminin propaganda bakanı Gobbel’in stratejisini uyguluyorlar. Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin bulunduÄŸumuz mevzide sonuna kadar mukavemet yaklaşımının doÄŸru olduÄŸunu düşünüyorum. Bu raporun her sayfasında mücadelemiz, diplomalarımızı senet olarak verdiÄŸimiz taahhüdümüz ve gelecek inançlarımız duygularımız var.” Toplam Görüntülenme : 55929 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|