GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Cumhuriyet tarihinde böyle talan görülmedi, giderayak Osmanlı ve Cumhuriyet yapıları satışa çıkartılıyor

Cumhuriyet tarihinde böyle talan görülmedi, giderayak Osmanlı ve Cumhuriyet yapıları satışa çıkartılıyor

Mimarlar Odası Ankara Şubesi,  düzenlediği basın toplantısında AKP iktidarının gider ayak Ankara ve İstanbul’daki tarihi tescilli yapıları satış ve devir işlemi yapmak için düğmeye bastığını duyurdu. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Cumhuriyet tarihinde böyle talan görülmedi. Ankara’da Sağlık Bakanlığı ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nünde bulunduğu İstanbul’da boğaza nazır kültür varlıklarımızdan olan  toplamda 16 yapının devir ve satışı için 24 Mayıs 2018 tarihinde Başkanlık tarafından Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne yazı yazıldığını öğrendik. Bu yapılar Cumhuriyet’in kuruluş dönemi  ile Osmanlı döneminde  Abdülmecit ve Abdülhamit tarafından  inşa edilen yapılardır. Giderayak  kültürel varlıklarımızı ve değerlerimizi bir avuç sermayedere peşkeş çekmek istiyorlar. Bu satışa dur diyelim ” dedi.

“Bu satışın altına imza atmayın”

Candan, Kültür Bakanlığı’na ve Koruma Kurulu Üyelerine, bakanlıkta görev alan bürokratlara , mimar ve mühendislere seslenerek  “Hepimize ait olan biricik eserlerimizin, kültür varlıklarımızın korunması ve gelecek kuşaklara taşınması , kamusal kullanımlarını kaybetmemesi için  bu satışa izin vermeyin, bu satışın altına imzanızı koymayın. ,bu satışa ortak olmayın,” çağrısında bulundu.

16 yapı için Milli Emlak’a yazı yazılmış

Candan, sözlerine şöyle devam etti:

“Hükümet çok uzun yıllardır hem yerel yönetimlerde hem de merkezi yönetimde ülkemizin tüm varlıklarını talana açan  bir politika izledi. Cumhuriyetin tüm kazanımlarını yok eden Atatürk Orman Çiftliği başta olmak üzere bütün kültürel varlıklarımızı yok edilmesi şeker fabrikalarımızın satılması binalarının yıkılması ve en değerli arazilerimizin peşkeş çekilmesi konusunda çok büyük bir rol oynadı. Cumhuriyet tarihi boyunca hükümetin bu uygulamaları hem yerel yönetimler hem de merkezi hükümet bazında değerlendirdiğimizde Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir talan süreciyle karşı karşıya kaldık. Alanlarda söyledikleri ve yaptıkları ile birlikte hükümetin bir telaş içinde olduğu görülüyor. Bizim alanımız, meslek alanları ve kültürel varlıklarımız üzerinden de bu telaşın başka bir boyutunu görüyoruz. Özellikle kültür varlıklarının satışı ve devri işlemlerine dair çok ciddi düğmeye basılmış durumda. Başbakanlık tarafından 16 kültür varlığı olan  yapının satış ve devir için  yazısı yazılmış. Başbakanlık tarafından Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne 24 Mayıs 2018 tarihinde bir yazı yazılıyor. Türkiye Cumhuriyetinin biriktirdiği önemli yapılar ile Osmanlı’nın son döneminde yaptığı binalar, kültür varlıklarının büyük bir bölümü ki hepimiz açısından çok değerli alanlar bunlar. Satış ve devir işlemleri için kültür bakanlığından izin alınmaya çalışılıyor. Belki de izin alındı onu bilemiyoruz. Çok hızlı bir şekilde düğmeye basılmış durumda ikinci tur sürecinde bu binaların satış ve devir işlemlerini yapılması için muhtemelen ihaleler açılacak. Gider ayak cumhuriyetin ve ecdadımız dedikleri Osmanlı dönemini eserlerini satma isteği ile gerçek yüzlerinin bir kez daha gösteriyorlar.”

 Ankara’da Sağlık Bakanlığı, Hıfzısıhha Enstitüsü, İstanbul’da  Kabataş Erkek Lisesi, Siyami Ersek Göğüs Hastalıkları Hastanesi, Tıbbiyeyi Şahane Binası, Heybeliada Sanatoryumu , Rumeli hisarındaki İstanbul Üniversitesi tesisleri‘de satış listesinde var.”

Satışı ve devri konusunu olan yapılara dair bilgi veren Candan, şunları kaydetti:

“ 1928 yılında Ankara’da  Theodor Jost tarafından tasarlanan ve  Robert Oerley tarafından geliştirilen Sıhhiye’deki Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, 1926 yılında yapılan Sıhhiye meydanına adını veren, Thedor Jost tarafından tasarlanan ve İlk modern mimarlık eserlerinden olan Sağlık Bakanlığı Binası Ankara’da satışı ve deviri yapılacak binalar arasında. Sağlık Bakanlığı Binası Ulus’tan Çankaya’ya kadar uzanan Cumhuriyet’in temsil aksı üzerindeki ilk modern mimarlık eseridir. Meydana ismini vermiştir. Cumhuriyetin sağlıklı nesiller yetiştirmesi ve sağlıklı bir gelecek kurgulamasının simgesidir. Ankara’da cumhuriyet varlıkları şehir hastaneleri gibi ne idüğü belirsiz  bütçeyi kurutan  binalar için hastanelerimizi satıyorlar. 1,5 milyon metrekarelik tamamen ticarileşmiş bir hastane yaklaşımıyla Bilkent Şehir Hastanesi’nin açılması sürecinde, Sağlık Bakanlığı boşaltıldı ve bakanlık kiracı olarak başka binaya taşındı. İsrafın böylesi görülmedi. Kendi binanı bırak sonrada kiraya çık. Bu yapılar kent merkezinde en değerli arazilerde bulunan tescilli kültür varlıklarıdır. Ankara Garı yerleşkesindeki gibi bu binalarında ruhunu yok etmek istiyorlar.  Ankara ile birlikte İstanbul açısından da büyük bir sıkıntı var. İstanbul Şubemiz konuyla ilgileniyor. İstanbul’da da çok yoğun bir şekilde boğaza nazır kültür varlığı yapıların  satışı ve devri içinde düğmeye basılmış durumda . Bunların arasında 1800’li  yıllarda  yapılmış saray hanedanınn çocuklarını okuyacağı Kabataş Ticari Meslek Lisesi, yine Bugün Beyoğlu Anadolu Lisesi olarak kullanılan 1858 tarihinde Abdülmecit tarafından açılan bina 1893 yılında inşa edilen ve açılışı Abdülhamit’in doğum gününde yapılan  Tıbbiyeyi Şahane Binası, 1867-1877 yılları arasında Feriye Sarayı olarak tasarlanmış 1908 yılında da Kabataş Erkek Lisesi olarak hayatına devam eden yapı, Türkiye’nin ilk verem hastanesi olan ve 1924 yılında Atatürk’ün isteğiyle kurulan Heybeliada Sanatoryumu ve Fatih’teki Çapa Kız Selçuk Sanat Okulu, Rumeli Hisarı’nda İstanbul Üniversitesinin sosyal tesisleri,Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Siyami Ersek Göğüs Hastanesi binaları da bulunuyor.  Bu eserler hem Cumhuriyet’in kuruluş hem de Osmanlı’nın çok önemli ve bize emanet edilmiş değerleridir. Sadece değil Cumhuriyet’in değil Osmanlı’nın ecdatlarının da bize emanet ettiği kültürel varlıklarımızın tamamını satışa çıkartıyorlar. Bu da gidişlerinin çok açık göstergesidir.”

Akla ziyan bir durum

Candan, “Bunların hepsine baktığınızda bunları satmak akla ziyan bir durum. Hükümetin başında olabilirsiniz, devleti yönetebilirsiniz, lakin bu varlıklar size emanettir. İstediğini, yapamazsınız Çünkü bunlar kamuya ve halka ait olan kültür varlığıdır. Yüzyıllardır biriktirilen değerlerdir. Siz bu değerleri kime peşkeş çekecekseniz ki giderayak ihale süreçlerine başlıyorsunuz. İstanbul’daki boğaz nazır yapıların satış ve devrini kimlere yapmayı planlıyorsunuz. Rumeli Hisarı’nda İstanbul Üniversitesinin sosyal tesisleri, Kabataş Lisesi’ne baktığımızda da Galatasaray ve Boğaziçi Üniversitesine kadar tarihi yapıların tamamının satılabileceği mesajlarını veriyor. Bu hükümetin genel bakış açısını çok net olarak ortaya koyuyor. Muhtemelen bir çok bakanlıkta alelacele ihaleye çıkılarak ülkemizin bütün varlıklarımızın peşkeş çekileceği bir süreçle karşı karşıyayız. Bürokrasinin imza konusunda imtina etmesi gerekiyor. Yani devletin ve hepimizin varlığını bu hükümetin gerçekten hovardaca harcanmasına için vermeyeceğiz. Bunun takipçisi olacağız. Ankara özelinde Sağlık Bakanlığı ve Refik Saydam Hıfzısıhha binasının devredilmesi ve hayatımızdan çıkarılması konusunda çok ciddi bir mücadele yürüteceğiz ” diye konuştu.

Anadolu coğrafyasının binlerce yıllık kültür varlığının birince dereceden sorumlu Kültür Bakanlığı’na Koruma Kurulu Üyelerine, görevli bürokratlara, meslektaşlarına ve duyarlı insanlara çağrıda bulunan Candan, “ Bu kültür varlıklarımızın korunması için bu satışa izin vermeyin. Çünkü bunların satış ve devir işlemlerin yapılabilmesi için Kültür Bakanlığı’ndan ve koruma kurulundan onay almaları gerekiyor. Bunlar bu hükümetin mal varlıkları değildir. Türkiye’nin evrensel kültür varlıklarıdır.  kültür Bu satışa ne imza koyun nede  onay verin. Bu satışa ve ihanete ortak olmayın.” dedi.

24 Haziran özgürlüğe açılan kapı olacak

Candan, 24 Haziran seçimlerine ve AKP iktidarının politikalarına ise şöyle değindi:

“En son kamuoyunun gündemine gelen AOÇ ve Kaçak Saray süreci bugüne kadar yapılan talanın ve niyetin en simgesel olanıydı. Hem tek adam rejimi hem de Cumhuriyet rejiminin bir otoriter rejime dönüşmesinin Atatürk’ün vasiyeti ve şartlı bağışına ve yargı kararlarına rağmen inşaası ile aslında bugünkü karşı karşıya kaldığımız otoriter rejimin mekânsal karşılığı haline geldi. 24 Haziran seçimlerinde  toplumda büyük bir umut oluştu. Sonucun özgürlüğe açılan bir kapı olacağını aşikâr. Türkiye böyle bir uzlaşma süreci görmedi. Farklı bakış açıları kazandığımız Cumhuriyet değerlerinin korunması için birlikte mücadele ediyorlar. Bu sürecin gelecek açısından çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. 

Kendilerini milli ilan edenler değerlerimizi satmanın peşinde

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen de tepkisini şöyle dile getirdi:

“Seçim gündemi nedeniyle ülkede çok büyük bir siyasi hareketlilik söz konusu. İktidar tarafından meydanlarda yerlilik ve milliliğin tartıştırıldığı, ülkenin yüzde 50’sinin gayri milli ilan edildiği, kendilerine oy vermeyenlerin vatan haini ilan edildiği bir seçim süreci yaşıyoruz. Buna ve eşitsiz koşullara rağmen insanların bu iktidarı gönderebileceğine dair büyük bir umudu var. Herkes müşahit olmak ve sandıklara sahip çıkmak için büyük çaba harcıyor. Dün Başbakanın bize oy vermeyenler vatan hainidir söylemine eş değer açıklamasının ardından, bugün bizim elimize geçen belgeler ile kendilerini Osmanlı’nın mirasçısı ilan edenlerin 1800’li yıllardan bugüne kalan yapıları birer birer satışa çıkarmak için kapılar arkasında Kültür Bakanlığı’ndan izin almaya çalıştığını görüyoruz.  Ankara’da Cumhuriyet mirasına yapılan saldırılar çok uzun süredir devam ediyor. Bugüne geldiğimizde Ankara’nın Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü’nün ve Sağlık Bakanlığı binasının satışı söz konusu. İstanbul’da ise Osmanlı’nın tarihi ve kültürel mirasına sıra geldi. Millet bahçeleri, Millet kıraathaneleri gibi mimari ve kültürel anlamda hiçbir değer taşımayan projeleri önererek kendilerini milli ilan edenler, bugün bizim gerçekten değerimiz olan mirası birer birer satmanın peşindeler. Süre giden yıkımları durdurmak için sürdürdüğümüz mücadele devam ediyor ancak bugün bu satışları durdurmak için Kültür Bakanlığı yetkililerine izin vermemeleri gerektiğine dair çağrımızı yineliyoruz. Kamuoyunu da Cumhuriyet ve Osmanlı mirasına sahip çıkmak üzere devletin ve milletin varlıklarını satmak için gün sayan bu iktidarı göndermek için 24 Haziran’da oy kullanmaya ve sandıklara sahip çıkmaya çağırıyoruz.”

 


Toplam Görüntülenme : 56721
Kategori Haberleri

Beytepe’de yüksek yapılaşmaya yargı dur dedi
Beytepe Mahallesi’ndeki yüksek yoğunluklu yapılaşmaya yargı dur dedi. Ankara 13. İdare Mahkemesi,  Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin alana ilişkin olarak açtığı davada, kamu yararına aykırılığı nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, Beytepe Mahallesi’nde yüksek yoğunluk yapılaşma için 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’nda değişiklik öngören meclis kararını iptal etti.
25 Mayıs 2016
“İklimi değil, sistemi değiştir”
22 Nisan tarihinde Türkiye Tarafından imzalanan  Paris İklim Antlaşması'nı masaya yatıran Mimarlar Odası Ankara Şubesi " Yalan Rüzgârı: Paris İklim Anlaşması ve Türkiye'nin Siyasetsizliği " konulu sunum düzenlendi.
12 Mayıs 2016
İdeal kent değil, sermaye kenti
Başbakanlık Tanıtma Fonu ve ASİAD (Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği) iş birliği ile düzenlenecek olan Uluslararası İdeal Kentler Zirvesini de takibe alan  Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “Bunun adı aslında ideal kentler değil, sermayeye hizmet edecek kentler zirvesi olabilir. Bu zirvede Ankara’nın Başkent kimliğini ortadan kaldıracak, neoliberalizmin, sermayenin hizmetine sunacak bir yoğunlaşma öngörülecek.  Hiç bir kent sermayenin pazar alanı değildir” değerlendirmesini yaptı.
11 Mayıs 2016
Mania hattının kaldırılması açıklamasına mimarlardan sert tepki
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “Mania hattı yapılan görüşmeler sonucunda Etimesgut ve Yenimahalle bölgelerinde kaldırıldı. 
10 Mayıs 2016

<<< <
96 97 98 99 100 101 102 103 104 105
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!