Sobe Gazetesi 2024 - İmar affına el kaldıran herkes İstanbul Kartal’daki faciadan sorumludur
GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
İmar affına el kaldıran herkes İstanbul Kartal’daki faciadan sorumludur

Ä°mar affına el kaldıran herkes Ä°stanbul Kartal’daki faciadan sorumludur

Meslek odalarının denetimlerini devre dışı bırakan her yapı risklidir

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, Ä°stanbul’da yaÅŸanan faciadan imar affına el kaldıran herkesin sorumlu olduÄŸunu vurgulayarak, “Meslek odalarının denetimlerini devre dışı bırakan her yapı risklidir. Yüzde 70 riskli yapı stoÄŸuyla karşı karşıyayız.  Devletin sorumluluÄŸunu imar affıyla kat maliklerine devretmesi anayasaya aykırıdır. Yapı üretim sürecinde sistem çökmüş durumda, ahlaki çöküntü yaÅŸanıyor. AKP’nin kentleÅŸme politikaları ile afet yönetme süreçleri rafa kaldırılmış. Devlet meslek odalarını denetim süreçlerinden uzaklaÅŸtırmaya ve rant odaklı politikalarına son vermelidir” uyarısında bulundu

Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, düzenlediÄŸi basın toplantısında 21 vatandaşımızın hayatını kaybettiÄŸi Ä°stanbul Kartal’daki yapı üzerinden, Türkiye’deki yapay afetleri, denetimsizliÄŸi ve imar affını deÄŸerlendirdi.

Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan, “Ä°mar affı kanununa el kaldıran herkes, bu faciadan sorumludur.  Bu ülkenin bilim ve tekniÄŸin rehberliÄŸi ile hareket etmeye,  meslek odalarının verdiÄŸi kararları hayata geçirecek planlı kentleÅŸmeye ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaca cevap vermeyen bütün yönetimler Kartal’da çöken binanın altında kalmıştır” dedi.

Yüzde 70 riskli yapı stoğuyla karşı karşıyayız

Candan, sözlerine şöyle devam etti:

“Kentlerimiz bilimsel ve teknik kriterlere göre planlanmalı. Hem hükümetlerin hem yerel yönetimlerin rant odaklı kiÅŸiye özel uygulamaları nedeniyle maalesef bugün Türkiye’de yüzde 70’i riskli olan yapı stoÄŸuyla karşı karşıyayız. Ä°stanbul’da Kartalda meydana gelen bu olayda aslında 5 katlı olarak yapılması gereken yapı, yerel yönetimlerin ve hükümetin gözünün önünde 8 kata yükseltilmiÅŸ ve 3 katı kaçak hale getirilmiÅŸ. Buna raÄŸmen herhangi bir müdahale yapılmamış. 21 canımızın vefat ettiÄŸi bir yapay afet süreci ile karşı karşıyayız. AKP anlayışının rant politikalarının bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum hem neoliberal politikaları ve kentleÅŸme süreci üzerinden siyasal ve ekonomik rantın paylaşılmasının her yere sirayet ettiÄŸini gösteriyor.  Çevre Åžehircilik Bakanlığı rahat bir ÅŸekilde giderek poz vermektedir. Hala foto bloklarla çözüm aramaya çalışmaktadır. Çevre Åžehircilik Bakanlığı ve sorumlular görevini yerine getirememektedir. Çöken sürecin sadece bir yapıda  ibaret olmadığı ortada. Bu ülkedeki kaçak yapıların denetim dışı yapıldığını, bunların imar affıyla meÅŸrulaÅŸtırıldığını ve en ufacık bir afet durumunda olası can kayıplarını düşündüğünüzde çok büyük bir vehametle karşı karşıyayız. “

Yapı üretim sürecinde sistem çökmüş durumda, ahlaki çöküntü yaşanıyor

“Hem devlet hem bu sürecin içindeki aktörler tarafından baktığınızda, yapı üretim sürecinde sistem çökmüş durumda, ahlaki bir çöküntü yaÅŸanmaktadır. Müteahhit hangi vicdanla deniz kumu kullanmıştır? O dönemin yerel yöneticileri hangi vicdanla buna izin vermiÅŸtir? Hangi vicdanla 3 katın göz göre göre yapılmasına göz yumulmuÅŸtur? Hangi vicdanla imar affı çıkartılmış ve bu yapıya imar affı kapsamında yapı kayıt belgesi verilmiÅŸtir? Bilimi ve tekniÄŸi dışlarsanız, sadece siyasi malzeme ve seçim rantı haline getirdiÄŸiniz kader kavramıyla olayı açıklamaya çalışırsanız” diyen Candan, ÅŸunları kaydetti:

“Bu yapı için imar affına baÅŸvurulmuÅŸtur. Ä°mar affında yapıların depreme dayanıklı olup olmadığı sorumluluÄŸu mal sahibine bırakılıyor. Devlet bu süreçten elini çekiyor. Bu durum defalarca TMMOB’a baÄŸlı meslek odaları tarafından eleÅŸtirilmiÅŸti.  Maalesef Ä°stanbul Kartal’da yaÅŸanan olay, hükümetin bütün uygulamalarının yanlış olduÄŸunu ve eleÅŸtirilerimizin ne kadar haklı olduÄŸunu gösteriyor. Burada 21 canımızda hayatını kaybetmiÅŸ oldu. Tam da böylesi bir süreçte imar affını yeniden gündeme almak ve bundan vazgeçilmesini istemek, yapıların denetim süreçlerinin yapılarak, planlı kentleÅŸme sürecine göre inÅŸa edilmelerinin gerekliliÄŸinin bir kez daha altını çizmek gerekiyor.  Bugün meslek odalarının denetimini ortadan kaldırmaya yönelik çabalar içinde olan hükümet projenin mimar tarafından çizilip çizilmediÄŸini, sadece taahütnameyle mimari proje onaylarını yapan bir süreç yaÅŸanmasına neden olmuÅŸtur. Bugün denetimsizlik, bilimi, tekniÄŸi, bertaraf etme ve rant politikalarının sonucunda insanlar yaÅŸamlarını kaybetmektedir. Ãœlkemiz deprem bölgesindedir, özellikle Ä°stanbul açısından beklenen bir depremin yaÅŸanmasıyla birlikte nasıl bir facia ortaya çıkağı deprem olmadan gözler önüne serilmiÅŸtir.”

AKP’nin kentleÅŸme politikaları ile afet yönetme süreçleri rafa kaldırılmış

Candan, afet yönetme süreçlerindeki beceriksizliğe de şöyle değindi:

“AKP’nin kentleÅŸme politikaları ile afet yönetme süreçleri rafa kaldırılmış, yapı denetim sistemi çökmüştür. Afet toplanma alanlarının büyük bir bölümü yapılaÅŸmaya açılmıştır. Bunu Türkiye’nin bütün illerinde görüyoruz. BaÅŸkent’te Ankara ValiliÄŸi’ne ve bütün kurumlara yazdığımız yazılara cevaben verilen yanıtların hiçbirinde bize afet durumunda toplanılacak alan gösterilmemiÅŸtir. Åžimdi yerel seçime gidiyoruz ancak afet yönetimi politikasına dair adaylardan bir söylem yok. Yerel yönetimler bu sürecin dışında mıydı? Hem afet hem doÄŸal afet durumunda yerel yönetimlerin rolü nedir? Buna dair bir söyleme rastlamıyoruz. Ä°ÅŸimizi Allah’a bırakmışlar. Ankara’da 800’ü aÅŸkın davamız var. Bunların büyük bir kısmı riskli olacak ÅŸekilde emsal artırımı ve planları yapılmış durumda. Bunların hepsinin imar affına baÅŸvurduÄŸuna dair bilgiler geliyor. Yasa dışı bütün yapılar imar affından yararlanıyor. AKP’nin rant politikaları her yere sirayet etmiÅŸtir. Buna oy birliÄŸiyle alınan belediye meclis kararlarını ve TBMM’de imar affına el kaldıranları gösterebiliriz. Meslek odalarını dışlayarak bu kenti yönetemezsiniz. Yönetemeyecekleri çok açık.  Ä°yi ki bu çürüyen sistemin karşısında vicdan sorumluluÄŸunu yerine getiren TMMOB ve baÄŸlı meslek odaları var. Tüm baskılara karşı toplumsal denetimi yapmaya devam ediyoruz. Meslek odalarının denetimlerini devre dışı bırakan her yapı Türkiye açısından risklidir.”

 Mimarlar Odası’nın ve meslek odalarının denetimi dışında, onun karşısında yapılan her bir yapı riskli yapıdır. Buna onay veren herkes sorumludur.

Candan, “Ankara’da Ankapark bilim ve hukuku dışlayarak yapıldı çok büyük facialar yaÅŸanabilir. Hangi raporlardan ve testlerden geçti açıklanmadı. Mimarlar Odası’nın ve meslek odalarının denetimi dışında, onun karşısında yapılan her bir yapı riskli yapıdır. Buna onay veren herkes sorumludur. Her yer Kartal, her yer Ä°stanbul baktığınızda. 2000’li yılların bayında Konya’da yaÅŸandı. Denetim süreçlerinden meslek odalarını devre dışı bırakıyorlar. Yapı denetim süreci de çöktü. Ankara’da ne olacağını bilemeyiz her yer riskli alanıdır” uyarısında da bulundu.

Kamu aklını başına alıp odalarla temas etmelidir. Bu süreç ancak böyle aşılabilir

Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakkan ise tepkisini şöyle dile getirdi:

“Bu bölge beÅŸ katlı bir bölge ama hiç beÅŸ katlı bina göremiyoruz. Çeperindeki 8 binayı daha yıkıp orayı da boÅŸaltıyorlar ancak yeterli deÄŸil. Türkiye’nin her yerinde, böyle bir faciayı özellikle Ä°stanbul’da yeniden yaÅŸayabiliriz. Bu kadar kaçak yapının ve denetimsizliÄŸin olduÄŸu kamunun bütün denetim mekanizmalarından çekildiÄŸi bir ilden bahsediyoruz. Bir bina yıkıldı ancak bütün ÅŸehir kilitlendi. Kurtarma çalışmaları bile çok baÅŸarılı deÄŸil. Bu anlamda çok ciddi tehlike ile karşı karşıyayız. Mimarlar Odası kendi kamusal sorumluluÄŸunu yerine getirmeyle çalışıyor ama hükümet bütün denetim mekanizmalarımızı kaldırıyor. Yapı sektörüyle doÄŸrudan iliÅŸkisi olan odaların artık hiçbir denetimi yok. Bununla da övünüyor ondan sonra da tutup 11 maddelik manifesto açıklıyor. Ayinesi iÅŸtir kiÅŸinin lafına bakılmaz. Bunlar lafla olmuyor emek vermek gerekiyor, bilim ve odaların ışığında çözümler üretmek gerekiyor. Åžehirleri deprem riskinden kurtarmaya yönelik çalışmalar yapacaklarmış. Peki bugüne kadar neden yapmadınız? Her kentimizde ciddi çarpık yapılaÅŸma var. Ancak bizim uyarılarımızı dikkate almıyorlar tam tersine bizi ötekileÅŸtiriyorlar. Türkiye’de 450 bin müteahhit var bunun yüzde onu mimar mühendis. Parası olan herkes yapı inÅŸa ediyor. Öte yandan Türkiye’de kentsel dönüşüm uygulamalarında hiç baÅŸarılı bir örnek yok tam bir rant ve denetimsizlik aracı. Biz uyarılarımızı yaptığımızda da bizi ötekileÅŸtiriyorlar. Odalar bir bilim yuvasıdır ve uyarıları dikkate alınmalıdır. Toplumun bunun farkına varması lazım. Kamunun yani bu iÅŸin sorumluları, akıllarını baÅŸlarına alıp odalarla temas etmelidir. Bu süreç ancak böyle aşılabilir”

Devletin sorumluluğunu imar affıyla kat maliklerine devretmesi anayasaya aykırıdır

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen de, şunları söyledi:

“Ãœlkemizde facialar her geçen gün dozunu artırarak ve ne yazık ki ÅŸaşırtıcı olmayan sonuçlarla yaÅŸanmaya devam ediyor. GeçtiÄŸimiz günlerde Siteler’de yaÅŸanan facianın ardından bugün Kartal’da karşı karşıya kaldığımız tablo çok üzüntü verici ve öfke dolmamıza neden oluyor. Bugün Kartal’da yaÅŸananlar, önümüzdeki yarınlarda imar affının ne gibi ağır sonuçlara mal olacağının küçük bir örneÄŸi. Bu yaÅŸananlardan alınacak çok dersler olmasına raÄŸmen görüyoruz ki 1999 depreminden bu yana yıllardır hiçbir ders alınmamış, aksine iÅŸler çok daha kötüye gitmiÅŸtir. Sadece tek bir yapının yıkılması sonucunda bile 4 gün boyunca arama-kurtarma çalışmalarının devam ediÅŸine, ölü sayının 11’den 21’e kadar yükseldiÄŸine tanık olduk. Ä°stanbul Åžubemizin tespitlerine göre yapıda 43 kiÅŸinin ikamet etmesine raÄŸmen açıklanan rakamlarda 21 kiÅŸi vefat etmiÅŸ, 14 kiÅŸi ise yaralı durumdadır. Orada ikamet edenler ve tam okul çıkışı saatinde binanın önünden geçenler de düşünüldüğünde geriye kalan sayının açıklamasına dair hiçbir veri bulunmuyor. Başımıza gelenlerin doÄŸal afet denilerek açıklanamayacağı çok açık ve nettir. Yıkım göz göre göre gelmiÅŸ, 3 kat ruhsatsız olarak inÅŸa edilmiÅŸ, alt katlarda kolonlar kaldırılmış ve iskânsız bir yapı imar affı baÅŸvurusunu da çoktan yapmıştır. Yapay afet dememizin nedeni de bu. Bütün bunların hepsini çıkarılan imar affına imzasını atan herkes bile isteye afetlerden ekonomik rant elde etmeyi amaçlayan anlayışla imzaladılar.  Devlet vatandaşının can ve mal güvenliÄŸini saÄŸlamakla ve ülkede bulunan bütün yapı stoÄŸunun bilim ve fenne uygun ÅŸekilde inÅŸa edilmesini denetlemekle yükümlü ve sorumludur. Bu sorumluluÄŸu imar affıyla yapı maliklerine devretmesi ise düpedüz anayasaya aykırıdır. Dolayısıyla bütün denetim ve sorumluluÄŸu yapı maliklerinin beyanlarına teslim eder ve her türlü aÅŸamadan seçim yatırımı ve maddi kaynak elde etmek üzere devlet olarak elinizi çekerseniz başımıza bunların geleceÄŸi çok açık ve nettir. Bu yapıda da imar affı baÅŸvurusu var. Bu facia yaÅŸanmasaydı birkaç ay içinde yapı kayıt belgesini almış ve resmiyete kavuÅŸmuÅŸ bir yapı olacaktı. Buradan da çıkarılacağı gibi imar affı baÅŸvurusu yapan ve yapı kayıt belgesi alan bütün yapılar aslında kendisini ihbar etmiÅŸ durumdadır. Devletin gidip tek tek denetleyerek bu yapılardaki durumu ortaya koyması gerekmektedir. Aksi halde bu faciaların sayısının çoÄŸalacağı çok öngörülebilir bir durumdur. CumhurbaÅŸkanının ve Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı’nın yaptığı açıklamalar ise durumun vahametini yeniden gösteriyor, sadece baÅŸ saÄŸlığı dilenen ancak hiçbir sorumluluÄŸun üstlenilmediÄŸi durumlar canımıza tak etti.  Rakamlarla insanların yaÅŸamlarından bahseder hale geldik. Bu açıklamaları yaparken toplumdan utanılmalı ve daha pek çok vatandaşımızın canına mal olmadan derhal bu imar affı uygulamalarından vazgeçilmeli. Buna ek olarak yine Siteler’de çıkan yangında gördüğümüz gibi bu yapının da zemin katında çalışma ruhsatı olmayan bir hazır giyim atölyesinin iÅŸletildiÄŸini görüyoruz.  Denetimsizlik, güvencesizlik, emek sömürüsü her hücreye iÅŸlemiÅŸ durumda. Kartal’da yaÅŸanan facia, ülkede sistemin her alanda çöküşünün ayyuka çıktığı bir örnektir. Yalnızca Ä°stanbul’da deÄŸil, her an tüm Türkiye’de yaÅŸanabilecek bir durumdur.”

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Basın Birimi


Toplam Görüntülenme : 53007
Kategori Haberleri

Mimarlar: Başkent’in simge değerlerinden DSİ binasının yıkımı belleğimizin yok edilmesidir
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Cumhuriyet dönemi mimari mirasının ve Başkent kimliğini oluşturan yapıların korunması için mücadeleyi sürdürüyor.
13 Nisan 2022
Bilirkişiler: Statü değişikliği Kıbrıs Vadisi’nin geleceğini tehlikeye atar, bu karar kamu yararına aykırıdır
Mimarlar Odası Ankara Åžubesi taÅŸ ocakları nedeniyle tehdit altındaki  Kıbrıs Vadisi için mücadeleye devam ediyor.
16 Mart 2022
Mimarlar, Cumhurbaşkanlığı’nın Kızılcahamam’da bazı alanları orman sınırları dışına çıkartmasını yargıya taşıdı
Mimarlar Odası Ankara Åžubesi  06.01.2022 tarihinde resmi gazete yayınlanan Mersin ve Ankara’da bazı alanların orman sınırları dışarısına çıkartılmasına yönelik CumhurbaÅŸkanlığı kararının yürütmesinin  durdurulması ve  iptali  talebiyle yargıya baÅŸvurdu.
13 Mart 2022
Mimarlardan ve Candan’dan, Sinan Aygün hakkında TCK 119’dan, Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Örgütünün Faaliyetlerini Engellemekten Suç Duyurusu
Mimarlar Odası Ankara Åžubesi ve Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan, Sinan Aygün hakkında TCK 119’dan, ‘Kamu Kurumu NiteliÄŸinde Meslek Örgütünün Faaliyetlerini Engellemek’ten suç duyurusunda bulundu.
14 Åžubat 2022

<<< <
3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiÅŸ.
Yorum için giriş yapınız!