GÜNCEL | KENT | POLİTİK GÜNDEM | KÜLTÜR SANAT | BASINDAN | YAZARLAR | SOBEDEN | SOBELEDİKLERİMİZ | RÖPORTAJLAR | GEZENTİ | YUMURTALAR |
Yargı, Şirindere Vadisi’ni beton mezarlığa dönüştürecek planları iptal etti
Yargı, Åžirindere Vadisi’ni beton mezarlığa dönüştürecek planları iptal etti Ankara 9. Ä°dare Mahkemesi kamu yararına aykırı bir ÅŸekilde Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi tarafından hazırlanan ve Åžirindere Vadisi’ni beton mezarlığına dönüştürecek olan Åžirindere uygulama imar plan deÄŸiÅŸikliklerini iptal etti. Mahkeme, KarakuÅŸunlar Mahallesi Åžirinlere Vadisi KDGPA yönelik 1/25000 ve 1/5000 ölçekli Nazım Ä°mar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama Ä°mar Planı deÄŸiÅŸikliklerinin yapılmasına dair Ankara BüyükÅŸehir Belediye Meclisinin 14.03.2018 tarih 407 sayılı iÅŸlemini ve Åžirinlere KDGPA 1/25000, 1/5000, 1/1000 ölçekli imar planı deÄŸiÅŸikliklerine yapılan itirazların yapı yoÄŸunluÄŸunun aÅŸağı çekilerek E=1,20 olarak belirlenmesi, kültürel tesis kullanımının sosyal tesis tarzında düzeltilmesi suretiyle kısmen kabulüne dair Ankara BüyükÅŸehir Belediye Meclisinin 13.07.2018 tarih ve 1169 sayılı kararını iptal etti.
BüyükÅŸehir Belediyesi afete davetiye çıkaran plan deÄŸiÅŸikliÄŸi iptalini istinafa taşımamalıdır Söz konusu kararları deÄŸerlendiren Mimarlar Odası Ankara Åžube BaÅŸkanı Tezcan KarakuÅŸ Candan Gökçek politikalarının bir bir yargıdan döndüğünü belirterek, “Yargı tüm ekosistemi etkileyecek Åžirindere vadisindeki yapılaÅŸmaya izin vermemiÅŸ bunu da gerekçelerle ortaya koymuÅŸtur. Haklılığımız ortadadır. Kararlar kamu yararı adına sevindiricidir. Bilim ve teknikten aldığımız güçle mücadeleye devam edeceÄŸiz" dedi. “Önceki dönem Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi tarafından uygulamaya konulan plan deÄŸiÅŸikliklerinin sürekliliÄŸi saÄŸlanmamalıdır” diyen Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Vadilerde yapılaÅŸmada ısrar etmek akıl dışıdır ve afete davetiye çıkartan plan deÄŸiÅŸikliklerinden birisi daha iptal edilmiÅŸtir. Mahkeme bilirkiÅŸi raporunu esas almış ve gerekçesinde söz konusu plan deÄŸiÅŸikliklerinin kamu yararına, planlama ve ÅŸehircilik esaslarına aykırılığına dikkat çekmiÅŸtir. Mahkeme jeolojik yapıya dikkat çekerek, yapılaÅŸmanın afetlere neden olabileceÄŸini vurgulamıştır. Ayrıca mahkeme söz konusu plan deÄŸiÅŸikliklerinin güneÅŸ, aydınlanma ve hava akımı sistemlerini olumsuz etkileyeceÄŸine ve yüksek yoÄŸunluklu yapılaÅŸmanın yaratacağı altyapı sorunlara da iÅŸaret etmiÅŸtir. Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi’nden iptal kararını istinafa götürmemesini bekliyoruz” Vadide betonlaÅŸma afetlere yol açacaktır Candan, mahkemenin gerekçesinde yer alan ÅŸu ifadelere dikkat çekti: “KeÅŸif ve bilirkiÅŸi incelemesi sonucu hazırlanan raporun ve dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, tasarlanan 15 metrelik taşıt yolunun yaklaşık 600 metre devam ettiÄŸi, 7 metrelik yaya yolu ile baÄŸlanmasının güvenlik sorunları oluÅŸturduÄŸu, (8) nolu plan notunda “Yaya yolları gerektiÄŸinde servis ve otopark amaçlı kullanılabilir” denilerek güvenlik riskinin daha da artırıldığı, ayrıca kentsel teknik altyapı etki deÄŸerlendirmesi raporu, analizi hazırlanması gerektiÄŸi; Jeolojik ve Jeoteknik Etüt Raporunda stabilite açısından, güvenlik katsayı ÅŸartları saÄŸlamadığı, Türkiye Bina Deprem YönetmeliÄŸi güvenlik sınırının da altında kaldığı, planlamaya konu alanın vadi yamaçları ve vadi tabanından oluÅŸtuÄŸu, vadi yamaçlarında kimi yerlerde eÄŸimin %40’ın üzerine çıktığı, her an sel ve su taÅŸkını, heyelan gibi afet risklerini barındırdığı, yoÄŸunluÄŸun yüksek olduÄŸu (E:1.20) ve alanın doÄŸal karakterine uygun olmadığı; dava konusu planlar yapılırken Ankara Il Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından 08.02.2011 tarihinde, o dönem yürürlükte olan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelikte belirlenen standartlar dikkate alınarak onaylanmış olan Jeolojik ve Jeoteknik Etüt Raporu’nun baz alındığı, dava konusu 14.03.2018 tarih ve 407 sayılı kararın askı ve itiraz süreci devam ederken, plan idari anlamda kesinleÅŸmeden 18.03.2018 tarih ve 30364 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem YönetmeliÄŸi ile belirlenen standartları dava konusu alandaki zeminin karşılamadığının bilirkiÅŸi raporu ile ortaya konulduÄŸu, anılan Yönetmelik dikkate alınarak jeolojik açıdan yapılaÅŸma yapılabilecek yerlerin yeniden belirlenmesi gerektiÄŸi; özellikle bahar yaÄŸmurlarıyla yeraltı suyu ve yerüstü sularının seviyesinin yükselmesi ve betonlasma oranı artan zeminin su taÅŸkın riskini yükselteceÄŸi öngörülerek, su taÅŸkın seviyelerinin altında yerleÅŸime açık parsel planlanmaması gerektiÄŸi; ayrıca zemin etüd raporunda vadi tabanında 3,20 metrede, yamaçlarda 16 metreye ulasan derinlikte yeraltı suyu bulunduÄŸu belirtildikten sonra, temelin gölbaşı formasyonuna oturtulması için 6-7 metre derinliÄŸe inilmesi ve izolasyon yapılması gerektiÄŸinin belirtildiÄŸi, bu durumda da yer yer temellerin yeraltı su seviyesinin altında kalmasının da izolasyon yapılsa dahi, zamanla sorunlara yol açacağı ortadadır.” GüneÅŸ, aydınlanma ve hava akımı sistemleri olumsuz etkilenecektir Candan yine mahkeme gerekçesinde yer alan “Hakim rüzgar yönü kuzeydoÄŸu ve kuzey olan Ankara’da, rüzgarların genel olarak kuzeydoÄŸu ve kuzey yönlerinden kent merkezine geldiÄŸi, güney ve doÄŸu yönlerinden kenti terk ettiÄŸi, rüzgarların kent içine giriÅŸ ve çıkısındaki sirkülasyon kanallarını da vadi sistemlerinin oluÅŸturduÄŸu, yükseklik sınırı belirlenmemiÅŸ binaların bu hava akımını bozacağı, “Özel Planlama Bölgesi Sınırı” tanımı bölgenin özgünlüğü ve niteliÄŸinden dolayı kapsamlı analizlere dayanan özel planlama çalışmaları yürütülmesi, gereÄŸinde planlama bölgesi içinde Özel Proje Alanı (ÖPA) tespitleri yapılmasını ve kentsel tasarım proje ve uygulamaları geliÅŸtirilmesini gerektirdiÄŸi; dava konusu alanın sahip olduÄŸu özel nitelikleri sebebiyle mevzuatta belirtilen konularda ek analiz ve sentez çalışmaları ve kurum görüşlerinin alınması gerektiÄŸi; daha önceki planlar doÄŸrultusunda OrtadoÄŸu Çamlık Sitesi arazisinden kesilerek DOP olarak ayrılan 7.793 m² büyüklüğündeki yeÅŸil alan daha önce planlanan konut alanlarına hizmet amaçlı düzenlenmiÅŸken, DOP olarak kesilen bu alanın kamu tesisleri yerine özel mülkiyete tabi konut alanına çevrilmesinin 3194 sayılı Ä°mar Kanunun 18. Maddesine aykırı olduÄŸu, halihazırda yeÅŸil alan durumundaki DOP alanının yatay mimarinin tercih edildiÄŸi kamu tesisleri yerine yüksek konutlarla çevrilmesi halinde, bunun sadece vadinin deÄŸil, adı geçen sisteminde güneÅŸ, aydınlanma ve hava akımı sistemlerini olumsuz etkileyeceÄŸi gibi, dubleks konutların yanı başında yüksek binaların kent estetiÄŸi ile de baÄŸdaÅŸmayacağı; dava konusu planla öngörülen sosyal ve teknik donatı alanlarının açık ve yeÅŸil alanlar, dini tesis ve anaokulu kullanımları dışında hiçbir sosyal ve teknik donatı alanı için mevzuatta belirtilen asgari standartları saÄŸlamadığı hususları birlikte dikkate alındığında dava konusu iÅŸlemde hukuka uyarlık görülmemiÅŸtir” ifadelerine de iÅŸaret etti. Toplam Görüntülenme : 27026 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|