GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
Kirmir Çayı ve çevresinin koruma statüsünü değiştiren bakanlığa bilirkişilerden ders

Kirmir Çayı ve çevresinin koruma statüsünü değiştiren bakanlığa bilirkişilerden ders

Bilirkişiler: Kirmir Çayı ve çevresi kesin korunacak hassas alan ilan edilmeli

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, sermaye ve rant politikaları nedeniyle Başkent’te giderek azalan doğal arkeolojik yeşil alanların korunması için mücadeleyi bırakmıyor.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, kesin korunacak hassas doğal SİT alanı niteliğindeki Kirmir Çayı’nın statüsünün değiştirilerek, doğal ve ekolojik yapısını bozulmasını yargıya taşımıştı.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 1 No'lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle onaylanan Ankara İli, Güdül İlçesi, Kirmir Çayı Kenarı-Kirmir Çayı Kenarı Mağaraları Bağlantısı Doğal Sit Alanı’nın “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” olarak değiştirilmesine ilişkin Ankara Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle dava açmıştı.

Davada bilirkişi raporu yayınlandı. Bilim insanları Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne sundukları raporda, “Olası faaliyetlerin önlenmesinin ve alanın koruma statüsünü değiştiren kararın iptalinin yürürlükteki koruma mevzuatı ve kamu yararı açısından uygun olacağı ve sürdürülebilir çevre ilkesi ile daha uyumlu olacağı Kirmir Çayı Kenarı- Kirmir Çayı Kenarı Mağaraları Bağlantısı Doğal Sit Alanı'nın korunabilmesi için alanın tamamına, Kesin Korunacak Hassas Alan, statüsünün getirilmesi, doğal yaşamın ve sit alanının birlikte ve bütüncül korunmasına imkan sağlayacaktır” görüşünü sundu.

Kararı değerlendiren Mimarlar Odası  Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Bu karar, Kirmir Çayı kenarı ve vadisinin statüsünün değiştirilmesi alanın doğal ve ekolojik yapısını bozacak, koruma alanını olumsuz etkileyecek, alanı yapılaşma baskısı altına alacak, insan ve doğa arasındaki dengeli ilişkiyi bozacak nitelikte bir karardır. Kirmir Çayı Vadisi, Sakarya Havzası ve İnözü Vadisi'nin birbirinden bağımsız olmadığını ve bir bütün olarak ele alınıp korunması gerektiğini de defalarca dile getirdik. Aklın yolu bir, bilirkişiler de verdikleri raporda haklılığımızı gözler önüne serdi ve alanın korunmasının önemine işaret ederken, kararın iptal edilmesi gerektiğini dile getirdi. Kirmir Çayı ve çevresi zarar görmeden acilen bu kararın yürütmesi durdurulmalı ve takiben karar iptal edilmelidir” dedi.

 

Ankara'ya çok yakın mesafede biyoçeşitlilik barındıran sulak bir alandır

Bilirkişi raporunda yer alan ifadelere de dikkat çeken Candan, şunları söyledi:

“Bilirkişiler raporda, alanın mikrokilima ve biyoçeşitlilik  özelliklerine  dikkat çekerek, bilime kulak tıkayanlara ders vermiştir.  Raporda yer alan, ‘Davaya bahse konu alan İç Anadolu gibi kurak ve yanı kurak bir bölgede çok önemli bir su toplama ve iletim havzası olarak öne çıkmaktadır. Mikroklima özelliği göstermektedir. Vadi içinde yer yer küçük alanlarda ve vadi çevresinde tarım uygulamaları vardır. Çevresinde ve vadi içinde arkeolojik özellikleri olan eski yerleşim alanları söz konusudur. Kirmir Çayının menderes yaptığı Yeşilöz bölgesindeki vadi tabanında yapılan tarım uygulamaları çok önemlidir ve geliştirilmesi gerekir. Ankara'ya çok yakın bir mesafede ve farklı özellikleri olan ve biyoçeşitlilik barındıran sulak bir alandır. Dolayısı ile davaya bahse konu alanın birçok açıdan özel özellikler göstermektedir.  Bir vadi ekosistemi morfolojisi ve diğer bileşenleri ile çok sayıda birbiri ile ilişkili faktörlerle belirlenir. Bu tip ekosistemler ekolojik hassas bölge niteliği taşıdığından, vadi sistemini oluşturan tüm ekosistemin bütüncül olarak ele alınması, koruma alanı sınırlarının ekosistem yaklaşımı ile belirlenerek bu sınırlar içerisinde kalan tüm alanın ‘Kesin Korunacak Hassas Alanlar’ statüsünde değerlendirilmesi gereklidir’ ifadeleri alanın biricikliğini ortaya koymaktadır.

Bilirkişiler: Statü değişikliği yapılaşma baskısına neden olur, su kaynakları kirlenir, yaban hayatı zarar görür ve habitat parçalanır

Candan, raporda statü değişikliğinin alanda yaratacağı yapılaşma baskısına da değinildiğini belirtti.

Candan, şunları kaydetti:

“Raporda, ‘Alanın güncel andropojenik etkilerden uzak tutulması için her türlü motorlu araç giriş- çıkışına kapalı olması ve sadece acil durumlarda ve koşullarda itfaiye, ambulans ve güvenlik araçlarına serbest olması gerekir. Avrupa ve batı ülkelerinde bu tür jeolojik, morfolojik, hidrolojik, hidrojeolojik, arkeolojik alanlara hatta doğal ve yapay göl-baraj alanlarına giriş yapmak için en azından bir km gerisinde araç park alanlarında, taşıtlar bırakılarak, insanlar sırt çantalarını alarak söz konusu alana yaya olarak giriş yaparlar ve tüm alan boyunca andropojenik etkileri bırakmaksızın ziyaretlerini yaparak dönerler, Güdül gibi bir ilçeye birkaç yüz metre mesafe yakınlığındaki koruma alanını kollamanın ve korumanın başka etkili bir yolu olamaz, aksi takdirde önlemler gevşetilirse tüm vadi Çay civarında yapılaşma tehlikesi ciddi biçimde ortaya çıkabilir ve bu durum antropojenik etkiyi maksimum duruma getirir ve söz konusu alan yıllar içinde tüm değerleri ile birlikte yok olma ve tüm önem ve özelliğini yitirme hususları nedeniyle, statü değişimi ile gerçekleşecek arazi kullanımı ve arazi örtüsü değişimi  faaliyetleri su kaynaklarını kirletecek ve bunun olumsuz etkileri gözlenecektir. Arazi bozunumu kaynaklı yaban hayatın değiştirilmesi, yakın çevredeki mevcut baskıların halihazırda tehdit edici unsurlardır. Bu unsurlara ilave unsurların bölgede oluşmasının istenmeyen bir tablodur. İki doğal sit alanının bağlantı bölgesindeki olası çevresel baskılardan etkilenme potansiyeli ve habitat bölünmesine neden olacaktır’ denilerek, statü değişikliğinin Kirmir Çayı ve çevresinin katledilmesi anlamına geldiği gözler önüne serilmiştir”


Toplam Görüntülenme : 15603
Kategori Haberleri

Beytepe’de yüksek yapılaşmaya yargı dur dedi
Beytepe Mahallesi’ndeki yüksek yoğunluklu yapılaşmaya yargı dur dedi. Ankara 13. İdare Mahkemesi,  Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin alana ilişkin olarak açtığı davada, kamu yararına aykırılığı nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, Beytepe Mahallesi’nde yüksek yoğunluk yapılaşma için 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’nda değişiklik öngören meclis kararını iptal etti.
25 Mayıs 2016
“İklimi değil, sistemi değiştir”
22 Nisan tarihinde Türkiye Tarafından imzalanan  Paris İklim Antlaşması'nı masaya yatıran Mimarlar Odası Ankara Şubesi " Yalan Rüzgârı: Paris İklim Anlaşması ve Türkiye'nin Siyasetsizliği " konulu sunum düzenlendi.
12 Mayıs 2016
İdeal kent değil, sermaye kenti
Başbakanlık Tanıtma Fonu ve ASİAD (Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği) iş birliği ile düzenlenecek olan Uluslararası İdeal Kentler Zirvesini de takibe alan  Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “Bunun adı aslında ideal kentler değil, sermayeye hizmet edecek kentler zirvesi olabilir. Bu zirvede Ankara’nın Başkent kimliğini ortadan kaldıracak, neoliberalizmin, sermayenin hizmetine sunacak bir yoğunlaşma öngörülecek.  Hiç bir kent sermayenin pazar alanı değildir” değerlendirmesini yaptı.
11 Mayıs 2016
Mania hattının kaldırılması açıklamasına mimarlardan sert tepki
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “Mania hattı yapılan görüşmeler sonucunda Etimesgut ve Yenimahalle bölgelerinde kaldırıldı. 
10 Mayıs 2016

<<< <
96 97 98 99 100 101 102 103 104 105
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiş.
Yorum için giriş yapınız!