Sobe Gazetesi 2024 - Mimarlığın Sosyal Forumu Yerel Yönetimlere damga vuracak

Mimarlığın Sosyal Forumu Yerel Yönetimlere damga vuracak

Mimarlar Odası Ankara Şubesi ikincisini düzenlediği Mimarlığın Sosyal Forumu(MSF) ile yerel yönetimlerde katılım deneyimi, yerel ve dünyadan örneklerle tartışacak. MSF 21-23 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek. Oda yöneticileri MSF etkinliklerine, atölyelerine katılmaları için tüm Belediye başkanları aday adaylarına, Belediye Meclisi aday adaylarına v çağrı yaptı.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan: “Mimarlığın Sosyal Forumu-2 yerel yönetim sürecinde önemli. Uluslararası bir etkinlik olarak teması, Toplumsal Belediyecilik: Katılım I Deneyim I Direniş olarak belirlendi. Uluslararası deneyimlerde toplumsal belediyeciliği bizimle paylaşacak konuklarımız olacak. Ülke ölçeğinde de Erol Köse, Fikri Sönmez, Vedat Dalokay, Ahmet İsvan, deneyimleri ile birlikte güncel uygulamalarda tartışılacak paylaşılacak. Mimarlığın Sosyal Forumu kapsamında, direniş temalı atölyeler çalışmaya devam edecek. Mimarlığın Sosyal Forumunu Yerel yönetim seçimlerine doğru, Gezi direnişi ile birlikte yeni bir yerel yönetim sürecini işaret edecektir. MSF’yi İlk olarak yürüyüşle başlatacağız ve şenlik havasında gerçekleştireceğiz.” Şeklinde konuştu.

Mimarlar hasar tespit raporu hazırlıyor

Aynı zamanda Mimarlığın sosyal Forumu hazırlıklarını da yürüten Mimarlar Odası Ankara Şube Genel Sekreteri Tezcan Karakuş Candan Ankara’ya dair hasar tespiti dosyası hazırladıklarını söyledi. Candan: “ Kent, mimarlık ve mekânsal düzenleme doğrudan meslek alanımız. Tüm bu alanları kesen yerel yönetimler seçimleri çalışmalarımızın merkezine oturmuştur. Yaşanabilir sağlıklı kentler için mücadele ediyoruz. Projeler üretiyoruz, katılım modelleri oluşturuyoruz. Bu mücadele ettiğimiz alanlarda karşımıza önce yerel yönetimler çıkıyor. Mimarlar Odası da her yerel yönetim sürecinde aktif bir aktör olarak sorumluluk üstleniyor. Daha iyi bir yerel yönetim, daha katılımcı bir yerel yönetim, kamu yararına insanları özgürleştiren mekânsal düzenlemeler ve sosyal projelerin oluşumunda toplumsal bir aktör olarak rol alıyoruz. Her yerel yönetim seçimlerinde, Büyükşehir belediyesine dair hasar tespiti raporu hazırlıyoruz. Yerel yöneticilerin uygulamalarını olumlayan, eleştiren ve değerlendiren karne veriyoruz. Melih Gökçek’in Ankara kentine kaybettirdikleri üzerine hasar tespiti çalışmalarımızı başlattık. Yakın zamanda kamuoyu ile paylaşacağız.” Dedi.

Yerel Yönetimlerde dünya deneyimleri Ankara’da

Gezi süreci ile yerel yönetimlere dikkat çeken Candan: “Mimarlığın Sosyal Forumunda Türkiye’de çok nadir olsa bile örnek belediyeciliği hatırlatacağız. Uluslararası arenada Brezilyalı konuğumuz Edesio Fernandez, katılımcı belediyecilik uygulayan Latin Amerika deneyimlerini Ankaralılarla paylaşacak. Gezi sürecindeki katılım talebi, sadece hükümete değil, diğer tüm kesimlere yerel yönetimlerde tepkiydi. Yerel yönetimlerde halkın katılımını sağlayacak sahici organizmalar yoktur. Kent konseyleri bunun bir aracı olarak görülse bile Kent konseyleri sahici bir organizma olarak görev yapamamıştır. Gezi direnişi ile halkın sürece katılım talebi, yerel yönetim sürecinde yeni bir dönemi başlatmıştır.. Halkın doğrudan katılımını planlamayan, sahici yöntemlerini bulamayan, halkla iç içe olamayan, halktan biri olamayan belediye başkanlarının bu süreçte başarılı olacağını düşünmüyoruz. Gezi direnişi ile birlikte tüm yerel yönetimler katılım modeli konusunda sınıfta kalmıştır. Hızlı hareket edip direniş sürecinde çıkan katılım modellerini fiziksel düzenlemeye dönüştürecek düzenlemeler dahi yapılamamıştır. Parklarda direniş ile birlikte forumlar oldu. Belediyeler buralara dair halkın isteğini karşılayacak pratik çözümler geliştirememiştir. Yerel yönetimler yerel iktidarlardır, direniş ile birlikte hızlı hareket eden talepleri karşılayacak, pratik çözümler üretecek, direniş belediyeciliğine ihtiyaç ortaya çıkmıştır.” Şeklinde konuştu.

21 Kasım’da başlayacak, 23 Kasım’da sonlanacak Mimarlığın Sosyal Forumu tüm bunları masaya yatırarak, direniş sonrası belediyecilikte, katılım, kamusal lanlar, planlamalar, mekansal düzenlemeler, kültürel miras nasıl şekillenecek bunları tartışarak öneriler açığa çıkartacaktır. diyen. Candan: “ katılımcı bir modelle yerel yönetimlerin nasıl olmasına dair altı atölyemiz çalışma yürütecek. Belediye Başkan aday adayları Oda’yı ziyaret ederek, Meslek Odası olarak fikrimizi, Ankara’ya ne yapılması gerektiğini soruyorlar. Tüm belediye başkan aday adaylığına başvuran adayları ve meclis üyesi adaylarına çağrımız atölyelere kayıt yaptırarak deneyimleri önerileri , mimarlık kültürünün zengin deneyimlerini paylaşsınlar. Atölyeler sadece mimarlar ve mimarlık öğrencilerinden oluşmayacak. halkın katılımıyla yapılacak. Atölye çalışmalarına katılmaya halkı dinlemeye, fikirlerini söylemeye 21-23 Kasım’da gerçekleşecek atölyelerde herkesi görev almaya davet ediyoruz.” Şeklinde konuştu.

Belediye meclis üyelerinin de Belediye Başkanları kadar önemli olduğunu vurgulayan Candan: “ Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, Proje odaklı bile olsa yerel yöneticilere öneriler sunup hayata geçiriyoruz. Ulucanlar Cezaevi örneğinde olduğu gibi. Katılımcı modelleri destekliyoruz Saraçoğlu mahallesini örneklendirebiliriz. Mamak Cezaevi içinde yerel yönetimleri ve merkezi yönetimleri harekete geçirecek bir süreci koordine ediyoruz. Kent bilinci ve kent farkındalığı için çocuklarla okullarda çalışma yapıyoruz. Bütünşehir yasasının etkisiyle yerel yönetimler neredeyse yerel kavramını yitirmeye başladı. Merkezi yönetimin belirlediği, planlama sürecini sürdüren yapılar olmaya başladı. Bunlara Belediye Başkanlarının her şeyi ben bilirim tarzları ve belediye meclislerinin kent kültüründen uzak kararları kentteki tüm yaşam alanlarını farklılaştırdı. Belediye meclis üyeleri kent konusunda duyarlı insanlardan oluşmalı. Partilerin meclis üyelerine baktığımızda, teknik, sosyal, kültürel olarak bir kent yönetimi sürecinde etkin değiller, emsal kararlarda, plan tadilatlarında kamu yararını içermeyen kararlara imza atıyorlar.”

Toplam Görüntülenme : 88107