Sobe Gazetesi 2024 - TMMOB 3. Kadın Kurultayı Sonuç bildirgesi yayımlandı
GÜNCELKENTPOLİTİK GÜNDEMKÜLTÜR SANATBASINDANYAZARLARSOBEDENSOBELEDİKLERİMİZRÖPORTAJLARGEZENTİYUMURTALAR
Ara
TMMOB 3. Kadın Kurultayı Sonuç bildirgesi yayımlandı

 

TMMOB 3. Kadın Kurultayı Sonuç bildirgesi yayımlandı.

TMMOB 3. Kadın Kurultayı 16-17 Kasım tarihleri arasında Ä°nÅŸaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk salonunda gerçekleÅŸtirilmiÅŸti.  Kurultayın ardından sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgeye göre:

 

 

 

TMMOB 3. KADIN KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

Mühendis, mimar ve ÅŸehir plancısı kadınların sorunlarını dile getirerek bunlara yönelik çözüm önerileri sunmayı amaçlayan ve TMMOB 42. Dönem OlaÄŸan Genel Kurulu‘nca yapılması karar altına alınan TMMOB 3. Kadın Kurultayı Ankara‘da 16-17 Kasım 2013 tarihinde Ä°MO Teoman Öztürk Toplantı Salonu‘nda gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Kurultaya mimar, mühendis, ÅŸehir plancıları olmak üzere toplam 276 kadın delege ile kadın örgütlerinden ve çeÅŸitli kurumlardan 32 konuk katılmıştır.

Kurultayımızda; Tarihsel GeliÅŸim Sürecinde Kadın Hakları, Türkiye‘de Kadın Politikaları-Gericilik ve Piyasacılık Sarmalında Kadınlar, Kadına Yönelik Åžiddet, Nedenleri ve Sonuçları, TMMOB‘de Kadın Örgütlenmesi, Gezi Sürecinde Kadın konu baÅŸlıkları altında 5 oturum gerçekleÅŸtirilmiÅŸ, yerel çalıştaylarda kabul edilen önergeler deÄŸerlendirilmiÅŸtir.

Bugün TMMOB‘nin 423.000‘i aÅŸan toplam üye sayısının % 20‘si kadınlardan oluÅŸmaktadır. 3. Kadın Kurultayımızda, GeniÅŸletilmiÅŸ Kadın Çalışma Grubunun oluÅŸturulması kararı ile iki yılda bir yapılan Kadın Kurultayına ek olarak Kadın Sempozyumu yapma kararı alınarak kadın örgütlülüğünü ileriye taşıma ve TMMOB‘de kadınların örgüt içindeki temsiliyetinin artırılması yolunda önemli adımlar atılmıştır.

Ne yazık ki; iki yıl önce düzenlediğimiz kurultaydan bu yana konuştuğumuz konularda iyileşme yerine daha da geriye gidilmiştir. Siyasi iktidar, kadını sadece aile içinde tanımlayarak, "emeğin yeniden üretimi" alanını -tüm bakım hizmetleri de dahil- sosyal devleti tasfiye edip kadın üzerinden yapılandırarak, ucuz ve güvencesiz emek ordusunu kadın emeği üzerinden genişletmek adına kapitalizmin kadın ile ihtiyaca bağlı olarak "ucuz emek - kutsanmış annelik" arasında kurduğu ikiyüzlü söylemi düstur edinmiştir. Kadınlara kaç çocuk doğurması gerektiği dahi dikte edilerek, sermayenin ucuz ve güvencesiz işgücü ihtiyacının gelecekte de karşılanması garanti altına alınmaya çalışılmaktadır.

Yasal hiçbir düzenleme olmamasına raÄŸmen BaÅŸbakanın "Her kürtaj Uludere‘dir" sözüyle, istenmeyen gebelik tahliyesi fiilen imkânsız hale getirilmiÅŸtir. DoÄŸum kontrol araçlarına parasız eriÅŸim kısıtlanarak, kadın cinayetlerinin de artmasına neden olacak ÅŸekilde gebe kadınlar takibe alınıp, kürtaj hakkı gasp edilmiÅŸtir.

Hukuksuzluğun "hukuk" haline getirildiği bu dönemde, açıkça "kadın erkek eşit değildir" demekte sakınca görmeyen, hamile kadınların sokağa çıkmasını gayri ahlaki bulan siyasi iktidar, "kızlı erkekli aynı merdiveni kullanıyorlar, aynı evlerde kalıyorlar" gibi söylemleriyle toplumda kadın düşmanlığını körüklemekte ve özel yaşamlara gerici müdahaleleri giderek artırmaktadır.

Kadını birey olarak görmek istemeyen siyasi iktidar, "uzlaÅŸma süreci" aldatmacasıyla erkek egemen toplumumuzda gerçekte gerek aile gerekse toplumsal baskı ile "kadının boyun eÄŸme, zorla razı olma" sürecine dönüşeceÄŸi açık olan, Medeni Kanun‘un kadına saÄŸladığı genel koruma iÅŸlevini etkisiz hale getiren "gizlilik" içinde yürütülen "arabuluculuk" sürecini de yasallaÅŸtırmıştır.

TMMOB, cemaat ve tarikat hegemonyasının giderek güçlendiÄŸi Türkiye‘de, topluma bir model olarak dayatılan, kadının kimliÄŸini yok eden, evine kapanmaya zorlayan, aile içine hapseden ve kadın bedenini namus kavramının odağına koyan anlayışı/ yaÅŸam biçimini reddetmektedir.

Kadının sosyal statüsü, eÄŸitim ve istihdamı açısından ülkemiz ne yazık ki 3. Dünya ülkeleri arasında yer almaktadır. Ãœlkemizde kadınların eÄŸitim, istihdam ve sosyal yaÅŸama katılım oranları ve bu oranlarda son yıllarda görülen düşüş bunun en açık göstergesidir. 2012 TÜİK rakamlarına göre kadınların iÅŸ gücüne katılımı %30 civarlarındadır. Kadınların iÅŸ gücüne katılımı pek çok geliÅŸmiÅŸ ülkeye göre çok düşük olduÄŸu gibi eleman çıkarılması gerektiÄŸinde ilk gözden çıkarılan çalışanlar da kadınlar olmaktadır. Hükümetin hazırlamakta olduÄŸu Ulusal Ä°stihdam Stratejisi Taslağı, iÅŸverenlerin üzerindeki yükümlülükleri azaltarak ve iÅŸgücü piyasasını esnekleÅŸtirerek emeÄŸin kazanılmış haklarını kısıtlamaya yönelik, sınıfsal bir politik dönüşümün göstergesidir.  

Kadının "analık hali"ne ilişkin koruyucu düzenlemeler, kadının çalışma özgürlüğünün kısıtlanmamasını, işgücü piyasasından dışlanmamasını, gebelik ve doğum nedeniyle ayrıldığı çalışma hayatına yeniden ve hak kaybına uğramaksızın koşulsuz olarak dönmesini sağlamalıdır. Oysaki kapalı kapılar arkasında "Nüfus ve Aile Politikaları Mevzuat Çalışmaları" adıyla hazırlanmakta olan kadın istihdamı paketinde sözü edilen düzenlemelerle; kadının çalışma hakkı, örgütlenme hakkı kısıtlanmakta; esnek, güvencesiz ve örgütsüz çalışma düzeni dizayn edilmekte; kadının evi işyeri, evin ve çocuğun bakımı ise kadının işi haline getirilmek istenmektedir. Sözde iyileştirici yönde yapılmış gibi görünen bu düzenlemeler kadının iş yaşamına katılmasına engel olan temel sorunları çözmekten uzaktır.

TMMOB kadın emeğine yönelik esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri gibi eşitsizliğin önünü açmayı hedefleyen saldırılara karşı emek örgütleri ile birlikte mücadele eder, toplumsal muhalefeti güçlendirebilmek için üyelerini bu konuda bilgilendirerek eylem ve etkinlikler düzenler.

TMMOB, kadını görmezden gelen, kadının kişiliğini yok sayan, bakanlığın adından bile "kadın"ı çıkaran bu siyasi anlayışa karşı mücadele eder ve ülkemizdeki kadın örgütlerinin yürüttüğü aktif mücadeleyi destekler.

Kadına dönük her türden ayrımcılık ve şiddet ortamını temellendiren nedenler savaş durumlarında güçlenir. Eril kavramlar olan militarizm, ırkçılık ve milliyetçiliğin kendini var ettiği ekonomik ve siyasal temel, kadın düşmanlığını üretir ve besler. Kadınlar savaşın yarattığı yıkımlardan ve baskılardan daha fazla etkilenmektedirler. TMMOB, kadınların eşitlik temelinde yaşayabilecekleri bir ortamın sağlanması için Kürt sorununun demokratik çözümü, anadilde eğitim ve bölgede yıllarca devam eden savaş ortamının barışa dönüşmesi için hareket eden demokratik kitle örgütleri, kurum, kuruluş ve diğer emek ve meslek örgütleriyle birlikte mücadele eder.

EmeÄŸin, hakların korunması, yaÅŸam standartlarının geniÅŸletilmesi ve insanca bir yaÅŸam, tüm emekçilerin ortak talebidir. Kapitalizmin cinsiyet ayrımını derinleÅŸtirerek sömürdüğü emekçilerin bu saldırıya ortaklaÅŸa yanıt vermeleri kaçınılmazdır. Kadınların, örgütlü emek muhalefetinin asli unsuru olarak, TMMOB örgütlülüğü içerisinden baÅŸlamak üzere toplumsal muhalefetin tüm katmanlarında temsil ve teÅŸvik edilmesi son derece önemlidir. Kadın mücadelesi, güçlü toplumsal ve sınıfsal temellere dayanmalı ve "toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸi"  bakış açısını yansıtmalıdır.

"Özgür, çağdaş, demokratik, sosyal, eşitlikçi ve barış içinde" bir Türkiye için, seçim sistemi "temsilde adalet" ilkesi çerçevesinde düzenlenmeli, Seçim Yasası değiştirilmeli, seçimlere katılan partilerin aldıkları oy oranında temsili sağlamalı, baraj uygulaması kaldırılmalı, %50 kadın kotası uygulanmalıdır.

TMMOB ve baÄŸlı Odaları; toplumdan soyutlanmış seçkin mühendis ve mimarların örgütü deÄŸildir. TMMOB ve Odalarının, toplumun içinde yer alan, onun bir parçası olarak toplumla etkileÅŸim içinde bulunan, kamu yararı temelindeki mücadelesi nedeniyle 30 yıldır uygulanmamış, 12 Eylül darbecilerinin kararnamelerini uygulamaya sokarak TMMOB‘yi bakanlıkların vesayeti altına almak isteyen hukuk dışı AKP uygulamalarına karşı, halktan ve eÅŸitlikten yana duruÅŸundan ödün vermeyen TMMOB‘nin kadın üyeleri olarak, gericiliÄŸe ve faÅŸizme karşı her türlü mücadeleye devam edeceÄŸimizi bir kez daha söylüyoruz.

Meslek Odaları, meslek ortamının ve demokrasinin olmazsa olmaz güvenceleridir. Onlara sahip çıkmak, yaşamımıza ve geleceğimize sahip çıkmak demektir...

TMMOB 3. Kadın Kurultayı delegeleri olarak bizler diyoruz ki:

Son yıllarda kadın haklarına yönelik yürütülen sistematik saldırılara karşı mücadelemiz, kadının var olma mücadelesidir.

Erkek egemen, salt sermayenin çıkarlarına hizmet eden cinsiyet ayrımcılığı çözülmeden özgür ve eşit bir toplumun yaratılması mümkün değildir.

GericiliÄŸin kadın özgürlüğüne bir tehdit olduÄŸu bilinciyle, kadını ret ve inkâr eden, kadını eÅŸit ve özgür bir insan olarak görmeyen her türlü ideolojiye karşıyız.

TMMOB kadın ve erkeğin eşit bir şekilde, yan yana yaşamın her alanını paylaşması ve omuz omuza mücadele etmesi gerektiğini savunmaya devam edecektir.

Biz kadınlar, kendi bedenleri üzerinden devam eden tüm dayatmacı ve baskıcı politikalara karşı toplumun tüm kesimleri ile birlikte sesimizi yükseltiyor ve diyoruz ki;

"Emeğimizden, kimliğimizden, bedenimizden elini çek!!"
Kürtaj haktır karar kadınlarındır!
Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var!
Yaşasın TMMOB, yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Kadınlar örgütlü, TMMOB daha güçlü!
Kadınlar Örgütlenmeye, Mücadeleye.....

TMMOB 3. KADIN KURULTAYI DELEGELERÄ°”


Toplam Görüntülenme : 84484
Kategori Haberleri

Yargı, kamu yararına ve hukuka aykırı Ballıkuyumcu plan değişikliğini iptal etti
Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin kamu yararını savunmak için verdiÄŸi hukuk mücadelesi kazanımlar elde etmeye devam ediyor.
22 Nisan 2022
Yargı EGO Lojmanları alanındaki rant ısrarına izin vermiyor
Daha önce de alana iliÅŸkin rant ısrarını yargıya taşıyan Mimarlar Odası Ankara Åžubesi,  süreci titizlilikle takip ederek ilk plan deÄŸiÅŸikliÄŸini açtığı dava sonucu iptal ettirmiÅŸti.
22 Nisan 2022
Birlik Parkı’nda mücadele devam ediyor, bir plan değişikliği daha iptal edildi
Ankara 8. Ä°dare Mahkemesi, Mimarlar Odası Ankara Åžubesi’nin açtığı dava sonucunda Birlik Parkı’nda park alanını daraltan, yoÄŸunluk artışına neden olan plan deÄŸiÅŸikliÄŸini iptal etti.
21 Nisan 2022
Yargı, Beypazarı’nda taş ocağı için doğa katliamı yapılmasına izin vermedi
Mimarlar Odası Ankara Åžubesi, Beypazarı DoÄŸanyurt Mahallesi’nde sosyal ve ekolojik dokuyu bozacak ve mera alanlarını ortadan kaldıracak olan Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi için ÇED gerekli deÄŸildir kararını yargıya taşımıştı.
07 Nisan 2022

<<< <
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
> >>>

Yorumlar
Yorum eklenmemiÅŸ.
Yorum için giriş yapınız!